Ez-Zâhir/Nuh Sûresi
Bugün üç ayların 77, ramazanın 18.ncü günü.
Ramazan ayının ilk on günlük "Rahmet" günlerinden
sonra ikinci on günlük "Bağışlanma" günlerinin de
bitmesine sadece iki gün kaldı.
Corona günlerinin de 414.ncüsünü geride bıraktık. Rabbim
bu aydan arınmış ve hastalıktan korunmuş olarak çıkabilmeyi nasip etsin.
Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların
başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir “esma”yı
anma geleneğini ve Kur'an kaynaklı "dua ve zikir"leri öğrenme
gayretimize devam edelim.
Bugün sırada Esma ül Hüsna’nın yetmişyedincisi “Ez-Zâhir" var.
Ayrıca içinde Nuh
(as) ın yaptığı bir dua bulunan Kur'an ı Kerimin "Nuh sûresi" ile
ilerliyoruz.
EZ-ZÂHİR: الظاهر Sözlükte “ortaya çıkmak,
belirgin olmak; üstün olmak, galip gelmek; yardım etmek” anlamlarındaki zuhûr
kökünden türeyen zâhir, terim olarak “varlığını ve birliğini belgeleyen birçok
delilin bulunması açısından belirgin olan” mânasında kullanılmış
[1].
Zâhir ismi bir âyette
(el-Hadîd 57/3) “zâtı ve mahiyeti bakımından gizli olan” anlamındaki “bâtın”
ismiyle birlikte geçiyor, “muttali kılmak; galip getirmek” mânalarına gelen
“izhâr” kavramı da Allah’a nisbet ediliyor [2].
Zâhir Tirmizî ile İbn Mâce’nin
esmâ-i hüsnâ listelerinde yer almış [3],
izhar kavramı çeşitli hadis rivayetlerinde de zât-ı ilâhiyyeye izâfe edilmiş [4]. [5]
'O' varlığı sayısız delillerle açık olan,
Her şeyde görünen, Varlığı ve birliği açık ve âşikâr
olan, yaratmış olduğu varlıklar ile varlığı açıkca görünen" demek.
NÛH SÛRESI: سُورَةُ نُوحٍ Kur'an ı Kerim'in hem mushaf hem de nüzûl sırasına göre 71. Sûresi. Nahl sûresinden sonra, İbrâhim sûresinden önce Mekke’de 28 âyet olarak inmiş. Sûrede başlıca, Nûh peygamberin mücadeleleri ve Nûh Tufanı konu ediliyor. Bu yüzden sûre, adını konusundan almış. Mekkî sûrelerin özelliklerini taşıyan Nûh sûresinde iman esaslarıyla birlikte Hz. Nûh’un peygamberliği, inkârcılara karşı verdiği mücadele ve tûfan konuları ele alınmakta.
Surede Nûh'un daveti ve çabasına
karşılık inkarcıların taşkınlıkları sonucu; 25. ayette "Onlar günahları sebebiyle suda
boğuldular, ardından da ateşe sokuldular. Kendilerine Allah’tan başka
yardımcılar da bulamadılar" şeklinde karşılaştıkları acı son açıklanıyor.
Surenin devam eden ayetlerinde
onlar hakkında Nûh'un Rabbine şikayetlerini de öğreniyoruz: "Nûh
dedi ki: “Ey Rabb’im! Yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!”(26) "
“Eğer sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar ve sadece ahlâksız ve çok nankör evlât
doğurup yetiştirirler."(27)
Son olarak Nûh kendisi ve müminler için aşağıdaki duayı yapıyor ve sûre de burada sona eriyor.
NUH (as) IN DUASI:
Nuh Sûresi: 28. Âyet:
Bismillâhirrahmânirrahîm, "Rabbigfirlî veli-vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil-mu’minîne vel-mu’minât ve lâ tezidiz-zâlimîne illâ tebârâ."(Nûh Sûresi 28.ayet)
“Ey Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş olarak evime
girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de
ancak helâkini arttır.”
"Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak
evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin
de ancak helâkini arttır." (28) [6]
"Rabbim! Beni, annemi babamı, inanmış olarak
evime girenleri, mümin erkekleri ve mümin kadınları bağışla, zalimleri ise daima helâk et.” [7]
“Rabbim! Beni, annemi, babamı, evime mümin olarak gireni, erkek kadın bütün müminleri bağışla, zalimlerin de helâkinden başka hiçbir şeylerini arttırma!" diye dua etti.” [8]
[1] (Kāmus
Tercümesi, II, 512; Zeccâcî, s. 137)
[2] (M. F.
Abdülbâkī, el-Muʿcem, “ẓhr” md.)
[3] (“Daʿavât”,
82; “Duʿâʾ”, 10)
[4] (Wensinck,
el-Muʿcem, “ẓhr” md.)
[6] Kaynak <https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/nuh-suresi-71/ayet-28/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1>
[8] Beyânu’l-Hak, Prof.Dr.Zeki Duman, 2.cilt sayfa 405
El-Bâtın/İbrahim Sûresi
Bugün 1 Mayıs emek ve bahar bayramı. Kutlu olsun. Aynı
zamanda oğlumuz Oğuzhan’ın da doğum günü. Öyle böyle derken ömrünün ilk
çeyreğini geride bıraktı, iş güç sahibi bir genç adam oldu. Onun da yeni yaşı
hayırlı olsun. Kazancı bereketli, yaşamı mutlu, ömrü uzun ve sağlıklı
olsun inşallah.
Üç ayların 78.nci, Ramazanın 19.nci günündeyiz. İşte Ramazan
ayının ilk on günlük "rahmet" günlerinden sonra ikinci on
günlük "Bağışlanma" günleri de bitti bitiyor. Bu arada Corona
günlerinin de 415.ncisini geride bıraktık. Rabbim bu aydan arınmış ve salgın hastalıktan
korunmuş olarak çıkabilmeyi nasip etsin.
Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların başlangıcından bu
yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini
ve Kur'an kaynaklı "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimize
devam edelim.
Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın yetmişsekizincisi "El-Bâtın"
var. Ayrıca içinde İbrahim (as) ın duaları bulunan Kur'an ı Kerimin "İbrahim
sûresi" ile ilerliyoruz.
EL-BÂTIN: الباطن Bâtın kelimesinin masdarını oluşturan batn ve butûn “gizli olmak; bilmek,
bir şeyin iç yüzüne ve bir kimsenin sırlarına vâkıf olmak” mânalarına
geliyormuş. Batn veya butûnun karşıtı olan zuhûrun mânaları içinde de “açık ve
âşikâr olmak”, ayrıca “muttali olmak” gibi anlamlar var.
Kur’ân-ı Kerîm’de butûn ve zuhûr masdarları iki âyette mâzi, dört âyette de
ism-i fâil sîgasıyla karşılıklı olarak ve “gizli-âşikâr” mânalarında
kullanılmış. Bâtın, Allah’ın isimlerinden biri olarak Hadîd sûresinde (57/3)
“evvel-âhir”, “zâhir-bâtın” tertibi içinde yer almış.
Esmâ-i hüsnâdan biri olarak
muhtelif hadislerde de geçmekte.[1]
'O' akılların idrak edemeyeceği kadar yüce ve Varlığı
(zâtı) gizli olan, her şeyden gizli, cisim olarak
görünmeyen, duyularla algılanamayan, ancak varlığı da kesin olarak
bilinen, yarattığı varlıkların nazarlarında gizli olanı, görünmeyeni
bilen, her şeyin iç yüzünden haberdar,
azâbı gizli olan" demek.
İBRAHIM SÛRESI: اِبْرٰه۪يمَ سُورَةُ Mekke döneminde inmiş. 52 âyet. İçinde Hz. İbrahim’den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almış. Mushaftaki sıralamada 14.üncü, iniş sırasına göre 72.inci sûre. Nûh sûresinden sonra, Enbiyâ sûresinden önce nâzil olmuş.
Sûre adını, 35-41. âyetlerde ismine ve dualarına yer verilen Hz. İbrâhim’den
almış. Sûrede başlıca imanın temel konuları olan Allah’a iman, peygamberlere
iman, öldükten sonra dirilme ve hesap ele alınmakta. Sûre Allah’ın varlığı ve
birliği, vahiy, peygamberler, öldükten sonra dirilme ve sorgulanma gibi temel
inanç konularını ana hatlarıyla içermekte.
Bu çerçevede getirilen
deliller, insanların aydınlatılması için indirilmiş olan vahiy, insanları Allah
yolundan alıkoyanların kınanması, peygamberlerin görevleri, Hz. Mûsâ’nın
peygamberliği ve kıssasından bazı kesitler, peygamberlere karşı olumsuz tavır
takınanların başlarına gelen sıkıntılar, Allah’a güvenme ve itaat etmenin
önemi, âhiret halleri, inkârcıların dünyadaki amellerinin değeri, âhirette şeytanın
suçlulara karşı tavrı, orada müminlere verilen mükâfat, inkârcılara verilen
ceza, Hz. İbrâhim’in duası, son olarak Kur’an’ın insanlığa gönderilmiş bir
mesaj oluşu gibi konulara da temas edilmiş.
Hz. İbrahim’in duasını ihtiva eden 35-41. âyetler ve özellikle, “Rabbim! Hesap günü gelip çattığında beni, annemi, babamı ve müminleri bağışla” mealindeki 41. âyet sıkça tekrar edilen dua âyetleri.
Surenin 35-41 ayetleri İbrahim hakkında: "İbrahim
şöyle demişti: “Ey Rabbim!
Bu şehri emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”
(35) “Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için senin
Beyt-i haram’ının yanında ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz!
İnsanların gönüllerini onlara meylettir, çeşitli meyvelerden bunlara rızık ver.
Umulur ki bu nimetlere şükrederler.” (37) “Ey
Rabbimiz! Doğrusu sen bizim gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir
şey Allah’tan gizli kalmaz.” (38) “İhtiyarlık
çağımda bana
İsmail’i ve İshak’ı bağışlayan Allah’a hamdolsun! Şüphesiz ki Rabbim duâları
işitendir.” (39)
40 ve 41. ayetlerde ise Hz. İbrâhîmin (as) dilinden
öğretilen çok güzel bir dua var. Şöyle:
İbrahim Sûresi: 40-41. Âyetler:
Bismillâhirrahmânirrahîm, "Rabbic’alnî mukîmes-salâti ve min zurriyyetî Rabbenâ ve tekabbel du'â. Rabbenâ'gfirlî veli-vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb." (İbrahim sûresi, 40-41)
“Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namaz
kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duâmı kabul buyur.” (40) “Ey Rabbimiz! Hesap görülecek günde beni, anamı
babamı, bütün inananları bağışla.”(41)
"Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle.
Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul
eyle." (40) "Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni,
ana-babamı ve inananları bağışla." (41) [2]
"(40) Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları
namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et. (41) Rabbimiz!
Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri
bağışla.” [3]
"(40) Rabb'im, beni ve soyumdan gelenleri namazı ikame edenlerden eyle! Rabb'imiz, duamı kabul buyur! (41) Rabb'imiz, Hesap günü geldiğinde beni, annemi, babamı ve müminleri bağışla!” [4]
[2] Kaynak <https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/ibrahim-suresi-14/ayet-40/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1>
[3] Kaynak <https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C4%B0br%C3%A2h%C3%AEm-suresi/1785/35-41-ayet-tefsiri>
[4] Beyânu’l-Hak, Prof.Dr.Zeki Duman, 2.cilt sayfa 419