15 Mayıs 2021 Cumartesi

16 Mayıs 2021 06:00 Pazar CORONA GÜNLERİ...................................El-Mâni'/Bir Münâcât duası-Ed-Dârr/Sığınış duası

El-Mâni'/Bir Münâcât duası

Bugün Ramazan bayramının üçüncü ve son günü. Bir kutlu bayramı daha uğurluyoruz. Bayram bu yıl da kısıtlamalar nedeniyle eksik ve garipti. Üstüne üstlük Mescidi Aksadan gelen haberler hepimizin tadını kaçırdı. Kudüslü Filistinlilerin acıları ve şehadetleri bayram günümüzde yüreklerimizi dağladı.

Yetmedi; Gazzeden, Afganistandan, Yemenden hatta Miyammardan gelen haberler üzüntümüzü daha da ağırlaştırdı. Amerika ve Avrupa'dan yansıyan söz ve görüntüler ise tam anlamıyla mide bulandırıcıydı. İnsanlık adına iki yüzlülüğün, zulme yandaşlığın ve yalancılığın vahşi sefih yüzlerini gördük yeniden.

Her şeye rağmen diri kalmaya ve mazlumlar için duaya devam etmeliyiz. Bu zalimler öyle kahru perişan olsunlar ki saklanacak, kaçacak delik bulamasınlar. İnşallah bir sonraki yıllarda hastalığı olmayan, dünyanın herhangi bir yerinde islam kanı ve göz yaşı akmayan daha mutlu, dolu dolu bayramlar yaşayabiliriz.

İşte Corona günlerinin de 429.ncusunu geride bıraktık. Yakalandığımız covid rahatsızlığı Allahın izni ve şifasıyla geçti. Bugün karantinadan çıkıyoruz, evde maske takma eziyetinden de kurtuluyorum. 

Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini sürdürelim. Şimdi genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimizi 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.

Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın doksanikincisi "El-Mâni" ile Peygamberimizin (asv) yaptığı ve ümmetine öğrettiği “Bir Münâcât duası" okuyarak ilerleyelim.

EL-MÂNİ': المانع Sözlükte mahrum etmek, vermemek, engel olmak mânasındaki men‘ kökünden türemiş bir sıfat olup “kötü şeylere engel olan, bunların gerçekleşmesine müsaade etmeyen anlamında Allah’ın isimlerinden biri.

Men‘ kavramı Kur’ân-ı Kerîmde on altı âyette yer almakla birlikte bunların hiçbirinde men eylemi Allaha nisbet edilmemiş.[1] “Mûcizeler göndermemize engel olan tek şey öncekilerin bu tür mûcizeleri yalanlamış olmasıdır” meâlindeki âyette geçen men fiilinin (el-İsrâ 17/59) zât-ı ilâhiyyeye izâfe edilmesi Allahın mûcize göndermeyi terketmesi anlamında bir istiare olarak kabul edilmiş. [2]

Mâni ismi hem İbn Mâce hem de Tirmizî’nin esmâ-i hüsnâ rivayetinde yer almış [3], ayrıca men‘ çeşitli hadislerde isim ve fiil sîgalarıyla Allah’a nisbet edilmiş [4]. [5]

'O' bir şeyin meydana gelmesine izin vermeyen, müsaade etmeyen, engelleyen, dilemediği şeye mani olan, koruyucu sebepler yaratarak zararları önleyen, istemediği bir şeyin meydana gelmesine mani olan, musibetleri engelleyen" demek.

Bir Münâcât duası:

Bu günlerde ellerimizi uzatıp adeta herbirimizin içinden yükselen bir münâcât örneği. Peygamberimizin (asv) yaptığı ve ümmetine öğrettiği dualardan:


"Allah
ümme elif beyne kulubinâ ve aslih zâte beyninâ ve’hdinâ sübüle’sselâmi ve neccinâ mine’z-zulümâti ile’n-nûri ve cennibne’l fevâhişe mâ zahare minhâ ve mâ betane."  [6] 

“Allah’ım! Kalplerimizi birleştir, aramızı ıslah et, bize kurtuluş yollarını göster, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar, bizi her türlü çirkinliklerden, açığından ve gizlisinden uzaklaştır. Bize kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle. Tövbelerimizi kabul eyle, şüphesiz ki sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine şükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiğin nimetleri kabul edenler eyle ve bize nimetlerin devamını ihsan eyle.”


[1] (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “mnʿa” md.)

[2] (Zemahşerî, II, 674)

[3] (İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 10; Tirmizî, “Daʿâvât”, 82)

[4] (Wensinck, el-Muʿcem, “mnʿa” md.)

[6] (Ebû Davûd, Salât, 182; Hâkim, De’avât, No;977; İbn Hıbban, Ed’ıye, No:996.)

Ed-Dârr/Sığınış duası

İşte her fani şey gibi bu Bayram da geçip gitti. Zaten hem kısıtlamalar hem de Mescidi Aksadan gelen haberler yüzünden oldukça “garip”ti. Bizler her şeye rağmen diri kalmaya; kendimiz, ülkemiz ve dünyadaki mazlumlar için duaya devam etmeliyiz. Rabbim dünyayı fesada veren, bozgunculuk çıkaran zalimleri kahrû perişan eylesin.

Nihayet Corona günlerinin de 430.ncusunu geride bıraktık. Bu arada biz de şu covid-19 nam virüsü aynel yakîn yaşamış olduk. Allahın izni ve şifasıyla geçti diye düşünüyorum. Yüce Allah kurtulamayıp vefat edenlere rahmet, hasta olanlara da şifa ismiyle tecelli etsin.

Biz yine inşallah üç ayların başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini sürdürüp, genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan bazı "dua ve zikir"leri 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.

Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın doksanüçüncüsü "Ed-Dârr" ile Peygamberimizden (asv) öğrenilen bir Sığınış duası" ile ilerleyelim.

ED-DÂRR:  الضار   Zarar vermek” anlamındaki darr veya durr masdarından sıfat olup “zarar veren” veya “elem ve zarar verici şeyleri yaratan” mânası ile esmâ-i hüsnâ içinde yer almış.

Kur’ân-ı Kerîmde daha çok menfaat (nef), hayır ve rahmet kavramlarıyla birlikte ve bunların karşıtı olarak elliden fazla âyette geçen zarar kavramı bu âyetlerin bir kısmında, Allah’tan başka tapınılan sözde tanrıların kendilerine de başkalarına da herhangi bir fayda veya zararlarının dokunamayacağını ifade ediyor.

Bazı âyetlerde kimsenin Allaha zarar veremeyeceği vurgulanırken altı âyette de Allahın kuluna zarar murat etmesi veya zarar dokundurması şeklinde kullanılmış. Bunların hemen hepsinde zararın karşıtı olarak hayır, rahmet ve menfaat kelimeleri de zikredilmiş.

Diğer bazı âyetlerde, herhangi bir şekilde insana dokunan zararın Allah tarafından bertaraf edilmesinden (keşfü’d-durr) söz ediliyor.[1] Kur’ân-ı Kerîmde zarar kavramının, her şeye gücü yeten Allahı bırakıp da fayda veya zarar vermekten âciz olan putlara tapmanın mantıksızlığını vurgulayan bir üslûp içinde kullanılmış olması, ayrıca karşıtı olan nef‘ vb. kelimelerle birlikte zikredilmesi, bu kavramın mutlak mânada Allaha nisbet edilmesinin amaçlanmadığını gösteriyor.

Nitekim bu kavram Kuranda sıfat sîgasıyla (dâr) Allaha izâfe edilmemiş. Dâr, doksan dokuz ismi içeren hadiste nâfi‘ ismiyle birlikte [2], diğer bazı hadislerde de fiil şeklinde Allah’a nisbet ediliyor [3]. [4]

'O' hikmeti gereği elem ve zarar verecek şeyler yaratan, Zarar veren, hüsrana uğratan, dilerse kuluna zarar veren" demek.

SIĞINIŞ DUASI:

İbni Ömer (ra) Resûlullah (sav) in dualarından birinin şöyle olduğunu nakletmiş:


“Allâhümme innî e’ûzü bike min zevâli ni’metike ve tehavvüli ‘âfiyetike ve fücâeti nıkmetike ve cemî’ı sahatike.” [5]

“Allah'ım! Verdiğin nimetin yok olmasından, lutfettiğin afiyetin, nimet ve sağlığın bozulmasından, ansızın cezalandırmandan ve öfkene sebep olacak her şeyden sana sığınırım. 


[1] (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “ḍrr” md.)

[2] (İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 10; Tirmizî, “Daʿavât”, 82)

[3] (Müsned, I, 176; III, 453; İbn Mâce, “Aḥkâm”, 17; Ebû Dâvûd, “Aḳżıye”, 31; Tirmizî, “Birr”, 27)

[5] (Müslim, Zikir 96. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 32)

14 Mayıs 2021 Cuma

14 Mayıs 2021 13:30 Cuma GÜNLERİ........................................El-Ganî/Bayram günü duası-El-Muğnî/Günün duası

El-Ganî/Bayram günü duası

Bugün Ramazan bayramı. Üç ayların sonunda kutlu bir bayram iklimindeyiz. Bazı yönlerden buruk, ama yine de insana umut aşılayan, sevinç dolu bir menzil.

Corona günlerinin 427.ncisini geride bıraktık, covidin hanemizdeki misafirliği ise bugün 9.ncu gününde. Artık son günler. İnşallah bu hastalığı da atlatıp, bayramla birlikte çıkaracağız hayatımızdan.

Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini sürdürelim. Kur'an kaynaklı dua ayetleri bitti. Şimdi genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimizi 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.

Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın doksanıncısı "El-Ganî" Ve yine bu güne özel türkçe bir "Bayram günü duası"ile ilerliyelim.

EL-GANÎ:  الغني   Ganî kelimesi, sözlükte “zengin olmak, ihtiyacı bulunmayıp müstağni kalmak; bir yerde ikamet etmek, hayatiyetini sürdürmek” mânalarındaki gınâ (ganâ’) kökünden sıfat olup “zengin, kendi varlığıyla yetinip başkasına muhtaç olmayan, müstağni” anlamına geliyormuş.

Gınâ kökü Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli fiil ve isim kalıplarıyla yetmiş üç yerde geçer. Bunlardan beş âyette “zengin kılmak, ihtiyaçtan kurtarmak” mânasındaki iğnâ masdarından türeyen fiiller yer almış, bir âyette “müstağni oldu” anlamındaki isteğnâ fiili Allah’a nisbet edilmiş, on sekiz âyette de ganî ismi Allah için kullanılmış. [1] Buna benzer kullanımlar hadislerde de geçmekte. [2]

Gerek esmâ-i hüsnâya dair eserlerde gerekse konuyla ilgilenen âlimlerin muhtelif açıklamalarında ganî ismine genellikle “zâtında ve sıfatlarında her türlü ihtiyaçtan münezzeh olan” şeklinde mâna verilmiştir. [3]

'O' hiçbir şeye muhtaç olmayan, Çok zengin ve her şeyden müstağni, kendi dışındaki her şey Ona muhtaç olan, Nimet ve rahmet hazineleri sonsuz olup hiçbir şeye hiç kimseye muhtaç olmayan, Sonsuz zenginlik sahibi, servet ve zenginlinin sınırı bulunmayan, gerçek zenginlik sahibi olan" demek.

BAYRAM GÜNÜ DUASI:

Ya ilahel alemin! Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Mübarek Ramazan-ı Şerifi tamamladığımız şu bayram sabahında, sana el açan bu mü’min kulların sana iltica ediyor, yalnızca Senden yardım diliyor, dualarımızı kabul eyle.

Mukabelesiyle, sahuruyla, iftarıyla, fitresiyle zekatıyla, orucuyla teravihi ile, Ramazan ayında yapmış olduğumuz bütün ibadetleri kabul eyle.

Tutmuş olduğumuz oruçları, kılmış olduğumuz namazları, teravihleri, yapmış olduğumuz hayır ve iyilikleri sen dergahı izzetinde makbul eyle.

Ya ilahel alemin! Senin sevgili peygamberin, Oruç tutanlar için bir cennetten bahsetti bizlere. Bizler de oruç tuttuk. Bu bayram sabahı bayram namazını kılarak, bayram yapmaya hak kazandık. Bizleri vad ettiğin Reyyan ismindeki cennetine girenlerden eyle.

Rabbimiz! Ademoğlunun yaptığı her amelin karşılığı vardır. Ancak oruç müstesna, onun karşılığını ancak ben veririm diyorsun. Bizler de oruç tuttuk ya rabbi, bu orucun sevabı olarak bizleri Cennetine kavuştur. Sevgili Peygamberimize bizleri komşu eyle ya rabbi.

Ya rabbi, kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, kim teravih namazını kılarsa, kim kadir gecesini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affedilir diyor Peygamberimiz, Bizler de inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucumuzu tuttuk, teravih namazımızı kıldık, Kadir gecesini ihya etmeye çalıştık. Bizlerin de geçmiş günahlarını affeyle ya rabbi

Allahım! Lutfettiğin bayramda ve sonrasında Bizi her türlü bela, musibet bütün tehlikelerden koru..

Hasta kullarına şifalar, borçlu kullarına borçlarını ödeme kolaylığı nasib eyle.

Rabbimiz bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizleri ateş azabından uzak tut.

Bizi, annemizi, babamızı ve bütün mü’minleri hesap gününde bağışla. Şüphesiz sen işiten ve dualarımızı kabul edensin.

Sevgili peygamberimiz senden neyi istemişse biz de onları istiyoruz, hangi şeylerden sığınmışsa biz onlardan sana sığınıyoruz.

Yapmış olduğumuz duaları kabetullahta, arafatta, müzdelifede, ravzai mutahharada yapılan ve kabul olan dualara ilhak eyle..

Amin! bi hürmeti taha ve yasin ve selamün alel mürselin. Vel hamdü lillahi rabbil alemin.


[1] (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “ġny” md.)

[2] (bk. Wensinck, el-Muʿcem, “ġny” md.)

[3] Kaynak <https://islamansiklopedisi.org.tr/gani> 

El-Muğni/Günün duası

Bugün Ramazan bayramının ikinci günü. Üç ayların bitimi, ramazan ayının sonunda kutlu bir bayram iklimini daha yaşıyoruz. Aynı zamanda Cuma, o da mübarek bir gün. Çifte bayram birarada ne hoş, ne güzel bir zaman donanması.

