Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Dünle bu gün arasında ne var ? Ya yarınla bugünü birbirinden ayıran nedir?
Dünyanın bir derviş gibi bıkmadan usanmadan pervane
olup dönmesine ne anlam yüklüyoruz ? Gecelerin gündüzleri biteviye örtüp
karartması, her sabah günümüzün yeniden aydınlanması mıdır acaba zamanı
farklılaştıran ?
Onlara isim takmak, sıfatlandırmak biz insanoğluna ait eski
bir eğlence.
Kimi yaşlı adama benzetiyor giden yılı, kimi yılana, domuza ya da
fareye. Yaşanan hayal kırıklıklarını, dertlerini, görmek istemediği tüm geçmişini
yüklüyor gidenin buruş buruş torbasına. Geleni de bir gençlik aşısı gibi
umutla, neşeyle karşılıyor her seferinde. Yeni yılda mutlu olmak, başarılı
olmak, zengin olmak gibi ne varsa dilenecek hepsini istiyor iştahla.
Ama
nafile. Zamanın kendisinde değil elbette bu sihir-keramet. İnsanoğluna inat
yine günler haftalara, aylar mevsimlere, yıllar ömürlere, asırlar çağlara
dönüşüyor durmadan.
Mevlana bu değişimin yanılsamaları değil, bizatihi
kendisi karşısında "Yeniliğe Doğru" insana söylenebilecek en güzel
sözleri söylemiş:
Her gün bir yerden göçmek / Ne iyi
Her gün bir yere / Konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan / Akmak ne hoş
Dünle beraber / Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa / Düne ait
Şimdi yeni şeyler / Söylemek lazım
Biz belki günleri, yılları kendimize ait , bizim için
tekrar ediyor sanıyor olabiliriz. İnanın bu bize ait bir hüsnü kuruntu. Zamanın
muhakkak bir sahibi var ve hiçbir anı birbirine benzemiyor. Giden gidiyor,
gelenin aynı kalacağına dair de bir garantimiz yok. Ne 2012 suçlu, ne de 2013
torbasında bize hediyeler getirecek. Veren başka, alan başka ah bir bunu
anlayabilsek !
Yine de her sabah "Günaydın" diyerek
"Selam" dileyerek karşılıyoruz birbirimizi. Kalana "Hoşça
kal", gidene "Selametle git" demek ne güzel bir adet. Hayatı
sadeleştiren, güzelleştiren tam da budur belki. Bizim küçük adımlarımız, küçük
sözlerimiz ve küçük davranışlarımız. Dilimizdeki kelimeler, yüzümüzdeki
gülümsemeyle anlam kazanıyor her şey. Gözlerimizdeki sevgi ışıltıları
değiştiriveriyor dünyamızı. Bunun gibi bize ait ufak şeyler işte yaşamımızı
farklılaştıran.
İnsan olmakla ilgili küçük şeyler birleşip "Büyük
Şeyler"i oluşturuyor. Zaman ise ne bizim acılarımıza, ne de mutluluk
çığlıklarımıza aldırmadan, kendi kaderinde yazılı sonsuz yolculuğuna akıp
gidiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder