6 Ekim 2021 Çarşamba

06 Ekim 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı234..................................Str.3.3.2 ve 3.3.3 Hedefleri

Str.3.3.2 ve 3.3.3 Hedefleri

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından üçüncüsü;‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’la ilgili çalışmamıza devam ediyoruz. Geçen haftalarda,  ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ şeklindeki ilk stratejik amacımız ve onun ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma’ stratejisiyle ilgili 14, ‘StrA.3.2-Büyümüş, müreffeh ve itibarlı olmak’ şeklindeki ikinci stratejik amacımızın ‘Str.3.2.1-Sürekli değişim-dönüşüm ve gelişim’ stratejisiyle ilgili 11 ve StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ başlıklı üçüncü stratejik amacımızın ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olma’ stratejisiyle ilgili 7 olmak üzere toplam 32 hedefiyle ilgili düşüncelerimizi paylaşmıştık. Bu hafta aynı vizyon ayağının ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ stratejik amacının ‘Str.3.3.2- Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ stratejisiyle ilgili 4 ve ‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejisiyle ilgili de 3 olmak üzere toplam 7 hedefinin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’ değerlendirmelerimizi okuyacaksınız. Bu kapsamda; ‘Str.3.3.2- Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ stratejisiyle ilgili hedefler; ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’(1), ‘02-KONUM’(1) ve ‘12- KENTLEŞME VE ÇEVRE’ (2)  olmak üzere toplam 4 adet. Diğer 3 adetlik hedef ise ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ alanı ve ‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejisiyle ilgili. Bu noktada yine belirtmiş olalım ki; şayet vizyonumuzun temel ayaklarından biri ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’ ise, onun ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ Stratejik Amacının olmazsa olmazları ‘‘Str.3.3.2-Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ ve ‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejileridir. O nedenle bu istikametler üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL?’ elbette ki bu stratejilerimizin uygulanmasıyla gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ ve ‘İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejilerine uygun hareket ederse; var olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse neticede ‘Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ amacı ile ‘İyi İnsanların Yaşanabilir Şehri Yeşil Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.

Daha önceki aşamalarda ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’’ alanında; Susurluğun orta vadede ‘FRS.01.1-Göç baskısının olmaması’ fırsatından yararlanabilmesi için, HDF.3.3.2.01-Muhtemel göçleri nüfusun %10’u ile sınırlı tutmak’  şeklinde de 1 hedef belirlemiştik. Bugünden örnekleri görüldüğü gibi GELECEKTE DE GİDEREK ARTAN İSTİHDAM İMKÂNLARI, DIŞARDAN İLÇEMİZE İŞGÜCÜ AKIŞINI HIZLANDIRABİLİR. Ancak BU TÜR GÖÇLER BAŞKA BAZI OLUMSUZLUKLARI DA BERABERİNDE GETİRİR. Bize has değerlerimizi ve huzurumuzu koruyarak gelişmek istiyorsak; ‘Str.3.3.2-Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ stratejimiz çerçevesinde MUHTEMEL GÖÇLERİ NÜFUSUN %10’U İLE SINIRLI TUTMAK zorundayız. O nedenle BİR TARAFTAN KALKINMA, GELİŞME VE GÜÇLENME İÇİN ÇALIŞIRKEN ‘YEŞİL VE YAŞANABİLİR BİR SUSURLUK’ İÇİN GELECEĞE YÖNELİK BU GİBİ TEDBİRLERİN DE İHMAL EDİLMEMESİ GEREKİYOR.

                        Bu haftanın ikinci konusu02-KONUM’ bahsi için;‘GY.02.2-Beldemizin diğer ilçelerle karşılaştırıldığında nispeten daha bakir olması’ gibi bir güçlü yanı bulunduğu değerlendirilmiş ve stratejik plan uygulanmasıyla bu güçlü yönün ‘Str.3.3.2- Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ stratejimiz çerçevesinde orta vadede; ‘HDF.3.3.2.02-Huzuru, çevreyi ve iyiliği yaşatmak’ şeklinde 1 hedefle daha güçlü hale getirilebileceği öngörülmüştü. İLÇEMİZ İSTANBUL, BURSA, İZMİR ÜÇGENİNİN İÇİNDE. ÖZELLİKLE ÇANAKKALE-BALIKESİR BÖLGESEL PLANI KAPSAMINDA VE İKİ ANA AKSTA GELİŞEN OTOYOLLARIN ODAĞINDA YER ALIYOR. Buna hızlı tren projesi ve demiryolu aksı da ilave edildiğinde Susurluğun çok önemli bir stratejik konuma sahip olduğu açık. ANCAK MAALESEF İLÇE SINIRLARI DÂHİLİNDE ULUSLARARASI ÇAPTA BÜYÜK SANAYİ TESİSLERİ VE TİCARİ YATIRIM BULUNMUYOR. EKONOMİK OLARAK BAZI SANAYİ TESİSLERİNE SAHİPSEK DE BUNLAR DAHA ZİYADE ULUSAL ÇAPTA VE ORTA-KÜÇÜK ÖLÇEKTE İŞLETMELER. Buna karşılık her sektörden yatırıma müsait geniş bir arazi varlığımız var. SÖZ KONUSU AVANTAJLAR YÖREMİZİ İSTANBUL SANAYİSİNDEN İLÇEMİZE KAYACAK OLANLAR İÇİN OLDUKÇA UYGUN BİR KONUMA YÜKSELTİYOR. Diğer yandan Yol üstü konumumuz ve bölgemizdeki Ulaşım ağlarının giderek daha da güçlendiriliyor olması gibi fırsatlar ilçemiz için orta vadede etkisini devam ettirecek avantajlar. Neticede bunlar kalkınma, sanayi, yatırım ve gelişme için önemli faktörler. ANCAK HİÇ ŞÜPHE YOK Kİ İLÇEMİZ İÇİN ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’  OLSUN VİZYONUMUZA DA ULAŞMAK İSTİYORUZ. Yine bu konuyla alakalı ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ başlıklı bir Stratejik Amacımız ve ‘Str.3.3.2-Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ stratejimiz var. İşte bu bağlamda gelişme, güçlenme ve büyüme arzumuz yanında HUZURU, ÇEVREYİ VE İYİLİĞİ YAŞATMAK gibi hedefler bizim dengemizi sağlayacak. Bizim için olmazsa olmaz bir istikamet çiziyorlar. 

 

Bu haftanın üçüncü konusu,‘12- KENTLEŞME VE ÇEVRE’ için daha önce ilçemizin, ‘ZY.12.3-Kentsel ve çevresel altyapı yetersizliği’ şeklinde zayıf bir yönümüz olduğu değerlendirilmişti. Bu nedenle orta vadede Str.3.3.2-Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma stratejimiz istikametinde;’HDF.3.3.2.03-İlçenin orta vadede ihtiyacı olan öngörümünü ve kent planlamasını güncellemek’ ve ‘HDF.3.3.2.04-Susurluğun kentsel ve çevresel altyapı projelerini kent planlaması çerçevesinde yürütmek’ şeklinde 2 hedef öngörülmüş ve zayıf yönümüzün bu hedeflerle telafi edilebileceği düşünülmüştü. Türkiye, özellikle depremler ve seller gibi doğal afetlerin etkili olduğu ülkelerden. Bu yüzden ÜLKEMİZDE DEPREMLER BAŞTA OLMAK ÜZERE DOĞAL AFETLERİN SIK YAŞANMASI DOĞAL AFETLERİ KENTLEŞME, KENT PLANLAMA SÜRECİNDE DİKKATE ALINMASI GEREKEN ESAS UNSURLARDAN BİRİ HALİNE GETİRİYOR. Öte yandan kentsel yaşam merkezlerimiz, hızla artan nüfus ve ihtiyaçları ile sebebiyle planlaması olmayan sağlıksız alt ve üst yapılarla dolu. KENTLEŞME SÜRECİNİ İYİ DEĞERLENDİREMEMİŞ OLDUĞUMUZDAN ÖTÜRÜ ÇARPIK YAPI STOKLARI BUGÜN EN ÖNEMLİ KENTLEŞME SORUNUMUZ. Bu kapsamda sürdürülebilir gelişimin ve planların en temel sorunu Kentsel ve çevresel altyapı yetersizliği, yani kentsel teknik altyapı hizmetlerinin kent ihtiyaçlarına yeteri kadar cevap verememesi. KENTSEL VE ÇEVRESEL ALTYAPI YETERSİZLİĞİ BUGÜN OLDUĞU KADAR ORTA VADEDE DE ŞEHİR VE BELDELERİMİZİN MUTLAKA BAŞ EDİLMESİ GEREKEN ZAYIFLIKLARINDAN BİRİ. Hâlbuki günümüzde nüfusun yarısından fazlasının kentlerde yaşıyor olması sebebiyle kentsel altyapının tesisi, gelişim aşamaları ve planlama süreçleri stratejik önemde bir konu. BUNUN NEDENİ; KENT İNŞA ETMENİN OLMAZSA OLMAZI KENT PLANLAMASI İLE KENTSEL ALTYAPI ARASINDAKİ HASSAS DENGENİN KURULAMAMASINDAN KAYNAKLANIYOR. Bu sebeple ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ stratejik amacı ve ‘Str.3.3.2-Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ stratejisi uyarınca bu zafiyetlere karşı İLÇENİN ORTA VADEDE İHTİYACI OLAN ÖNGÖRÜMÜNÜ VE KENT PLANLAMASINI GÜNCELLEMEK öncelikli hedef olarak ortada. İlaveten ve mutlaka SUSURLUĞUN KENTSEL VE ÇEVRESEL ALTYAPI PROJELERİNİ KENT PLANLAMASI ÇERÇEVESİNDE YÜRÜTMEK gerekiyor. BÖYLECE KENTSEL PLANLAMA İLE ALTYAPI PROJELERİ ARASINDA BELLİ BİR DENGE KURABİLİR, yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk yolunda, içinde huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı bir şehir olma yolunda daha güvenle ilerleyebiliriz.

  Bu haftanın dördüncü konusu, ‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejisiyle ilgili olarak ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ için daha önce ilçemizin, ‘GY.01.1-Henüz çok yaşlanmamış bir nüfus’ şeklinde güçlü bir yönü, ayrıca ‘FRS.01.1-Göç baskısının olmaması’ şeklinde orta vadede yararlanılabilecek bir fırsatı olduğu değerlendirilmişti. Neticede bu bağlamda;’HDF.3.3.3.01-Uygun köy ilkokullarını açmak’ , ‘HDF.3.3.3.02-Gençlerin iş garantisi ile Susurluk’ta okumasını ve kalmasını sağlamak’ ve ‘HDF.3.3.3.03-Sivil toplum örgütlerine katılımı arttırmak’ şeklinde 3 hedef öngörülmüştü. Susurluk’ta kilometre kare başına 36,6 kişi yaşıyor. Oysa bu yoğunluğun Türkiye ortalaması 104, Balıkesir ili ortalaması ise 84 kişi. BU ÖLÇÜTLER; BİR YANDAN BELDEMİZİN BANDIRMA, GÖNEN, KARACABEY VE M.K. PAŞA GİBİ İLÇELERLE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA ‘NİSPETEN DAHA BAKİR’ OLDUĞUNU GÖSTERİRKEN, ‘SÜREKLİ KAN KAYBETTİĞİ’  YÖNÜNDE OLUMSUZ BAZI İKAZ İŞARETLERİ ANLAMINA DA GELİYOR. Hiç kuşkusuz üretkenlik, kalkınma, güçlü sosyal hayat; çocuk ve gençle mümkün. İYİLİĞİN BU ŞİRİN YURT KÖŞESİNDE BİTMEMESİNİ İSTİYORSAK ONUN BU GÜNÜN ORTA VE İLERİ YAŞLI İNSANLARIYLA ÖLÜP GİTMESİNE DE SEYİRCİ KALAMAYIZ. O SEBEPLE İNSAN ODAKLI DÜŞÜNMEYE, ÇÖZÜMLER ÜRETMEYE MECBURUZ. ‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejimiz işte bunun için. Meselâ bu kapsamda: UYGUN KÖY İLKOKULLARININ AÇILMASI önemli bir ilk adım olabilir. Öte yandan GENÇLERİN İŞ GARANTİSİ İLE SUSURLUK’TA OKUMASI VE KALMASI  Susurluk için kesinlikle stratejik bir konu. Ancak bu tür adımlar yöredeki sivil toplum örgütlerinin katılım ve desteği ile mümkün. Öyleyse, ilçemizde vizyonumuzu destekleyen, stratejilerimize katılan ve hedeflerimizi gerçekleştirmemize yardımcı olan SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE KATILIMI ARTTIRMA gibi bir ödevimiz de var. Böylece bu hedefler ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ stratejik amacımızın gerçekleşmesini sağlayabilir. Mevcut sorunlara orta vadede çözümler getirebilir.

Stratejik Plan yapılabilirse, 2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için vizyonumuzun ikinci ayağı ‘‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’ ve ‘StrA.3.3-Yeşil ve yaşanabilir bir Susurluk’ şeklindeki üçüncü stratejik amacının ‘‘Str.3.3.2-Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ ve ‘‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejileri ile ilgili yapacak çok şey var. Ancak bunun için öncelikle geçmişten gelen değerlerimizi unutmamak gerekiyor. Meselâ ‘DEĞ.1-İyilik’ kültürü ile bir ‘Önce Vatan’ şehri olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle değerler. ‘DEĞ.4-Yardımseverlik’ meziyetlerimiz de öyle. Ayrıca içerde ve dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlarımız var. Sahiplenilmesi gereken ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK için DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi gereken avantajlar. ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz ise bizden sonraki nesillere aktaracağımız bir emanet durumunda. ‘Huzur içerisinde yaşanabilen, çevreye duyarlı iyi insanlar şehri olma’ ve ‘‘Str.3.3.3-İnsan odaklılık, gençlerini ve çocuklarını önemseme’ stratejilerimizi uygularken bu değerlerimizden niçin yararlanmayalım ki? Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin gerektirdiği duruma göre işe bazen Kaymakamlık (K), Belediye(B), İlçe Nüfus Müdürlüğü (İNM), İlçe Emniyet Müdürlüğü (İEM), İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü (İMEM) veya Kent Konseyi (KK)  liderlik etmesi gerekiyor. Onlara da yerine göre Siyasi Partiler (SP), Sivil Toplum Kuruluşları (STK), Ticaret Sanayi Odası Borsa (TSOB) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile İlçe Müftülüğü (İM) destek verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Çevre ve Şehircilik Bakanlığından(ÇŞB) ve Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) yardım almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; 17 Eylül Üniversitesi (ÜN) ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesinden (BBB) de yararlanılabilmeli. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda. 

yyalcin3@gmail.com

4 Ekim 2021 Pazartesi

04 Ekim 2021 23:30 Pazartesi CORONA GÜNLERİ...............................Üçüncü dalgadayız

Üçüncü dalgadayız

Bugün 04 Ekim 2021 Pazartesi. Bu yazıyı facebook'un sustuğu, WhatsApp ve instagramın çalışmadığı tarihi saatler sonrasında ancak paylaşabiliyorum. 

Belki kıyamet kopmadı ama neler olabileceği hakkında da bir fikir verdi herkese. Çünkü bu kadar bağımlılık gelecekte bir "küçük bir dijital kıyamet" nedeni olabilir insanoğlu için. 

Elbette olayın pek çok boyutu var. Kuşkusuz bilim insanları, iş dünyası ve siyasiler için yeni sorumluluklar gündemde. Gerçekten düşündürücü bir konu.

 

Coronavirüs salgını ülkemizde 571.ncü gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 650 gün geçti. Ekim ayının ilk haftası verileri dünyada ve ülkemizde 3.ncü dalganın yaşandığını gösteriyor.  Şu farkla ki artan vakalara karşın can kayıpları yaygınlaşan aşı uygulamasına paralel olarak daha düşük seyrediyor.


Görünen o ki sonbahar girerken ülkemizde vakalar 30 bin sınırında. Vefatlarda ise maalesef hala 200'ün altına düşebilmiş değiliz. Okullar açıldı. Tatil dönüşü hareketliliği bitti ama yoğunluk yine büyük şehirlere taşındı. Umutlar aşılama oranının %80-90'lara ulaşarak toplumsal bağışıklığın sağlanmasında.

 

Bugün itibariyle dünya genelinde koronavirüs toplam vaka sayısı 236 milyona yaklaşmış (235.906.691) durumda. Günlük vaka 202.065, can kaybı ise 3.018 olarak gözüküyor. Böylece toplam can kaybı da 5 milyona (4.818.670) ulaşmak üzere.

 

Dünyada son hafta bir önceki haftaya göre %1,4 artışla 3.209.927 (235.906.691 - 232.696.764) covid vakası kayıtlara geçmiş. Günlük ortalama 458.561 vaka ediyor. Geçen hafta bu sayı 411.006 idi, artış oranı 11,6%. 

 

Yine geçtiğimiz haftada bir önceki haftaya göre %1,1 artışla 54.606 (4.818.670 -4.764.064) can kaybı olmuş. Bu günlük ortalama 7.801 ölüm demek. Oysa geçen hafta bu rakam 7.234 idi, artış oranı 7,8% olarak gerçekleşmiş.  

 

Halen 18.260.643 kişi tedavi altında, geçen haftaya göre %1,8 azalış (18.260.643 - 18.591.694) var. Aynı şekilde halen durumu kritik olanlar 86.636 kişi görünüyor. Bu da geçen haftaya nazaran (86.636 - 92.860) %6,7 azalma gösteriyor.

 


Ülkemizde de koronavirüs vakalarının toplamı 7 milyonu (7.267.047) toplam vefat sayısı da 65 bine (64.909) yaklaşıyor. Bir önceki haftaya göre %2,8 artışla 200.389 (7.267.047 - 7.039.500) covid vakası kayıtlara geçmiş. Günlük ortalama 28.627 vaka ediyor. Geçen hafta bu sayı 27.392 idi, artış oranı 4,5%. 

Yine geçtiğimiz haftada bir önceki haftaya göre %1,1 artışla 1.537 (64.909 -63.372) can kaybı olmuş. Bu günlük ortalama 220 ölüm demek. Oysa geçen hafta bu rakam 224 idi. Bu da vefatlarda haftalık ortalama 1,9% oranında bir azalma olduğunu gösteriyor.  

 

Halen 482.740 kişi tedavi altında görünüyor. Burada geçen haftaya göre çok küçük bir oranda %0,04 artış (482.740 - 480.851) olmuş. 4 Ekim itibariyle iyileşenlerin toplamı 6.719.398'a ulaşmış durumda. Bu da toplam vakaların %92,46'sı demek. Geçen Pazartesi günü bu oran %92,30 idi. Yani küçük de olsa (%0,016) artış sürüyor.

 

Ülkemizde son hafta boyunca vaka sayıları 27 ile 29 bin arasında seyretmiş. Ortalama 28.627'ye denk geliyor. 27 Eylülde 27.188 iken, 29 eylülde 29.386 ile zirve yaparak; 30 Eylülden itibaren 29.104, 28.873, 27.973, 27.351'e kadar düşmüş ama bugün itibariyle yine 28.810'e yükselmiş. Son iki günkü düşüşlerin hafta sonu rakamları olduğunu unutmamak lazım.

 

Günde ortalama 354.058 test yapılırken, ortalama vaka/test oranı da %8,03 olmuş. Geçen hafta bu oran %7,83 idi. Burada bir yükselme var ve dikkat çekici.

 

Öte yandan vefat sayılarındaki dalgalı seyir sürüyor. Geçen hafta ortalama günde 224  vefat olurken bu hafta ortalama 218'e düşmüş ama 4 ekim yani bugün yeniden 248'e çıktığını da unutmayalım. 27 Eylülde 206 iken, 28 eylülde 239'a çıkmış. Sonra da gerileyerek; 227, 216, 210, 203 olmuş ve en nihayet 3 ekimde 200'ün altına düşerek 194'e kadar gerilemiş. Ama bugün yine 248 olarak gerçekleşmiş. Bu rakamlar aşı uygulamasının vefatları 200 dolayında tuttuğunu gösteriyor.

 


Sağlık Bakanlığı verilerine göre 04 Ekim itibariyle en az 1 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfus 87,22% seviyesine ulaşırken 2. doz ortalaması da 72,91% olmuş. Ayrıca 1.(54.140.738), 2. (45.258.194) ve 3.(10.538.215) doz aşısını yaptıran vatandaş sayısı toplamda 110.745.658'e yükselmiş durumda. 

Bir hafta önce 27 Eylül itibariyle en az 1 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfus 86,28%  ve 2. doz ortalaması ise 70,59% idi.  Aynı gün 1., 2. ve 3. doz aşısını yaptıran vatandaş sayısı toplamı da 108.305.902 olmuştu. Bu verilere göre; her gün ortalama 363.156 doz aşılama yapıldığı ve geçen haftaya göre (399.369 -  363.156) 9,1% azalış olduğu görülüyor.

 

Aşılama oranlarında artış sürüyor. Aşı haritasında mavi renkli illerin sayısı da git gide çoğalıyor. Aşılama risk haritasında ikinci doz aşı oranında sarı kategoride bulunan Çorum ve Tekirdağ yüzde 75'i geçerek mavi kategoriye geçerken, Niğde ve Kahramanmaraş ise sarı kategoriye geçti.

 

En az iki doz aşı uygulananların oranının en yüksek olduğu 10 il; Kırklareli, Muğla, Ordu, Amasya, Eskişehir, Çanakkale, Edirne, Balıkesir, Burdur ve Osmaniye oldu. En az iki doz aşı yapılanların oranının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Diyarbakır, Muş, Mardin, Bitlis, Siirt, Bingöl, Ağrı ve Şırnak olarak sıralandı.

 

Bakan Koca yaptığı açıklamada, tedbirlerdeki yorgunluğa dikkat çekerek,"Tabloda sık sık endişe verici vaka ve vefat sayıları görüyoruz. Daha iyi durumda olduğumuz dönemler de var. Art arda iniş çıkışlar geliyor. Bu bir kısır döngü mü? Tedbirlerde tekrarlanan yorgunluğa bakılırsa, evet. Ama aşının yakında bu döngüyü kıracağını unutmayın. Toparlanalım!" ifadelerini kullanmış.