Bazı yönlerden buruk, garip ama yine de insana umut aşılayan, sevinç dolu bir menzil bu. Hastalığı olmayan, Mescidi Aksada, Kudüste, Gazzede islam kanı ve göz yaşı akmayan nice mutlu, dolu dolu bayramlara inşallah.

Corona günlerinin 428.ncisini geride bıraktık, covidin hanemizdeki davetsiz hoyrat misafirliği ise bugün 10.ncu gününü tamam etti. İnşallah bayramla birlikte çıkaracağız bu musibeti evimizden ve hayatımızdan.

Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini sürdürelim. Kur'an kaynaklı dua ayetleri bitti. Şimdi genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimizi 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.

Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın doksanbirincisi "El-Muğni" Ve yine Peygamberimizden (sav) nakledilmiş bir "Günün duası" ile ilerliyelim.

EL-MUĞNİ: المغني Sözlükte zengin olmak, ihtiyacı bulunmayıp müstağni kalmak” anlamındaki gınâ (ganâ’) kökünden türemiş bir sıfat olan muğnî “zenginlik verip tatmin eden demekmiş. Bu manada İbnü’l-Esîr, Allaha nisbet edilen muğnî ismine dilediği kulu her türlü ihtiyaçtan kurtaran mânasını vermiş.[1]

Kur’ân-ı Kerîmde on sekiz âyette Allaha izâfe edilen ganî isminden başka (bk. GANÎyedi âyette iğnâ” masdarından türemiş kelimeler, bir yerde de “isteğnâ” fiili (hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi) zât-ı ilâhiyyeye nisbet edilmiş.[2] Bu âyetlerde geçen muğnî sıfatının tecellisinin daha çok maddî alanda zengin kılma şeklinde olduğu görülüyor.

Hz. Peygambere hitap eden, Allah seni ihtiyaç içinde bulup zengin etmedi mi? meâlindeki âyette (ed-Duhâ 93/8) yer alan iğnâ kavramı Taberî tarafından maddî mânaya alınırken [3] Mâtürîdî mânevî-uhrevî zenginliğe ve gönül zenginliğine dayanan görüşe öncelik vermiş, Resûlullahın, ilk eşi Hatice’ye ait servetle ulaştığı tasavvur edilen zenginliği ise bazılarına ait bir görüş olarak zikretmiş. [4]

Hz. Peygamber’in sonraları fetihlerle elde edilen ganimetlere iltifat etmeyip vefatında çok az bir mal bırakması Mâtürîdî’nin tercihinin isabetli olduğunu ortaya koymakta.[5]

Muğnî ismi sadece Tirmizî’nin doksan dokuz esmâ-i hüsnâ rivayetinde yer almış. [6] Bundan başka iğnâ kavramı çeşitli fiil kalıplarıyla Allah’a nisbet edilmiş [7]. [8]

'O' kendisi zengin olduğu gibi dilediğine de zenginlik veren, zenginleştiren, müstağni kılan, dilediğinin ihtiyacını gideren, muhtaç olmaktan kurtararak zengin eden" demek.

Günün duası:

Ebu Hureyre (ra)’dan nakledildiğine göre Resûlullah (sav) ashabına şu duayı okumalarını tavsiye buyurmuş:


“Allah
ümme bike esbahnâ ve bike emseynâ ve bike nehyâ ve bike nemûtü ve ileyke’l-masîr.” [9]

“Allahım! Senin iznin ve yardımınla sabahladık ve akşamladık. Yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüz. Sonunda dönüş yalnız sanadır. “       


[1] (en-Nihâye, “ġny” md.)

[2] (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “ġny” md.)

[3] (Câmiʿu’l-beyân, XXX, 293)

[4] (Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân, vr. 892b)

[5] (krş. Fahreddin er-Râzî, XXXI, 218-220)

[6] (“Daʿavât”, 82)

[7] (Wensinck, el-Muʿcem, “ġny” md.)

[9] (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 110; Tirmizî, “Deavât”, 13; İbn Mâce, “Dua”, 14)

12 Mayıs 2021 Çarşamba

12Mayıs 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı213.................................Str.1.3.1 Hedefleri

Str.1.3.1 Hedefleri

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında Yeşilelma’ vizyonumuzun temel amaçlarından ilki olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz. Bildiğiniz gibi bunun için StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’, ‘StrA.1.2-İstihdamı arttırma’ ve ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ başlıklı üç adet STRATEJİK AMACIMIZ bulunuyor. Yine bu grubun; ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’, ‘Str.1.2.1-Üretim tesislerini çoğaltma’, ‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlama’ ve  ‘Str.1.3.2-Konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirme’ şeklinde belirlenmiş 4 adet STRATEJİSİ var. Önceki 10 hafta boyunca ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi için 71 ve ‘Str.1.2.1-Üretim tesislerini çoğaltma’stratejisi için de 17 olmak üzere toplam 88 hedefin nasıl gerçekleşebileceği üzerindeki görüşlerimizi paylaşmış olduk. Şimdi sırada ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ stratejik amacımız ve onun 2 stratejisi olan ‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlamak’ ve ‘Str.1.3.2-Konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirmek’ var. İlkinin 4, diğerinin se 43 hedefi söz konusu. Bu hafta öncelikle yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlamak’ stratejimizle başlıyoruz. Öncelikle belirtmemiz gereken husus şayet ‘AMAÇ.1- BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ amaçlamışsak onun olmazsa olmaz ayağı ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ halidir. Bu nedenle o istikametteki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? yazımızın başlığını oluşturan ‘‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlamak’ stratejimizin uygulanması oluyor. Tersinden gidersek Susurluk için ‘OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlama’ stratejisi o kadar hayatidir ki bu başarılabildiği takdirde Susurluğun ‘cazibe merkezi olması’ zaten kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple stratejiye uygun belirlenmiş hedeflerin gerçekleşmesi Susurluk için kritik önemde.  Bu alanda daha önce tespit edilmiş bulunan toplam 4 hedefin 2’si ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ alanında 2’si de ‘05- LOJİSTİK’ alanında. Şimdi bu hedeflerin  Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlama’ stratejimize uygun olarak ‘‘NASIL?’ gerçekleşebileceği  konusundaki görüşlerimizi okuyacaksınız. Elbette ki burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak olacak.


Daha önce ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ alanında ‘‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlama’ stratejisiyle ilgili olarak  ‘FRS.03.2-OSB kurulması ile ilgili çalışmalar’ kıymetli bir fırsat olarak değerlendirilmişti. Bu sebeple belirtilen ’Str.1.3.1’stratejisine uygun ve ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ stratejik amacımıza ulaşmak üzere; ‘HDF.1.3.1.01-OSB’ne sahip çıkmak ve kurulumuna aktif destek vermek’ ve ‘HDF.1.3.1.02-Lojistik bölge alanını belirlemek, tesisini kolaylaştırmak’ şeklinde 2 hedef öngörülmüştü. Hiç kuşkusuz gelecek yıllarda sanayinin ve lojistik tesislerin Susurluk hinterlandına doğru yöneleceği besbelli. Ancak bu gelişmenin kontrollü ve sağlıklı yapılabilmesi de şart. OSB’LER BUNUN İÇİN EN DOĞRU ZEMİNLER. Düzenli sanayi, sağlıklı altyapı ve çevre, teşvik imkânları, kalkınma ve istihdam artışı hepsi bu formülde yerini alıyor. İlçemizin konumundan kaynaklı lojistik potansiyeli de bu bağlamda hareketlenecek. O halde neyi nasıl yapabileceğimizi, hangi değerlere dayanarak ve kimlerin sorumluluğunda yürüyebileceğimizi düşünelim.  Ülkemizde kurulan OSB’ler günümüzde 330 a yaklaşan rakamlara dayandı. ÖZELLİKLE SON 4 YILDA 50 YE YAKIN OSB KURULDU. OSB’ler OSB Yer Seçim Yönetmeliği çerçevesinde belirlenen uygun alanların İlin Valisinin teklifi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın oluru ile tüzel kişilik kazanıyor. Bu noktada İldeki diğer OSB’lerin varlığı ve doluluk oranı mevzuatsal olarak OSB kurulmasına engel teşkil edebilir. Bu noktada SİYASİ ÇEVRELER BAŞTA OLMAK ÜZERE, VALİLİK, BELEDİYE, TİCARET ODALARI VE STK’LARIN ELBİRLİĞİ VEREREK DEVREYE GİRMESİ yerinde olur. İlk OSB yapılanmalarında SANAYİ VE TİCARET ODALARI ÖNDERLİĞİNDE BİR SANAYİCİ DERNEĞİ KURULARAK VEYA VAR İSE KENT KONSEYİ ÖNCÜLÜĞÜNDE HAREKET ETMEK uygulanan yöntemler arasında. Kuşkusuz başlangıçta en önemli konu doğru yerin seçimidir. Zira karayolu, otoban, liman, demiryolu, lojistik alanlar, havalimanı, yakındaki kentsel alan gibi noktalar yatırımcı için önemli faktörler. İLÇEMİZ ÖMERKÖY SINIRLARI İÇERİSİNDE OSB KURULUMU ile ilgili bazı çalışmalar yapılmış. İşte OSB kurulması ile ilgili çalışmalar’ ciddi bir fırsat olarak önümüzde duruyor. Google harita uygulamalarından görülebildiği kadarıyla Ömerköy’den geçen yeni otoban ile mevcut karayolu arasında kalan bölümde BÜYÜK ÖLÇEKLİ MERA PARSELLERİNİN YANINDAKİ TARIMSAL ALANLAR İLE BİRLİKTE ALANIN YAKLAŞIK 450 HA BÜYÜKLÜĞE ELVERİŞLİ BİR BÖLGE OLABİLECEĞİ ANLAŞILIYOR. O nedenle ilk plan döneminde gerçekleşecek şekilde Susurluk halkı, idarecileri ve ileri gelenleri öncelikle OSB’NE SAHİP ÇIKMAK durumundalar. Ve elbette başlamış olan OSB KURULUMUNA AKTİF DESTEK VERMEK zorundalar. Bu arada dikkat edilmesi gereken hususlar da var. OSB İÇERİSİNE GİRECEK PARSELLERİN MALİYE HAZİNESİ MÜLKİYETİNDE OLMALARI çok ama çok önemli. Çünkü OSB Tüzel Kişilik kazandıktan sonra Harca Esas Değer üzerinden (İlgili İdare emlak vergisi değeri) sadece OSB Tüzel Kişiliklerine Devlet tarafından satışı yapılıyor. TAŞINMAZ MERA OLSA BİLE TAHSİS AMACI DEĞİŞİKLİĞİ YAPILARAK ÖNCE MERA VASFI KALDIRILMAKTA SONRASINDA SATIŞI YAPILMAKTA. Böylece UYGUN FİYATLARA OSB LEHİNE PARSELLER TESCİL EDİLMEKTE. Bu parsellerin yatırımcılara uygun fiyat ile tahsisi/satışı suretiyle OSB’NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU YATIRIM BÜTÇESİ SAĞLANMIŞ OLUYOR. Ciddi paralara ihtiyaç duyulan bu kulvarda kaynağın en büyüğü TAŞINMAZLARI KÜÇÜK BEDELLER İLE ALIP YATIRIMCIYA BEDELLİ SATIŞ YAPMAKTIR. Bu arada satış bedelleri belirlenirken İLDEKİ DİĞER OSB’LER İLE REKABET YARATICI BEDELLER BELİRLEMEK DE SON DERECE ÖNEMLİ. İlk sanayi tesisi gelene kadar yapılması gereken ALTYAPI İŞLERİ İÇİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞINA İHTİYACIMIZ VAR. Mesela Bakanlık ihtiyaç duyulan tüm altyapı-üstyapı tesisleri başta olmak üzere kamulaştırma için de krediler vermekte. PROJELERİN BAKANLIK YATIRIM PROGRAMINA ALINMASI İLE BİRLİKTE 3 yıl geri ödemesiz, yıllık %3 faizle 10 yılda geri ödemeli kredi kullanarak (bazı parsellerinizi ipotek vermek gerekiyor) İLK ETAPTA İHTİYAÇ DUYULAN BÜTÇE OLUŞTURULABİLİR. ÖNEMLİ OLAN ÇOK İYİ BİR PLANLAMA VE HIZLI İŞ GÖREREK GERİ ÖDEMESİZ OLAN 3 YILLIK SÜREÇTE MÜMKÜN OLDUĞUNCA FAZLA YATIRIMCI GETİRMEK. Yatırımcı sayısı arttıkça onların ihtiyacı olan ELEKTRİK, DOĞALGAZ, PROSES SUYU GİBİ HİZMETLERİ DAĞITIM LİSANSI ALARAK OSB OLARAK SAĞLADIKÇA GELİR KAPILARI DA ARTACAKTIR. Bu arada plansız gelişmelere muhatap olmamak adına; muhtemel LOJİSTİK BÖLGE ALANININ DA BELİRLENMESİ gerekiyor. Kepekler Ilıcaboğazı Yahyaköy şeridi bunun için uygun bir alan durumunda. Zaten resmen yapılmasa, eni sonu fiilen böyle de olacak gibi. Akıllıca davranıp bu bölgenin TESİSİNİ KOLAYLAŞTIRMAK elbette daha isabetli olacaktır. Böylece ilçemizin bölgede ‘Cazibe merkezi olma’ durumu daha da belirginleşecektir.

