18 Nisan 2020 Cumartesi

18 Nisan 2020 Cumartesi 13:00 CORONA GÜNLERİ.............................Karışık duygular

Ramazan geliyor

Günün gündemi; hafta sonu yaşanacak sokağa çıkma yasağı öncesi milletin panik ve telaş yapmadan ihtiyaçlarını karşılaması. Biraz abartılsa da bu ikaz ve yönlendirmeler doğru. Geçen haftaki manzaraların yaşanmaması lazım. Çünkü insanımızın coşkulu yapısı kitle psikolojisiyle birleştiğinde hiç te istenmeyen durumlar olabiliyor. Anlaşılan bu sefer iş öncesinden oldukça sıkı tutuluyor. İnceden inceye her şey düşünülüyor ve ayrıntılı tedbir alınıyor. İnşallah ceza söz konusu olduğunda günde yüz kere tekrar edilip duyurulan bazı yanlışların önü kesilir.

Önümüz ramazan, gerçi oruç ayıdır ama bakarsan sanki bol bol yeme içme ayı gibi görünür. İnsanlar her zamankinden fazla alışveriş eder, sofralar çeşit çeşit yemek ve tatlıyla donatılır. Pide gibi ramazanla bütünleşmiş asla vazgeçemediklerimiz vardır. Görüyorum ki şimdiden corona günlerinde ramazanın nasıl karşılanacağı ve yaşanacağına dair tedbirler alınıyor. Bugün yarın Diyanet de bir dizi uygulama duyuracaktır.

Salgından kurtulma yolunda ufak da olsa işaretler var. Ancak virüs en azından Bayram sonrasına kadar aramızda geziyor olacak. Corona günleri her zamanki doğal alışkanlıklarımızı etkilediği gibi, manevi iklimimizi de sınırladı. Vakit namazlarını camide kılmamızı, Cuma gününü manasına uygun geçirmemizi, kandil gecelerini coşkuyla yaşamamızı ve dostlarımızla gönülden sarılıp musafaha etmemizi de yasakladı. Dileriz bu günler geride kaldığında şu an yapamadıklarımızın kıymetini daha bir anlamış oluruz. 
---------
Sağlık Bakanı Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası 17 Nisan Türkiye'de corona vaka, ölüm, entübe ve iyileşen hasta sayısında son durumu paylaştı:

"17 Nisan 2020 itibarıyla Türkiye'de koronavirüs ile enfekte olmuş toplam 1.769 kişi öldü, toplam vaka sayısı ise 78.546 oldu. Mevcut vakalardan 1.845 kişi yoğun bakımda tedavi görmekte olup, içlerinden 1.014 kişi solunum desteği almakta. Günlük hastaneye yatan hasta sayımızda düşüş tablolarımıza yansıyor. Bugün sonucu çıkan 40 bin 270 test ile toplam sayımız 558 bin 413 oldu. Vefat eden vatandaşlarımızın sayısı 126, toplam vefat sayısı ise 1769." 

Koca :"Artan vaka sayımıza rağmen yoğun bakım ve entübe sayımız azalıyor.  Biz bir İspanya, bir Amerika değiliz. Hastalığa erken müdahale şansımız, mücadele gücümüz var. İyileşen hasta sayımız yakında 10.000'in üzerine çıkacak. Yatan hasta sayısı ile taburcu edilen hasta sayısı arasında denge oluşmuş durumda. Vaka sayısı artış hızı beklediğimiz şekilde azalıyor.  Salgın durağanlaşabilir. Önümüzdeki haftalarda plato çizeceğiz. Önümüzdeki günlerde de olursa şaşırmayalım. İki gücümüz var: Tedbir, tedavi. Gücümüzü kullanalım. Sokağa çıkmayanlar bu savaşın görünmeyen kahramanlarıdır." dedi.

Bakan ülkemizde uygulanan filyasyon yöntemi hakkında da bilgi verdi: "Önceki toplantıda benden en çok duyduğunuz kelime Filyasyondu. Bize başarı kazandıran bu yöntemin üzerine gittik. Bunun etkisi bir kez daha görüldü. Salgın hastalık tedavisinde öteden beri bilinen bu yöntem yayılımın önünü kesmekte en etkili yol. Bu ilk vakadan bu yana yürüttüğümüz bir yoldu bu ve filyasyon yüzde 97,5 oranlarına ulaştı" dedi. Saplık Bakanı ayrıca: "Virüs 81 il ve bazı köylerimize kadar ulaştı. Vakaların temas zincirleri tespit edilerek gözetim altına alındı ve gerekli önlemler alındı. Bugüne kadar sağlık alanına yapılan yatırımların ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha tespit etmiş olduk. Kendi tedavi algoritmamızı oluşturarak vakalara erkenden ilaç tedavisine başladık. Sosyal güvencesine bakmadan vakalarımızda tüm hastalarımıza bu işlemleri uyguladık. Erken başlanan tedavinin etkisini somut olarak gördük. Erkenden ilaç tedavisine başlamamız sayesinde zatüreye dönme, yoğun bakım ve entübasyon oranlarımız düşmüştür" diye de ilave etti.

Bugün Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da, 4 Nisan 2020 itibarıyla yurt dışında COVID-19 nedeniyle yaşamlarını yitiren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının toplam sayısının 156'ya ulaştığını açıkladı. Kıran, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Fransa'da 55, Almanya'da 31, Hollanda'da 22, İngiltere'de 16, Belçika'da 14, ABD'de 7, İsveç'te 5, İsviçre'de 3, Avusturya'da 2 ve Lübnan'da 1 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirtti.

Karışık duygular 

İkinci hafta sonu yasağı birinci gününde. Gece 24'den itibaren herşey yolunda gibi görünüyor. Hava güzel. Baharın bütün güzelliği ile arzı endam ettiği günleri yaşıyoruz. Evimizin camlı balkonu yeniden keşfedilmiş durumda. Dışarda cıvıl cıvıl kuş sesleri, yeşillenen toprak örtüsü, bazıları çiçeklenmiş genelde tomurcuklanan ağaçlar ortasında ailecek oturuyoruz. Henüz 6 aylık torunumuz da bizimle birlikte güneşleniyor.

Gündemimiz saksı çiçeklerimiz, baharın güzelliği ve ne olacak bu corona günlerinin sonu?

Çok merak iyi değildir. Bu günlere dair yüreğimden yükselen ses ne demiş ona bakalım:

Bahar gelmiş neyime / Kapanmışım evime / Bilmiyorduk öğrendik / Korona diye bir kelime
Dışarıya hiç çıkamam / Hastalık var kapamam / Virüs pusuya yatmış / Çiçek açmış koklamam
Sabah olur akşam geçer / Günler nedir hafta biter / Dünya hep evlere sığdı / Bahar biter mi ey evciler?
Salgın tüm dünyayı sardı / Zalim mazlum ayırmadı / Pandemiymiş öğrendik / Sokaklar boş, kim kaldı?
Yaşanacakmış bu dert / Sabır ister ve metanet / Elbet fani bu da geçer / Şimdi gezer bir felaket
Ne acılar ne hayaller / Ne umutlar neler neler / Evlere sığdı bizimle / Sırtımızdaki tüm yükler

Şimdi 23 Nisan'ın da yasak olabileceği konuşuluyor, Belki hafta sonu ile birleştirilebilir. Zaten ertesi gün de Ramazan başlıyor. Kendi payıma huzurlu ve içime sindirerek bir oruç ayı geçirmek istiyorum. Evde olmak çalışmak için bana müthiş bir avantaj sağladı. Yazma konusunda en üretken günlerimi yaşıyorum.

Yürüyüşümü, sporumu yapamamaktan, havuzda yüzememekten şikayetleniyorum. Ama gerildiğim, üzüldüğüm tek sıkıntım hasta annemin durumu. Hayat devam ediyor, evdeki hay huy içinde saatlerimiz geçiyor. Bilgisayar klavyemin tıkır tıkır sesleri arasında gözüm kulağım hep telefonumda. Her sinyal, her arama sesi "acaba?" diye yüreğimi hoplatıyor.

Her gün WhatSapp'tan görüntülü görüşüyoruz. Görüşüyoruz demem öylesine; konuşamıyor, bakıyor anlaşılmaz sesler çıkarıyor ama o kadar. Her gün biraz daha gücünün tükendiğini anlayabiliyorum. Rabbim sağlık, şifa versin. Hakkımızda en hayırlısı neyse o olsun inşallah.
------------
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu'nu Twitter'dan paylaştı. Bakan Koca, "Şifa bulan hasta sayımız 10.000'in üzerine çıktı. Tedavide önemli üstünlüklerimiz var. Artan test sayımıza rağmen yeni eklenen vaka sayısında düşüş var. İki gücümüz var: Tedbir, tedavi. Gücümüzü kullanalım" dedi.

16 Nisan 2020 Perşembe 23:00 CORONA GÜNLERİ.............................Dalgalanmalar

İyileşme sürüyor

14 Nisan itibariyle Türkiye'de; 4 binin üzerinde (4062) kişiye yeni tip corona virüs (Covid-19) tanısı konulduğu, toplam vakanın 65 bini geçtiği (65111) ve can kaybının da 1400'ü aştığı (1403) açıklanmıştı. Türkiye Günlük Korona virüs Tablosunun güncel verilerine göre dün test sayısı yine 33 binin (33070) üzerinde gerçekleşmiş ve toplam test sayısı da 444 bine (443626) yaklaşmıştı, İyileşen hasta sayısı 842, vefat sayısı ise 107 olmuştu. Yoğun bakım hasta sayısı 1800'ün az üstünde (1809), toplam entübe hasta sayısı 1100'e (1087) , toplam iyileşen hasta sayısı da 4800'e yakın (4799) olarak kayıtlara geçmişti.

14 Nisan'da Fransa dünyada Corona virüsüne 15 binden fazla kurban veren dördüncü ülke oldu. İtalya'da can kaybı artsa da vaka sayısı artışında son bir ayın en düşük seviyesine inildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantı sonrasında açıklamalarda bulunurak "Türkiye'de 4.haftada vaka artış hızı düşüşe geçti. Virüsün yayılma hızını kontrol altına almaya başladık. Bu başarımız filyasyon sayesinde oldu. Filyasyon, temas zincirinin taranmasıdır. Vaka artış hızının düşüşe geçmesini filyasyon yöntemi ile sağladık. Bu yöntemi hiçbir ülke uygulayamadı. Hastalığın temas halinde olduğu kişileri izliyoruz, izole ediyoruz ve tedavi ediyoruz. Filyasyon uygulaması ile biz nokta atışı yaparak ilerliyoruz. Yaygın temas taraması, sıkı takip. Salgın böyle önlenebilir. Dünyada sadece şikayetle başvurular izleniyor. Güney Kore ve Singapur gibi bir kaç ülke bizim gibi. Hastaların temas ettiği 261 989 kişi tespit edildi ve bu kişiler izlendi. Yeni bir tanı konduğunda, hastanın kimlerle ne zaman görüştüğünü, aile bireylerini, iş yeri arkadaşlarının bilgilerini topluyoruz. Bir vaka tespit edildiğinde o kişinin yakın temas çevresi filyasyon ekibimizin listesine düşüyor. Filyasyon ekiplerimiz 3 kişiden oluşuyor. Her yeni vakada bu ekipler harekete geçiyor ve hastayı 48 saat tarıyorlar. Ekibimiz doğrudan bu kişilerin adreslerine ulaşıyor. İstanbulda 1200 kişilik filyasyon ekibimiz görev yapıyor. Mücadelenin adını duymadığınız bir çok kahramanı vardır. Filyasyon çalışmamızın büyük bir kısmı aile hekimleri ile yürütülüyor. Söylediklerimden şu sonucu çıkarabilirsiniz: Coronavirüs ile mücadelemiz mahallelere kadar inmiştir. 1 milyon 100 bini aşkın sağlık ordumuz bulunuyor fakat bütün bu çaba size büyük bir sorumluluk yüklüyor. Vaka tespiti ve hasta tedavisinde başarılıyız. Mücadele üstün güç biziz. Hareketi azaltın ve izolasyonu artırın" dedi.

15 Nisan itibariyle ise Türkiye'de; son 24 saatte yine 4 binin üzerinde (4281) kişiye yeni tip corona virüs (Covid-19) tanısı konulduğu, toplam vakanın 69 bini geçtiği (69392) ve can kaybının da 1500'ü aştığı (1518) açıklandı. Türkiye Günlük Korona virüs Tablosunun güncel verilerine göre bugün test sayısı yine 34 binin (34090) üzerinde gerçekleşmiş, toplam test sayısı da 478 bine (477716) yaklaşmış bulunuyor. İyileşen hasta sayısı 875, vefat sayısı ise 115 olmuş. Öte yandan toplam yoğun bakım hasta sayısı 1900'e yakın (1820), toplam entübe hasta sayısı 1000'in (1052) biraz üstünde, toplam iyileşen hasta sayısı da 5 bin 500'ü aşmış (5674) olarak kayıtlara geçti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 15 Nisan corona virüs tablosunu açıklarken şu ifadeleri kullandı: "Vaka sayısındaki artış hızı, yoğun bakım ve solunum desteği ihtiyacı olan hastaların sayısındaki artış hızı sabit kalma eğiliminde. 875'i son 24 saatte olmak üzere 5.674 hastamız taburcu edildi. İki gücümüz var: Tedbir, tedavi. Gücümüzü kullanalım."

Gerçekten de son iki günün değerlendirmesi yapıldığında; Toplam vaka sayısının toplam test sayısına oranı 14 Nisanda %14,7 iken 15 Nisanda %14,5'e düştüğünü görüyoruz. Bu oran 11 Nisanda %15,3 idi. Yine vaka sayısının günlük test sayısına oranının 14 Nisanda %12,3 15 Nisanda da %12,5 olarak gerçekleştiği anlaşılıyor. Bu oran da 11 Nisanda  %15,5 'tu. Bu rakamlar seyrin son bir hafta içinde 15'lerden bu seviyelere indiğini gösteriyor.

Öte yandan vefat sayısının toplam vaka sayısına oranının bu gün %02,2 olarak, yoğun bakım hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının %02,6 olarak, yine entübe hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının %01,5 şeklinde gerçekleştiğini anlıyoruz. Bu oranlar da bir gün evvel %02,2, %02,8 ve %01,7 idi.

Demek ki; oranlar karşılaştırıldığında hem vaka sayısı, hem yoğun bakım hem de entübe hasta sayılarının nisbi olarak gün gün düşmekte olduğu görülüyor. Buna karşılık iyileşen hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının da 14 Nisanda %07,4 iken 15 Nisanda %08,2'e yükselmiş olduğunu görüyoruz. Bu oran da 11 Nisanda %05,7 idi. Görülüyor ki iyileşme devam ediyor.

Bu arada 15 Nisan'da vaka sayısı dünya genelinde 2 milyonu geçti. Durum giderek kötüleşirken salgının yeni merkez üssü ABD ve İngiltere'de koronavirüs bir türlü kontrol altına alınamıyor. Her iki ülkede de tam anlamı ile bir teyakkuz yaşanırken virüsün yayılması engellenemiyor.

Dalgalanmalar

Bir yandan hastalık, ölümün soğuk rüzgarları, öbür yanda yaşama isteği, sıcak arzular. Bir yanda üzerimize çöken yaşlılık sekineti diğer yanda taze kuzucukların umutla kutlanan doğum günleri. İçimizde ne gelecek kurguları, üstümüzde kap kara bulutlar.

Bir yanda dünyalara sığmayan hayatlar, öbür yanda 100-120 metrekareye hapsedilmiş ruhlar, bedenler. Kendimizi özgür sandığımız bir çağda küresel düzeyde alışılmamış, olağanüstü bir mahpusluk.

Meydan okuyan kibirleri yerle yeksan eden bir alabora hali. Ya da çaresizlik içinde kendinle başbaşa kalma, bencilliklerle hesaplaşma vakti.

Kendini, düşünmeyi ve hissetmeyi keşfetme, başkalarını da koruyabilmeyi öğrenme zamanı. Dört duvar arasına sıkışmış canların kanatlanıp yükseklerden olanı biteni, yaşamı seyredebilme fırsatı: corona günleri.
------------
Corona virüs salgını dünya üzerinde olduğu gibi ülkemizde de etkilerini göstermeye devam ediyor. Şu ana kadar dünya genelinde 2 milyon 240 binden fazla insanda görülen virüs, 150 binden fazla insanın ölümüne neden oldu. Dünyaya oranla ülkemizde daha kontrol altında tutulan virüs ile ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her gün gerek sosyal medya hesabından gerekse canlı yayınlarda açıklamalarda bulunuyor.

Bakan Koca, Twitter hesabı üzerinden 16 Nisan Türkiye corona virüsü vaka ve ölüm sayısı son durum tablosunu açıkladı. Koca"Türkiye'de son duruma bakıldığında bugün de 40.270 test yapıldığı ve bugünkü vaka sayısı 4.353 kişi oldu. Türkiye'de son 24 saatte ölüm sayısı 126 kişi olurken, bugün iyileşen hasta sayısı ise 1.542 kişi oldu. Türkiye'de toplamda 78.546 vaka oluştu. Bakan Koca corona virüs mücadelesinde filyasyonun da öneminden bahsederek, "İşte bu vaka her hasta için çalıştığımız filyasyonun bir örneğiydi. Filyasyon oranımız yüzde 97.5'e ulaştı. Günde 40.000 test hedefini aştık. Vaka sayısında artış öngörülebilir düzeyde kaldı. Yoğun bakım desteğine ihtiyaç duyan hastalarda seyir kontrol altında. Yeni iyileşen hasta sayımız 1.000'in üzerinde. İki gücümüz var: Tedbir, tedavi. Gücümüzü kullanalım" dedi.

Corona Virüsü vaka sayısı dünya genelinde 2 milyonu aştı. Dünya genelinde 2.249.717 vaka görülürken, toplamda 154.271 kişi hayatını kaybetti. 570.296 kişi ise tedavi olarak virüsten kurtuldu. Amerika'da 706.779 bin vaka bulunurken, bu vakalardan 59.672 iyileşerek virüsten kurtuldu. Amerika'da son verilere göre 37.079 kişi ise Covid 19 sebebi ile hayatını kaybetti. ABD'den gelen son dakika haberi ise kan dondurdu.. Ülkede Covid 19 nedeniyle son 24 saatte ölüm sayısı 5 bine yaklaştı! 

İtalya ve İspanya'da da vaka ve ölüm sayısı bilançosu yükselmeye devam ediyor. İtalya'dan gelen son dakika verilerine göre 172.434 bin vaka bulunuyor. Ülkede 22.745 kişi hayatını kaybederken, 42.727 kişi de tedavi olarak iyileşti. İspanya'da 190.839 vaka bulunurken, 20.002 kişi hayatını covid 19 sebebi ile kaybetti. 74.797 kişi ise iyileşerek corona virüsten kurtulmayı başardı. Fransa'da 149.130 vaka bulunuyor. 18.703 kişi hayatını kaybederken, 33.327 kişi de iyileşerek tedavi oldu.

Almanya'da toplamda 141.397 vaka bulunurken, bunların 83.114'ü tedavi olarak covid 19'dan kurtulmayı başardı. Ülkede şuana kadar toplam 4.352 kişi hayatını kaybetti. İngiltere'den gelen son verilere göre 109.769 vaka bulurken, 14.607 kişi ülkede covid 19 sebebi ile hayatını kaybetti. 396 kişi de iyileşerek virüsten kurtuldu.

İran'da 79.949 vaka meydana gelirken, bunların 4.958'i hayatını kaybetti. Toplamda 54.064 kişi ise tedavi olarak virüsten kurtulmayı başardı.

15 Nisan 2020 Çarşamba

15 Nisan 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı157..................................Fırsat ve tehditler (II)


Fırsat ve tehditler (II)


KONUM başlığı altında ele alacağımız Fırsatlar: ‘Balıkesir’in büyükşehir olması’, ‘Yol üstü konum’, ‘Ulaşım ağlarının güçlendirilecek olması’ ve ‘Büyük merkezler ortasındaki konumu’ olarak belirlenmişti. Bunlardan ilki; 2014 yılında Balıkesir ilinin büyükşehir olması ile ilgili. Değişiklikle ilçedeki 44 köy ve 2 kasaba mahalle statüsüne dönüşmüştü. Böylece merkez ilçede bulunan belediye ile toplam 54 mahalle Büyükşehir hizmetlerinden doğrudan faydalanma imkânına kavuşmuş oldu. Artık Büyükşehir’e geçişin başlangıç sıkıntıları da arkada kalmış durumda. Bu, önümüzdeki süreçte bütünüyle Balıkesir ilini yetki ve sorumluluk alanında gören daha aktif bir Büyükşehir göreceğiz anlamına geliyor. Siyasi destek, yatırım planlama, altyapı ve üst yapı hizmetlerinde farkın fark edileceği bir aşamaya geldik.  Özellikle Büyükşehir sınırları içindeki tüm köy-mahallelerine kentsel hizmetlerin ulaştırılması ve mekânsal kalitenin artırılmasını görebileceğimiz bir süreçteyiz. Bu durumun ilçemiz için bir fırsat olarak değerlendirileceğini ümit ediyoruz.
İlçenin ‘Yol üstü konum’u zaten geçmişten beri bize güç ve kaynak sağlayan bir avantajdı. Belki de Susurluğun var oluşunun temel nedeniydi. Bu konumumuz otoban geçmesinden sonra da devam edecek. İlçemiz halâ İzmir İstanbul, Ankara Körfez bölgesi arası dinlenme noktalarından biri olma özelliğini koruyor. Herkesin bildiği gibi Susurluk, güzel ve lezzetli ayranı ile meşhur. Bugüne kadar Bursa-Balıkesir-Körfez ve İzmir geçişi üzerinde yer alması sebebiyle, pek çok yol üstü dinlenme tesisimiz oldu. Bu konuda tecrübemiz, tanınmışlığımız var. Dinlenme tesisleri ve fabrika satış mağazaları ilçe ekonomisine ve istihdama çok büyük katkılar sağladılar. Görüşümüze göre; hem otoban hem de karayolu bu ilçenin içinden geçtiği sürece bize bu stratejik faydayı sunmaya da devam edecekler. Ancak, ilişkimizin farklı bir şekle gireceği, bizi alıştığımız düzenden farklı bir pozisyona sokacağı kesin. Şu an bu avantajımız biraz zayıflamış gibi görünse de halen devam ediyor. Bu konumumuzu gelecek için bir fırsat olarak görmek ve uyum sağlayarak yolumuza devam etmeyi sürdürmemiz gerekiyor.
Kaldı ki içinde bulunduğumuz Güney Marmara bölgesindeki ‘Ulaşım ağlarının güçlendirilmekte olması’ hiç kuşku yok ki bize ilave artılar sağlayacak. Zira yakın civarımızda önemli sanayi, tarımsal ürün potansiyeli ve turizm merkezleri bulunuyor. Özellikle İstanbul ile başlayıp güneye doğru devam eden ve Edremit Körfezi ile İzmir’e bağlanan, oradan da Akdeniz’e doğru devam eden kıyı şeridinde yer alan doğa ve tarih turizminin önemli merkezlerine kara ulaşımı hala ilçemiz üzerinden geçiyor. Aynı şekilde İç Anadolu Bölgesi’nden Batı Anadolu’ya olan kara yolu ulaşım aksları yine bizden geçip Balıkesir’de kıyı kesimlere doğru dağılmakta. Bu da bize bir geçiş güzergâhı olarak ilçemizin ulaşım konusunda geçmişten gelen değerinin canlı kalacağını gösteriyor. Bu nedenle bölgemizde ulaşım konusunda sürdürülen yatırımların yakın gelecekte bir tehdit değil aksine fırsat olarak görülmesi vizyonumuzu aydınlatabilir.
Susurluk, Balıkesir'in kuzey doğusunda yer alan bir ilçesi. İlçenin doğusunda Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi, kuzeyinde yine Bursa'nın Karacabey ve Balıkesir'in Bandırma ilçeleri, batısında Manyas, güney ve güney doğusunda Kepsut ilçesi var. Yakın çevremizde Bandırma, M.Kemal Paşa ve Balıkesir gibi nispen gelişmiş, daha geniş bir çevrede ise Bursa, İstanbul ve İzmir gibi ‘Büyük merkezler ortasındaki konumu’ ilçemiz için hem bir tehdit hem de bir fırsat durumunda. Mevcut ulaşım altyapısı bağlamında İstanbul, İzmir ve Bursa gibi önemli merkezlerin arasında yer almak, üç yöne de kolay erişim imkânı sağlıyor.  Aynı şekilde sosyo-kültürel-ekonomik açılardan gelişmiş bir bölge içinde bulunulması ve bu illerle yakın etkileşim içinde olunması önemli bir avantaj. Gelecekte de bu konumumuz bir fırsat olarak bizi olumlu etkilemeye devam edecek.
Ancak ‘Bursa-İzmir-İstanbul gibi büyük şehirlerin bölgemizde var olan çekim gücü ve yakınlığının ilçe üzerinde olumsuz etkileri’ de var elbette. Tıpkı, ‘Bandırma, Gönen, Kemalpaşa ve Karacabey gibi daha fazla yatırım çeken ilçelere yakınlık’ sebebiyle sürekli geri planda kalıyor olmamız gibi. Bulunduğumuz konum ve coğrafi özellikler elbette ki ilçemizin ekonomisinden kültürüne, ulaşımından geçim kaynaklarına kadar birçok unsuru etkilemiş durumda.
Örneğin Tarım ve hayvancılık bölgemiz genelinde ağırlıklı iken, sanayi sektörü Bölgenin kuzeyinde yer alan Bandırma, Gönen ve Biga çevresinde gelişmiş durumda. Edremit Körfezi turizm alanında ön plana çıkarken, iç kesimlerde madencilik ve ormancılık önemli bir geçim kaynağı. Kuşkusuz bu bölgede olmamızın ve yakınlıklarımızın avantajları gibi dezavantajları gelecekte de üzerimizdeki etkisini sürdürmeye devam edecek. Önemli olan fırsatlardan daha fazla yararlanabilmek, oluşan olumsuzlukları ise en aza indirebilmek. 
 KALKINMA VE TEŞVİKLER başlığı altında gelecek için öngördüğümüz Fırsatlar: ‘Teşvik sisteminde Balıkesir’in 3. bölgede olması’, ‘OSB kurulması ile ilgili çalışmalar’ ve ‘Güney Marmara Kalkınma Ajansı’ kapsamı içinde olmamızdır. Yatırım Teşvik Sistemi; genel, bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımların teşviki uygulamalarından oluşuyor. 

2012 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar kapsamında yer alan desteklerin uygulanması açısından iller, sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri dikkate alınarak altı bölgeye ayrılmış. Bölgesel Teşvik Sistemi işte bu önceden belirlenen bölge ayırımları esas alınarak uygulanmakta. 

Güney Marmara Bölgesinde yer alan ilimiz bu bağlamda 3. bölgede yer alıyor. Tabi ki bu avantaj sadece il merkezi için değil Susurluk için de geçerli. 

Demek oluyor ki; gerçekleştirilecek yatırımlar, belirlenen sektörler ile asgari yatırım tutarı şartlarını sağlaması halinde,  3. Bölge desteklerinden yararlanabilecek. Dikkate alınması gereken husus, bu desteklerin daha çok OSB özelinde uygulanıyor olması. 

Bu anlamda da Susurluk için başlatılan ‘OSB kurulması ile ilgili çalışmalar’ çok kıymetli bir fırsat. Ülkemizdeki Organize sanayi bölgeleri, sanayinin etkinliğini ve kent yerleşimlerini düzenli hale getirmek amacıyla kuruluyorlar. Sanayi tesislerini bir araya toplayarak bu kuruluşların ulaşım, kentsel toprak, enerji, yakıt, su, endüstriyel atık su arıtma tesisi, hammadde gibi altyapı ve diğer ihtiyaçlarıyla ilgili kolaylıkları bir arada bulunduran oluşumlar. 

Bunun yanı sıra OSB’ler sanayinin çevreye olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla atık yönetim politikaları uygulayan, özel olarak planlanan ve imar planlarında da yer verilen özel bir bölge türü. Elbette ki öncelik, dağılım ve inşalarına devlet karar veriyor.

Kalkınma açısından diğer bir fırsat ‘Güney Marmara Kalkınma Ajansı’ kapsamında bulunuyor olmamız. Bu ajans 2009 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan ülkemizdeki 26 kalkınma ajansından biri. TR22 Düzey-2 Bölgesinde yani Balıkesir ve Çanakkale illerinde faaliyet gösteriyor. Kamu tüzel kişiliğe haiz bir kuruluş. Görevleri 2018 yılı 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde düzenlenmiş. 

Bunlar arasında; “Yerel yönetimlerin plânlama çalışmalarına teknik destek sağlamak, Bölge plân ve programlarının uygulanmasını sağlayıcı faaliyet ve projelere destek olmak, Bölge plân ve programlarına uygun olarak bölgenin kırsal ve yerel kalkınma ile ilgili kapasitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve bu kapsamdaki projelere destek sağlamak, Bölgesel gelişme hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olarak kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek” gibi hususlar var. Bu görevler ve proje desteği verdiği diğer pek çok mikro alan Susurluk ilçemiz için de faydalanılması gereken fırsatlar. Kaldı ki Susurluk şayet önerimiz doğrultusunda orta vadeli stratejik bir bölgesel alt plan çalışması içine girerse, en büyük destek ve işbirliğini yine Güney Marmara Kalkınma Ajansından bulacaktır. 

Kalkınma Ve Teşvikler başlığı altında gelecekte karşılaşabileceğimiz en önemli Tehditler ise: ‘Küresel ve ülke kaynaklı ekonomik krizler’, ‘Teşvik sisteminde Çanakkale’nin 2. Balıkesir’in 3. bölgede yer alması’, ‘Bölge ekonomisinin çeşitliliğinin az olması’, Şeker fabrikası ve Yörsan’ın durumu’ ile ‘Üretimde gerilemeler’ ve artan ‘İşsizlik sorunu’ olarak görünüyor. Bu güne kadar gerek küresel gerekse ulusal düzeyde pek çok ekonomik kriz gördük yaşadık. Gelecekte de bu türden krizlerle karşılaşmamız kaçınılmaz. Bu nedenle böyle dalgalanmalara kendi çapımızda hazırlıklı olmak, mücadele için ülke idaresinin ortaya koyduğu tedbirlere uygun davranmamız gerekecektir. 

‘Teşvik sisteminde aynı Güney Marmara Bölgesi içindeki iki ilden biri olan Çanakkale’nin 2. Balıkesir’in ise 3. bölgede yer alıyor olması’ da elbette ki olumsuz bir faktör. Daha ziyade Tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomimiz var. Bu anlamda ‘Bölge ekonomisinin çeşitliliğinin az olması’ ve yakın gelecekte de bunun değişebileceği yönünde bir işaret bulunmaması ilçemizin kalkınmasını belli bir alanla sınırlıyor.  Diğer yandan ilçemizin iki stratejik üretim tesisi olan ‘Şeker fabrikası ve Yörsan’ın durumu’ ile ‘Üretimde gerilemeler’ ve artan ‘İşsizlik sorunu’ gibi olumsuz gelişmeler önümüzdeki dönemde de bizi tehdit etmeye devam edecektir.

14 Nisan 2020 Salı

14 Nisan 2020 Salı 13:00 CORONA GÜNLERİ.......................................Ölüm gerçeği

Mücadele devam ediyor

Artık her yerde hayatın normale dönmesinin konuşulduğu bir dönemeçteyiz. Buna karşılık hala yeni korona rekorları kırılıyor. Dünyada toplam vaka sayısı 2 Milyona (1872073), ölüm sayısı 120 Bine (116098), iyileşenlerin sayısı ise 500 bine (441820) doğru koşuyor.

ABD de vaka sayısı çoktan yarım milyonu (564398) geçti. Ölümler 22 bini (22858) iyileşenlerin sayısı ise 41 bini (41932) geçmiş durumda. Birleşik krallıkta ise bir günde 757 ölüm gerçekleşti. Toplam sayı da 11 bini geçmiş (11329) bulunuyor.

İtalya toplam vaka sayısı açısından 159 binin üzerine çıktı, 160 bin (159516) olmak üzere. Şimdiye kadar vefat edenler ise 20 bini (20456)  geçti. Toplam 35435 iyileşen var. Almanya’da da ölümler 3 binin (3030) üzerinde. Vaka sayısı ise 128 binlerde(128002). İyileşenlerin sayısı 53485 olmuş. İspanya Avrupa’da en yüksek vaka sahibi, 170 bine dayanmış (169510) durumda. Ölümler henüz İtalya'yı sollamadı, 18 bine (17614) doğru gidiyor. Fransa vaka sayısında henüz 100 bini görmedi (95403). Ölümler 14 bini (14393) geçerken iyileşenlerin sayısı da 27186 oldu. Belçikada vaka sayısı 31 bine (30589) doğru gidiyor. Ölümler de 4 bine (3903) dayandı. Bunlardan 27 si Türk. İyileşenlerin sayısı da 6707 olmuş.

İran’da ölüm 4500'ü geçmiş (4585),vaka sayısı 74 bin (73303) civarında. Yoğun bakımda da 4 bine yakın hasta var. Rusya’da toplam vaka 18 binin üzerinde (18328) görünüyor. Ölüm sayısı henüz 148 iken iyileşenler 1470 olmuş. İsrail’de 11235 vaka tespit edilmiş. Bunlardan 110'u ölürken 1689 kişi de iyileşmiş.

Bizde bugün 27.kabine toplantısı vardı. Toplantı sonrasında Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamada:

"Korona virüsle mücadelemiz devam ediyor. Sağlık sistemimiz yeterli. Yatak, ilaç ve malzeme sıkıntımız yok. Gerek test gerek tedavide iyi durumdayız. Artık yavaş yavaş rakamlarda aşağıya dönüş işaretleri var. Dış ülkelere de imkân nispetinde yardım ediyoruz. "Başkasının acısını duyabiliyorsan insansın." DSÖ ve ülkeler bizi örnek gösteriyor. İçişleri bakanının istifasını kabul etmedim. Görevine devam ediyor. Önümüzdeki hafta sonu da sokağa çıkmak yasak. Bu arada kampanyamız 1 milyar 612 milyon liraya ulaştı. Gün birlik olma, dayanışma günüdür. Atalarımızın dediği gibi "Kara gün kararıp kalmaz." Bu günler sadece bizim için değil tüm dünya için kara günler. Ama az kaldı…" dedi.

13 Nisan itibariyle ise Türkiye'de; son 24 saatte 4 binin üzerinde kişiye yeni tip corona virüs (Covid-19) tanısı konulduğu, toplam vakanın 61 bini geçtiği ve can kaybının da 1300'e yükseldiği açıklandı. Türkiye Günlük Korona virüs Tablosunun güncel verilerine göre bugün test sayısı 34 bin 456 (34456) , vaka sayısı 4 bin 93 (4093) , iyileşen hasta sayısı 511, vefat sayısı ise 98 olmuş. Böylece toplam test sayısı 410 bin 556 (410556), toplam vaka sayısı 61 bin 49 (61049), vefat sayısı 1296, yoğun bakım hasta sayısı 1786, toplam entübe hasta sayısı 1063, toplam iyileşen hasta sayısı ise 3 bin 957 (3957) olarak kayıtlara geçmiş.

Düne göre vaka sayısının günlük test sayısına oranının 12 Nisanda %13,4 iken 13 Nisanda %11,9'a düştüğünü, vefat sayısının toplam vaka sayısına oranının bu gün de %02,1 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Öte yandan yoğun bakım hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının %02,9 olarak, yine entübe hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının 12 Nisanda da 13 Nisanda %01,7 şeklinde gerçekleştiğini anlıyoruz. Buna karşılık iyileşen hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının da 12 Nisanda %06,1 iken 13 Nisanda %06,5'e yükselmiş olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar bize iyileşmenin bugün de devam ettiğini gösteriyor.

Ölüm gerçeği

Corona belası bir profesörümüzü daha aramızdan aldı. Ama bu profesör bir iş adamı, ilahiyatçı ve yazar. Biz onu daha çok Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucularından ve mevcut Genel Başkanı olarak biliyoruz. Allah rahmet etsin. Prof.Dr. Haydar Baş'a hiç bir zaman oy vermedim. Kendisine inanmış, bağlı ve birlikte yürüdüğü sadık bir taraftar kitlesi vardı. Sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Ölüm ne sebeple olsun insanoğluna sevimli gelmez. "Ecel gelmiş ise baş ağrısı bahane" diye bir atasözümüz var. Hiç kuşkusuz içinde yaşadığımız bu günlerde corona dışında da ölen binlerce insanımız var. Kalpten, damar tıkanmasından, kanserden, başka hastalıklardan her gün yüzlerce insan vefat ediyor. Haklı olarak terör sebebiyle ya da harekâtlarda şehit olanları önemseriz. Peki ya trafik kazasından ölenlerin acısı daha mı farklıdır? Ateş düştüğü yeri yakar; ölüm ister coronadan ister bir başka bahane ile gelsin hepsi acıdır, hepsi zordur yakınları için.

Ölenler için durum nasıldır bilemiyoruz? Bir tv sunucusunun artık mesel olmuş "Neler hissediyorsunuz, acı var mı acı?" gibi trajikomik sorusunu ölene sormamız da mümkün değil. Doğan herkes bir gün, bir saat o kapıdan çıkıp gidecek. Hep bildiğimiz ama genellikle unuttuğumuz gerçeği zengin fakir, yaşlı genç, memur çiftçi, kadın erkek herkes yaşayacak. Hep merak edilen kıyamet onun için kopmuş olacak. Ondan sonraki yolculuğu ise dünyada neye inandıysa, ne yapıp ettiyse ona göre geçecek. Kimi aydınlarda gülecek, kimi de zulmet içinde kalacak.

Bundan yıllar evvel rahmetli babamın vefat haberi geldiğinde Ankara'dan yola çıkıp cuma vaktinde yetişmiştim. Evimizin hayat dediğimiz holünde uzanmış yatıyordu. Adet olduğu üzere üstüne beyaz bir çarşaf örtmüşler, karnına da bir bıçak koymuşlardı. Etrafında taziyeye gelmiş akraba kadınlar vardı. Çoğu ağlıyordu. Benim de gözlerim dolmuştu, eğildim öpmek için ve yüzünü açtım. Gülümseyen ak bir yüz vardı karşımda. Bu beni çok şaşırtmıştı.

O anda acı, gözyaşı, gülümseme, şaşkınlık ve ölümün çok da kötü bir şey olmadığı gibi birçok karışık şey geçmişti aklımdan. Yanaklarından öptüm. Kısa biçimli sakalının çevrelediği soğuk ama bembeyaz bir yüzdü öptüğüm. Sanki bana bir şey der gibiydi: "Oğlum bana üzülmeyin. Ben bu dünyadan, acılardan, dertlerden kurtuldum. Rabbimin rahmetine kavuştum. Siz kendinizi düşünün!"

Ölüm nasıl bir şeydir bilemem tabi. Biz onu karşıdan gördüğümüz yaşadığımız kadar hissedebiliyor, algılarımız kadar anlayabiliyoruz. Elbette Corona günlerinde birer sayı olarak andığımız, istatistik bir veri olarak değerlendirdiğimiz vefat eden insanların acısını da yüreğimizde hissetmeliyiz. Evimize çekildiğimizde; yanımızda yöremizde birer birer kaybettiğimiz insanları tıpkı bir akrabamız, bir sevdiğimiz ölmüş gibi rahmetle anmalıyız. Aynen başka nedenlerle vefat eden diğer binlerce 'insan' gibi. Ama ben şahsen, o günden bu yana ölümden öte yana açılan kapının herkes için bir felaket, bir kıyamet olmadığını düşündüm. Zannımca hayattayken ölüm hakkındaki korkularımız, endişelerimiz ve paniklememiz onu hakikatiyle düşünmelerimize engel oluyor.

Salgın hastalık ve ölüm korkusuyla kapandığımız evler, kendi kendimize kaldığımız anlar şimdi bizim fırsatımız olabilir. Neleri büyütüp, neleri hiç kaale almadığımızı, nelerin peşinden gidip, neleri kaçırdığımızı hatırlamamıza vesile olur. Belki şunu iyice anlayabiliriz; Hangi sebeple ve hangi bahane ile gelirse gelsin ölüm bu yalan dünyanın en 'gerçek' hakikatidir.

12 Nisan 2020 Pazar

12 Nisan 2020 Pazar 23:30 CORONA GÜNLERİ...................................Yasaklar arasında

Yasaklar arasında

Türkiye'de 30 büyükşehir ve Zonguldak'ta hafta sonu için ilan edilen 2 günlük sokağa çıkma yasağını yaşıyor. Ülkemiz en son 17 yıl evvel sayım nedeniyle böyle genel bir sokağa çıkma yasağı görmüştü.

İçişleri Bakanlığı'nca 10.04.2020 tarihi ve saat 22.15 itibariyle valiliklere gönderilen karar umulmadık bir hareketliliğe yol açtı. Görüntüler hemen herkesi rahatsız etti tabi. Bakan da sorumluluğu üstlendi ve öngöremedim dedi. Sonunda da saat 21.30 sularında istifa ettiğini duyurdu.

Bugün yasağın ikinci günü devam eder mi etmez mi belli değil. Ancak büyük ağırlıkla uyulduğu anlaşılıyor. Sokaklarda ekmek dağıtan araçlar görüyoruz. Telaş yersizmiş, o konuda hiçbir sıkıntı çıkmadı. Yalnız bazı Büyük şehirlerde çalışanların işe giderken ve çıktıktan sonra bazı zorluklar yaşadığı görüldü. Sanırım onlara da hemen tedbir alındı. Bu arada yasağa uymayanlara 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282'nci maddesi uyarınca 3 bin 150 TL idari para cezası kesildiğini gördük izledik.

İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine corona virüsü tedbirleri kapsamında bazı istisnaları içeren ek genelge de göndermiş. Genelgeye göre, 20 yaş altında, özel Gereksinimi olan çocuk ve gençlerin ebeveyn veya bakıcıları refakatinde ikametlerinden çıkmalarına, park ve bahçelerde dolaşmalarına aynı il sınırları içinde araçla seyahat etmelerine izin verilmiş. Bakanlık genelgesinde, corona virüsü (Covid-19) salgınının toplum sağlığı açısından oluşturduğu riski yönetebilmek, sosyal hareketliliği ve sosyal izolasyonu sağlamak adına bugüne kadar ilgili bakanlıklar, valilikler , kamu kurum ve kuruluşları tarafından birçok tedbirin alındığı ve uygulandığı belirtilmiş. Ayrıca genelgede kamu kurum ve kuruluşlarında memur, sözleşmeli personel veya işçi statüsünde görevli olanlar, Özel sektörde düzenli bir işe sahip olanlar ile mevsimlik tarım işçileri sokağa çıkış yasağından muaf tutuldular.

11 Nisan itibariyle Türkiye'de son 24 saatte 5 bin 138 kişiye yeni tip corona virüs (Covid-19) tanısı konulduğu, 95 kişinin hayatını kaybettiği, toplam vakanın 52 bin 167'ye, can kaybının 1101'e yükseldiği açıklanmıştı. Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"nun güncel verilerine göre dün test sayısı 33 bin 170, vaka sayısı 5 bin 138, iyileşen hasta sayısı 542, vefat sayısı ise 95 olmuştu. Böylece toplam test sayısı 340 bin 380, toplam vaka sayısı 52 bin 167, vefat sayısı 1101, yoğun bakım hasta sayısı 1626, toplam entübe hasta sayısı 1021, toplam iyileşen hasta sayısı ise 2 bin 965 olarak kayıtlara geçmişti.

Bugün 12 Nisan itibariyle ise Türkiye'de; son 24 saatte 4 bin 789 kişiye yeni tip corona virüs (Covid-19) tanısı konulduğu, 97 kişinin hayatını kaybettiği, toplam vakanın 56 bin 956'ya, can kaybının 1198'e yükseldiği açıklandı. Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"nun güncel verilerine göre bugün test sayısı 35 bin 720, vaka sayısı 4 bin 789, iyileşen hasta sayısı 481, vefat sayısı ise 97 oldu. Böylece toplam test sayısı 376 bin 100, toplam vaka sayısı 56 bin 956, vefat sayısı 1198, yoğun bakım hasta sayısı 1665, toplam entübe hasta sayısı 978, toplam iyileşen hasta sayısı ise 3 bin 446 olarak kayıtlara geçti.

Son iki günü karşılaştırmalı olarak inceleyecek olursak; Vaka sayısının günlük test sayısına oranının 11 Nisanda %15,5 iken 12 Nisanda %13,4'e düştüğünü, vefat sayısının toplam vaka sayısına oranının her iki günde de %02,1 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Öte yandan yoğun bakım hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının 11 Nisanda %03,1 iken 12 Nisanda %02,9'a düştüğünü, yine entübe hasta sayısının toplam vaka sayısına oranının 11 Nisanda %02,0 iken 12 Nisanda %01,7'ye düştüğünü anlıyoruz. Buna karşılık iyileşen hasta sayısının da toplam vaka sayısına oranının 11 Nisanda %05,7 iken 12 Nisanda %06,1'e yükselmiş olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar bize sadece iki günlük karşılaştırmada bile küçük de olsa bir iyileşme işareti veriyor.
------------------------
Dönelim, İstanbul'daki CORONA GÜNLERİ notlarımıza devam edelim

26 Mart Perşembe günü İstanbul Beşiktaş'ta oğlumun evindeyiz. Burası çok soğuk değil. Corona nedeniyle en az 10 gün dışarı çıkmam. Oğlum da evden çalışıyor zaten. Lazım olursa ihtiyacımızı o çıkıp alabilir. İki kişinin yiyeceğinden ne olacak, yapar baba oğul yeriz. İzmir'le telefonla görüştüm, annem iyiymiş. Safiye de Nafiyeye yardım eder, birlikte güzel vakit geçirirler. Saat 16:14'de Kızım Hilal'den bir fotoğraf geldi. Tuna kucağında altına: "Huysuzum ben huysuz" yazmış. Herhalde bu günlerde biraz huysuzluk yapıyor. Sibel: "yok yaaa, şeker yavruş o" demiş, Cüneyt de her zamanki muzip uslübu ile yumurtadan yeni çıkmış bir civciv resmi göndermiş. Ben de herhal özlemiş olmalıyım ki: "Kuzucum. Ben görene kadar delikanlı olacak" diye yazmışım.

Elif salgını kast ederek: "Çok dertli o da" notunu düşmüş. Ardından günün anlam ve önemine uygun bir paylaşım eklemiş. Paylaşım 'Covid-19' adlı bir Whatsapp grubunu gösteriyor. "Çin Wuhan'ı gruba ekledi", "Çin İran'ı gruba ekledi", "Çin İtalya'yı gruba ekledi", "Çin İspanyay'ı gruba ekledi", "……", "……", "Çin Türkiye'yi gruba ekledi", "Çin tüm dünya'yı gruba ekledi" ve "Çin gruptan ayrıldı". Gerçekten durumu tam özetleyen bir zeka ürünüydü. Cüneyt bu durur mu, 23:58'de bile yine espri yapabiliyor:"Tv'lerde internetlerde hastabakıcılar bile uzman sayılıyor, konuşmayan kalmadı. Bi tek bu yarasa aylardır susuyor, bi beyanat vermiyor. "Konuşursam yer yerinden oynar" diyormuş." Güldüm tabi. Bu sıkıntılı günlerde evlatlarım sayesinde sıkılmayacağım.

Günü kapatmadan elime gelen bazı notları sıraladım. "Salgının hızla yayılmaya devam etmesi üzerine Rusya, Corona virüsü salgını önlemleri kapsamında ülkeyi uluslararası uçuşlara kapatma kararı aldı. Telekonferans yoluyla bir zirve gerçekleştiren G-20 liderleriyse Corona virüsüyle mücadelede 'ne gerekiyorsa' yapma sözü verdi. ABD Senatosu ise hükümetin Corona virüsü salgını nedeniyle hazırladığı 2 trilyon dolarlık yardım paketini onayladı. Amerika'da işsiz kaldıkları için yardım başvurusunda bulunanların sayısıysa bir haftada üç milyonu geçti. FED Başkanı Jerome Powell, Amerikan ekonomisinin resesyona çoktan girmiş olabileceğini söyledi. New York, Amerika'da Corona salgınının merkez üssü haline geldi…"

Ertesi gün 27 Mart Cuma idi. 12 gibi evlatlarıma bir mesaj yolladım:"Bugün cuma. "Dua ediniz, icabet edeyim" diyor Rabbimiz. Ondan ülkem ve ailem için sağlıklı, hayırlı bir ömür diliyorum." Mutad olduğu üzere annemle bir telefon görüşmesi yaptım. Hastalığı onu daha da hassas yaptı. Telefonum, görüşmelerimiz onu mutlu ediyor.

Haberler göre Corona virüsünün ilk ortaya çıktığı Çin, salgını kontrol altına almasının ardından yurtdışında tırmanan vakalar nedeniyle yabancılara geçici olarak ülkeye giriş yasağı koymuş. Bu arada Dünya Bankası Başkanı Corona virüsü salgınıyla mücadele eden yoksul ülkelerin borçlarının ertelenmesi ya da yeniden yapılandırılması çağrısı yapmış. Borsalar üç günlük yükselişten sonra yeniden düşüşe geçerken Amerikan Temsilciler Meclisi ise 2 trilyon dolarlık dev bir acil yardım paketini onaylamış. Tasarı, Başkan Trump'ın da imzasıyla yasalaşmış.

Bugün Cumartesi, yani hafta sonu. 'Home Office' evde calışanlar için diğer günlerden ayırd edilmesi zor. Bugün bir hazır çorba ve makarna yaptım. Bol bol tv. seyrettim, bilgisayarımla çalıştım, haber izledim. Hilal bizim evde bir yerlere gizlenmiş dumblları bulmuş: "Evde her şey var çok şükür" diye yazmış. Oğuzhan da ona: saat 15:30'da "İyi İşte, Sıkılmazsınız" diye karşılık vermiş. Elif de Adapazarı'ndan Sunalardan
Bazı paylaşımlar yapmış. Hilal Cem Boyner'den bir mesaj alıntılamış. Diğerleri itiraz etmişler onun adını kullanarak yapılmış: "…koskoca boyner şöyle balgam attım böyle cırcır oldum der mi" yazmışlar. Akşam saat 19:50'de "Nasılsınız? Herkes iyi mi?" diye yazdım. İyilermiş.

28 Mart itibariyle dünya genelinde coronadan can kaybı 30 bini aşmış. En az 177 ülke ve bölgeye yayılan salgın 650 bine yakın kişiyi de hastanelik etmiş. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, örgüt depolarında tutulan 250 bin maskeyi büyük bir felaket yaşayan New York'a bağışladıklarını açıklamış. Avrupa da alev alev. İspanya 5 bin 690 can kaybıyla İtalya'dan sonra en fazla ölümün yaşandığı ülke olmuş. Türkiye'de ise can kaybı sayısı 16 artarak 108'e, vaka sayısı 1704 artarak 7 bin 402'ye ulaşmış.

Bugün Pazar. Hava biraz kapalı. Normal zamanda olsa biraz çıkıp dolaşırdım Beşiktaş'ta ama şimdi bu mümkün değil. Yasak değil ama ben kendi kendimi izole ettim. Sibel daha geceden: "Marketten aldıklarınızı nasıl sterilize etmelisiniz?" diye ABD'li doktorun pratik yöntemlerinindermiş. Eh biz de tam öyle olmasa bile aldıklarımızı silip temizliyoruz.

Sibel bize bir psikiatrist tarafından hazırlanan "Evde yaşam ipuçları" adlı bir çalışma gönderdi. 10 sayfalık bir dijital rehber bu. İçinde ücretsiz konserlerden online müze turlarına, youtube kanallarından çeşitli canlı yayınlara çok fazla platform ve bilgi mevcut. İtiraf edelim ki, aslında her zaman ücretsiz olan, daha önce varlığından bile haberdar olmadığımız site ve kanallar bunlar. Rehberde farklı kategoriler altında, evden izlenebilecek konser, opera, bale ve etkinliklere; film ve kitap önerilerine; katılabileceğimiz müze turları ve online sergilere; uzaktan gezilebilecek tarihi mekanlara; eğitim platformları ve binlerce ücretsiz derse; portallara ve çeşitli youtube kanallarına; evde spor ve yemek önerilerine ulaşılabiliyor.

Psikiatrist: "Elbette bu günlerde internetteki kaynaklar dışında da evde yapılabilecek çok fazla şey var. Beraber oynayabileceğimiz aile ve kutu oyunları, kendimizin üretebileceği sanatsal/bilimsel proje ve fikirler gibi. Yaratıcılık size kalmış. Rehberden faydalanmanız dileğiyle" demiş sonunda. Baktım, gerçekten de ilginç, renkli ve yararlı bir rehber bu.

Bu arada 29 Mart itibariyle dünya çapında vaka sayısının 700 bini, can kaybı sayısının da 33 bini aştığını öğrenmiş oldum. Salgının merkez üssü haline gelen New York'ta ölü sayısı 1000'e yaklaşmış. ABD'de can kaybı sayısının 200 bini bulabileceği uyarıları üzerine Başkan Donald Trump, sosyal mesafe kurallarını 30 Nisan'a kadar uzattığını açıklamış. Türkiye'de ise can kayı 131'e vaka sayısı 9 bin 217'ye çıkmış. Suriye, Corona virüsüne bağlı ilk ölümü bildirmiş. Ülkede vilayetler arası seyahatler de yasaklanmış. Sanki gidilebiliyor da.

30 Martta kız kardeşim İzmir'den saat 12:"22'de bir fotoğraf göndermiş. Altında Kahvaltı keyfi yapıyoruz" yazılı. Hatice: "Afiyet olsun  yarasın hep böyle keyfi olsun" diye katılmış.Ben de: "Maşallah anneme. Ellerinden öperim. Çok selam" diye mukabele ettim. Bugün Pazartesi ya evlatlarıma şöyle seslendim: "Bugün yeni bir hafta. Corona günlerinde 20.gün. Aile olarak da parça parçayız. Evde kalmaya devam edeceğiz, tedbirli olacağız ve inşallah bu musibeti atlatacağız. İyi ki oğuzhanın yanındayım. Ama eşimi, çocuklarımı, torunlarımı ve kuzucuklarımı özledim. Çok selam ve dua ile." [15:13] Bu mesaj içinde olduğum hissiyatımı gösteriyor. Sibel de Elif de: "Bizden de çok selam" demişler. Elıf ilave etmiş: Herkes kendine dikkat etsin."

Biraz hoşluk olsun diye face'de rastladığım "Karantina bitince ben" adlı bir videoyu gönderdim onlara. Videoda orta yaşlı bir kadın sultanahmet meydanında hoplaya zıplaya geziyor"Ah ne güzel simitçi!", "Ah ne güzel çöpçü!", "Ah ne güzel yerler!" deyip deyip zıplıyor. Gerçekten de çok hoş. Evlere kapanan insanların çıktıklarında nasıl davranabileceklerini karikatürize etmiş. Çok güldüm. Hala da zaman zaman gösteririm.

Herkes kendi dünyasında tabi. 15:31'de Cüneyt: "Bugün Bakanlıkta nöbetçiyim. Normal ama sevdiğim gibi sessiz mesai. Selamlar" demiş el sallayarak. Hilal: "Korona sonrası bizim bahçede bi mangal yapalım inşallah" demiş cevap olarak. "Ama sebze mangalı" diyerek de ilave etmiş. Anlaşıldı corona günlerinden sonra da diyet günleri başlayacak. İnşallah dedik tabi ki. Akşam üstü Hilalden abisinin kitabı 'Serüvengiller' ile Tuna'nın resmini göndermiş. Kınalı kuzum benim. Elif: 19:26'da: "Kitabınız gelmiş" diye yazmış. Hilal: "Evet dezenfekte ettik" diye cevap vermiş. Cüneyt mesajı biraz geç görmüş yine de "Uuu ben bile göremedim daha" demekten kendini alamamış.[23:14]

30 Mart itibariyle güncel veriler paylaşıldı: Türkiye'de vaka sayısı maalesef 10 bini geçmiş. Can kaybı 168'e çıkmış durumda.

31 Mart'ın ilk saatlerinde (01:01) Sibel Hilal'in gönderdiği "2-3 yaş uzaktan eğitim kitapçığı" na bakabilmiş. "teşekkürler, güzelmiş, biz bilmeden tüm taktikleri ilk haftada bitirmişiz galiba" demiş Ecenin hamurla oynadığı bir videosunu göndererek. "Ekmekler Ece den" demiş Elif. Ben ancak sabah görebildim [11:26] "O güzelim! Becerikli annenin hamarat kızı. Maşallah" dedim altına. Ancak 16:19'da cevap geldi: "estağfurullah.  sağ olun. Selma Anneme çekmiştir o.." Bizimkiler de boş durur mu, bir ekmek resmi koymuşlar saat 17:17'de.

Akşam haberlerinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin, "Bu, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra karşı karşıya kaldığımız en zorlu kriz" dediğini işittik. Düşük ve orta gelirli ülkelerin salgınla ve neden olduğu sosyo-ekonomik şoklarla mücadelesine destek için Birleşmiş Milletler’in çok ortaklı yeni bir fon kurduğunu açıklamış.

Annem bu günlerde karpuz istiyor. İçim yanıyor diyormuş sürekli. Sibel 20:33'de ingilizce bir metin paylaşmış. Elıf: "Bizde o kadar ingilizce yok" demiş. Ben de Oğuzhana tercüme ettirerek okudum: "Benim tercümanım yanımda. Tarzanca konuyu anladım da..Oğuzhan okuyunca iyice anlamış oldum. Doğruya doğru. Bugün ben de böyle birşeyler yazmıştım" diye cevap verdim. 

31 Mart itibariyle ABD'de Corona virüsüne bağlı can kaybı sayısı Çin'in açıkladığı rakamları geçmiş. Ülkede 3 bin 415 kişi hayatını kaybetmiş durumda. Çin'in açıkladığı can kaybı ise 3 bin 309'du. Öte yandan İngiltere’de vaka sayısı 25 bini geçmiş. 1800'e yakın can kaybının olduğu ülkede 13 yaşında bir çocuğu bile Corona virüsü nedeniyle hayatını kaybetmiş.