Arayan bulurmuş
Müjde,corona günlerinin yeniden ağırlaşmaya başlayan ilaç kokulu havasına bir bahar esintisi gibi geldi. Hiçbir şey olmasa bu yıl için Ayasofyanın açılması ve bu müjde kalacak aklımda. Tamamen yerli ve milli imkanlarla Karadeniz'de keşfedilen 320 milyar metreküp doğalgaz müjdesi Türkiye'nin bu gününden ziyade geleceği için umut oldu hepimize.
Gençliğimizde hayalini kurduğumuz şeylerdi bunlar. Yeniden fethi yaşamak isteyen gönlümüz, kendi kaynaklarımıza sahip olacağımız bağımsızlık günlerini özlerdi. Allah hamd olsun ki şu kalan ömrümde bu iki kutlu adımın da atılmış olduğunu gördüm.
Ayasofya bizim için fethin sembolü bir cami ve Fatihin emanetiydi. Müze yapılmış olmasını onun zincirlere vurulması olarak gördük hep. Şiirler yazdık okuduk esaretten kurtuluşu ile ilgili. Yürüyüşler yaptık, mitingler tertip ettik onun için. Her 29 Mayıs bizim bu ülkümüzü yeniden kanatır, acıtırdı. Bizim ve bizden önceki birkaç neslin onun hakkındaki hüznünü yaşamayan, Ayasofyanın yeniden cami oluşunu anlayamaz, hissedemez. Yine bir 29 Mayısta yola çıkan "Fatih" adlı sondaj gemimizin tarihi bir başarıya imza atarak büyük bir doğal gaz rezervi keşfetmesi de benzer duyguları yaşattı.
Bugün küçük torunum Tuna 9'u bitirdi, 10 aylık oldu. Maşallah günden güne de büyüyüp serpiliyor. Karadenizin Sakarya havzasındaki Tuna-1 kuyusu da işte 9.ncu sondajda meyvesini verdi. Cumhuhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi: "Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Fatih Sondaj Gemimiz 20 Temmuz 2020 tarihinde Tuna 1 sondajında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmiş durumda. Kendisini boğazdan uğurladığım günü hatırlıyorum" diye verdi. Cumhurbaşkanımız bu rezervin ülkemizin 7 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek miktarda olduğunu açıkladı. Hedef de verdi: "İnşallah Cumhuriyetimzizn 100.ncü yılında yani 2023'te Karadeniz gazı milletin hizmetinde olacak!"
Cumhurbaşkanımız ilaveten bu keşfin inşallah enerjide dışa bağımlılığımızı önemli ölçüde azaltacağını, cari açığımızı kapatacağını, hatta fazla veren bir ülke durumuna yükselteceğini anlattı. Devam edecek sondaj faaliyetleriyle başka keşiflerin de olabileceğini müjdeledi. "Her arayan bulamaz, ama bulanlar arayanlardır" meselini de vererek. Demek bu çocuk da büyüyecek, gelişecek.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise: "Bugün ülkemizin milli enerji politikası için tarihi bir gün. Bugün gururluyuz. Türkiye olarak ülkemizin geleceği açısından önemli bir sürece şahit ediyoruz. Bugün enerji alanında ülkemizin makus talihini tarihe gömdüğümüz bir süreçteyiz. Bizim için bu çok önemli bir övünç kaynağı" dedi. Ayrıca Bakan Albayrak bu tarihi günde, "Ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye" vurgusu da yaptı. Bakan Albayrak: "Türkiye artık yeni bir döneme giriyor. Artık ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye söyleminde yeni bir sürece inşallah gidiyoruz" dedi.
Verilen bilgiye göre dünyada yüksek teknolojiye sahip ilk 5 gemi arasına giren Fatih sondaj gemisinin uzunluğu neredeyse Eyfel Kulesi kadar. 12 bin 200 metre derinlikte ve yüksek basınç altında dahi deniz sondajı yapabilme kabiliyetine sahip Fatih sondaj gemisinin sondaj kulesi uzunluğu 64 metre. İki kulesi toplamda 1750 ton yük kaldırma kapasitesine sahip gemi, 6 metre yükseklikteki dalga boyunda bile sabit kalabiliyor.
Barbaros, Oruç Reis, Fatih, Yavuz, Kanuni
Son yıllarda sondaj çalışmalarını yoğunlaştıran Türkiye Akdeniz ve Karadeniz'de tam donanımlı ve çok amaçlı araştırma gemilerini görevlendirdi. Doğu Akdeniz'de Barbaros Hayrettin Paşa, Fatih ve Yavuz gemileriyle hidrokarbon arayan Türkiye, Karadeniz ve Marmara'da arama yapan Oruç Reis sismik araştırma gemisini de Doğu Akdeniz'e indirmişti.
Türkiye'nin Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştiren Fatih sondaj gemisi, Sakarya Gaz Sahası'nda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "müjde" olarak açıkladığı Fatih sondaj gemisinin Türkiye tarihindeki en büyük doğal gaz keşfi, ülkenin son dönemde denizlerde yoğun bir şekilde yürüttüğü sismik arama ve sondaj faaliyetlerinin ilk somut meyvesi oldu.
Türkiye'nin Karadeniz'deki münhasır ekonomik bölgesinde, yaklaşık 170 kilometre açıkta gerçekleştirdiği ve ülkenin doğal gaz ithalatının önemli bir kısmını karşılayabilecek bu keşif, bundan sonra denizlerde yürütülecek arama ve üretim faaliyetleri açısından yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Türkiye'nin, enerji piyasasındaki gücünü artırmak ve enerji bağımsızlığı için 3 sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma olmak üzere toplam 5 gemisi var. Türkiye, bu gemileriyle Doğu Akdeniz başta olmak üzere tüm uluslararası sularda bayrağımızı dalgalandırmaya devam ediyor.
Türkiye'nin deniz araştırma, arama ve işletme ruhsat alanlarında sismik veri toplama projeleri daha önce hizmet alımı şeklinde yürütülüyordu. Ancak bu faaliyet, 2012'nin sonunda TPAO envanterine katılan Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi sayesinde artık ülke imkanlarıyla yürütülüyor. Türkiye’nin ilk sismik araştırma gemisi olan Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi 2013'te doğal gaz ve petrol arama çalışmalarında kullanılmak üzere envantere girmiş. Bir sismografik araştırma gemisi olan Barbaros Hayreddin Paşa, önce Karadeniz'de sismik arama çalışmaları yaptı. Ardından 2017 yılında Akdeniz'e indi ve şu anda Doğu Akdeniz'de arama çalışmaları yapıyor.
31 Aralık 2012'de 130 milyon dolara satın alınan, iki ve üç boyutlu sismik araştırma yapabilme özelliğine sahip Barbaros Hayreddin Paşa gemisi denizin 8 kilometre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor, iki ve üç boyutlu sismik veri toplayabiliyor. Brüt 4 bin 711 ton ağırlığındaki gemi, yön ve pozisyon tayinini uydu haberleşmesiyle otomatik olarak yapabiliyor. Uzunluğu 84, genişliği 21,6 metre olan gemide bir helikopter pisti bulunuyor. ICE-1A sınıfı notasyonu ve çevre dostu yüksek teknoloji ile donatılan gemi, yakıt tüketimini azaltan ve asgari emisyon az gelişmiş geçiş hızları sağlayan Norveç Ulstein SX133 X-bow yenilikçi gemi tasarımı kullanılarak inşa edildi. Geminin hızı, 17 knot/31 km/sa.
Faaliyete 15 Ağustos 2017'de başlayan ve yüzde 90 yerli tasarım, işçilik ve entegrasyonu olan Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi, kıta sahanlığı ve doğal kaynak aramaları başta olmak üzere her türlü jeolojik, jeofizik, hidrografik ve oşinografik araştırmaları gerçekleştirebiliyor. MTA Oruç Reis sismik araştırma gemisinin inşasına ise 2012'de tamamen yerli imkanlarla başlandı. 23 Haziran 2017'de geçici kabulü yapılan gemi, 2017 yılı Ağustos ayı içinde operasyon test, eğitim ve tecrübe faaliyetlerine başladı.
Tam donanımlı ve çok amaçlı dünyadaki 5-6 araştırma gemisinden biri olan gemide, 2 ve 3 boyutlu sismik, gravite, manyetik olarak jeofizik araştırması yapılabiliyor. Gemi, 8 bin metre derinliğe kadar 3 boyutlu, 15 bin metre derinliğe kadar iki boyutlu sismik operasyonları gerçekleştirebiliyor. Açık denizlerde iki ve üç boyutlu derin sismik araştırmalar yapabilecek kapasitede modern sevk ve manevra sistemleriyle donatılan Oruç Reis gemisi ile petrol ve doğal gaz araştırmalarının yanı sıra kara alanlarının deniz altındaki devamlılıklarının izlenmesi bağlamında kıta sahanlığı gibi stratejik öneme sahip bilimsel araştırmalar da etkin bir şekilde icra edilebiliyor.
Türkiye’nin ilk yerli ve milli sismik araştırma gemisi 86 metre uzunluğunda genişliği 22 metre. Gemi modern sevk ve manevra sistemleriyle birlikte, jeofizik, 2 ve 3 boyutlu haritalama, derin sismik, gravite (petrol yoğunluğu), manyetik sistemler ve deniz tabanı ayrıntılı görüntüleme ve haritalama sistemleri, uzaktan kumandalı su altı aracının yanı sıra, su kolonu ve deniz tabanından jeolojik örnekleme yapabilecek ekipman ile donatılmış durumda. Oruç Reis ile deniz tabanından itibaren 15 bin metre derinlikteki jeolojik yapılar görüntülenebiliyor. Modern uzaktan kumandalı su altı aracı (ROV) ile 1500 metre su derinliğindeki deniz tabanı ayrıntılı olarak izlenebiliyor, deniz suyundan ve tabanından numune alınarak ölçüm ve analizler anında yapılabiliyor. Gemide alınan verilerin işlenmesi, analizi ve değerlendirmesine yönelik jeoloji, jeofizik, hidrografi, oşinografi ve biyoloji araştırma laboratuvarları yer alıyor. Gemide ayrıca uluslararası standartlarda bir helikopter pisti de bulunuyor.
Türkiye'nin petrol ve doğalgaz arayacak ilk milli sondaj gemisi 'Fatih' 2017'de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) envanterine katıldı. Çeşitli bakım çalışmalarının ardından Basınç Kontrollü Sondaj sistemi ile donatılan Fatih, 29 Ekim 2018'de Alanya-1 derin deniz kuyusu sondajına başladı. Ardından ikinci sondaj için Finike- 1 alanına geçti, Buradaki hazırlık sürecinin ardından İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümü 29 Mayıs'ta Karadeniz'deki ilk milli sondajı gerçekleştirmek üzere Haydarpaşa Limanı'ndan uğurlandı. Fatih sondaj gemisinin kuleleri İstanbul Boğazı'ndan geçebilmesi için söküldü. Gemi, kuleleri yeniden monte edilmek üzere 6 Haziran'da Trabzon Limanı'na demir attı. 20 Temmuz'da Zonguldak açıklarındaki ilk olarak Tuna-1 olarak isimlendirilen lokasyonda 3 bin 500 - 4 bin metre derinlik hedefiyle Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajına başladı.
Fatih 229 metre boyunda ve 12 bin 200 metre derinlikte çok yüksek basınç altında deniz sondajı yapabilme becerisine sahip. Çift kuleli tasarımı sayesinde es zamanlı 2 sondaj operasyonunu daha hızlı ekonomik sürdürebilmekte, deniz tabanını gözetleyebilen ve gerektiğinde hidrotermik operasyonlar yapabilen uzaktan kumanda edilebilir iki su altı robotik denizaltı aracı bünyesinde bulunduruyor. 4 lojistik vinç ve 6 operasyon vinciyle daha hızlı sondaj operasyonu yürütebiliyor Gemide 2 helikopter ve 3 destek gemisi bulunuyor. Fatih sondaj gemisinin 20 Temmuz'da başladığı Sakarya Gaz Sahasındaki sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettiğinin duyurulmasının ardından atılacak yeni adımlar bekleniyor
Türkiye'nin "Milli Enerji ve Maden Politikası" kapsamında, denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetlerinin artırılması amacıyla TPAO tarafından satın alınan Yavuz sondaj gemisi de 2018'de envantere katıldı.Yapımı 2011'de tamamlanan Yavuz, daha önce Tanzanya, Kenya, Malezya ve Filipinler başta olmak üzere farklı ülkelerde görev almış. 'Milli Enerji ve Maden Politikası' kapsamında, denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetlerinin artırılması amacıyla TPAO'nın satın aldığı sondaj gemisi Yavuz, 20 Haziran'da Kocaeli Dilovası'ndan yola çıktı, Antalya ve Taşucu limanına uğrayarak son yüklemeleri yaptı. Daha sonra da Doğu Akdeniz'e ulaştı. Gemi, KKTC'den alınan ruhsat bölgesinde sondaj yapacak.
Fatih gibi 6. nesil ultra derin deniz sondaj gemisi. Yaklaşık 230 metre uzunluğa ve 36 metre genişliğe sahip, Sondaj kulesinin yüksekliği deniz seviyesinden yaklaşık 103 metre. Yani Galata Kulesi’nden yaklaşık 36 metre daha uzun. 12 bin 200 metre derinliğe kadar çok yüksek basınç altında dahi sondaj yapabiliyor. Dinamik Pozisyonlama sistemiyle 6 metreye ulaşan dalgalarda dahi sondaja devam edebiliyor. Yavuz çift kuleli tasarımla hem asıl hem yardımcı işlerin yapılabildiği eş zamanlı operasyona imkan sağlıyor. Her iki kule de sondaj ekipmanları ile donatıldı, böylece operasyon gücü ikiye katladı.Dünya genelinde bu konseptteki 16 gemiden biri olma özelliğini taşıyan Yavuz'da spor ve sinema salonu, dinlenme odaları bulunuyor. Gemide tam zamanlı bir doktorun görev aldığı 4 yataklı mini bir hastane de var.
Türkiye'nin hidrokarbon potansiyelini açığa çıkarmak için mavi vatanda çalışmalara devam edecek üçüncü sondaj gemisi olan Kanuni, 2020 başında filoya katıldı. 2012 yılında Güney Kore’de üretimi tamamlanan ve daha sonra Türkiye’ye getirilen gemi 31 Ocak’ta teslim alınarak TPAO envanterine kaydedildi ve “Kanuni” ismi verildi. Bakım, tedarik ve test işlemleri İngilterede tamamlandıktan sonra Türkiye’ye doğru yola çıkan gemimiz 13 Mart 2020 günü Doğu Akdeniz’deki kara sularımıza giriş yapmış oldu.
Gemi 227 metre uzunluğa ve 42 metre genişliğe sahip. Toplam 11 bin 400 metre derinliğe ve 3 bin metre sondaj açabilme kapasitesi var. 2015’e kadar Brezilya’da enerji firması Petrobras tarafından kullanılmış. Kanuni, altıncı nesil ultra deniz sondaj gemisi olarak da biliniyor. Mersin Taşucu Limanı'nda geliştirme çalışmaları bittiğinde Karadenizdeki ultra derin deniz sondajlarına başlayacak.