Yine ‘05-LOJİSTİK’ alanında daha önce ‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlama’ stratejisiyle ilgili olarak ’FRS.05.1-Bölgede Lojistik ağını güçlendirmeye yönelik altyapı projeleriSusurluk için önemli bir ‘fırsat’ olarak tespit edilmişti. Bu sebeple ‘Str.1.3.1’ stratejisi uygulanarak ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’’ stratejik amacımıza ulaşmak üzere; ’HDF.1.3.1.03-Yahyaköy istasyonunda bir TCDD Lojistik Köyü kurulmasını sağlamak’ ve ‘HDF.1.3.1.04-Özel Sektör Lojistik Bölgesinin teşekkülüne katkı sağlamak’ şeklinde 2 hedef öngörülmüştü. İçinde bulunduğumuz BÖLGE ZATEN COĞRAFİ KONUM VE ULAŞIM AĞLARI AÇISINDAN TARTIŞMASIZ STRATEJİK BİR ÖNEME SAHİP. İlçemiz de bu bölgede oldukça avantajlı bir konumda. Örneğin ilçemizden geçen demiryolu hattı Bandırma limanı ile bütünleşmiş bir şekilde Susurluk üzerinden Balıkesir-Soma-Manisa-İzmir’e kadar uzanıyor. Bu arada 2023 YILINA KADAR YAPIMI PLANLANAN YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU HATLARINDAN BİRİ DE BÖLGEYİ İLGİLENDİREN BURSA-BALIKESİR-İZMİR HATTI. Gerek yolcu taşımacılığı gerekse Bölge ekonomisinin girdileri ile üretilen mamullerin iç ve dış pazarlara ulaştırılması açısından söz konusu proje de büyük önem arz ediyor. Zira çift yönlü TOPLAM 245 KM UZUNLUĞUNDAKİ DEMİRYOLU HATTININ BANDIRMA-SUSURLUK-BALIKESİR-SOMA-BERGAMA HATTI ÜZERİNDEN ÇANDARLI LİMANI VE ALİAĞA’YA ULAŞMASI PLANLANIYOR. İlaveten bu hatta Bandırma-Biga-Çanakkale bağlantısının sağlanması da düşünülmüş. İlçemiz Balıkesir’deki Gökköy Lojistik Köyü gibi bir TCDD PROJESİ YA DA ÖZEL SEKTÖR GİRİŞİMİYLE OLUŞACAK LOJİSTİK MERKEZLER İÇİN SON DERECE UYGUN ALANLARA SAHİP. Ki bu tercihler aynı zamanda KURULMASI ÖNGÖRÜLEN OSB İLE BANDIRMA LİMANINA DA YAKIN OLMUŞ OLACAKGeleceğe baktığımızda orta vadede bölgemizde dört önemli gelişmenin şekillenmekte olduğu anlaşılıyor. Biri ÇANAKKALE 18 MART KÖPRÜSÜ VE BAĞLANTI YOLLARI, diğeri BALIKESİR HAVAALANI, üçüncüsü ULUSLARARASI TEKİRDAĞ İHRAÇ LİMANI, dördüncüsü de BURSA-BANDIRMA-İZMİR YÜKSEK HIZLI TREN PROJESİ. İşte bu gelişmeler inşallah zaten mevcut olan güçlü ulaşım ağlarımızı, dolayısıyla da pozisyonumuzu çok daha güçlendirmiş olacak. O halde ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ şeklindeki Stratejik amacımız doğrultusunda ‘Str.1.3.1-OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlamak’ stratejisi izleyeceksek ki doğru olan da bu; O zaman odaklanmamız gereken ilk şey; ’YAHYAKÖY İSTASYONUNDA BİR TCDD LOJİSTİK KÖYÜ KURULMASINI SAĞLAMAK’ olmalı. Çünkü bu konu zaten TCDD’nin planlarında olan, onun harekete geçirilmesiyle hayata geçirilebilecek bir devlet yatırımı. Rekabet edebilir bir fiyat için ulaştırma ve lojistiğin önemi büyük. Zira işletme faaliyetlerinin yüksek maliyete sahip olan kalemlerinden biri bu. Uygun kazancın elde edilebilmesi için lojistik yöntemi ve tedarik zinciri kısmının da başlı başına iyi yönetilmesi gerekiyor. Bu nedenle ülkemizde lojistik merkezlerin öncelikle, OSB’LER İLE BAĞLANTILI OLARAK yük taşıma potansiyelinin yoğun olduğu toplam 19 merkezde inşa edilmesi planlanmış. Bu istikamette bölge ulaşım ağı açısından önem taşıyan projelerden biri TOBB’un öncülüğünde ve Ulaştırma Bakanlığı’nın desteğiyle yürütülen BÜYÜK ANADOLU LOJİSTİK ORGANİZASYONLAR (BALO) PROJESİ. Proje ile yurtiçindeki toplama merkezlerinden konteynerlerle alınan yüklerin tren seferleriyle Anadolu ve Avrupa yakasındaki yük birleştirme merkezlerinde toplanacağı ve gideceği şehirlere göre ayrıştırıldıktan sonra Avrupa’daki lojistik kentlere ulaştırılacağı öngörülmüş. Meselâ bu bağlamda BANDIRMA İLÇESİ DE BİR ANADOLU YÜK BİRLEŞTİRME MERKEZİ. Toplanan yükler limandan Tekirdağ’a denizyoluyla ulaşarak Avrupa’ya yol alacak. Bu kapsamda Tekirdağ-Bandırma Trenferi Projesi ile trenlerin feribotla deniz üzerinde bir yerden başka yere taşınması planlanıyor. Ayrıca Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi ile bütünleşme hedeflenmiş. Böylece BÖLGEMİZDEN YÜKLENEN ÜRÜNLER, AVRUPA VE ORTA ASYA’YA KADAR KESİNTİSİZ ULAŞTIRILABİLECEK. Bölgenin sanayi mallarının yanı sıra yöremizin tarımsal ürünleri; et, süt, kuru gıda, konserve gibi maddeleri de oluşan lojistik Bölge/Merkez ve Köylerden yüklenip yurtiçi ve yurtdışına taşınabilecek. Böylece Avrupa ve dış pazarlara gönderilen ihraç mallarının ulaşım süresi ile maliyetlerinin yarıya düşürülerek İstanbul’un yükünün hafifletilebileceği öngörülüyor. BU PROJELERİN HAYATA GEÇMESİYLE BANDIRMA İLÇESİ BAŞTA OLMAK ÜZERE BÖLGEMİZİN STRATEJİK ANLAMDA DAHA FAZLA ÖNEM KAZANACAĞI GÜN GİBİ ORTADA. Bu nedenlerle ‘Bölgede Lojistik ağını güçlendirmeye yönelik altyapı projeleri’ ile ‘ilçemiz sınırlarında bir Lojistik merkez kurulmasıyla ilgili çalışmalar’ çok kıymetli birer fırsat olarak önümüzde parlıyorlar. Demir yolu ve otoyola sahip, boydan boya karayolu üzerinde yer alan, limana çok yakın, yeni otoyol ve hızlı tren projeleriyle bağlantılandırılmış bir SUSURLUĞUN BU FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRECEĞİNİ UMUT EDİYORUM. Çünkü giderek bölgemizdeki ulaşım; dış ve iç ticaret açısından daha kapsamlı, daha ekonomik hale geliyor. En azından bu sayede Susurluğun ürünlerinin de kolay, ucuz ve hızlı biçimde çevresindeki büyük kent pazarlarına ulaşabileceğini bekleyebiliriz. Ayrıca Susurluk bu avantajını iyi kullanabilirse; TARIMSAL ÜRETİME DAYALI İŞLETMELER, KENDİSİNE YER ARAYAN BAZI SANAYİ KURULUŞLARI VE LOJİSTİK ŞİRKETLERİ İÇİN DE YENİ BİR CAZİBE MERKEZİ olacaktır. Doğal olarak Yahyaköyde başlayan ilk adım ÖZEL SEKTÖR LOJİSTİK BÖLGESİNİN TEŞEKKÜLÜ için de belirleyici olabilir. Bu konuda önerimiz; YAHYAKÖY GÖBEL OKÇUGÖL İSTİKAMETİNDE BELİRLENECEK BİR ALANDA ÖZEL SEKTÖR LOJİSTİK FİRMALARININ KONUMLANDIRILMASIdır. Zira lojistik bölgesinin bir liman çevresinde, tren yolu ile otoyol ve karayollarının birbirlerine en yakın bulunduğu alanda temerküz etmesi işin tabiatında var. O noktada Susurluğun oluşmakta olan bir ÖZEL SEKTÖR LOJİSTİK BÖLGESİ TEŞEKKÜLÜNE KATKI SAĞLAMASI daha kolay olacaktır. Zira süreç kendi dinamiği ve pratiğinde oluşacak ve büyüyecektir.

Hiç kuşkusuz Susurluklular için ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’ önemli bir değer. Şeker fabrikasına bağlılıkları gibi  Susurlukta kurulacak bir OSB ve Lojistik merkez de aynı duyguları yaşatacaktır. Ve elbette ki içerde dışarda; ‘OSB’ ve ‘LOJİSTİK’ alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ ımız var. Onların bir şekilde bu sürece dahil olmaları gerekiyor. Bölgede halen işleyen ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’in de hiç kuşkusuz bu konuda oldukça stratejik bir değeri var. Kaldı ki OSB ve Lojistik söz konusu olduğunda ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ilçemiz için oldukça önemli. Yine orta ve uzun vadede ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ sebebiyle ilçemizin adeta bir çekim merkezine dönüşeceği varsayılıyor. Bu fırsatı kalkınma yolunda akıllıca kullanabilmeliyiz. Susurluk bir yandan artan bir çekim merkezi olurken bir yandan da DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’mizi özenle korumamız da gerekiyor. Neticede bütün bu değerler hedeflerimizin gerçekleşmesinde bize temel olacak ve güç verecek unsurlar. Onlarsız geleceğe sağlıklı ve etkin bir yolculuk mümkün olmaz. Ancak bu yolculuk doğal olarak ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ile temel ilkelere bağlılık da gerektiriyor. Nitekim bu amaçlaKaymakamlık (K) liderliğinde; Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kent Konseyi (KK), Siyasi Partiler (SP), Belediye (B) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) birlikte yürümeleri lazım.  Elbette, Esnaf sanatkâr Odası (ESO), Köy Muhtarları (KM) ve Dernek, Sendika vb. diğer Sivil Toplum Kuruluşları (STK) da bu işbirliğine aktif olarak katılmalı. Elbette Üst seviyeden Siyaset gücüne (SG) Sanayi (STB) ve Ticaret (TB) Bakanlıklarına ihtiyaç var. Ancak, daima desteğine göreceğimiz Büyükşehir Belediyesinin (BBB) siyasi, idari ve yatırım gücü olmadan asla başarılı olamayız.  Her konuda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri durumunda. 

yyalcin3@gmail.com