13 Haziran 2022 Pazartesi

14 Haziran 2022 Salı 06:30 DÜŞÜNCELER.............................................Su ve hava nimeti

12 Haziran 2022 Pazar, 00:00

Yağmur yağıyor seller akıyor

Su hayattır. Hayatın doğuşunda su vardır. Canlıların varoluşu suyla başlamıştır. Kuşkusuz varlığın idamesi için de ona ihtiyaç duyarlar. Su yoksa can olmaz. Su olmayan yerde hayat da yoktur. Dünyamızda karalardan fazla göller, denizler ve okyanuslar var. Onlar olmasaydı uzaydan masmavi bir nazar boncuğu gibi görünebilir miydi dünya?

 

Baharda yemyesil olan tabiat su sayesinde canlanıp diriliyor. Bitkiler suyla, hayvanlar da bitkilerle beslenerek yaşıyor. İnsanlar da bitki ve hayvanlardan yararlanıyor. İnsanoğlu tarımı, bitki yetiştirmeyi, hayvan ehlileştirmeyi öğrenmiş. Neticede bu bir altın döngü. Şayet olmasaydı hayatın devamı da mümkün olmazdı.

 

Su cennet tasvirlerinde mutlaka yer alır. Kur'an-ı Kerim'de birçok yerde "altlarından ırmaklar akan cennetler" ifadesi var. Bu ifadenin “içinden ırmaklar akan cennetler” anlamında olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu ömrü boyunca içinden çıktığı cennete dönmek arzusundadır. Nasıl bedeni yüzde yetmiş seksen suysa, hayalleri ve rüyaları da suyla doludur. Suya bağımlılığı, suya olan sevgisi de bir bakıma bu hasret sebebiyledir.

 

Gördüğümüz bir akarsu, şırıl şırıl akan bir derecik bizi heyecanlandırır. Bir şelale, orman içinde bir gölcük, dağ başında bir çeşmeyi görüp te duygulanmamak mümkün mü? O yüzden eşsiz manzaraların ayrılmaz parçasıdır su. O yüzden şiirlere, şarkılara, öykü ve romanlara konu olmuştur.

 

Ama Rabbim her şeyi bir ölçü ve hikmetle yaratmış. Hayat veren su lüzumundan fazlasıyla ölümcül de olabiliyor. Her yıl binlerce insan suda boğularak ölüyor. Yüzbinlerce insan sellerin meydana getirdiği zarar dolayısıyla evsiz ocaksız kalıyor. Karın fazlası, yağmurun afat hali korkunç sonuçlara yol açıyor.

 

Bugün Ankara'da kırkikindi yağmurlarından biri daha yaşandı. Yarım saat, bir saat Kızılay'da hareket durdu. Caddeler adeta nehirlere dönüştü. Yağmur zaman zaman dolu şeklinde vurdu. O kadar şiddetliydi ki insanlar kendilerini güvenli yerlere alıp o süre içinde yağışın sakinleşmesini beklediler. Neticede bir yaz yağmuruydu ama nimetin bir anda nasıl tehdide dönüştüğünü gösteriverdi gören gözlere.

 

Su bir nimet, ona şek şüphe yok. O susuzluğumuzu gideren, temizliğimizi sağlayan, gözlere ve gönüllere inşirah veren bir nimet. Ağaçtaki meyvenin, tarladaki ürünün, çayırdaki yayladaki otun temel ihtiyacı. Ancak aynı nimet bir felaket, afat ve yıkım sebebi de olabiliyor. Bu yüzden nimete şükretmek, öte yandan afat ve felaketlerden Allaha sığınmaktan doğal bir şey yok. Dileriz son nefesimizde bizi yıkayıp arındıran da su olsun.

 

Kaynak <https://www.facebook.com/photo/?fbid=7938820076135635&set=a.3079998512017840>

14 Haziran 2022 Salı, 06:30

Bir nefes sıhhat gibi

 

Susuz üç gün durulabilir. Yemek yemeden üç hafta hayatta kalmak mümkün. Ancak oksijen olmadan sadece üç dakika yaşayabiliriz. Nefes aldığımız hava bu kadar önemlidir. Hava, %21'i Oksijen, %78'i Azot, %1'i Argon ve çok az miktarda diğer gazlardan oluşan bir gaz karışımı. İçinde %0,03 oranında karbon dioksit ve değişken miktarda su buharı (nem) bulunuyor. Elbette bu oranlarda da bir hikmet var. Rabbim onu da bir ölçüyle yaratmış. Herhangi birinin az ya da çok olması sıkıntıya yol açar.

 

Normal atmosferik basınçlar altında nefes alarak havadan %20’den fazla oksijen almak mümkün değil. Ancak nefesle birlikte akciğerlere çekilen havanın içinde bu oranlar değişir. Hava bu organın en uç noktaları olan alveol’lere giderken nemlendirilir ve buradaki su buharı diğer gazları seyreltir. Bu yüzden alveol’lerin içindeki gaz yoğunlukları atmosferdeki havadan farklı. Alveol’lerin içindeki hava; %14 oranında oksijen, %75 oranında azot, %5 karbon dioksit ve %6 su buharı içeriyor.

 

Oksijen sabit bir şekilde alveol’lerdeki hava tarafından emilirken, karbon dioksit de sabit bir şeklide alveol’lere nüfuz eder. Nefes hacmi ve ritmi artınca, oksijen oranı da artar. Yani alveol’lerin içine kan tarafından alınıp götürülebileceğinden daha fazla oksijen alınır. Bu da oksijenin alveol’lerin kılcal zarına doğru nüfuz edişini artırır ve kandaki oranının çoğalmasıyla sonuçlanır. Kandaki oksijen yoğunluğundaki artış ise, dokulardaki ve hücrelerin içindeki oksijen oranının da artışına yol açar.

 

Kan akışındaki hızlanma, hücrelere daha çok besin ve oksijen taşınmasına; hücrelerden daha çok karbondioksit ve diğer metabolik atığın toplanmasına neden olur. Yüksek miktarda oksijen dağıtımı, hücrelere metabolizma hızlarını artırma ve daha çok enerji üretme imkânı sağlar. Temiz hava bir yandan kanı temizlerken öbür yanda boşaltımı da kolaylaştırır. Neticede bir nefese bağlı sağlığımız ve hayatımız böylece devam eder.

 

Kuşkusuz bütün canlıların havaya ihtiyaçları var. Hatta denizin derinliklerinde yaşayan canlılar bile oksijen olmadan yapamazlar. Ancak insan için hava çok daha özel ve stratejik önemde. Havadaki kirlenme oksijen azot karbondioksit dengesini bozduğundan neticede canlılar için ölümcül sonuçlara yol açar. Hava kirliliği özellikle çocukların akciğer gelişimini olumsuz etkilemekte ve kirliliğin yoğun olduğu bölgelerde astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik hava yolu hastalıklarının nedeni olmaktadır.

 

İnsan ve diğer canlılara zarar verecek miktar ve süredeki kirleticilerin atmosfere karışması havanın fiziksel, biyolojik veya kimyasal olarak değişmesine yol açıyor ve kirlilik olarak adlandırılıyor.  Dünya nüfusunun hızla artmasına paralel olarak, artan enerji kullanımı, endüstrinin gelişimi ve şehirleşme hava kirliliğinin başlıca nedenleri. Bu kirlenme doğal dengeyi de bozuyor ve sadece havanın değil, suyun ve toprağın da kirlenmesi demek oluyor.

 

Atmosferin %78'ini oluşturan azot orman yangınları, şimşek gibi doğal atmosfer olayları ve yanma sonucunda meydana geliyor. Atmosferin hacim olarak %21'ini ve ağırlık olarak %23'ünü oluşturan oksijen ise oldukça reaktif bir gaz. Diğer gazlar ise atmosfer hacminin ancak %1'ini oluştururlar.

 

Atmosferi oluşturan bu gazların en kararsız olanları su buharı ve karbondioksit. Atmosferdeki su buharı miktarı, denizler, göller, nehirler ve bitkilerden olan buharlaşma ile artar. Bulutlardan sis, çiğ, kırağı, yağmur, kar ve dolu oluşumu ile de azalır. Bu olaylar, uzun sürede, birbirini öyle dengeler ki su buharının atmosferdeki miktarı değişmez. Karbondioksit ise normalde çok küçük yer teşkil eden bir bileşendir. İnsan ve hayvanların teneffüsü ve bitkilerin fotosentez olayı ile atmosferdeki miktarı dengede tutulur.

 

Bunların daha azı ya da daha çoğu insan sağlığı için tehlikeli. Bu anlamda hava nefes alan her canlı için hem hayatın idamesinin olmazsa olmaz şartı hem de ölümcül tehdididir. Mesela rüzgâr büyük bir nimettir. Yağış getirir, berekettir. Uzak mesafelere tohum taşır ve bu anlamda aşılayıcı olarak adlandırılmıştır. Ancak fırtına, kasırga vb. gibi atmosferik hava olayları, yaşamımızı olumsuz etkileyen tehditler arasında yer alırlar.

 

Hava olaylarını etkileyen en temel etken dünyanın güneş etrafında dönmesidir. Bu şekilde mevsimler meydana gelmekte ve hava olayları derinden değişmektedir. Güneş ışınlarının dik geldiği yerlerde hava sıcaklığı daha yüksekken, güneş ışınlarının yatay olarak geldiği yerlerde ise hava daha soğuktur. Yıl içerisinde güneş ışınlarının açısı sürekli olarak değişmektedir. Böylelikle sıcaklık değişimi olmakta ve hava olayları meydana gelmektedir.

 

Temiz hava insana sağlık bahşeder ve enerji kaynağıdır. Aynı zamanda yaşamayı keyifli kılan bir nimettir. Bunu yeşil bir çevrede, orman ya da su kenarında doyasıya hissedebilirsiniz. Öyleyse nefeslerimizin sayılı olduğu bu dünyada, üç dakikadan fazla onsuz yapamayacağımız bu olağanüstü nimetin kadrini bilmeliyiz. Atamız Kanuni Sultan Süleyman o ünlü gazelinde ne güzel dile getirmiş: "Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi/Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi".

 

Şükür nimeti çoğaltır derler, şükretmekte cimri olmamalı. Havanın kirlenmesinden, felaket haline dönüşen hava olaylarının şerrinden de yaradanımıza sığınmalı. Bunu yapabiliriz.

 

Kaynak <https://www.facebook.com/photo/?fbid=7949048628446113&set=a.3079998512017840>