10 Haziran 2022 Cuma

10 Haziran 2022 Cuma19:30 İİTİAksaray'da.........................................76 Temmuzu

76 Temmuzu

Haziran sınavları bitti. Mayıstan beri okulda yıllık hazırlıkları var. Sınavlar nedeniyle ben ekibe katılmadım ama yapılmasını destekledim. Okulda fotoğraflar çekiliyor, yıllık tasarımı üzerine hararetli konuşmalar oluyordu. Sınavlar başlayınca herkes kendi derdine düştü tabi. Neticede böyle ortak şeylerin bir iki kişinin sırtına kalacağından emindim.

Bu arada mezuniyet yıllığında yayınlanmak üzere birbirimiz hakkında yazdık. Ben Yakup'unkini yazdım, benimkini de İbrahim. Sırf yılık için K.M.Paşada vesikalık fotoğraf çektirdim. Güzel olmuş. Sınavların bitiminde yazıyı ve fotoğrafı teslim edip yaz tatili için Susurluğa döndüm. Sonuçlar pek iç açıcı olmadığına göre bu dönem mezun olamayacağım ayan beyan ortadaydı.

Temmuz ayında dünyada ve Türkiye'de şu olaylar oldu:

1 Temmuz Perşembe:

Endonezya'da depremde en az 147 kişi öldü. Uganda'nın Entebbe Havaalanında, 250 kişiyi rehin alarak ellerinde bulunduran hava korsanları, bunlardan çocuk, hasta ve yaşlı 40 kişiyi serbest bıraktı.

2 Temmuz Cuma:

Güney Vietnam ve Kuzey Vietnam resmen birleşti. Klerides:"Türkler bize Maraş'ı verebilir"  Kıbrıs Türk Lideri Denktaş ise "Toprak tâvizi ancak sınır düzeltmesi olabilir. Maraş'ı armağan edeceğimizi beklemesinler" dedi

3 Temmuz Cumartesi:

Bursa'daki olaylarla ilgili 3 kişi tutuklandı. Metal İş Bursa Şube Başkanı hakkında da gıyabî tutuklama kararı verildi. Avrupa'yı yıllardan beri görülmemiş bir sıcak kasıp kavuruyor. Almanya'da ısı güneşte 49 dereceye çıktı. Yetkililer, İstanbulluların da sıcaklara karşı tedbirli olmalarını istedi.

4 Temmuz Pazar:

AP Genel Başkanı ve Başbakan Demirel:"AP komünizm ve cumhuriyet dışı tüm eğilimlere karşı ülkenin en güçlü savunucusudur" dedi. Bakırköy'de banka soymak isteyen 3 genç yakalandı. Akbank Dikilitaş şubesinin camını kırıp içeri giren gençleri, devriye gezen polisler ele geçirdi. İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk, bankaların koruma tedbirlerine gereken önemi vermediğinden soygun olaylarının arttığını söylemiş. Diyarbakır ve çevresinde iki günden beri devam eden deprem önceki gece de Hani, Lice ve Hazro ilçelerinde hasara yol açtı. Halk geceyi sokaklarda geçiriyor. Siyasî Polis sabaha karşı Niğde yurduna baskın yaptı. Yurtta gözaltına alınan 40 kişiden 36'sı serbest bırakıldı. Öğrenciler sorgu sırasında dövüldüklerini ileri sürmüşler.

5 temmuz Pazartesi

4.Demir-Celik'in temeli bu ay Sivas'ta atılıyor 25 milyar liraya çıkacak fabrika, Cumhuriyet tarihinin en hacimli yatırımı oluyor. İsrail komandoları düzenledikleri bir operasyonla, Filistinliler tarafından kaçırıldıktan sonra Uganda’nın Entebbe havaalanında bekletilen bir uçaktaki 105 rehineyi kurtardılar. Paraşütçüler Entebbe havaalanında korsanları ve 20 Uganda askerini öldürdü. Bu arada Türkiye'de  Devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması tartışmaları vardı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yönetimi "Devlet Güvenlik Mahkemeleri sıkıyönetimsiz sıkıyönetim demektir" uyarısında bulundu. 

6 Temmuz Salı: 

Alman İçişleri Bakanlığı Entebbe'de öldürülen kadın gerillanın Türk olduğunu iddia etti. Genel Kurmay Başkanı Sancar:"Cumhuriyetin en büyük tatbikatı başladı" dedi. Marmara, Ege ve Akdeniz'in bir bölümünü kapsayan 'Deniz Kurdu-76' Tatbikatını Orgeneral Sancar, Oramiral Fırat ve Korgeneral Engin izliyor Ecevit:"Türk İş'in siyasete ağırlık koyması demokrasiyi bunalımdan kurtaracak" dedi. Türk iş Başkanı Tunç: "Ecevit'le ilkelerde görüş birliğindeyiz" dedi. ABD'nin 200yıl şenliklerinde Türk dansözleri caddelerde büyük ilgi topladı (!). 

7 Temmuz Çarşamba:

Ülkemiz için önemli bir gün. 'Hora' adlı gemimiz Ege'de uluslararası sulardaki araştırma yapmak üzere denize açılacak. Herhangi bir koruma gemisi refakat etmeyecek olan Hora ilk kez 15 temmuzda Ege'de jeofizik araştırmalar yapması planlanıyor.

8 Temmuz Perşembe:

Takip eden gün mecliste DP önerisinin gündeme alınıp alınmaması için yapılan görüşme 8 saat sürdü, sert tartışmalar çıktı. Demirel hakkındaki gensoru 190'a karşı 227 oyla reddedildi. İçişleri Bakanı Asiltürk:"Önlem almayan banka şubesini kapatırım" dedi. Banka soygunlarına karşı İçişleri Bakanı,"Alarm cihazı bulunmayan, güvenlik tedbirleri tam olmayan bankaların açılmasına izin vermeyeceğiz" dedi

9 Temmuz Cuma:

TRT Genel Müdürü Şaban Karataş'ın görevden alınmasını isteyen CHP'nin ikinci başvurusunu da Karatas reddetti. CHP engellediği ve meclis'te çoğunluk sağlanamadığı için DGM tasarısı gündeme alınamadı. MC liderleri, DGM yasasını çıkarmak için Bağımsızlara yazılı garanti verdiler. Aynı gün CHP Genel Merkezi'nde öğretmen ve eğitim sorunları üzerine düzenlenen toplantıda konuşan Ecevit: "Milletin geleceğine kastedenler çocuklarına, gençlerine öğretmenlerine kıyarlar" dedi.

O gün defterime yapmak istediğim şeylerden birinin şemasını çizmişim. 

I.ncinin Odak noktasında bir "çiftlik" var. Çiftlik evinin ve ağılların krokisi de var. İnek, koyun, tavuk ve tavşan yetiştirilecek.  Et, süt, deri ve gübre üretilecek. Süt ürünleri peynir, yoğurt, lor ve ekşimik imalatı olacak.

II.nin konusu "Sanayi". Ziraat aletleri ve Mobilya fabrikası düşünmüşüm. Üretim çeşitleri de detaylandırılmış.

III.şema ise "islam moda merkezi" adını taşıyor. İdare, çizim, imalat ve pazarlaması var. Proje erkek ve kadın giyim üzerine çeşitlendirilmiş. Ayrıca bir "islam moda dergisi" de düşünülmüş.

IV.ncü şema "Basın, yayın ve sinema" konulu. Basın, kitap ve sinema dalları var.  Gazete, dergi,  muhtelif dalda kitap yayını, tv, reklam ve film  olarak çeşitlendirilmiş.

Aynı şemanın altında  okuldan mezuniyet 1977'de, ihtisas 1980'de, çalışma hayatı ise sonrasında planlanmış. Sermaye, bilgi ve tecrübe donanımı amaçlanıyor. (1985-1990) 

Buna paralel olarak Bakkal dükkanından Gıda pazarına,  oradan da sanayi sitesine 13 yıl öngörülmüş. (1990) Sanayi sitesinden Basın-yayın projesine de 10 sene  öngörülmüş. (2000) Moda merkezine geçişin ise 7 sene içinde olması planlanmış. (2007)  

10 Temmuz Cumartesi:

Saat 15.15 sıralarında Yapı ve Bankası Fenerbahçe şubesi soyuldu. Kimliği bilinmeyen 3 soyguncu 17 bin lira çalarak Murat marka bir otomobille kaçtı.

11 Temmuz Pazar:

Gazetelere göre Başbakan Demirel, dünkü basın toplantısında: Ege'de araştırma yapmaya kararlı olduğunu söyledi. Başbakan ayrıca,"Kıbrıs'ta Rumlar da federe devlet kurmalıdır" dedi.  Ege denizinde jeofizik araştırmalar yapmak üzere,1 mayıs 1975 tarihinden beri Istinye tersanesinde donatılmakta olan Sismik-1 Hora araştırma gemisinin seyir denemesi başarıyla sonuçlandı. Suat YALAZ'ın yazıp çizdiği Karaoğlan adlı çizgi romanın yeni macerası FIRAD'IN SAHİPLERİ gazetede yayınlanmaya başladı.

12 Temmuz Pazartesi:

DP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Sükan: "Demirel hükümeti,Türkiye'yi komünist bloka peşkeş çekiyor" dedi. Ona göre Demirel hükümeti Türkiye'yi komünist ve sosyalist bloka yaklaştırıyormuş.

13 Temmuz Salı:

Kıbrıs Türk Hükümetinin programı okundu. Kıbrıs'ta tam bağımsız Türk devleti ilân edilebilecek. Acaba BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Perez de Cuellar'ın bugün Ankara'ya geliyor olması ile ilgisi olabilir mi? Öte yandan bugün Millî Güvenlik Kurulu, Hora gemisinin Ege'de araştırmalar yapma konusunu ve diğer dış sorunları görüşmek üzere toplanıyor.  Adana Yumurtalık Savcısı Sefa Mutlu'yu öldürmekten sanık aktör Yılmaz Güney, bugün 19 yıl hapse mahkum edilmiş.

14 Temmuz Çarşamba:

Arap Birliği, Suriye ile Filistinin uzlaştırılması konusunda zirve toplantısını kabul etti Suudi Arabistan, konferansın hemen toplanmasını İstedi. Corum ve Adana'da sel, Konya'da kuraklık var. Çorum'da 28 köy,11 bin 500 dekar ekili arazi tamamen harap oldu. Etiopya'da başarısız bir darbe girişimi yapıldı. Darbe girişimini radyodan bildiren hükümet, 19 kişinin idam edildiğini açıkladı.  Lübnan iç savaşında 16.ay. Suriye birlikleri Baalbek'e girdi. Filistin gerillaları ile Suriye birlikleri Nehr el Bared ve Bedevî Filistin kampları çevresinde çarpışıyor.

15 Temmuz Perşembe:

Danışma Kurulu'nda, siyasal partiler, Meclis tatiline kadar yalnız sosyal ve ekonomik içerikli konuları ele almayı kararlaştırdı. DGM, 3 ağustosa kadar Meclis'te görüşülmeyecek. Kuraklığın nedeni hava kirlenmesi mi? Sovyet bilim adamları, son meydana gelen kuraklık gibi dünyadaki garip iklim değişikliklerine, denizlerin kirlenmesinin yol açması ihtimalini incelemeye başladı.

16 Temmuz Cuma:

Demirel:"Hora'ya müdahale olursa karşılık veririz" Orgeneral Sancar da, "Müdahale olursa cevap veririz" dedi. Hora'nın pazar veya pazartesi günü denize açılması bekleniyor. Carter kendisine başkan yardımcısı adayı olarak Mondale'i seçti. Carter, Demokrat Parti başkan adayı seçildi. Kıbrıs toplumlararası görüşmelerinin başlatılması konusunda Türk Dışişleri Bakanı Çağlayangil ve Bakanlık yetkilileriyle temaslarını tamamlayan Cuellar "iyimser ayrılıyorum" dedi.

17 Temmuz Cumartesi:

Bir gazete haberine göre 6 Mayıs'ta Ankara Gordion müzesinden çalınan Frig Kralı Midas'ın heykeli ve diğer 25 tarihi eser Aydın yakınlarında ele geçirilmiş ve olayla ilgili 2 kişi yakalanmış.

18 Temmuz Pazar:

Gazeteler Rumen jimnastikçi Nadia Comaneci'nin, 1976 Yaz Olimpiyatları'nda 10 tam puan aldığını yazdı. Böylece Olimpiyat Oyunları tarihinde tam puan alan ilk jimnastikçi olarak tarihe geçmiş oluyor.

19 Temmuz Pazartesi:

Demirel: "Komünizm, cumhuriyetin alternatifi değil, düşmanıdır Cumhuriyet dışı cereyanların propagandasının yapılması eylem doğuracağı kanaatindeyiz Bu yüzden diyorum ki, böyle fikir özgürlüğüne hacet yoktur" demiş. Sovyetler'in 40 bin tonluk Kiev uçak gemisi dün sabah Boğaz'dan geçti. CHP Senatörü, Hava Kuvvetleri eski Komutam Muhsin Batur, Demirel'e bir telgraf çekerek,"ya hatanızı düzeltin,ya da istifa edin" dedi.

20 Temmuz Salı:

Kıbrıs Barış Harekâtının 2.yılı törenlerle kutlandı. Demirel:"Kıbrıs'ta barışın devamlılığı en büyük arzumuzdur" dedi. ABD'nin 11 ay önce Mars'a gönderdiği insansız Viking-I uzay aracı Mars yüzeyine iniş yaptı. Viking-1 Mars'tan dünya'ya fotoğraflar aktarmaya başladı. Aynı gün İstanbul'da 22 Yayınevi sahibi ve kitap satıcısı gözaltına alınarak 2100 kitaba el konulmuş. İstanbul Belediyesi Zabıta ekipleri dün Yaz sezonunun başlamasıyla Yenikapı ve Kumkapı arasında yoğunlaşan sahil yağmasına karşı izinsiz yapılan çayhaneleri yıkmış.

20.07.1976, Susurluk

Bu iki sayfayı henüz hiçbirşey belli olmadı diye boş bırakmıştım. Evet bekledim ama neticede elime hiçbirşey geçmiş değil. Susurluğa gelirken cevap verilmesi için bıraktığım mektuba hala cevap vermedi.

Belki de boşuna ümitlendim. Son iki günkü uğraşmam da cabası olacak bu işin. İstanbul'a gittiğimiz zaman bu işin aslını faslını iyiden anlayacağım. Belki de hiç benimle ilgilenmedi. Zavallı ben ki hemen sevdalanıverdim. Ah aptal kafam ah!

Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek. Şimdilik sadece bekliyorum.

..............................

Bu arada defterime Susurlukta yapmayı planladığım işleri listelemişim:

1.Dükkan (Ağustos başı)

2.Akıncılar

3.İş (kendimin, diğerlerinin)

21 Temmuz Çarşamba:

Yurdun doğu bölgelerini etkisi altına alan şiddetli yağışlar can ve mal kaybına yol açtı. 3 kişi öldü. Guardian gazetsi  MTA Sismik 1 gemisinin petrol aramak için Ege'ye hareket hazırlıkları yaptığı bir sırada:Türkiye ile Yunanistan arasında "Ege'de çatışma yaklaşıyor" başlığı atmış.  "Denizin dibi ile denizin üstü aynı şey değildir. Hora'nın açık denizde araştırma yapması ile kıta sahanlığının alâkası yoktur" diyen Başbakan Demirel:"Hora bu hafta Ege'de açık denize açılacaktır" demiş.

22 temmuz Perşembe:

Yunan hükümeti dün bir açıklama yaparak, Ege kıta sahanlığında bilimsel araştırmalar yapmanın kendi izinlerine bağlı olduğunu öne sürmüştü.  Batı Trakya'da geçen pazar günü Yunan keyif uçaklarının hava Bahamızı İhlali üzerine nota verildi ve "Yunan uçakları, hava sahamızı ihlâl ederse düşürülecek" açıklaması yaptı.  Bu arada Türkiye AET Ortaklık Konseyi ertelenirken alel acele AET'nin, Yunanistan ile 27 temmuzda üyelik görüşmelerine başlaması kesinleşti. 

23 Temmuz Cuma:

Demirel:"Yunan karasuları dışında araştırma yapmamıza kimse engel olamaz" Başbakan,"Hora,yarından bugün)itibaren görev başındadır" dedi

24 Temmuz Cumartesi:

Bugün Miraç Kandili. Dün sabah 11.30'da Istinye tersanesinde tören yapıldı,3 kurban kesildi, tekbir ve dualar arasında "Hora" yola çıktı. Türk Yunan savaşının sonuçlarını düzenleyen barış andlaşması 53 yıl önce bugün Lozan'da imzalanmıştı. O andlaşmanın önemli yanlarından biri de Ege'deki Türkiye'nin haklarıydı. Adalar, kıta sahanlığı ve petrol arama çalışmaları ikinci bir lozan'a gerek olduğunu gösteriyor. Başbakan Demirel'in Türk Ceza Kanununun 163'üncü maddesinin "ıslah edilebileceği" ya da "bu maddeye lüzum olmadığı" yolundaki sözlerine tepki gösteren CHP'li ölçen:"163 hem kalmalı, hem uygulanmalı" dedi.

25 Temmuz Pazar:

Ecevit, bugün Amerika'ya gidiyor CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Amerika Birleşik Devletlerinde görüşmelerde bulunmak üzere dün uçakla Ankara'dan ayrılmış.

26 Temmuz Pazartesi:

TÖB-DER Genel Kurulu'nun dün öğleden sonraki çalışmaları sırasında kavga çıkmış. 1976'nın 7 ayında 15 banka soyuldu,1 milyon 683 bin lira çalındı. CHP Genel Başkanı, Amerika'da. Hükümet, Ege'de bir hak iddia etme amacıyla araştırma yapılmadığına dair, Yunanistan'a açık güvence vermiş.

27 Temmuz Salı:

1976 Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e, Waldorf Astoria Oteli'nde konuşurken, Kıbrıslı Rum Staviros Skopetrides tarafından suikast girişiminde bulunuldu. Amerikalı koruma polisi, Rum asıllı ve takma kollu suikastçının üstüne atlayarak ateş açmasını önledi. Erbakan dünkü basın toplantısında: "7 yılda yatırımlar iki trilyonu aşacak" dedi. 26 temmuzu "Ağır Sanayi Günü" ilan eden Başbakan Yardımcısı, toplam 383 projenin gerçekleşeceğini bildirdi.

28 Temmuz Çarşamba:

1976 Çin'in Tangşan bölgesinde meydana gelen 8,2 şiddetindeki depremde 242.769 kişi öldü, 164.851 kişi yaralandı. Ege Universitesi'nin Bornova'daki öğrenci yurdunun bir bölümünü sağcı öğrencilerin işgal etmeleri üzerine, iki grup arasında taşlı, sopalı, silâhlı çatışma çıktı. Atina'nın AET'ye tam üye istemi görüşülmeye başlandı.

29 Temmuz Perşembe:

Sanayi Odaları Birliği Başkanı Sabancı:"üretim artarsa sorunlar çozulur. İşsizliğin önlenmesi de üretim seferberliği ile mümkün olabilir" dedi. Ege üniversitesi'nde çatışma devam etti,2 yaralı var. Ankara Belediyesi, fırın sahipleri ile anlaşarak 50 fırında ekmek çıkarma işini üzerine aldı Ecevit'î öldürmek isteyen Rum,3 ağustosta yargılanıyor. Ecevit, bugün Ford ve Kissinger'le görüşüyor. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu'nda dün ad okunarak yapılan yoklamalarda gene çoğunluk sağlanamadı. .Son üç haftadan beri Millet Meclisi toplanamıyor. Televizyon sayesinde Montreal 76 Olimpiyat oyunlarını seyredebiliyoruz.

30 Temmuz Cuma:

Meclis genel kurulu 1976 yasama döneminin son gününde de çoğunluk olmadığı için toplanamadı. Daha önce alınan karar gereğince gündeminde 112 tasarı ve teklif bulunan Meclis 3 ağustosa kadar tatile girdi. Süleyman Ateş Diyanet işleri Başkanı oldu. Diyanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan nihayet dün görevinden alındı ve yerine atama yapıldı. Önce savaş gemileri, sonra da Hora Çanakkale Boğazından çıktı. Hora nihayet Ege'ye açıldı.

31 Temmuz Cumartesi:

Çorum'da işçiler jandarmayla çatıştı, 30 işçi gözaltında. Diyanet İşleri Başkanı:«Siyaset adamlarının dinî nutukları din görevlilerini bağlamaz. Din adamı siyaset üstü kalmalı.  Anayasa gereği, din siyasetten ayrı tutulmalıdır» dedi. Halk direnince, Erbakan Pasinler'de de temel attı. Elektronik Sanayi Fabrikasının Pasinler'den Erzurum'a alınması üzerine olaylar çıkmıştı. DGM'lerin görevi 11 ekimde sona eriyor. Anayasa Mahkemesi'nin Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kuruluş ve işleyişine ilişkin yasayı iptal eden kararı,11 ekimde yürürlüğe girecek.

8 Haziran 2022 Çarşamba

08 Haziran 2022 Çarşamba 19:30 ŞİİR VE TÜRKÜ.................................Baharda gül, gül baharda ne güzel

Baharda gül, gül baharda ne güzel 

Bu günlerde halk arasında "Kırkikindi yağmurları" denilen yağışlar var. Bunlar Anadolu'da kış ve yaz başlarında genelde öğleden sonra, ikindi saatlerinde görülen yağışlar. Bir yandan da baharla birlikte her taraf uyanıp yeşilleniyor. Toprak uyandı, ağaçlar yapraklandı, kimileri çiçek açtı. 


Bütün bunlar tabiatın canlanması demek olan baharın geldiğini gösteriyor. Hatta geçtiğini bile düşünebiliriz. Çünkü sıcaklar iyiden kendini gösterince birdenbire kendimizi yazda bulacağız.

 

Zamanımızda bizlerin yaşadığı baharları büyükşehirlerde, sitelerin apartman dairelerinde büyüyen çocuklar bilmiyor. Halbuki Anadolu’da gördüğümüz, yaşadığımız baharlarda renk renk çiçekler, arılar, kuşlar var. Toprak kokusu gelir her nefeste insana. Kuzular, oğlaklar, buzağılar koşturur yaylalarda.  Beton bloklarda ve caddelerde bunları görmek mümkün değil tabi ki.

 

O yüzden bahar nimetini anmak, onu güzellemek ve yaşamaya çalışmak gerek. Baharı en güzel, ozanlarımız şairlerimiz anlatmıştır elbette. Mesela Neşet usta Söz ve Müziği kendisine ait "Bahar gelmiş" adlı türküsünde şöyle anlatmış baharı:

 

Bahar gelmiş türlü çiçek açmış/Baharda gül, gül baharda ne güzel 

Açılmış goncalar güller saçılmış/Baharda gül, gül baharda ne güzel 

 

Yağmur yağmış fidanım beslemiş/Seher vakti bülbül gülü seslemiş

Bahar gülü, gül baharı süslemiş/Baharda gül, gül baharda ne güzel 

 

Güller sinesini açmış yellere/Güneş doğmuş hayat vermiş güllere 

Bülbül gül aşkına düşmüş diller/Baharda gül, gül baharda ne güzel 

 

Bir garibim yanar bağrım tutuşur/Bunca hasret çektim gayri yetişir 

Bülbülleri gül aşkına ötüşür/Baharda gül, gül baharda ne güzel

 

Bahardan söz edilirde kırlardan, yaylalardan söz edilmez mi ? Baharın gelmesi demek bir bakıma yaylaya çıkma zamanı demek. Bizim gibi şehirliler için de yazlıklara göçme zamanı. Aşık Veysel bir şiirinde "bizim elin" baharı ve yayla sevgisini bakın nasıl dile getiriyor:

 

Bizim eller yaylasına yürümüş/Tez gidelim o dostlara erelim

Boz dumanlı mor çiçekli yaylanın/Soldurmadan güllerini derelim

 

Kuz'lamış koyunlar kuzular körpe/Saf tutar güzeller el çırpa çırpa

Çöldeki ceylanlar çıkmadan sarpa/Kemend atıp kollarını saralım

 

Bizim elin menevşesi mor olur/Güzeli aşıka sitemkar olur

Her çiçeğin bir mevsimde yer'olur/Bu sırlan tabiata soralım

 

Bülbüller susmadı ki güller solmadan/Sümbüller kuruyup hep toz olmadan

Yüce yaylam sana duman inmeden/Zurba zurba kekliklerin görelim

 

Ünlü halk şairimiz KARACAOĞLAN da baharla ilgili söz söylemiş, sazını aşkla tıngırtatmış. Bülbülere nazire yaparak baharın simgesi güllere değinmiş:

 

Bülbül ne yatarsın bahar erişti/Ulu sular göl olduğu zamandır

Kat kat oldu gül yaprağa karıştı/Gene bülbül kul olduğu zamandır

 

Gene bahar oldu açıldı güller/Figana başladı gene bülbüller

Başka bir hal olup açtı sümbüller/Aşıkların del'olduğu zamandır

 

Anadolu'nun ozanı, şairi çok. Aşık Said diye birisi de baharın gelişini "Lale bitmiş sümbül boyun eğince/Kız oğlana nerkiz verir gül alır" diye ne kadar güzel tarif etmiş:

 

Evvel bahar yaz ayları doğunca/Kızılırmak kenarını yol alır

Lale bitmiş sümbül boyun eğince/Kız oğlana nerkiz verir gül alır

 

Pandeminin bitip, neredeyse baharı da yolcu edeceğimiz bu günlerde ruhumuzda da güller açsın. Tabiatın canlandığı gibi gönlümüzde de top top çiçekler açsın. Evlerimize bahar kokusu ile birlikte sağlık, huzur mutluluk dolsun.

7 Haziran 2022 Salı

07 Haziran 2022 Pazartesi 15:00 İİTİAksaray'da.................................76 Haziranı

76 Haziranı

1976 yılının yazı her anlamda sıcak, ama çok sıcak günlerle başladı. Halkın "anarşik" dediği olaylar devam ediyor, siyaset kazanı ise durmaksızın kaynıyordu. 

Bu arada Haziran sınavlarımızın gölgesi de üzerimize düşmüştü. 

Ders çalışmalarımız daha çok arkadaşlarla grup olarak yapılıyordu. Mekanımız; bazen bir yurt odası, bazen birimizin öğrenci evi, çokça da etraftaki çay bahçeleriydi. 

Aşağıdaki anı da böyle bir günden. 

Gönül helecanlarımızın hem ne kadar canlı ve hem de ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

24 Haziran 1976 Perşembe

Fındıkzade

 

Bugün okulun yan tarafındaki "Huzur" çay bahçesinde bir kız gördüm. Arkadaşıyla oturuyordu. Ne arkadaşı, ne yiyip içtiğini hatırlıyorum. Sadece o güzel yüz, masum gözler ve incecik silüet aklımda.

Ben ısrarla baktım, o ise kaçamak bakışlarla karşılık verdi. Sonra masadan kalktılar. Cevdetten rica ettim, belki bir-birbuçuk saat peşlerini takip ettik. Birçok yere girip çıktıktan sonra Hacer halamın evine yakın bir yerde 5 katlı bir apartmana girdi. Evi burası olmalıydı.

Ne yapacağımı bilemedim. Kafamdan bir türlü çıkmıyor. Halbuki benim önemsediğim değerlere ne kadar uzak…Ne oluyor bana? Şu anda bu kadar kısa zamanda "sevmek" çok komik olmuyor mu? Yoksa aşık olmak böyle bir şey mi? Tatmadım, bilmiyorum.

Allahım yardım et!...

Cumartesi, Pazar ders çalıştım. Ama gecenin bir saatinde gönlüme düşen duygularımı kağıda dökmekten de geri durmadım. Bu bir yalnızlık sitemi, hasrete yazılmış bir şiirdi. 

27 Haziran 1976 Pazar

Saraç İshak

HASRETE ŞİİR


Benim bildiğim

Sen şarkılarda söylenir

Dillerde gezinirdin

Sevdalıyken başkalarına

Gölgesiyken benden uzak şeylerin

Neden? İşi ne?

Kulaklarımda çınlayıp

Yaşlı gözlerimde nemlenen

Hecelerinin…

 

Hasret şarkıları şimdi bir başka

Bir başka geçmekte şimdi geceler

İnsanlar bile hepsi değişti

Sesler aynıyken, tekrarlanırken heceler

Şimdi bir hal oldu değişti sanki

Sessiz yaz akşamlarının dili, nefesi

Puslu, nemli sabahların acısı başka

Denizler karanlık, ufuklar sensiz

Oynaşan dalgaların anlamı ne acaba?

 

Oralarda mesafeleri aşarak

Enginde giden gemilerde kim var?

Rüzgârda hafifçe salınan yaprak

Üstünde titreşen çiğdemde ne var?

Sanırım geliverecek, göreceğim aniden

Az sonra dönülecek o köşede kim var?

Bir müjde mi yüklü esen meltemler

Nedir bu halim, nedir bu heyecan

Bir haber mi var postacı söyle?

 

Heyhat!..

Ne gelen var, ne ses, ne nefes

Sade bir yalnızlık, bir de hayalin

Sisler içinde, uzaklardan bakıyor

Gözyaşlarım mı onu öyle gizleyen?

Ne kadar silsem de netleşmiyor

Ta içimde duymaktayım şimdi

Çekmekteyim azar azar

Hasretin çilesini…

 

6 Haziran 2022 Pazartesi

06 Haziran 2022 15:30 Pazartesi CORONA GÜNLERİ...........................Pandemi karnesi

Pandemi karnesi

Bugün 06 Haziran 2022 Pazartesi. Yine bir bahar daha tam yaşanmadan yaz geldi. Hala ara ara yağışlı günler görüyoruz. Buna yoğun çöl tozu sebebiyle çamurlu günler de diyebiliriz. Öte yandan sıcaklıklar şimdiden 30 derece civarında. Acaba bu yaz da kavurucu sıcaklar olacak mı?

 

Olsun, yaz yazlığını yapsın. Yeter ki kuraklık olmasın. Bu sene kar açısından epey bereketliydi. Neticede her mevsim kendisinden beklenenle geçsin. İnşallah corona günlerinin de sonuna geldik gibi. Bugün dünyanın korona karnesini yazıyorum. Temmuz başında da ülkemizin pandemi performansını yazıp iki yıldan fazladır sürdürdüğüm CORONA GÜNLERİ'ni noktalamış olacağım.


Ukrayna savaşı 103.ncü gününde. Bu savaş sebebiyle ne yazık ki pandeminin bitişine yeteri kadar sevinemedik. Şu ana kadar dünyaya en az pandemi kadar, bazı yönlerden ondan daha fazla zarar verdi. Hala da devam ediyor ve biteceğine dair işaretler bir gidip bir geliyor. Ukrayna'nın stratejik tesislerinin önemli bir kısmı, bazı şehir ve kasabaları yerle bir oldu. Yüzbine yakın asker-sivil insan öldü ve bunun iki misli yaralanan oldu. Evsiz kalanların, göçmek durumunda kalanların sayısı ise şimdilik 5 milyonu aşmış durumda. 


Pandemide hasar gören dünya ekonomisi bu defa da savaş sebebiyle daha derin bir krize girdi. Başta enerji ve gıda olmak üzere pek çok sektörün geleceği belirsiz. Genel olarak dünyada büyümeler durdu, enflasyon yükseldi. Artan fiyatlar ve tedarik zincirindeki bozulmalar üretimden tüketime kadar her alanda sıkıntılara yol açmış durumda. Doğal olarak krizin bizim gibi ülkelere yansıması da tsunami etkisi yapıyor. Bugün savaş bitmiş olsa dahi bu hasarın onarılması yıllar alacak.

 

Bugün itibariyle Dünyada Corona pandemisi başlayalı 889 gün geçti. Neredeyse 30 ay oldu. Ülkemizde de 810.nci gününde. Yani 2 yıl 3 aydan fazla bir zamandır biz de bu salgınla yaşıyoruz. Ama hamdolsun artık sonuna geldik. Hem dünyada hem ülkemizde günlük vaka ve ölüm sayıları minimum seviyelere düşmüş durumda. Fakat, bu pandemi bitmiş olsa da yerine yenilerinin geleceği gün gibi aşikar. Dünyanın çok farklı virüs ve salgınlarla imtihanı hiç bitmeyecek.


Şimdi bir hasar tespiti, finiş noktasında bir değerlendirme yapalım. Dünya covid sebebiyle bugüne kadar yarım milyardan fazla (yaklaşık 540 milyon) kişi bu hastalığa yakalandı. Ölenlerin sayısı ise 6,5 milyona (yaklaşık 6,4 milyon) yaklaştı. Ölüm oranı %1,18 oldu. Yani her bin kişiden 12'si ne yazık ki kurtulamadı bu musibetten.

 


2,5 yıllık salgın seyrine baktığımızda kabaca 8 adet kabarma görüyoruz. Ama biraz daha dikkatli bakarsak toplam 11 zirve görülüyor.

 

Bunlardan 3'ü 2020'de. 12 Nisan (yeni vaka: 119046, 7 günlük ortalama: 87425), 12 Ağustos (yeni vaka:274937, 7 günlük ortalama: 263128) ve 17 Aralık (yeni vaka:739448, 7 günlük ortalama: 650523).

 

2021 yılında ise böyle 5 zirve var. 8 Ocak (yeni vaka: 836710, 7 günlük ortalama: 699752), 30 Nisan (yeni vaka: 891802, 7 günlük ortalama: 823751), 6 Ağustos (yeni vaka: 819584, 7 günlük ortalama: 627179) ve 2 Aralık (yeni vaka: 708102, 7 günlük ortalama: 595879). Bunlar alfa ve delta varyantlarının etkileri idi.

 

2022 yılına girdiğimizde Omicron varyantı ile birlikte salgında tüm zamanların en yüksek 2 zirvesi görüldü. Bunlar; 19 Ocak (yeni vaka: 4079835, 7 günlük ortalama: 3096554) ve 16 Martta (yeni vaka: 2219850, 7 günlük ortalama: 1775944) gerçekleşti.  Öyle ki 18 Mayıstaki (yeni vaka: 739362, 7 günlük ortalama: 565864) üçüncü zirve bunların yanında çok küçük kaldı ve salgının bitmekte olduğunu düşündürdü. Çünkü 2020'nin ilk iki zirvesi hariç diğerlerinin tümünden daha düşük bir yükseltiydi.


Vefatlar açısından daha dalgalı bir salgın seyri görüyoruz. Burada da kabaca 8 adet kabarma var. Ama biraz daha dikkatli bakarsak burada da toplam 11 zirve görülüyor.

  

 

Bunlardan 4'ü 2020'de. 7 Nisan (yeni vefat: 8348, 7 günlük ortalama: 6270), 5 Ağustos (yeni vefat: 7389, 7 günlük ortalama: 6200), 1 Ekim (yeni vefat: 8886, 7 günlük ortalama: 5826) ve 30 Aralık (yeni vefat: 15700, 7 günlük ortalama: 10868).

 

2021 yılında ise yine böyle 4 zirve var. 26 Ocak (yeni vefat: 17837, 7 günlük ortalama: 14795), 29 Nisan (yeni vefat: 15730, 7 günlük ortalama: 13923), 20 Temmuz (yeni vefat: 11941, 7 günlük ortalama: 8447) ve 2 Aralık (yeni vefat: 10147, 7 günlük ortalama: 7565). Bunlar alfa ve delta varyantlarının etkileri idi.

 

2022 yılına girdiğimizde Omicron varyantı ile birlikte ölüm sayıları vakalardaki gibi olmasa da ciddi bir zirve yaptı. Bu; 9 Ocak (yeni vefat: 13312, 7 günlük ortalama: 10922) idi. Ki ardından gelen iki yükselti bunun yanında oldukça küçük kaldı. Bunlar 25 Martta (yeni vefat:  8987, 7 günlük ortalama: 5262) ve 13 Nisanda (4537, 3271) idi.  22 Mart 2020'nin (1685, 1205) de altında gerçekleşen bu gerçekleşme doğal olarak salgının bitmekte olduğu kanısını güçlendirdi.

 

Koronavirüs ile ilgili istatistik verilere göre Haziran ayı başı itibariyle dünyada toplam vaka 535,2 milyonu (535.240.550), ölümler de %1,18 ölüm oranıyla 6,3 milyonu (6.320.150) aşmış durumda. Günlük vaka sayısı 200 bin (199.876) olarak gerçekleşmiş. Günlük can kaybı ise 312 görünüyor. 506,1 milyon ( 506.149.935) toplam iyileşen var. İyileşme oranı da %94,56 seviyesinde.

 

Salgında sona yaklaşırken vaka sayısı açısından ilk beş ülke; ABD, Hindistan, Brezilya, Fransa ve Almanya olarak sıralanmış gözüküyor. Ardından gelen ikinci beşli grup da şöyle: Birleşik Krallık, Rusya, Güney Kore, İtalya ve Türkiye. Onların da ardından; İspanya, Vietnam, Arjantin, Okyanusya, Japonya, Hollanda, Avustralya ve İran geliyor. Bu 18 ülke dünya vaka sayısının %71,25'ini (381.353.031/535.240.550) yani dörtte üçünü oluşturuyor.

 


Ölümlerde ilk beş ülke; ABD, Brezilya, Hindistan, Rusya ve Birleşik Krallık olmuş. Zaten ilk üç ülke en başından beri vaka sayılarında da önde oldular. Sadece Hindistan ve Brezilya yer değiştirdi o kadar. İlk beşi takip eden ikinci beşli grup da: İtalya, Fransa, İran, Almanya ve Arjantin olarak görünüyor. Bu gruptakilerden vaka sayısı bakımından sadece 9.ncu sıradaki İtalya bu kez 6.ncı olmuş durumda.

 

İkinci ondaki ülkeler bu kez; İspanya, Türkiye, Vietnam, Japonya, Güney Kore, Hollanda, Okyanusya ve Avustralya olmuş. Bu ilk 18 ülke dünyada salgın nedeniyle ölenlerin %61,02'sini (3.856.470/6.320.150) oluşturuyor. Yani dünyadaki salgın nedeniyle her yüz kişiden 61'i bu ülkelerde ölmüş. 

 

Vaka sayısı ile 10.ncu sıradaki Türkiye vefatlarda bu defa 12.nci sırada yer alıyor. 11.nci sıradaki İspanya bu grupta da aynı yerde. 16.ncı Hollanda da öyle. 15.nci Japonya bir sıra üste yani 14.ncülüğe yükselmiş. İran'ın vaka sayısı bakımından en son 18.nci sırada iken bu kez toplam ölüm sayısında 8.nci sıraya çıkmış olması oldukça ilginç. Almanya'nın da 5.nci sırada iken 9.ncu sıraya inmiş olması bir başka kayda değer bir durum.

 

Vaka ve vefat sayıları ülke nüfuslarının farklı olması sebebiyle çok doğru bir ölçüt olmayabilir. Zira ölüm oranı diye nitelendirilebilecek can kaybı/vaka kriterine baktığımızda çok daha farklı bir sıralama ortaya çıkıyor: Brezilya, Rusya, İran, Arjantin, Hindistan, ABD, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık, Türkiye, Almanya, Fransa, Vietnam, Japonya, Hollanda, Okyanusya, Güney Kore ve Avustralya.

 

Bu listedeki en belirgin ülke vaka sayısı bakımından 3.ncü sıradaki Brezilya. Bu ülke toplam ölümlerde 2.nci, en yüksek ölüm oranı (2,14%) ile de 1.nci sırada yer alıyor. 2.nci sıradaki Hindistan, toplam ölümlerde 3.ncülüğe, ölüm oranında ise (1,22%) 5.nci sıraya iniyor. Dünyanın toplam vaka ve ölüm sayısında 1 numarası ABD ise ölüm oranı (1,19%) konusunda Hindistan'ın ardında 6.ncı sırada görünüyor.

 

İran ve Arjantin bu konuda hayli ilginç iki ülke. Vaka sayısında 18.nci olarak en sonda yer alan İran, toplam ölümde 8.nci olurken, 1,95%'lik yüksek ölüm oranıyla 3.ncülüğe tırmanmış. 13.ncü sıradaki Arjantin ölümlerde 10.ncu, 1,40%'lık ölüm oranıyla da 4.ncü olmuş.         

        

İspanya (11-11-8 0,86%),Türkiye (10-12-10 0,66%), Vietnam (12-13-13 0,40%), Japonya (15-14-14 0,34%), Hollanda (16-16-15 0,28%) ve Avustralya (17-18-18 0,12%) tüm veriler açısından durumu hemen hemen aynı seviyelerde görünen ülkeler.

 

Hepsinden ilginç ve güzel olanı Türkiye'nin durumu. Türkiye vaka sayısı açısından 10.ncu, Toplam ölümde 12.nci, Ölüm Oranında 10.ncu sırada olmasına rağmen iyileşme oranı bakımından 99,33% gibi en yüksek orana sahip. Bu alanda Türkiye'yi; Hollanda (99,31%), Hindistan (98,73%), Birleşik Krallık (98,50%) ve Güney Kore (98,20%) takip ediyor.