Str.3.1.1 Hedefleri (II)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından üçüncüsü; ‘AMAÇ.3-İYİ
İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamıza devam
ediyoruz. Geçen hafta, ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ şeklindeki stratejik
amacımız ve onun ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç
birliği yapma’ stratejisiyle ilgili 7 hedefle ilgili düşüncelerimizi
yazmıştık. Şimdi o hedeflerden diğer 7’sinin; ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ için 1, ‘08-SANAYİ” için 3 ve ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için de 3’ünün ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’
önerilerimizi
paylaşacağız. Bu vesileyle yine belirtmiş olalım ki; şayet vizyonumuzun temel
ayaklarından biri ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR
ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’ ise, onun ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir
kalkınmayı başarmak’ Stratejik Amacının olmazsa olmazı ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç
birliği yapma’ stratejisidir. O nedenle bu
istikamet üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL?
elbetteki bu stratejimizin
uygulanmasıyla gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize
dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden
sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Amaç ve güç birliği yapma’’ stratejisine uygun hareket ederse; var
olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi
başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse
neticede ‘İyi İnsanların Yaşanabilir Şehri Yeşil Susurluk’ vizyonuna
ulaşabilir.
Daha önceki aşamalarda ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ sektöründe;“ZY.03.3-Geleceğin Planlanmasına idari kadroların ve partilerin farklı
bakış açıları” gibi zayıf bir
yönümüzün olduğu ve orta vadede giderilmesi gerektiği öngörülmüştü. Yapılan
değerlendirme neticesinde bu zayıflığımızı telafi etmek üzere ‘HDF.3.1.1.01-Katılımcı bir yaklaşım benimsemek’ şeklinde de 1 hedef belirlenmişti. Kuşkusuz Geleceğin Planlanmasına idari kadroların ve
partilerin farklı bakış açıları bir zafiyet olarak bu tür süreçleri oldukça olumsuz etkiler. TOPLUM OLARAK HER MESELEYE DEVLET AĞIRLIKLI BAKIŞ AÇIMIZ SEBEBİYLE İDARİ KADROLARIN GELECEĞİN PLANLANMASINDA
DAHA ETKİN OLDUKLARINI DÜŞÜNÜR VE BEKLERİZ. Oysa o
idari kadroları belirleyen de siyaset ve politika yapanlar olduğu halde uygulamada
sıkıntılar çıkmaya
başlayınca da kimse başarısızlığı üstüne almaz.
NETİCEDE ÖYLE YA DA BÖYLE UN VARKEN, ŞEKER VARKEN BİR TÜRLÜ HELVA YAPILAMAZ. OYSA SAĞLIKLI
BİR PLANLAMA HER ŞEYDEN ÖNCE GELECEĞE YÖNELİK BİR DÜŞÜNME BİÇİMİ GEREKTİRİYOR. Bu açıdan Geleceğe yönelik düşünmeme stratejik
plan yaklaşımının önündeki en büyük
engellerden biri. Öte yandan belki KÂĞIT ÜZERİNDE PLAN YAPMAKTA GERÇEKTEN BAŞARILIYIZ. FAKAT İŞ UYGULAMAYA GELİNCE MAALESEF
SINIFTA KALIYORUZ. Elbette
ki bunun da birçok nedeni
var. Ancak; gerek siyasilerde, gerek alt düzeyde politika yapanlarda, gerek toplumda etkili sivil
toplum önderleri
ve idari kadrolarda, hatta tüm
toplumda geleceğe yönelik düşünmeme her
konuda iyileşmeye engel bir zayıflık. HÂLBUKİ RESMÎ KURUMLAR, STK’LAR VE SİYASİLER YÖRELERİNE GELECEK HER YATIRIM İÇİN ORTAK HAREKET ETMEK ZORUNDALAR. Neticede
her yatırım ilçemizin ve
gençlerin
geleceği demek oluyor. BUNUN İÇİN SORUMLULUK SAHİBİ HERKESİN GELECEĞE YÖNELİK DÜŞÜNEBİLİYOR OLMALARI, ORTAK BİR GELECEK VİZYONUNDA BULUŞUP ONU PAYLAŞIYOR
OLMALARI ŞART. Yoksa kısa görüşlü eski
alışkanlıklarla hareket edip, kısır çekişmelerle, politik tartışmalarla zaman tüketecek olurlarsa bundan en başta yine ilçemiz ve insanımız kaybetmiş olur. Gününü yaşayan,
okumayan, sorumluluğunun bilincinde olmayan, çıkarından başka şey düşünmeyen
insanlara zaten sözümüz yok. BÖYLE
OLUMSUZLUKLARA BAKARAK KARAMSAR OLMAMALI. SONUÇTA NE OLACAKSA OLACAK. Önemli olan muhtemel değişim ve gelişimi önceden görebilmek.
ÖNGÖREBİLİRSEK, PLANLAYABİLİRSEK VE STRATEJİK HAMLELERLE HEDEFLERİMİZE
İLERLEYEBİLİRSEK BAŞARILI OLABİLİRİZ. BUNUN İÇİN DE ANLAMAK, BENİMSEMEK, İNANMAK, DESTEKLEMEK VE KATKI
VERMEK GEREKİYOR. Neticede hem
geleceğin Planlanmasına idari kadroların ve partilerin farklı bakış açılarını gidermek, hem de geleceğe yönelik düşünmeme alışkanlığını aşmak istiyorsak çözüm; ‘Str.3.2.1-Sürekli değişim-dönüşüm ve gelişim’ stratejisini uygulamaktan geçiyor. Bunun için de: KATILIMCI BİR YAKLAŞIM BENİMSEMEK, Stratejik
plan ekibini de GELECEK ODAKLI DÜŞÜNEN–RESMİ/SİVİL-GÖNÜLLÜLERDEN BİR ÇEKİRDEK EKİP ŞEKLİNDE OLUŞTURMAKTAN BAŞKA ÇARE YOK.

Bu haftanın ikinci konusu ‘08-SANAYİ’ için de daha önce;’THD.08.1-İstanbul
sanayisinden ilçemize kayacak olanlar için seçme ve yönlendirme lüksümüzün
olmaması’ gibi bazı tehditlerin olabileceği varsayılmıştı. Sonuçta
stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu gibi tehditlere ‘Amaç ve
güç birliği yapma’ stratejimizle karşı durabileceğimiz
değerlendirilerek; ‘HDF.3.1.1.04-Susurluk
sanayimizi güçlendirme ve kalkınma davasında birlik ve beraberlikle yürümeyi
sağlamak’, “HDF.3.1.1.05-Yeni sanayi yatırımları için güçlü siyasi destekler
bulmak” ve “HDF.3.1.1.06-OSB konusunda
amaç ve güç birliği sağlamak’ şeklinde 3 hedef tespit edilmiş oldu. Bu meyanda gerçekten ‘‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ
YEŞİL SUSURLUK’’ arzu ediyorsak ve bu konuda “StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak” gibi bir stratejik amacımız varsa; EN ÖNCELİKLİ STRATEJİMİZ ELBETTE KI
‘STR.3.1.1-AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAK’ OLMALI. Çünkü her hayırlı ve zor
işin gereği bu. Meselâ komşu ilçeler Karacabey ve M.K.Pasa’nın sanayileşme ve yatırım çekmede her zaman bizden önde olduğu aşikâr. BU REKABETİ LEHİMİZE ÇEVİRMEK; OSB FIRSATININ İYİ
DEĞERLENDİRİLMESİ, SAHİPLENİLMESİ VE İHTİSASLAŞMIŞ BİR OLUŞUM İÇİN GÜÇLÜ SİYASİ DESTEK ALMAMIZA BAĞLI. Kuşkusuz SANAYİ
YATIRIMLARININ İLÇEMİZE YÖNELMESİ EKONOMİMİZİN GÜCÜNÜ ARTTIRMAMIZ DEMEK. ORTA VE UZUN
VADEDE BÖLGENİN ULUSAL PAZARLARIN DA ÖTESİNDE DIŞ DÜNYA İLE TİCARİ BAĞLANTI SAĞLAMASI DEMEK. Ancak bu
durum sahip olunan doğal, tarihi ve kültürel
değerler için
potansiyel bir tehdit aynı zamanda. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA BU! ÇÜNKÜ ÖZELLİKLE İSTANBUL GİBİ METROPOLLERDEN UZAKLAŞMAK İSTEYEN
SANAYİNİN BASKISI ALTINA GİRMEK ANLAMINA GELİYOR. Nihayetinde
burada önemli
doğal kaynaklar, verimli topraklar henüz sanayi girmemiş nispeten bakir alanlar var. DESANTRALİZASYONLA BERABER, MESELÂ YABANCI SERMAYENİN
BÖLGEDE YATIRIM YAPMASI DURUMUNDA; ÇEVRESEL DEĞERLERDEN KAYNAKLI SORUNLARLA
KARŞILAŞILABİLECEĞİMİZ İHTİMAL DAHİLİNDE. Bölgesel rekabet edebilirliğin güçlendirilmesi uğruna doğal ve kültürel
varlıkların tahribine göz
yumamayız. GELECEK
NESİLLER İÇİN BU RİSKİ KONTROL ALTINA ALABİLMEK, KALKINMA SIRASINDA İKAME EDİLEMEZ
DEĞERLERİN KORUNMASINI GÖZETMEK AYNI ZAMANDA ÇEVREYE DUYARLI SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KALKINMA İSTİYORSAK SÖZ KONUSU TEHDİDİN EKOLOJİK KALKINMA, İSTİHDAM VE REFAH
BAĞLAMINDA DENGELENMESİ ZORUNLU. Hiç kuşku yok ki ilçemizde de mekânsal gelişim, istihdam ve sürdürülebilir kalkınma konularında kontrollü bir gelişmeye
ihtiyacımız var. ÇÖZÜM; TAHRİP EDİCİ BİR DESANTRALİZASYONA KARŞI BÖLGENİN ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ İLE GÜVENCE ALTINA ALINMASINDA. Bu açıdan ilçemizde
bir tür kontrol
noktası şeklinde oluşacak karma OSB’nin bir an önce kurulması ve teşvik edilmesi stratejik önem taşıyor. BU DA
KOMŞU İLÇELERİN REKABETİ, İSTANBUL SANAYİSİNDEN İLÇEMİZE KAYACAK OLANLAR İÇİN SEÇME VE YÖNLENDİRME LÜKSÜMÜZÜN OLMAMASI YA DA ÇEVRESEL TAHRİBAT GİBİ ÖNGÖRÜLEBİLİR TEHDİTLERİN GÖĞÜSLENMESİ VE ORTA VADEDE FIRSATA ÇEVRİLEREK GÜÇLÜ YÖNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLMESİNE İMKÂN VEREBİLİR. Bir an için şöyle düşünelim SUSURLUK SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KALKINMAYI AMAÇLAMIŞ VE BUNUN İÇİN AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMIŞSA ÖNÜNDE KİM DURABİLİR? Bu hem mevcut zayıflıklarımızı güçlendirmek, hem de karşımıza çıkabilecek tehdit ve risklere karşı en etkili yol. Bu manada öncelikli hedefimiz; SUSURLUK SANAYİMİZİ GÜÇLENDİRME VE KALKINMA DAVASINDA BİRLİK VE
BERABERLİKLE YÜRÜMEYİ SAĞLAMAK olmalı. İkinci hedefimiz; YENİ SANAYİ YATIRIMLARI İÇİN GÜÇLÜ SİYASİ DESTEKLER BULMAK şart. Ama bu kez Susurluk ihtiyacı olan istihdamı sağlama,
rekabet gücü kazanma, seçici olabilme ve çevreyi korumak adına OSB KONUSUNDA AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ SAĞLAMAK HEDEFİYLE HAREKET ETMELİ VE ÖNÜNE GELEN BU KIYMETLİ FIRSATI
ISKALAMAMALI. Ancak her konuda olduğu gibi bu meselede de “sürdürülebilirlik” çok önemli tabi ki. TABİRİ CAİZSE “TÜRK GİBİ BAŞLAYIP ALMAN GİBİ DEVAM
ETMELİ, JAPON GİBİ BİTİREBİLMELİYİZ”. Nasrettin hocayı Timur’un karşısında yalnız bırakanlar sadece
kendilerine değil memleketlerine de kötülük ettiler. SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYI BAŞARMAK UZUN SOLUKLU
BİR YÜRÜYÜŞ. 100 METRE KOŞUSUNDAN BAHSETMİYORUZ,
BU BİR MARATON. YOLUMUZA GÜLLER DÖKÜLMÜŞ DE DEĞİL. ZAMANA, EMEĞE, GAYRETE,
İNANCA VE SABRA İHTİYAÇ GÖSTEREN DİKENLİ BİR YOL VAR ÖNÜMÜZDE. AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAYLA BAŞLAR AMA SÖZÜNÜN ERİ OLMAKLA, DAVA ADAMI OLMAKLA VE
OMUZ OMUZA YÜRÜMEKLE GERÇEKLEŞEBİLİR. Söz gelimi bugün OSB kuruldu deseler ertesi gün çarklar dönüyor olacak mı? Ne engeller, ne zorluklar ne sıkıntılar
yaşanacak? EN BAŞTA NİTELİKLİ ELEMAN İHTİYACINI KARŞILAMAYA HAZIR
MISINIZ? ADAM İHTİYACI OLANI DIŞARIDAN GETİRECEK, ONLARA KALACAK KONUTLARINIZ
VAR MI? ONLARI BAĞRINIZA BASABİLECEK MİSİNİZ? TİCARET ODASIYLA, İDARİ
YAPISIYLA, ESNAFIYLA, HALKIYLA SUSURLUK BÖYLE BİR SANAYİ AÇILIMINA HAZIR MI? 1954’de Şeker fabrikası inşaatı sürerken “Orda samanlık mı yapacaksınız?” diye alay edenler yine olmayacak mı sanıyorsunuz? Omuzunuza
vurup, dost görünerek “İyi güzel de Balıkesir OSB’leri boşken
sanayici neden buraya gelsin?” diyenler çıkmayacak mı karşımıza? SİYASETEN BİRİ ORAYA BİRİ BURAYA ÇEKMEYECEK Mİ? “ONLAR ZATEN ŞUCUYMUŞ, BUCUYMUŞ, ARAZİLERİ DE BUNLARA
PEŞKEŞ ÇEKMİŞLER!” İFTİRALARI ATILMAYACAK MI ORTAYA? İşte tam
da bu yüzden
stratejik plan önemli ve “Amaç ve güç birliği yapma’ stratejisi de çok gerekli. NE İSTEDİĞİMİZİ, NASIL OLACAĞINI, FIRSAT VE TEHDİTLERİ DİRAYET VE
FERASETLE ÇÖZÜMLEMEMİZ LAZIM. Bu işler kolay
değil. Amma ÖNCE NİYET, İNANÇ VE ÇABA GEREK. HAZIRLIKLARI ÖNCEDEN YAPILMALI. OTURDUĞUMUZ YERDEN KONUŞARAK HİÇ BİR
ŞEY ELDE EDEMEYİZ.

Bu haftanın üçüncü konusu,‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için daha önce;‘THD.09.3-Sularda
meydana gelen kirlenmeler” ile “THD.09.10-Hava,
toprak ve sularda meydana gelen kirlenmeler’ şeklinde orta vadede ciddi bazı tehditlerle karşı karşıya gelebileceğimiz
düşünülmüştü. Neticede Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu tehditlerden
‘Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma’ stratejimizle korunmak üzere;
“HDF.3.1.1.07-Hava, toprak
ve sularda meydana gelen kirlenmeye karşı ortak bir bilinçle hareket
etmek”,”HDF.3.1.1.08-Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinden etkin bir
şekilde yararlanmak” ve “HDF.3.1.1.09-Su kirliliğine karşı köylünün etkin
katılımını sağlayan sürdürülebilir havza yönetim planları yapmak ve uygulamak” şeklinde 3 hedef belirlenmişti. Şayet‘‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR
ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’ arzu ediyor ve ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ gibi bir
stratejik amaca ulaşmak istiyorsak; bu konudaki stratejimiz ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma’ olmalı. Meselâ
şöyle düşünelim; Sularda meydana gelen kirlenmeler geleceğimiz için bir tehdit mi, evet. Hatta hava, toprak ve
sularda meydana gelen kirlenmeler tarım ve hayvancılıkta da ciddi sorun mu, evet. KITLIĞIN VE AÇLIĞIN DÜNYAYI TEHDİT ETTİĞİ 21. YÜZYILDA, EN ÖNEMLİ STRATEJİK KAYNAKLAR; TOPRAK VE SU KAYNAKLARI DEĞİL
Mİ, EVET. Ancak ne yazık ki
tarımsal kirleticiler, sanayi atıkları ve evsel atıkların yanı sıra su
kullanımındaki plansızlık ve aşırılık, mevcut olanı korumaya ve ekosistemin sürdürülebilirliğine dönük çözümleri
zorlaştırıyor. 2030
YILINDA TÜRKİYE’NİN SU KITLIĞI YASAYAN BİR ÜLKE DURUMUNA GELMESİ MUHTEMEL. OYSA TARIMSAL ÜRETİMİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ HER ŞEYDEN ÖNCE TOPRAK VE SU KAYNAKLARININ KİRLENMEMESİNE BAĞLI. Toprak ve
su kirliliği, hangi tarımsal politika uygulanırsa uygulansın tarımsal üretimin, bırakın ilerlemesini günümüzdeki düzeyini
bile koruyamayarak, gerilemesine neden olabilir. KİRLİLİK BU ŞEKİLDE DEVAM EDERSE ÜRETEMEME SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALINACAĞI GİBİ BESİN GÜVENLİĞİMİZ DE TEHDİT ALTINDA. Kuşkusuz
bugün için oldukça verimli
ve sulanabilir topraklara sahibiz. Ancak Yanlış sulama ve gübre kullanımı tekniklerinden dolayı toprakta tuzlanma
riski de büyüyor. BÖLGEMİZ ŞU ANA KADAR YOĞUN BİR SANAYİLEŞME GÖRMEDİ. DOĞAL OLARAK HAVA, TOPRAK VE SULARDA MEYDANA GELEN
KİRLENME HENÜZ ALARM SEVİYESİNDE DEĞİL. ANCAK, İLÇEMİZİN İÇİNDEN GEÇEN SUSURLUK DERESİNDE VE DİĞER SU KAYNAKLARIMIZDA GÖZLE GÖRÜLÜR KİRLENMELER VAR. En güçlü yanlarımızdan biri olan sulanabilir arazi
varlığımız kirliliğin artması ölçüsünde
olumsuz etkilenecek. BU
SEBEPLE KONUNUN GİDEREK ARTAN BİR SORUN OLARAK GÜNDEMİMİZDE YER ALMASINDAN DAHA TABİİ BİR ŞEY OLAMAZ. Peki, o
halde Susurluk sürdürülebilir
bir kalkınmayı amaçlar ve
bunun için güç birliği yaparsa netice
alamaz mı? Alır, hem de pekâlâ da başarılı olur. Kaldı ki bu hem mevcut zayıflıklarımızı
güçlendirmek
hem de karşımıza çıkabilecek
tehdit ve risklere karşı da en etkili yol. Bu manada öncelikli istikamet; HAVA, TOPRAK VE SULARDA MEYDANA GELEN
KİRLENMEYE KARŞI ORTAK BİR BİLİNÇLE HAREKET ETMEK olmalı.
