22 Kasım 2013 Cuma

076 02 Ekim 2013 Çarşamba 16:28 ESKİMEYEN KELİMELER............Bismillah / İnşallah / Elhamdülillah / Maşallah

Bismillah


Besmele olarak adlandırılan ‘Bismillahirrahmânirrahim’ 
cümlesi, ‘Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla başlarım.’ demektir. Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah (Allah'ın adıyla) şeklinde kısaltma olarak kullanılır. 

İslami inanışta Rahman ve Rahim Allah’ın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi özelliğin devam ve değişmezliğini, diğeri ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…"Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.

Besmele, helâl bir işe başlarken, Allah'ın adını anmak ve bu adla işe başlayarak işin hayırlı ve bereketli olması için dua anlamına gelir. 

Besmele çeken şöyle demiş olur: "Ya Rabb, şu an bir iş işleyeceğim. Senin ismini anıyor ve iznini istiyorum." O yüzden haramlara besmele çekilmez. Helal ve hayırlı işler Allah'ın adıyla, ve O'nun emir ve müsaadeleri doğrultusunda yapılan işlerdir. 

Besmele, müslümanın elini attığı her işte, adımını attığı her yolda Allah ile beraber olduğunun, O’nun yardımıyla iş yaptığının şuurunda olmasını sağlar.

Besmelenin her işte sürekli tekrar edilmesi, Allah’ı zikir olduğu gibi, müslümanın Allah’la rahmet üzerine iş yapacağına, O’nun izin verdiği şekilde davranacağına dair sözleşme yenilemesidir.

Kuran'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetidir. Bazı görüşlere göre Fatiha suresinin ilk ayetidir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır. 

Müslüman, yapacağı bütün meşru işlere bu cümleyle başlamalıdır. Besmele, Allah’a güvenmenin, O’na teslim olmanın, O’ndan yardım dilemenin, O’na sığınmanın ifadesidir. 

Mü’min her hayırlı işinde sadece Allah’ın yardımına güvenir, O’nun rahmetini umar. Çünkü her şeye hayat veren Allah’tır. Her şey O’nun iradesiyle başlar ve yine O’nun iradesiyle son bulur. 

Her başlangıç, her hareket, her yöneliş O’nun dilemesi ve takdiriyle meydana gelir. Bu sebeple her meşru işe O’nun adını anarak başlamak, Müslümanın temel hedefi olmalıdır. 

Müslüman kişi mabedine, evine, işyerine, girerken; sözüne, konuşmasına, dersine başlarken, bağında bahçesinde, bürosunda ve işyerinde çalışırken besmeleyi terennüm etmeli, onu bir hayat tarzı haline getirmelidir. 

Allah, işine besmeleyle başla yanların işini kolaylaştırır. Besmele siz başlanan işten beklenen sonucu elde etmek zorlaşır.[1]

Kaynak : DİB ve muhtelif
---------------

[1] Sevgili Peygamberimiz; “Besmele ile başlanma yan her önemli iş sonuçsuz kalır!”(Fey zu’l-Ka dîr, V/13) buyurmakla bizleri bu konuda uyarmıştı


İnşallah


Allah isterse, Allah dilerse anlamına gelen bir şart cümlesi olarak Allahü teâlâ dilerse olur manasına, bütün işlerini Allahü teâlânın dilemesine havale etmek için söylenen sözdür. 

İnşallahın doğru telaffuzla kağıda geçirilmiş hâli " inşâ'allah" tır. Bu söz ile kişi üzerine düşeni yaptıktan sonra istek şarta bağlanır yani eğer Allah isterse olur.

Çünkü; Kâinatta her şey, Allah’ın irade ve takdiri ile cereyan eder. O, izin vermeden ve istemeden hiçbir şeyin olması mümkün değildir. 

Mü'minler, gelecekte bir işve bir görev yapmak istediklerinde bunu ifade ederken “inşâallah şöyle yapacağım, böyle yapacağım” derler. Böylece Allah’ın irade ve gücünü ikrar edip O’ndan izin ve yardım istemiş [1] olurlar. 

Yapacağımız işler için inşallah demek doğrudur çünkü her iş , her amel , her arzu o'nun iradesine ve kudretine bağlıdır. 

Allahü teâlânın huzurunda itaat edenlerden olmak için, her işte inşâallah [2]  demelidir! (Şunu yapacağım) veya (Yarın şuraya gideceğim) denince de (İnşâallah) demelidir! 

Peygamberimiz bir konuşmasında bu sözü kullanmadığı için bir süre vahiy alamamış ve Yüce Allah tarafından “Allah dilerse kaydını koymadan bir şey için ben şunu yarın yapacağım deme!” [3] şeklinde uyarılmıştı.

Akait (itikat) kitaplarımızda da bir insan “Allah dilerse müslüman olacağım” demekle müslüman olamaz “ene mü’minun hakka=ben kesin olarak inanıyorum” demesi gerektiği ifade edilmektedir.

Ancak günümüz konuşmalarında “inşaallah Allah yardımcımız olur” veya Allah inşaallah bize yardım eder veya edecektir”, yahut “İnşaallahü Teala Allah yardımcımız olsun” veya “Allah yardımcımız olur İnşaallah” gibi ifadeler kullanılıyor ki bu ifadeler yanlıştır. Çünkü, bu ifadeler sırasıyla: “Allah dilerse Allah yardımcımız olur”, "Allah dilerse bize yardım eder veya edecektir”, “Yüce Allah dilerse Allah yardımcımız olsun”, “Allah dilerse Allah yardımcımız olur” demek oluyor ki Türkçe kurallarına da aykırıdır. 

Kaynak : DİB ve muhtelif
---------------

[1] Hiçbir şey için, bunu yapacağım deme’, ancak Allah dilerse (inşâallah) yapacağım de’...”(Kehf, 17/23-24)
[2] Hadis-i şerifte, (İnsanlar için, inşâallah demekten daha faziletli itaat edicilik yoktur) buyuruldu.
[3] yüce kuranda bu durum şöyle anlatılmaktadır;
(ey habibim!) sakın hiçbir şey için, Allah'ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe):"ben bunu yarın kesinlikle yapacak olanım" deme!(bunu) unuttuğun zaman ise, rabbini an ve: "umarım ki rabbim, bundan (bu kıssadan peygamberliğime delil olan) daha yakın bir yola (daha nice delillere) beni eriştirir" de! (kehf sûresi:23/24)


Elhamdülillah


Elhamdülillah, İslam inancında, Allah'a şükür için söylenen bir dua sözüdür. Müslümanlarca Allah'a hamdolsun, Allah'a şükür -Hamd (büyük övgü) Allah'a mahsustur- anlamında kullanılan bu deyime hamdele ya da tahmid de denir. "Çok şükür ya rabbim" manasına gelir.

Kuran-ı Kerim'in 6 suresi bu deyimle başladığı gibi, çeşitli surelerde de 16 kez geçer. Kur'an'ın ilk suresi olan Fatiha, besmeleden sonra bu cümle ile başlamaktadır.

Allahın elçisi Muhammed, Elhamdülillah  [1] sözü ile Allah'ı anmanın sevabının çokluğuna dikkat  [2] çeker. Bu nedenle müslümanlarda dua ve hutbe okuma, konuşma yapma, kitap yazma, ders verme ve benzer etkinliklere besmele, hamdele, salvele (Muhammed'e salat ve selam) ile başlamak dinsel bir gelenek olmuştur.

Yemek içmeğe başlarken Besmele (Bismillâhirrahmânirrahîm) okumalı, sonunda da Elhamdülillah demelidir. 

Elhamdülillah aynı anlamdaki hamdolsun ile aynı şükrü ifade etmez. Zira elhamdülillah var olan durumun memnuniyetinden ve çoğalması için olan şükrü ifade eder. Hamdolsun ise zor da olsa Allah yardım ediyor, buna da şükür manasına gelir.

Hamd, methetmek, övmek, sena etmek, şükretmek demektir. İslam âlimleri, hamd’in şükürden daha geniş, daha üstün ve daha derin olduğunu söyler. Şükür şahsi nimet için yapıldığı hâlde, hamd bütün varlıklara Allah’ın verdiği nimetten dolayı yapılmaktadır. Kişi kendisine verilen nimetten dolayı şükrederek bütün bir varlık âleminin tasavvuruna dalar ve hamd eder.

Kaynak : DİB ve muhtelif
---------------

[1] Bir gün Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme sıcak bir yemek getirildi. Yedi ve yemekten sonra; "Elhamdülillah. Şu ve şu kadar zamandan beri karnıma sıcak bir yemek girmedi" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce)
[2] “Elhamdülillah demek, şükürlerin başıdır. Allahü teâlâya şükretmeyen O'na hamd etmemiş (senâ etmemiş, O'nu övmemiş) olur.” (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâyık)
 “Zikrin (Allahü teâlâyı anmanın) en üstünü, Elhamdülillah demektir.” (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâyık)
 “Müslümanın müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevap vermek, hastasını dolaşmak, cenâzesinde bulunmak, dâvetine gitmek ve aksırdığı zaman Elhamdülillah deyince, Yerhamükallah demek.” (Hadîs-i şerîf-Buhârî)


Maşallah


Bir dilek ifadesi olan bu terkip üç kelimeden oluşmaktadır: "Şey" anlamına gelen "mâ", "istedi, diledi" anlamına gelen "şâe" fiili ve bu fiilin fâili (öznesi) olan Lâfza-i Celâl yani "Allah" lâfzıdır. 

Bu kavramın dilimizdeki karşılığı ise, "Allah'ın dilediği şey veya Allah'ın dilemesi" demektir. Bu tâbir, "Allah'ın istediği şey olur, istemediği şey olmaz" cümlesinin kısaltılmış şeklidir. 

Dua manasına da gelen Mâşaallah kelimesi, aynı zamanda bir ayet-i kerimedir. Kur'ân-ı Kerim'de dört ayette  [1] geçmektedir. 

Mesela Kehf Sûresi’nde Hazreti Allah (cc) mal mülkle imtihan ettiği bir kişinin durumunu anlatır. Ve bu kişi arkadaşıyla konuştuğunda arkadaşının ona “Ne olurdu sen bu güzel cennete girdiğinde keşke ‘benim’ sevdasında olmasaydın, gururla girmeseydin de bunu ifade eden ‘Mâşaallah la kuvvete illa billah, bunu Allah diledi de oldu. Allah’tan başka bir kuvvet sahibi yoktur’, diye bu güzelliğin sahibine teslim eder bir halde olsaydın.” diye hitabı ve tavsiyesi vardır. 

Bu anlam, Türk toplumunda "Allah'ın dediği olur" şeklinde ifade edilmektedir. 

"Maşaallah" tâbiri halkın dilinde bir güzellik, iyilik, nimet ve başarı karşısında hayret ve takdir ifadesi olarak ve göz değmemesi dileği ile  söylenmektedir. Beğenilen şeyler görüldüğünde "Bu, Allahü teâlânın dilediği ve ihsan ettiği şeydir. Allah korusun, Allah nazardan saklasın" anlamına gelen, mübarek bir sözdür. 

Nazarı değen kişide kalbî bir niyet vardır. Kişi kötü bir niyet sahibi değilse nazarın tesiri fazla olmaz veya karşıdakinin helakine sebebiyet vermez. Ama bazen çok sevmenin de getirdiği kötü niyetli olmayan bir nazar şekli de vardır. İşte Mâşaallah kelimesi bu şekildeki niyeti def eder. 

Kötü nazar kötü niyetlerden dolayı değer. Bunun bertaraf edilmesi de kişinin itikadının, niyetinin düzgünlüğüyle oluşur. Mâşaallah, bu düşünce düzgünlüğünü ifade eden bir sözdür.

Mâşaallah deyince beğendiğimiz, sevdiğimiz, gördüğümüz bir güzelliğin esasında Allah’a ait olduğunu lisanen zikretmiş oluruz. Bu düşünce ile beraber bunu zikrettiğimizde artık o baktığınız şey Allah’ın mülkünde olduğu tasdiklenmiş bir mülk olarak envantere geçer. Dolayısıyla muhafazası da doğrudan külli iradeye teslim edilmiş olur. 

Kendinizden bilir de güzelliği ifade edip sahibini unutur bir vaziyette olursanız, adeta onun mülkünden bir şeyleri aşırmaya çalışan hırsız hükmüne girersiniz. Neticede ya bu bed nazarlı birinin lokması olacak, helakiyle vuku bulacak veya kişinin böbürlenmesiyle kaybolup gidecektir.

Dilimizde bu kavramın başka bir biçimi de kullanılmaktadır. Bu da Allah dilerse manasına gelen "inşallah" kavramıdır ki "maşallah" lâfzından mana yönüyle farklılık arz eder.

"Maşallah", daha ziyade, Allah'ın istediği gibi, Allah nazarından saklasın, ne güzel gibi manalara gelmektedir. Bununla birlikte, maşallah, hayret ve memnunluk da ifade etmektedir. 

Kaynak : DİB ve muhtelif
---------------

[1] Allah onlara şöyle dedi: "Öyle ise, ateş, yerinizdir. Allah'ın dilediği zamanlardan başka hepiniz ebedî olarak oradasınız..." (el-En'âm, 6/128).
"De ki: Ben Allah'ın dilediğinden başka, kendi kendime ne bir menfaatı kazanmağa, ne de bir zararı defetmeğe sahip değilim..." (el-A'râf, 7/188).
"Kendi bağına girdiğin zaman: "Bu Allah'tandır, benim kuvvetim değil, Allah'ın kuvveti ile olmuştur" deseydin ya!" (el-Kehf, 18/39).
"Bundan böyle sana (Kur'ân) okutacağız da unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği müstesna. Çünkü O, aşikârı da, gizliyi de bilir" (el-Alâ, 87/6-7).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder