Coronalı/Acılı Mart Nisan
Mart
ayı bizim için kötü başladı. 3 Martta annemi mide kanamasından Ege Üniversitesi
aciline yatırmışlar. Haberi alınca Özgürle bizim arabayla İzmir’e gittik.
Vardığımızda saat sabahın 2’sine geliyordu. Dört gün sonra gastroloji
servisinde özel bir odaya geçtik. Mide kanseri olduğu söylendi. Patoloji
sonuçları bekleniyordu.
Bu
arada güzel haberlerle kötü gelişmeler birbirine karıştı. Martın 7’sinde Cüneytin
son kitabı çıktı. “Serüvengiller” bir çocuk kitabıydı. Annem verilen ilaçlar ve
bakım sayesinde kendine gelmişti. 9 Martta arabayı onlar için Özgürle bırakıp
Orjana gittim. Ertesi sabah bir baktım, Panda balkondaydı. Çok sevindim. Hem
ayakta kaldığına hem evi unutmadığına. O gün eve aldım onu hasret giderdik.
Takip
eden günler bir kulağım Ankara’da, öbürü İzmir’de bahçeleri temizledim, meyva
ağaçlarını budattım. Bu arada Boncuk da geldi. Ama boğazında bir yara vardı. Birkaç
gün gördüm sonra birden yok oldu. Tam da o günlerde Türkiye’de ilk korona
haberleri duyulmaya başladı. Daha çok Çin ve İran kaynaklıydılar. Bizde ise 11
Martta ilk vaka görülmüştü. 15 Marta kadar 18’e çıkmıştı hasta sayısı. Henüz
vefat eden yoktu. Doğrusu çok önemli gibi gelmemişti bu olay o zaman.
Ayın
16’sında yeniden İzmire döndüm. Annem artık evdeydi. İyi görünüyordu. Ama doktor
ne isterse verin, mutlu edin demişti. İki ay kadar bir süresi vardı artık
annemin. Bize bol bol eski günlerden anlatıyordu. Üzülüyordum ama sözünü kesmek
olmazdı. 23 Martta patoloji sonuçlarını aldık. Teşhis doğruydu: kanser.
Yapılacak bir şey yoktu. Gitmek için Oğuzhan’ı çağırdım İzmir’e.
25
Martta akşam üzeri Orjana vardık. Kediler yine geldi. Mamalarını suyunu verdik ve
yeniden İstanbul’a doğru yola çıktık. O günkü yapılan test sayısı 5.035, vaka
sayısı 561 ve toplam vefat sayısı ise henüz 59 idi. Ayın 17’sinde ilk vefat
gerçekleşmiş, o günde sonra vakalar artmaya başlamış, toplam vaka sayısı 2 bin
433’e yükselmişti.
İstanbul’da
tam anlamıyla ev hapsindeydik. Bir yandan corona haberlerini izlerken, öbür
yanda kulağım annemden gelen haberlerdeydi. Tabi ki diğeri de Ankara’da. Küçük
torunum Tuna 21 Martta 5 aylık olmuştu. Ece ise bir ay sonra iki yaşına
girecekti. Akıllı telefonun görüntülü görüşmeleri bu dönemde oldukça işe yaradı
diyebilirim.
1 Nisan corona tablosu artık herkesi endişelendirmeye
başlamıştı. O güne kadar yapılan toplam test sayısı 106.799, toplam Vaka Sayısı
15.679 ve toplam Vefat Sayısı ise 277 olmuştu. İyileşenlerin sayısı ise sadece 333
idi. Şehirlerarası seyahat yasğından söz ediliyordu. O gün akşam üstü yasağa
yakalanmamak için Oğuzhan’la Ankara’ya yola çıktık.
Evde izalasyonu Ankara’da da devam ettirdik. Bu arada seyahat kısıtlaması da başlamıştı. Günlerimizin neşesi eğlencesi küçük Tuna’ydı. Kalabalıkta sevgi halesi içinde olmak onun da hoşuna gidiyordu. 16 Nisanda Ece’nin ikinci yaş gününü kutladık. 21 Nisanda da Tuna artık 6 aylık olmuştu.Fena halde dişleri kaşınıyor, kendine göre sesler çıkarıyordu. 24 Nisanda Ramazan başlamak üzereydi. Ama annemden gelen haberler hiç iyi değildi. İyi olmayan corona haberleriydi öte yandan.
Oruçlu olduğumuz Ramazanın ilk günü Türkiye günlük
koronavirüs tablosuna göre vaka sayısı 104 bin 912'ye, Koronavirüs sebebiyle vefat
edenlerse 2.600’e ulaşmıştı. Günlük vaka 3 binin, ölenler de 100’ün
üzerindeydi. Ama o gece acı haber İzmir’den
geldi: annem ölmüştü. Beklediğimiz yine de vurgun yemiş gibi etkileyen bir
haberdi.
25 Nisan gecesi Cüneyt’in arabasıyla
yola çıktık. Kimseye özel olarak haber vermedik, sadece sosyal medyada
yayınladık cenaze duyurusunu. Sabah Susurluğa ulaştık. Kardeşlerim de geldiler.
Cenaze Büyükşehir’in bir ambulansıyla öğleyin geldi. Çok garib bir cenaze oldu.
Bir elin parmakları kadar insan namazını kılıp daha önceden belli olan yerine
defnettik annemi. İzinli gittiğimiz için de herkes akşam geldiği yere döndü.
Adet olan şeyler yerine annemin hayrı için Susurluk aşevi vakfına 1000 lira
bağışlamayı seçtik.
Ankara'da Ramazan ayı bir haftasını
doldurmuştu. Camiye gidemiyor evden de çıkmıyorduk. 30 Nisan akşamı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 'Türkiye Günlük
Koronavirüs Tablosu'nu paylaşmış, 42 bin 4 test yapıldığı, 2 bin 615 yeni tanı
konulduğu, Vefat eden kişi sayısının 93 olduğu açıklanmıştı. Böylece toplam
vaka sayıları 120.204, toplam vefat 3.174 olmuştu. Durum gittikçe daha kötüye
gidiyordu.
Tuna'yla corona yokuşu
Bugün gecikmeli olarak Tuna’nın doğum gününü kutladık. Oğuzhan’la bir haftadır birlikteydik. Dün büyük kızım Elif de, eşi Aydın ve torunum Yağız’la birlikte Adapazarı’ndan geldiler. Nazlı üniversite sınavına hazırlandığı için gelemedi. Hilal’ler de gelmişti akşamdan. Bugün sabah annesi babası Ece Mercan’ı da bize bıraktı. Hep birlikte güzel bir kahvaltı yaptık. Selma hanım böyle çocuklarıyla beraber olunca çok mutlu oluyor zaten.
Öğleden
sonra Gölbaşı şehir parkı sosyal tesisine gittik. Hava da çok güzeldi
şansımıza. Özgürle birlikte kızkardeşlerim de geldi. Büyük bir aile olarak Tuna’nın
doğum günü pastasını kestik. Çocuklarla ilgilenme, sohpet, muhabbet, fotoğraf
derken saat 5’i buldu. Daha fazla serine kalmadan 6’ya kadar eve döndük. Canlı,
renkli bir akşam yemeği yedik yine hep birlikte. Çay faslından sonra yine
fotoğraflar çekildi. Saat dokuz buçuk gibi Cüneyt’ler gitti. Tuna da uyudu. Ben
bu yazıyı yazmaya oturunca evimiz bayağı sakinlemişti.
Evet, bugün Tuna artık bir yaşında ama corona da 228.nci
gününü doldurdu. İlk başta Çin ve çevresini etkileyen bölgesel bir
"epidemi" olarak algılanan salgının sonraki günlerde Asya sınırlarını
aşıp halk sağlığını küresel çapta tehdit etmeye başlamasıyla, dünya virüsle
ilgili gelişmelere kilitlendi, salgının kontrol altına alınması ve önlenmesine
yönelik tedbirler tüm ülkelerin ana gündemi haline geldi.
7 Ocak'ta Dünya Sağlık Örgütü, hastalığın SARS
olmadığını fakat yeni tip bir koronavirüsten kaynaklandığını açıkladı.
Yarasalardaki bir betakoronavirüsün insana geçerken mutasyona uğramış hali olan
yeni tip koronavirüse "2019-nCov" adı verildi. Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ), koronavirüsün (Covid-19), pandemi (salgın) olarak nitelendirildiğini
duyurdu. Örgüt koronavirüs salgınında dünya çapında 11 Mart'a kadar 4 bin 291
can kaybı yaşandığını duyurdu.
Bu arada salgının merkez üstü önce Avrupa'ya kaydı,
daha sonraysa Amerika Birleşik Devletleri vaka sayısında dünyada ilk sıraya
yerleşti. Bu arada dünya genelinde 123 ülke ve bölgeden 132 bin Covid-19
vakasının bildirilirken 5 bin kişinin hayatını kaybetmesi bir dönüm noktası
olarak açıklandı.
28 Nisan'a gelindiğinde Covid-19 salgınında vaka
sayısı 3 milyonu, can kaybı ise 211 bini geçmişti. Ancak artış hızının
düşmesiyle birlikte Avrupa ve dünyada birçok ülke Covid-19 tedbirlerini
gevşetmeye başladı. Ancak Türkiye'de Covid-19'la mücadele kapsamında 30
büyükşehir ve Zonguldak'ta 4 Mayıs saat 00.00'a kadar sürecek sokağa çıkma
kısıtlaması 1 Mayıs gecesi 00:00'da başladı.
Zaten uzun bir süredir evden çıkmıyorduk. Belki çok zarurri ihtiyaçlar için markete. Ekmek ve pide bile fırınlar tarafından sokaklara kadar getiriliyordu. Tuna'yla Ece bir araya geldiklerinde hoş görüntüler yaşanıyordu. Ece abla olduğunun farkındaydı, Tuna da bir kardeş olduğunun. Evimizin salonu oyuncak çeşitleriyle kreş görüntüsü veriyordu. 1 Mayıs'ta Oğuzhan'ın 25.nci doğum gününü evimizde kutladık. Ayın 14'ünde yine iki küçük torunumuzla birlikteydik. Bir dizimde Ece diğerinde de Tuna vardı. Ecenin böyle kucağımdalarken kardeşi Tunayı öperken çekilen resmi çok güzel bir hatıra oldu.
Mayıs ayı bizim için Ramazandı. Ama Corona Virüs
salgını dünya genelinde yayılmaya devam ediyordu. Tuna’nın 7 aylık olmasına bir
gün kala 20 Mayısta toplam 4.867.515 vaka sayısına ulaşılmış, 321.459 kişi ölmüştü.
Amerika ve Rusya'da kritik günler yaşanmaya devam ediyordu. Amerika'da
1.508.957 vaka bulunurken, Rusya'da vaka sayısı 299.941 olmuştu. ABD'de
toplamda 90.369 kişi hayatını kaybederken, Rusya'da bu rakam henüz 2.837 idi.
Türkiyede ise 11 Marttan bu yana zirve yapan vaka
sayıları tam bir ay sonra 11 Nisanda günlük 5.138 ile pik noktasına ulaşmıştı.
O tarihten sonra kademeli olarak 16 Nisanda 4.801’e, 21 Nisanda 4.611’e, 24
Nisanda 3.122’ye, 29 Nisanda 2.936’ya, 5 Mayısta 2.253’e, 15 Mayısta 1.708’e ve
28 Mayısta da 1182’ye kadar düşmüştü.
Ramazan bayramı 24 Mayısta oldukça garip geçti. Ne bayram namazına gidebildik ne de yoğun bayramlaşmalar yaşadık. Şükür ki Oğuzhan da bizimleydi, kendi kendimize kutladık bayramı. Çocuklarımızla görüntülü görüştük telefonla. Ama 27 Mayısta Cüneytler Ece'yi getirdi de hasret giderdik ailece.
3 haziranda seyahat yasağının kalkmasıyla hemen toparlanıp körfeze gittik. İki aylık evde hapislikten sonra bize iyi gelecekti. Orjanda hava çok güzel, bahçeler yemyeşildi. Hem evimize kavuşmuş hem de kedimiz Panda'yı yine orada bulmuştuk. Bu beni nihayetsiz sevindirmişti. Hilaller de Tunayla ardımızdan gelmişlerdi. Artık Tuna'nın dişleri iyiden belli olmuştu. Sevimli halleriyle de kucaktan kucağa geziyordu.
6 Haziranda ilk defa denize girdi. O orjana gelen üçüncü kuşaktı. Daha önce Oğuzhan da, Nazlı, Yağız ve Ece de bebekliklerinde gelmişlerdi. Yazlığımızın olduğu körfezin havası, suyu, yeşilliği güzeldir. Etrafta da gezilecek görülecek yer çoktur. Ama bu kez bir kaç istisna hariç öyle çok gezemedik. Corona her alışkanlığımızı olumsuz etkiliyordu. Bu arada Oğuzhan'da İstanbul'a döndü. Evden çalışacaktı.
9 Haziranda da Elifler geldi yanımızda. Nazlı ve Yağız'da vardı. Sabah yürüyüşlerinden sonra Yağızla birlikte denize giriyordum. Bazen saat 10 gibi Hilal Tuna'yla birlikte iskeleye geliyorlardı. 12 Haziranda böyle havanın denizin enfes olduğu bir günde simitle denizde çok mutlu olan Tuna'nın çok güzel fotoğraflarını çektim. Yağız sabah deniz akşam üstü de futbola gidiyordu. Ertesi günü onun da sahada oynarken epey bi fotoğrafladım.
Yazlığımızın klasiği sabah arka balkonda kahvaltı, akşam üstü de ön tarafta çay muhabbetidir. Elif gelince bazen sahilde iğdeler altında kahvaltı yaparız. 16 Haziranda böyle bir gündü. Akşama kadar sahide kaldık. O gün de çok güzel fotoğraflar çektim.
Büyük kızım Elif te bizim gibi gezmeyi sever. 17 Haziranda bir kaçamak yapıp Ayvalık Küçükköy'e gittik. Boşnak böreği ve ev yapımı limonata enfesti. Dönüşte Gömeçten sonra Karaağaç'ta güzel bir yeme içme yeri keşfettik. "Madradan" da akşam yemeği güzeldi. Oradan "Yine geliriz inşallah" temennisiyle ayrıldık. Ertesi günü çocuklarım bana bir sürpriz yapmışlar. Hepsi birleşip bana spor ayakkabı, şort ve tişort almışlar. Kaliteli şeyler, çok hoşuma gitti tabi.
19 Haziranda tapu işlemleri için Selma hanımla Susurluğa gittik. Evin işlemlerini hallettik. Ancak tarlalar daha sonraya kaldı. Bu arada Selma'nın eski ev yerinde bahçeye de uğradık. Ihlamur varmış topladık. Parka gittik, Susurluk tostu ve kokoreç yedik. Haziranın 24'ü günü haber aldık ki Tuna'nın ilk dişi çıkmış. 25 Haziranda Oğuzhanla birlikte Orjan'a döndük. Vişne topladık ağaçlarımızdan. Selma hanım reçel yaptı. 29'unda küçük bir Kazdağları gezmesi daha yaptık. Güre, Dedepınarı, Küçükkuyu Sabunhane ve Adatepe Çınaraltı'na gittik hep birlikte.
Bu arada Tuna 8 aylık olmuş, Corona da hafif bir
kabarma yaşanmıştı. Mayısta düşüşe geçen vaka sayıları 2 Haziranda 786 ile en
düşük seviyesini görmüştü. Ancak daha sonra 4 Haziranda 988, 9 Haziranda 993
olmuş, ardından 13 Haziranda 1.459 ve 15 Haziranda 1.592 ile yeniden 1000’in
üzerine çıkmıştı. 30 Haziranda hafif bir düşüşle 1.374 olarak gerçekleşmişti.
Bu kabarma 1 Haziran normalleşme kapısının bir bedeli olacağını gösteriyordu.
Türkiye'nin 30 Haziran koronavirüs tablosuna göre vaka sayısı 198.613'e yükselmiş, vefat edenlerin toplam sayısı 5.115 olmuştu. O gün 51 bin 14 test yapılırken, 1374 kişiye Kovid-19 tanısı konulmuş, 18 hasta ise vefat etmişti.