İkinci olarak; TOPRAK KİRLİLİĞİNİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİNDEN ETKİN BİR ŞEKİLDE YARARLANMAK da bir manivela olarak önümüzde durmalı. BU YÖNETMELİKTEN HABERDAR OLMALIYIZ, ÇÜNKÜ BU YÖNETMELİK 2005’TEN BERİ YÜRÜRLÜKTE VE İÇERİĞİNDE BİZE YARDIMCI OLACAK HÜKÜMLER VAR. Öte yandan bu günkü yasalarla kurumlar, havzada kendi alanlarında,
birbirlerinden ayrı ve halktan uzak bir şekilde iyileştirme amaçlı çeşitli çalışmalar yapmaktalar. Bu durumda KAYNAK YÖNETİMİ HAVZA BAZLI BİR BÜTÜNLÜK İÇİNDE YÜRÜTÜLEMİYOR. KÖYLÜNÜN KATILIMI SAĞLANMADIĞI İÇİN DE YATIRIMLARDA KAYNAK İSRAFI OLUYOR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR HAVZA YÖNETİMİNE GEÇİLEMİYOR. HÂLBUKİ HAVZA YÖNETİMİNDE HER HÂLÜKÂRDA KATILIMCILIK MUTLAKA SAĞLANMALI. Su
kaynaklarının korunması için
zabıta, su polisi gibi önlemler
ancak şekilsel bir koruma sağlar. GERÇEK ANLAMDA HAVZANIN KORUNMASI ANCAK SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVZA YÖNETİM PLANLARI YAPILMASI VE KATILIMCI BİR UYGULAMA İLE MÜMKÜN. Bu itibarla SU
KİRLİLİĞİNE KARŞI KÖYLÜNÜN ETKİN KATILIMINI SAĞLAYAN SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVZA YÖNETİM PLANLARI YAPMAK VE UYGULAMAK gibi
ideal bir hedefe daha ihtiyacımız var. Bu konuda çalışan Tarım ve Orman
Bakanlığını bölgemize yönlendirmek ise ancak Susurluk siyasetinin etkin amaç ve
güç birliği sayesinde olabilir.
Stratejik Plan yapılabilirse, 2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin
geleceği için ‘Sürdürülebilir
kalkınmayı başarmak’’ anlamında
yapacak çok şey var. Ancak bunun için geçmişten gelen değerlerimizi unutmamak
gerekiyor. Meselâ bir ‘Önce
Vatan’ şehri olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. ‘DEĞ.4-Yardımseverlik’
meziyetlerimiz de öyle. Ayrıca içerde ve
dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ımız var.
‘Amaç ve güç birliği yapma’’
konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Sahiplenilmesi gereken ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu
alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR
ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK için ‘DEĞ.9-Ulaşım
ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi
gereken avantajlar. ‘DEĞ.11-Bozulmamış
doğal çevre’miz ise bizden sonraki nesillere aktaracağımız bir emanet
durumunda. Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir
yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor.
Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin gerektirdiği
duruma göre bazen Ticaret
ve Sanayi Odası Borsa(TSOB), Kaymakamlık (K), İlçe Tarım
Müdürlüğü (İTM) ve Ziraat Odası (ZO) liderlik
etmesi gerekebilir. Onlara da yerine göre Köy Muhtarları (KM), Belediye (B) ve Siyasi Partiler (SP), Kent Konseyi (KK) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları(STK) destek
verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Kalkınma
Bakanlığı (KB), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (STB), Tarım Orman Bakanlığı
(TOB), Çevre ve Şehircilik Bakanlığından(ÇŞB) yardım
almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar
Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında
yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünden (DSİ) de yararlanılabilmeli. Ancak bütün
bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği,
Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet,
İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte
başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda.
yyalcin3@gmail.com