17 Kasım 2013 Pazar

003 8 Aralık 2012 Salı 14:08 ŞİİR VE TÜRKÜ......................................Kanuni Sultan Süleyman (Muhibbî)

Kanuni Sultan Süleyman (Muhibbî)


"Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi" (Muhibbî)

Kanuni Sultan Süleyman’ı nasıl bilirsiniz ? Elbette en bilinen yönüyle “Muhteşem” dir o. 

46 yıl boyunca dünyanın en büyük imparatorluğunu yönetmiş, bunun on yılı aşkın bölümünü İstanbul'dan uzakta, seferlerde geçirmiş ve nihayet yine bir sefer esnasında vefat etmiş, ömrünü ekseriya at sırtında, karargâh otağında, yolda, muhasarada ve savaşta geçirmiştir.

Ama bu sürede, bir çok “Muhteşem” şiir de yazmıştır. Çünkü, sözü şiir biçiminde söylemeyi üstün tutmuştur. Doğunun bütün hükümdarları gibi kılıç kadar söz ile de üstün gelmek istemiştir.

Çevresindeki insanların kaç kırat söz söylediklerini anlamak istemiş, meclisinde zihinleri mest eden bade şiir olmuştur.

Şiir yazmıştır, çünkü şairleri himaye etmeyi Hz. Peygamber sünneti bilmiştir. Ve nihayet şiir yazmıştır, çünkü âşıktır. Muhteşem Süleyman üzülürken, severken, ağlarken de şiire sığınmıştır.

Şair adı Muhibbî’dir. Ve Muhibbî, Osmanlının yirmi altısı da şair hükümdarlarının en “Muhteşem” olanıdır.

İşte Muhteşem Süleymanın ölüm döşeğinde yazdığı “Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi” beytiyle başlayan o muhteşem gazeli.

"Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi
(Halkın gözünde iktidâr gibi, zenginlik gibi değerli bir şey yok. Halbuki şu cihânda bir nefes sıhhat gibi hiç mutluluk olamaz.)

Saltanat didükleri ancak cihân gavgasıdur / Olmaya baht ü saâdet dünyede vahdet gibi
(Saltanat dedikleri sadece bir dünyâ kavgasıdır. Bu kavga, gürültüden uzak yalnızlık gibi büyük saâdet ve baht açıklığı olamaz.)

Ko bu ayş ü işreti çünkim fenâdur âkıbet / Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâat gibi
(Bu eğlenceyi yeme içmeyi bırak, sonu kötüdür. Eğer ebedî bir sevgili istiyorsan ibâdetten ayrılma. )

Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded / Gelmeye bu şîşe-i çerh içre bir saât gibi
(Ömrün, kumlar sayısınca sınırsız ve hesapsız olsa bile, o, şu dünyâ içinde bir saât gibi geçip gider. )

Gel huzûr etmek dilersen ey Muhibbî fâriğ ol / Olmaya vahdet cihânda kûşe-i uzlet gibi "
(Ey Muhibbî, eğer huzûr içinde olmak istersen, ferâgat sâhibi ol, dünyâdan vazgeç. Yalnızlık köşesi gibi dünyâda huzûr olmaz.)
Muhibbî



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder