19 Ağustos itibariyle
Coronavirüs salgını ülkemizde 525.nci gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 604 gün geçti. Bu günkü corona güncel tablosuna göre 19 Ağustos itibariyle ülkemizdeki vaka sayısı 19.320 olmuş. Dün 19.944, 17 Ağustosta ise 21.692 idi.
Demek oluyor ki vakalar üç gündür durağanlaşmış. Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Vaka sayılarının 20 binin altında kalması yeterli değil. Hızla daha düşük vaka sayılarına ulaşmak zorundayız. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına tam uyum şart" ifadelerini kullanmış.
Öte yandan vefat sayıları maalesef beklendiği gibi yükselişini sürdürüyor. Vefat sayılarının 22 Mayıs 2021'den sonra tekrar 200'ün üzerine çıkması dikkat çekici. Önceki gün 183, dün 168 iken bugün ikiyüzün üstüne 216'ya çıkmış durumda. Bakan Koca dün de, "Aşılanma oranı arttıkça ve tedbirlere uydukça yeni vaka sayısı da azalacak. Yarın bugünden daha güvenli olacak" demişti.
19 Ağustos 2021, Perşembe 19:00 itibariyle günlük aşı verileri 1.,2. ve 3.doz toplamının 87.195.574'e ulaştığını gösteriyor. En az bir doz aşı olmuş 18 yaş ve üstü nüfus 1.doz Türkiye ortalaması % 72,99 olmuş. 2.doz ortalaması ise % 55,50 seviyesinde görünüyor. Bu bağlamda günlük aşı verileri; 1.Doz Uygulanan Kişi Sayısını 45.304.742, 2.Dozda 34.446.015, 3.dozda 7.362.337'ye ulaşmış durumda.
Dünya toplam vaka sayısı 210 milyonu geçmiş (210.546.968) durumda. Toplam can kaybı ise 5 milyona doğru (4.412.529) gidiyor.
Son verilere göre 3 milyonu geçen vaka sayılarında ilk 15 ülke arasında 1.ncilik başından beri ABD'de (38.095.545). 2.nci Hindistan (32.356.944), 3.ncü Brezilya (20.458.221), 4.ncü Rusya (6.684.531), 5.nci Fransa (6.557.356), 6.ncı İngiltere (6.392.160). Türkiye bu listede 7.nci (6.138.452) durumda. Bizim arkamızdan diğer ülkeler: 8.nci Arjantin (5.106.207), 9.ncu Kolombiya (4.877.323), 10.ncu İspanya (4.758.003), 11.nci İran (4.587.683), 12.nci İtalya (4.464.005), 13.ncü Endonezya (3.930.300), 14.ncü Almanya (3.853.852) ve 15.nci Meksika (3.152.205).
Aynı 15 ülke can kayıplarına göre de şöyle sıralanıyor: 1.ncilik yine başından beri ABD'de (641.460). 2.nci Brezilya (571.703), 3.ncü Hindistan (433.605), 4.ncü Meksika (250.469), 5.nci Rusya (173.700), 6.ncı İngiltere (131.373), 7.nci İtalya (128.634), 8.nci Kolombiya (123.781), 9.ncu Endonezya (122.633), 10.ncu Fransa (113.103), 11.nci Arjantin (109.652), 12.nci İran (100.255), 13.ncü Almanya (92.444), 14.ncü İspanya (83.004) ve 15.nci Türkiye (53.675).
Tüm dünyada verilen doz sayısı 5 milyara (4,84) yakın. Bir günde 31,2 milyon aşı yapılmış. Tüm aşıları tamamlananların sayısı ise henüz 2 milyarı (1,87) bulmadı. Bunların toplam içindeki yüzdesi ise %24,0 olarak gözüküyor. Aşıda 1.ncilik Çin’de 1,83 Milyar doz aşı yapılmış.
Diğerleri sırayla; 2.nci Hindistan 562 Milyon, 3.ncü ABD 359 Milyon, 4.ncü Brezilya 168 Milyon, 5.nci Japonya 115 Milyon, 6.ncı Almanya 98,7 Milyon, 7.nci Birleşik Krallık 88,4 Milyon, 8.nci Türkiye 86,4 Milyon, 9.ncu Endonezya 84,6 Milyon, 10.ncu Fransa 81,9 Milyon, 11.nci Meksika 78,8 Milyon, 12.nci İtalya 74,6 Milyon, 13.ncü Rusya 74,4 Milyon, 14.ncü İspanya 62,2 Milyon ve 15.nci Kanada 51,9 Milyon. Türkiye yapılan aşı sayısı sıralamasında 8.nci sırada yer alıyor.
Tüm aşıları tamamlanan yüzdesine baktığımızda Çinin (223 Milyon) ve Almanyanın (48,4 Milyon) yüzdesinin hesaplanmamış olduğunu görüyoruz. Diğerleri en yüksek orandan aşağıya doğru şöyle sıralanıyorlar: Kanada 65,00%, İspanya 64,50%,Birleşik Krallık 61,50%, İtalya 57,70%, Fransa 54,00%, Amerika Birleşik Devletleri 51,50%, Türkiye 41,60%, Japonya 39,60%, Brezilya 24,20%, Meksika 23,40%, Rusya 23,00%, Endonezya 10,90% ve Hindistan 9,10%. Bu listede de Türkiye 9.ncu görünüyor.
Bugün 20 Ağustos 2021 Cuma. Coronavirüs salgını ülkemizde 526.ncı gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 605 gün geçti. Ne yazık ki coronavirüs salgını henüz bitmedi, kısa vadede de bitecek gibi görünmüyor.
Vakalar artıyor, can kayıpları durmuyor. Üstelik bir çok ülkede aşı oranı nüfusun %50'sini geçtiği halde. Salgın adeta bütün dünyada "aşı olmamışların pandemisi" biçimine dönüştü.
Bütün dünyada hastanelere başvuranların arasında gençler ve çocukların sayısı da artıyor. Bu da bir tür mutasyon. Şimdi bu Delta varyantının etkilediği ülkeler yeni yeni tedbirler almak zorundalar. Bu kabarmanın görüldüğü ve mücadeleyi zora sokan noktalardan biri de Türkiye.
Sağlık Bakanımızın dediği gibi, "Daha düşük vaka sayılarına inmek zorundayız. Aşılanma oranı arttıkça ve tedbirlere uydukça yeni vaka sayısı da azalacak". Yarının bugünden daha güvenli olması; en az iki doz aşı olmuşların oranının %70'in üzerine çıkmasıyla mümkün.
Okullarda eğitimin yine yüz yüze yapılması için öğretmenlerde, velilerde, 15 yaş üstü çocuk ve gençlerde aşı olmayan kalmamalı. Aşı olmamakta direnenler de artık inadı bırakmalı. O zamana kadar da bildik "Maske, mesafe ve temizlik kurallarına" tam uyum şart.
Bu arada yanıltıcı hatta kasıtlı sosyal medya yalanlarına da itibar etmemeli. Haklı bile olsalar toplumsal olarak ilave karışıklıklara tahammülümüz yok. Zaten yeteri kadar başımız dertte. Aşıya rağmen salgın bir türlü bitmiyor, sanal dünyada her gün bir tanıdığımızın ölüm haberini alıyor, üzülüyoruz. Cep telefonlarımızda baş sağlığı dilemek sanki otomatiğe bağlandı. Daha "B" harfini yazar yazmaz telefonun ekranında "Baş sağlığı dilerim/dileriz" kelimeleri beliriveriyor. Ya da "A" kelimesiyle beraber karşımızda "Allah rahmet eylesin" ifadesini görüveriyoruz.
İnsanlığın teknolojik olarak çağ atlaması yeryüzünde barış ve huzuru sağlamadı. Savaşlar, çatışmalar, işgaller, zulüm ve eziyetleri adeta daha da azdırdı. Terör dünyanın hücrelerinde kanser tümörleri gibi çoğalıyor. Dünyanın bir yanında en yaygın hastalık; obezite. Diğer üçte ikisinde ise açlık, sefalet, salgın hastalıklar ve ölüm kol geziyor.
Mavi gezegenimizin iyileşmeyen, kangren olmuş yaraları var. Filistin böyle, parça parça edilmiş kara Afrika böyle. Yemen'de savaşı kim başlattı, kimler sürdürüyor, neden bitmiyor bilen yok. Miyammardaki insanlık trajedisinin şu andaki durumu dünyanın magazin gulgulesi arasında kaybolup gidiyor. Uygurlar ezim ezim eziliyor yardım edemiyoruz.
Herkesin gözü önünde darbeler yapılıp zaten zayıf demokrasiler iyice katlediliyor. Dünya siyasetinin satranç masasında kim ne verdi ne aldı, neden, alınıp verilenin hakkı ne oldu/olacak bilmiyoruz. "Afganistanda ne oldu, ne oldu da "öcü saydığımız Taliban" yeniden devlet oldu"yu sorup duruyoruz birbirimize. Yalanla yürüyen bir algı dünyası var etrafımızda. Böyle gizli kapaklı ahlaksız, hukuksuz işlerin döndüğü bir arena var ortada. Hakkı tutup kaldıramıyor, hukuku üstün kılamıyoruz.
Üstüne üstlük içinden geçtiğimiz dönem dünyada ve ülkemizde sık sık afetlerin yaşandığı bir zaman. İster sebebi ozon tabakasının delinmesi, ister iklim değişikliği ya da doğadaki bozulma ve kirlenme olsun. Neticede hepsi insanoğlunun "elinin ürünü". "Ne yaparsan onu biçersin" demiş atalarımız. Koştura koştura, nefes nefese gittiğimiz bu yol yol değil, verdiği işaretleri de anlamıyoruz.
2021 yazı da bitmek üzere. Eylül ayıyla birlikte sonbahar mevsimi girecek. Yapraklar sararıp dökülecek, toprak kuruyup çatlayacak. Bir yerlerde kuraklık yakıp yıkarken, bir başka yerlerde fırtınalar, kasırgalar seller, orman yangınları güzelim dünyamızı helak edecek. Böylece yeryüzü bir afetten öbürüne yuvarlanıp bir kışa daha hazırlanacak. Kış demek zaten kapanmak demek, yeniden canlanmak üzere mağaralarımıza sinmek demek. Hayatı devam ettirmeye çalışırken bir yandan da yeniden bahar rüyaları görmek demek.
Dünya ya da "insanoğlu" bu gidişi görmek ve Allah'a rağmen yürüdüğü bu yolun uğursuzluğunu anlamak zorunda. Sitemlerimiz, yakınmalarımız, öfüldenip pöfüldenmelerimiz boş. Davranışlarımıza iyilik hakim olmazsa, elimizle, dilimizle ve yüreklerimizle "insan" olmanın gereğini yapmazsak faturasını ağır öderiz/ödüyoruz. Sürekli birilerini ve birşeyleri suçlayarak iyiyi hakim kılamayız.
Bu yüzden bir gün bize "...uğursuzluğunuz sizdendir!" hitabı ayan olursa hiç de şaşırmayalım. O bilinen bir sözdü, çok önce söylenmişti ve daima elimizin altında, gözümüzün önündeydi. Ama biz okumayı-anlamayı bilemedik...