21 Kasım 2013 Perşembe

049 05 Temmuz 2013 Cuma 22:16 SİTE YÖNETİMİ.............................Ada Bütçesi ve Toplu Yapı Katkı payı

Ada Bütçesi ve Toplu Yapı Katkı payı


“Ada Bütçesi“ kavramı ile Ada ortak alan ve tesislerine ilişkin ortak giderler kastedilmektedir. 

Yani bir başka deyişle Ada Yönetimi hesaplarına yatırılacak aidatlar, Ada Ortak Alan ve tesislerine yapılması planlanan giderler içindir. 

Toplu Yapı Katkı payı ise Yönetim planımız gereğince Bütçeye kesinlikle konulması gereken bir gider kalemidir. Bu gider kalemiyle ; Adanın, Toplu Yapı Yönetimine Yönetim planınca ödemek zorunda olduğu yıllık tutar karşılanmaktadır. Bu ikisinin toplamından konut başına düşen aylık paya "aidat" diyoruz.

Bilindiği üzere Toplu Yapı Yönetimi, site ortak menfaatine uygun olan ve Yönetim Planının öngördüğü görevleri yerine getirirken bir takım harcamalar (Personel Maaşları, Teknik hizmet giderleri, Tüm adaların yararlanacağı yatırımlar, işletme giderleri, güvenlik giderleri vs. ) yapmak zorundadır. Doğal olarak bu harcamaları da Adalar kendi paylarına düşen oranda karşılayacaktır. 

Bu konudaki uygulama Toplu yapı Yönetiminin kat maliklerinin yatırdığı aidatlardan öncelikle toplu yapı katkı paylarını kestikten sonra kalan meblağı adaların banka hesaplarına yatırması şeklinde olmaktadır. Yönetim Planına göre bütçeye konulması zorunlu olan bu gider kalemi için ayrıca oylama yapmanın hiçbir anlamı yoktur. Zira neticede Adaya düşen Toplu Yapı Katkı payı doğrudan bütçeye gider kalemi olarak yazılacaktır. 

Bir de Adayı oluşturan Bloklarında sadece kendisini ilgilendiren özel giderleri vardır. (Örneğin Blok içlerinin boyanması, dış kapının değiştirilmesi, çatının aktarılması, uzun bloklardaki asansörlerin bakımı vs. ) Bu tür sadece o bloğu ilgilendiren giderler, ilke olarak o bloğun kat malikleri kurulunca verilecek karar sonucunda sadece o bloğun daire sakinlerinden Blok Yöneticileri tarafından toplanacaktır. Böyle bir durumda da Yöneticinin genel aidat dışında bu özel giderler içinde ayrıca para toplaması sorunu ortaya çıkmaktadır.

Bu konudaki uygulamalar incelendiğinde bazı adaların özel giderlerini Blokların kendilerine bıraktığı, bazı adaların blokların aylık standart genel giderlerini (ufak tefek tamirat, asansör vs ) karşılamada zorlanmamaları için Blok Katkı Payı vb. adlarla her ay Blok yöneticilerine ödenmek üzere belli meblağları Ada Bütçelerine koyduğu, bazılarının da blok katkı payı vermemekle birlikte blokların tüm giderlerini Ada Bütçelerine koydukları görülmektedir.

Blokların sadece o bloğu ilgilendiren özel giderlerini karşılamak amacıyla Ada bütçesine gider kalemi koymak zorunluluğu yoktur. Ancak Blokların hiç olmazsa her ay ödemek zorunda oldukları genel giderleri ödemekte zorlanmamaları amacıyla blok yöneticilerine ödenmek üzere Blok Katkı Payı olarak belli bir meblağın Ada Bütçelerine konulmasında belki fayda olabilir.

Son olarak birbirine karıştırılan iki hususu da açıklayarak bu kısmı noktalayalım. Birincisi üst yönetimin kestiği Toplu Yapı Katkı payları diğer gelirlerle birlikte kendi bütçesinin temelini oluşturacaktır. Bir başka deyişle üst yönetimin, gelecek bir yıl yapılacak işlerin, projelerin, ödeme ve masrafların tahmin edilerek tutarlandırılmasıyla oluşan gider bütçesinin finansmanını sağlayacaktır. Buradan üst yönetimin de gelecek bir yıldaki kendi faaliyetlerini idari, teknik ve mali boyutlarıyla şimdiden planlaması gerektiğini tekrar vurgulamış olalım. Aynı şekilde bütçenin bilanço, mizan ya da gelir gider tablosu olmadığını, bunların geçmiş dönemin hesap sonuçları, bütçenin ise gelecek dönemin planlanması, öngörümü olduğunu da unutmayalım.

Diğer konu geçmişten kaynaklanan alacak ve borçların bütçe kapsamında görünüp görünmeyeceği konusudur. Prensip olarak bu unsurlar bir bütçe kalemi değildirler. Çünkü gider veya gelir değildirler. Ancak üst yönetim bütçesinde gösterilmesinin yararı muhasebeleştirmesi yapılan borç ve alacakların takibinde görülebilir. Ancak borç ve alacakların ada bütçelerinde gösterilmeleri hem mükerrerliğe yol açacağı hem de muhasebesel ve hukuksal takip üst yönetimde yapılacağı için anlamsız olacaktır. 

Dönem içinde adalar zaten kendilerini ilgilendiren borç ve alacaklar konusunda bilgilendirilecek ve özellikle tahsil edilemeyen aidatların toplanmasında devreye gireceklerdir. Aynı şekilde konutlara ait yakıt bedellerinin de ne ada ne de üst yönetim bütçelerinde gösterilmemeleri gerekir. Çünkü bu bedeller konut sahiplerinden aidat kapsamı dışında ayrıca alınmaktadır. Bu bedellerin tahsil edilemeyen ve ödenemeyen kısımları için zaten üst yönetim muhasebesinde alacak borç takibi yapılması bir zorunluluktur.


(Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder