Str.3.3.1 Hedefleri
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından üçüncüsü;‘AMAÇ.3-İYİ
İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’la ilgili çalışmamıza devam
ediyoruz. Geçen haftalarda, ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ şeklindeki stratejik
amacımız ve onun ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç
birliği yapma’ stratejisiyle ilgili 14, ‘StrA.3.2-Büyümüş, müreffeh ve itibarlı olmak’ şeklindeki ikinci stratejik amacımızın
‘Str.3.2.1-Sürekli değişim-dönüşüm ve
gelişim’ stratejisiyle ilgili 11 olmak üzere toplam 25
hedefiyle ilgili
düşüncelerimizi yazmıştık. Bu hafta aynı vizyonun ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ stratejik amacının ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde;
mutlu, huzurlu ve umutlu olma’ stratejisiyle ilgili hedeflerin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’ değerlendirmelerimizi paylaşacağız. Bu
kapsamdaki hedefler; ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’(2),
‘10-SAĞLIK’ (1) ve ‘12-
KENTLEŞME VE ÇEVRE’ (4) olmak üzere toplam 7 adet. Bu noktada yine belirtmiş
olalım ki; şayet vizyonumuzun temel ayaklarından biri ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’ ise, onun
‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir
Susurluk’ Stratejik Amacının olmazsa olmazı ‘Str.3.3.1-İnsanların
sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olma’ stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin
gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL?’ elbetteki bu stratejimizin uygulanmasıyla
gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf
taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak
olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu
olması’ stratejisine uygun hareket ederse; var olan güçlü yönlerini daha güçlü
yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan
yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse neticede ‘İyi İnsanların Yaşanabilir Şehri
Yeşil Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.

Daha önceki aşamalarda ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’’
alanında;
orta vadede karşılaşılabilecek zayıflık ve tehditlere karşı, ‘HDF.3.3.1.01-Sosyo-kültürel yapı ve
değerlerimiz üzerinde araştırma yaptırmak’ ve ‘HDF.3.3.1.02-İnsanımız ihtiyacı
yaşam merkezlerini çoğaltmak’ şeklinde de 2 hedef belirlenmişti. Bu bağlamda göçer Yörüklerle
birlikte, yoğun Balkan ve Kafkas göçmenlerine de yurt olan bölgemizin kültürel çeşitliliği oldukça dikkat çekici.
Zira ilçemizde
yerli manavlardan, muhacir ve romanlara kadar geniş bir kültürel
dokunun izleri bulunuyor. Bu açıdan KEŞFEDİLMEYE HAZIR ZENGİN
SOSYO-KÜLTÜREL YAPI VE DEĞERLER SÖZ KONUSU. Çok sayıda camimiz geçmişten gelen güçlü manevi yapımızı temsil ediyor. YAŞANMIŞLIKLARI OLAN ZENGİN BİR SOSYAL HAYAT BİRİKİMİMİZ
VAR. BELKİ BİRAZ ÜZERİ KÜLLENMİŞ O KADAR. BİRAZ ÜFLENSE ALTINDAKİ KOR MEYDANA ÇIKACAK. Mesela
Susurluk halkı için kahve
kültürü, düğünler, çay bahçesi ve
şehir parkına gitmek çok önemli. Bu
manada kahvelerden kütüphaneli cafe türü ‘Kıraathane’ işletmelerine,
parktan ‘Millet bahçesi’ne dönüşüm gençleri memnun edeceği gibi aileleri de mutlu edecektir. BUNUN İÇİN ELBETTE GELİR DÜZEYİNİN ARTMASI, YENİ İŞ SAHALARI, BÜYÜME VE EKONOMİK GÜÇLENME GEREKİYOR. GİDEREK GELİŞECEK BÖYLE BİR ZEMİNDE; GÜÇLÜ DEĞERLER, GELENEKLER, ZENGİN BİR
FOLKLOR VE EĞLENCE ALIŞKANLIKLARI BİR KEZ DAHA YEŞERECEKTİR. Zira başka bazı yerler için tehdit olabilen ama bizim için şu anda karşı karşıya olduğumuz fırsat; Bölge dışından üzerimizde bir göç baskısının olmaması avantajı.
Böyle bir
gerçekliğin
bizde olmaması ya da hissedilmeyecek ölçüde az
yaşanması şimdilik Susurluk için bir
artı durumunda. ANCAK GENÇLERİN GİTMESİYLE KÖYLERİN BOŞALIYOR OLMASI VE GİDEREK ARTAN YAŞLI NÜFUS TRENDİ İSE BİZİ FARKLI BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA BIRAKIYOR. Köyden kente inme ülkemizde son yarım yüzyıldır süregelen
bir vakıa. Öte yandan
işsizlik, yüksek
tahsil ve daha iyi bir hayat arzusu vb. sebeplerle dışarıya çıkan gençlerimizle
birlikte yalnız kalan yaşlıların köyü terk ederek şehre inmesi neticesinde ilçede farklı bir göç yaşanıyor. BU DURUM AYNI ZAMANDA SOSYAL DOKUMUZU DA YILDAN YILA
ZAYIFLATIP KÖTÜLEŞTİRMEKTE. HUZUR İÇERİSİNDE YAŞANABİLEN, ÇEVREYE DUYARLI İYİ İNSANLAR ŞEHRİ OLMA STRATEJİSİ PLANLI
BİR BÜYÜME VE YERLEŞİM GEREKTİRİYOR. Bu
sebeple her konuda olduğu gibi bu istikamette de bilinçli yürümek çok çok önemli.
Meselâ, SOSYO-KÜLTÜREL YAPI VE DEĞERLERİMİZ ÜZERİNDE ARAŞTIRMA YAPTIRILMASI Susurluğun bu alanda mevcut durumunu ve geleceğini aydınlatabilir.
İnşallah her şey yolunda giderse 2-3 sene içinde SUSURLUK
BİR ÜNİVERSİTE KAMPÜSÜNE KAVUŞABİLİR. BU GELİŞMENİN DE HEM EKONOMİK HEM DE SOSYAL BİR FIRSAT
OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMESİ İÇİN HİÇBİR SEBEP YOK. Böylece şehir merkezimiz önemli sayılabilecek bir öğrenci kitlesine ev sahipliği yapacak. Hiç kuşkusuz GENÇ BİR KİTLE SUSURLUK
İÇİN HEM BİR GENÇLİK AŞISI, HEM DE SOSYOEKONOMİK CANLILIK ANLAMINA
GELECEK. ZİRA DIŞARDAN GELEN BU GENÇLERİN BARINMA, YEME İÇME, EĞLENME VE SOSYOKÜLTÜREL İHTİYAÇLARI KARŞILANMAK ZORUNDA. Örneğin o zaman bu ilçede sinema da olacak, kütüphane de.
Yeşil alanlar da olacak, spor tesisleri de. Susurluk zaman zaman konserlerin
verildiği, tiyatro eserlerinin oynandığı bir yer olacak. O halde orta vadede
vites büyüterek İNSANIMIZ
İHTİYACI YAŞAM MERKEZLERİNİN ÇOĞALTILMASI hedefine
odaklanmamız gerekiyor. Zira geleceğe yönelik olarak ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’ vizyonumuz
ve ‘StrA.3.3-Yeşil ve
yaşanabilir bir Susurluk’ şeklinde bir Stratejik
Amacımız var. Bu yolda, ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejisi
izlenecek olursa amaca ulaşılabilir.
Bu haftanın ikinci konusu ’10-SAĞLIK’ alanında; orta vadede karşılaşılabilecek ‘THD.10.2-Coronavirüs gibi
küresel salgınlar’ gibi tehditler için hazırlıklı olunması
gerektiği öngörülmüştü. Sonuçta stratejik
planın uygulanmasıyla bu gibi tehditlerden sakınmak üzere ‘Str.3.3.1-İnsanların
sağlık, huzur ve refah içinde;
mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejimiz olduğu değerlendirilerek;
‘HDF.3.3.1.03-Pandemik küresel salgınlara karşı yüksek
bilinç düzeyi, güçlü sağlık alt yapısı ve sağlam ekonomik yapıya erişmek’ şeklinde 1 hedef tespit edilmiş oldu. CORONAVİRÜS GİBİ KÜRESEL SALGINLAR, PANDEMİLER
SAĞLIK KONUSUNDA GELECEKTE SUSURLUĞUN GELİŞMESİNİ ZORLAŞTIRACAK, ENGELLEYECEK
VE ZARAR VEREBİLECEK BİR DIŞ TEHDİT. Şayet ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’ arzu
ediyor ve ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk‘ istiyorsak ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejimiz icabı gelecekte Coronavirüs gibi başka küresel salgınlarla da mücadele etmemiz gerekecek. BU
NEDENLE SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ DURUMUMUZU
DEĞERLENDİRİRKEN ŞU AN İTİBARİ İLE YAŞADIĞIMIZ PANDEMİ SÜRECİ GİBİ SALGIN TEHDİTLERİNİN DE İNSANIMIZ İÇİN NE BÜYÜK BİR RİSK
OLUŞTURABİLDİĞİNİ UNUTMAMAMIZ GEREKİYOR. Hele de böylesi
salgınların ilaveten yaygın ekonomik krizlere, bölgesel ve küresel sosyal-siyasi olumsuz
gelişmelere neden olabildiğini de dikkate alırsak. Bu nedenle her halukarda PANDEMİK
KÜRESEL
SALGINLARA KARŞI YÜKSEK BİLİNÇ DÜZEYİ, GÜÇLÜ SAĞLIK ALT YAPISI VE SAĞLAM EKONOMİK YAPIYA
ERİŞMEK hedefi hep önümüzde durmalı. Ki böylece orta ve uzun vadede de ilçemizde insanların sağlık, huzur ve
refah içinde;
mutlu, huzurlu ve umutlu yaşaması mümkün olabilsin.

Bu
haftanın üçüncü konusu,‘12- KENTLEŞME VE ÇEVRE’ için daha önce ilçemizin, ‘ZY.12.2-Mevcut
yapı stoğunun doğal afetlere uygun olmaması’ şeklinde zayıf bir
yönümüz, ayrıca ‘THD.12.3-Doğal Afet Ve Felaketler’ şeklinde orta vadede karşılaşılabilecek bir tehdit olduğu değerlendirilmişti.
Ayrıca Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu konularda ‘İnsanların sağlık, huzur ve
refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejimiz kapsamında;’HDF.3.3.1.04-Susurluğun mevcut yapı stoku envanterini
çıkarmak/güncellemek’, ‘HDF.3.3.1.05-İlçemizin depreme karşı dayanıklı konut
stokunu %60’ın üzerine çıkarmak’, ‘HDF.3.3.1.06-Susurluk deresi taşkın önleme
projesinin tamamlanmasını sağlamak’, ‘HDF.3.3.1.07-İlçemizin doğal afet ve
felaketler eylem planını gözden geçirip güncel tutmak’ şeklinde 4 hedefin
öngörüldüğünü biliyoruz. Türkiye, özellikle depremler ve seller gibi
doğal afetlerin etkili olduğu ülkelerden. 1999 yılında meydana gelen
yıkıcı deprem, binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuş ve ekonomi, hükümet, sanayi, sigorta sektörü ve kamu yönetimi üzerinde büyük finansal yıkıma neden olmuştu. Bu yüzden ÜLKEMİZDE DEPREMLER BAŞTA
OLMAK ÜZERE
DOĞAL AFETLERİN SIK YAŞANMASI DOĞAL AFETLERİ KENTLEŞME, KENT PLANLAMA SÜRECİNDE DİKKATE ALINMASI
GEREKEN ESAS UNSURLARDAN BİRİ HALİNE GETİRİYOR. İlçemizde mevcut binaların yangın, sel
ve deprem gibi afetlere karşı ne kadar uygun olup olmadığı konusunda yapılmış
bir çalışma
varmı yok mu bilmiyoruz. Bu sebeple bugün ve orta vadede Mevcut yapı stokunun doğal afetlere
uygun olmaması gerçeğini elde bir varsaymak gerekiyor. BU
ZAYIFLIK ORTA VADEDE YİNE UYGUN BİR ŞEHİR PLANLAMASIYLA KENTSEL DÖNÜŞÜM ZORUNLULUĞUNU DAYATIYOR. Mevcut
yapı stoku; Afad afet yönetimi terimleri sözlüğüne göre ‘hâlihazırda içinde oturulan, yaşanılan evler, iş
yerleri ve onların müştemilatı
ile bunların adedi’ anlamına gelen bir inşaat terimi. BELEDİYE
BAŞKANLIĞIMIZIN İLÇENİN DAHA
YAŞANIR OLMASI İÇİN
MUTLAKA ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TARAFINDAN 81 İLE GÖNDERİLEN KENTSEL DÖNÜŞÜM PLANLAMASINA YÖNELİK YÖNETMELİĞİ DİKKATE ALMASI
GEREKİYOR. Bunun için ilçedeki yapı stoku, stokun kalitesi ve
riskli alan tespitine yönelik
raporların hazırlanmasıyla işe başlanabilir. Varsa da güncellenmesiyle. Böylece devletin öncelikleri arasında yer alan kentsel
dönüşüm Susurluğun geleceği için de bir umut olabilir. ZİRA
KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİSİ HER KENT VE İLÇENİN KENDİNE ÖZGÜ DÖNÜŞÜM PLANLAMASI YAPMASINI ÖNGÖRÜYOR. BU SAYEDE BELDEMİZ DE,
BİR DÖNÜŞÜM ANAYASASI SAHİBİ
OLABİLECEK VE HAZIRLANAN BELGEYE GÖRE DÖNÜŞÜMÜNÜ YÖNETEBİLECEK. Ülkemiz başta deprem olmak üzere çeşitli afetlerden sıkça etkilenen bir coğrafyada bulunuyor.
SIK ARALIKLARLA YAŞAMIŞ OLDUĞUMUZ DEPREMLER ÜLKEMİZİN ÖNEMLİ BİR GERÇEĞİ VE NE YAZIK Kİ BÜYÜK CAN VE MAL KAYIPLARINA
NEDEN OLUYOR. Bir tabiat kanunu olarak bilinmesi gereken
depremler çok büyük acıların yaşandığı bir ‘afet’
olarak karşımıza çıkıyor.
Bu nedenle 2012 yılında AK Parti hükümetinin depreme yönelik olarak hazırladığı 6306
SAYILI ‘AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN’ İLE
BİRLİKTE ‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’ KAVRAMI GÜNDEMİMİZE GİRDİ. Bu
kanunda 'Riskli Yapı' ve 'Riskli Alan' diye iki çeşit tanım yapılmış. Halkın riskli
yapıların depremlere dayanıklı hale getirilmesi sürecini de ‘Kentsel Dönüşüm’ kavramı ile ifade etmeye başlaması sonucu 6306
sayılı kanun Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak telaffuz edilegeldi. SÜREÇ ŞEHRİN BİR BÖLÜMÜNÜN VEYA CİDDİ ANLAMDA BÜYÜK BİR KISMININ SİSTEMATİK
BİR ŞEKİLDE DEPREMLERE KARŞI RİSK DEĞERLERİNİN BELİRLENMESİYLE BAŞLIYOR.
DEPREMDE YIKILMASI VE YIKILIRKEN ÇEVREDEKİ DİĞER YAPILARA
ZARAR VERMESİ MUHTEMEL RİSKLİ TOPRAK ZEMİN VE RİSKLİ YAPILARIN KULLANIM DIŞINA ÇIKARILMASIYLA DEVAM EDİYOR.
BUNLARIN YERİNE TOPRAK ZEMİNİN YAPISINA UYGUN TEMELLİ YAPILARIN YAPILMASIYLA
SONUÇLANIYOR. Böylece söz konusu kamusal çalışmalarla muhtemel deprem
afetlerinde yaşanabilecek can ve mal kaybının en aza indirilmesi amaçlanmış. Öte yandan kentsel yaşam
merkezlerimiz, hızla artan nüfus ve ihtiyaçları ile sebebiyle planlaması olmayan
sağlıksız alt ve üst
yapılarla dolu. KENTLEŞME SÜRECİNİ İYİ
DEĞERLENDİREMEMİŞ OLDUĞUMUZDAN ÖTÜRÜ ÇARPIK YAPI STOKLARI BUGÜN EN ÖNEMLİ KENTLEŞME SORUNUMUZ. Hâlbuki günümüzde nüfusun yarısından fazlasının kentlerde
yaşıyor olması SEBEBİYLE KENTSEL ALTYAPININ TESİSİ,
GELİŞİM AŞAMALARI VE PLANLAMA SÜREÇLERİ STRATEJİK ÖNEMDE BİR KONU. İşte aynen bu gerekçelerle aynı vizyonun ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ stratejik amacı ve ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejisi uyarınca Mevcut yapı stokunun
doğal afetlere uygun olup olmadığı konusunda öncelikle ve bir an evvel SUSURLUĞUN MEVCUT YAPI
STOKU ENVANTERİNİ ÇIKARMAK/GÜNCELLEMEK gerekiyor. Bu yapılabildiği takdirde doğal
afetlere uygunluk konusunda daha somut çözüm ve hedefler geliştirilebilir.
Belediye başkanları da daha net projeler üretip halka sunabilirler.
Tabi ki büyümüş, müreffeh ve itibarlı bir Susurluk amaçlıyoruz. Ancak bunu yaparken İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ
YEŞİL SUSURLUK vizyonumuzdan
da vazgeçemeyiz. Çevre kirliliği gibi olabilecek Doğal Afet
Ve Felaketlere de
hazırlıklı olunması gereken öncelikli ve hayati önemde bir başka risk alanı. Balıkesir
ve ilçeleri
Kuzey Anadolu Fayı'nın güney
koluna ait fay segmentleri üzerinde yer alıyor. Ayrıca Susurluk
ve bazı ova köyleri
dere yatağının muhtemel etkileri altında. Geçmişte yaşanan Deprem, sel ve su
taşkınları gelecekte de Susurluk için stratejik birer tehdit. O nedenle YAPILACAK
PLANDA BU GİBİ DOĞAL AFET RİSKLERİNİN DİKKATE ALINMASI VE TEDBİRLERE ÖZEN GÖSTERİLMESİ ŞART. Doğal Afet
Ve Felaketler sadece
yıkıcı etkisiyle mal ve can varlığımız üzerinde olumsuz etki yapmıyor. Aynı
zamanda ekonomik ve sosyal hayatımızı da derinden etkiliyor. Üstelik gerek maddi gerek manevi
tahribatları da hemen giderilemiyor. Bugünümüzü harap eden bu gibi felaketler adeta
geleceğimizi de ipotek altına alıyorlar. O açıdan SUSURLUK GİBİ BİR İLÇEDE SÖZ KONUSU TEHDİT VE RİSKLERE
KARŞI SÜREKLİ GÜNCELLENEN DOĞAL AFET
PLANLAMALARININ OLMASI LAZIM. Bu
planlar böyle bir
felaket başımıza geldiğinde ne yapılacağı, nasıl hareket edileceğini düzenler. ANCAK
RİSKİ ÖNCEDEN GÖRÜP GEREKLİ DÖNÜŞÜM VE ALT YAPI YATIRIMLARINI
ZAMANINDA YAPABİLMEK ÇOK DAHA
AKILLICA OLACAKTIR. Bu sebeple aynı vizyonun ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ stratejik amacı ve ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejisi
uyarınca öncelikle İLÇEMİZİN DOĞAL AFET VE
FELAKETLER EYLEM PLANINI GÖZDEN GEÇİRİP GÜNCEL TUTMAK hedefini hayata geçirebilmek lazım. İkinci adım İLÇEMİZİN DEPREME KARŞI DAYANIKLI KONUT
STOKUNU %60’IN ÜZERİNE ÇIKARMAK olmalı. Ayrıca başlatılan SUSURLUK DERESİ TAŞKIN ÖNLEME PROJESİNİN TAMAMLANMASINI
SAĞLAMAK ilçemizin
sadece can ve mal güvenliği için değil sosyal ve ekonomik hayatı açısından da gerekli.
Stratejik Plan yapılabilirse, 2023 yılından
itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için vizyonumuzun ikinci ayağı ‘‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL
SUSURLUK’’ ve ‘StrA.3.3-Yeşil
ve yaşanabilir bir Susurluk’ şeklindeki üçüncü stratejik
amacının ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık,
huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olma’ stratejisi ile ilgili yapacak çok şey var. Ancak bunun
için öncelikle geçmişten gelen değerlerimizi unutmamak gerekiyor. Meselâ ‘DEĞ.1-İyilik’ kültürü ile bir ‘Önce Vatan’ şehri
olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle değerler. ‘DEĞ.4-Yardımseverlik’
meziyetlerimiz de öyle. Ayrıca içerde ve
dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ımız var.
‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’ ve ‘DEĞ.7-El sanatlarımız’ ile sahiplenilmesi
gereken ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve
tesislerimiz’ de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede
İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK için ‘DEĞ.9-Ulaşım
ağları üzerindeki konumumuz’ ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi
gereken bir avantaj. ‘DEĞ.11-Bozulmamış
doğal çevre’miz ise bizden sonraki nesillere aktaracağımız bir emanet
durumunda. ‘İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olma’ konusunda
bu değerlerimizden niçin yararlanmayalım ki? Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak
amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla
yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin
gerektirdiği duruma göre işe bazen İlçe Halk
Eğitim Müdürlüğü (İHE), Kaymakamlık (K), İlçe Sağlık Müdürlüğü (İSM) veya Belediye(B) liderlik etmesi gerekiyor. Onlara da yerine göre Kent Konseyi (KK), İlçe Gençlik Spor Müdürlüğü (İGSM) ile Siyasi Partiler (SP), Ticaret Sanayi Odası Borsa
(TSOB) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları (STK) destek
verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Çevre ve
Şehircilik Bakanlığından(ÇŞB), Sağlık Bakanlığı (SB), Gençlik Spor Bakanlığı
(GSB), Büyükşehir Belediye Başkanlığı (BBB) ve Devlet Su İşleri Gen.Müd. (DSİ) yardım
almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar
Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında
yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; 17 Eylül Üniversitesi (ÜN),
Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesinden (BBB) de yararlanılabilmeli. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan
Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce
insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma,
İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun
temel ilkeleri olmak durumunda.
yyalcin3@gmail.com