24 Mart 2020 Salı

24 Mart 2020 Salı 15:30 YÖRESEL KELİMELER....................................Balıkesir ağzı


Balıkesir ağzı
Türkçe'nin yöresel farklılıklarından birisi olan Balıkesir ağzı oldukça zengin ve ilginç. Balkan, Ege ve Marmara yöresinin izlerini taşıyan, ama kendine has çok sayıda özgün kelime barındıran bir şehir. Bilinmezse bazen oralardaki yöresel konuşmaları anlamayabilirsiniz.

Aşağıda bir miktar örnek okuyacaksınız. Kuşkusuz sadece burada alıntı yapılan kelime ve deyimlerden ibaret değil yörenin farklılıkları. Bizimkisi küpe daldırılan bir kepçenin alabildiği kadar. Bu kadarı bile zor bir dönemde gülümsemeniz için yeter.

Bir Balıkesirli ile konuşurken bunları duyarsanız şaşırmayın, aklınızda bulunsun.

  • Aşarı: Aşağı
  • A aşı : sütlaç (Konak a aşı olmadan olmaz.)
  • Alentrik : elektrik (Alentriklede bi kitdi. Bide gelmedi.)
  • Alfat : ahlat (Yarın alfat toplamaa kitçen.)
  • Ani : Şaşırma ünlemi.
  • Aş/ yimek : yemek (Yimekleri hiç yimemişle zere zebil olmuş.)
  • Aykırı : zıt (Dayağa aykırı aykırı gitme! Soguna garışmam bak.)
  • Bacilik : baca (Bacilik çekmedinden soba tütüyo.)
  • Badırcan : patlıcan (Bu gart gart badırcanları anagcebinemi topladıg.)
  • Bakalak Olmak: Göz kulak olmak (Şu dükkana 2 dakka bakalak ol da bi yere gidip gelem.)
  • Bakam: Bakalım, bakayım anlamında pek çok yerde bullanılıyor. (Naptı bakam, Du bakam, Ge Bakam, Bakarız bakam, Hadi Bakam, Gidem Bakam, Yap bakam da görem.)
  • Beya : "be" ve "yahu" kelimelerinin birlikte kullanılarak zaman içinde aynı anlamda kaynaşmış trakya kökenli hitap sözcüğü. (Gel beya ! gidelim. 
  • Bilez: Misket, zıpçık (çocukken ben misketi bilez diye bilirdim, sonradan misket olduğunu duydum.)
  • Buba- Baba
  • Bilader: Birader, kardeş.
  • Biz : Bez, tülbent (Yarın aşam biz dizme gelin.)
  • Bobuç : Ayakkabı (Dost başa, düşman bobuca bakamış.)
  • Böön : Bu gün (Bizim goyun hasta böön hiç yim yimedi.)
  • Buycuk : Bir kerecik (Buycukda sölemeden yapsagya sende.)
  • Caba : Bedava (Bön cabadan bi gönek gazandık.)
  • Cıran : Cereyan (Dirig yanına sokulman, cıran çarpa!)
  • Cımıt : sıcak (Bön hava çok çımıt, Çıt çıkmıyo.)
  • Çekişmek: Kızmak anlamında
  • Davranmak : Hazırlanmak (Ben hayvanlara sulaken Siz davrana goyun.)
  • Dıngılmak : Olduğu yere devrilmek (Merdivenden aşa dıngılodu.)
  • Di ha : işte orada (Bizim goyunnarı gödün mü? - Bak.. - Di ha urdala…)
  • Diğelmek : Ayakta durmak (Sabahtan beri diğelmekten bacaklam koptu.)
  • Dimen : Değirmen (Saçlagı dimende mi ağarttın.)
  • Dombi: Manda (Ni bakım duryog dombi mala gibi.)
  • Donuz : Domuz (Bön gece doguz bekleme gitçen.)
  • Dön : Düğün (Bu dönde de toplip gelme buri.)
  • Efecik : Birçok köyde abiye efecik denir.
  • Elleşme : Dokunma! (Bure elleşmeyin.)
  • Emme : Ama (Biz de gelcedik emme Arabi gaçırdık.)
  • Gaste : Gazete (Bönkü gaztele gelmemiş.)
  • Gabçıklamak : Kabuğunu çıkarmak
  • Gahve : Kahve
  • Gave : Kahve (acele tarafından okgalı iki gave.)
  • Gali : Artık anlamında.
  • Galik : Kalıntı, geriye kalan şey. Artık, bundan böyle anlamındaki ‘gari’nin bir başka söyleniş biçimi. (Galik kalmam buralarda.)
  • Garantı : Böğürtlene karantı hatta G ile Garantı derler.
  • Gari : Artık, bundan böyle anlamında. Gayrı, gayri sözcüğünün ege kullanımı oluyor. (Ben kalkıp gidem gari.)
  • Gaste : Gazete
  • Gayınna : Kaynana anlamında.
  • Gelelim : Gelem
  • Geti ge : Getir gel denmez, "Geti ge" dir o. (Şu govayı geti ge bakam.)
  • Gıra : Kırağı (Bön gece gar gibi gira yamış.)
  • Gızan : Çocuk (Şinciki gızagna hiç söz dignemiyo…)
  • Gidekoy : Gitmeye koyul,
  • Gidem : Gidelim
  • Gine : Tekrar (Salcanan gidin, gine gelin.)
  • Goz : Ceviz (Gozlagızı gapçıkladığız mı?)
  • Hampa : Akılsız, budala.
  • Hampa : Sırt, omuz ( Ne hampama binip duruyorsun?)
  • Hampa : Para ve emek harcamadan kazanılan şey. (Çok çalışmakla hampa mı olacaksın?)
  • Hampa : Hırsızlara yataklık eden kişi. Aracı kadın. Toptancı.
  • Hampa : Bel denilen tarım aracının ayakla basılacak yeri. (Bu toprak hampasız belle bellenmez.)
  • Hampa : Uygun zaman, elverişli durum. (Sen golü hampadan attın olum.)
  • Hampacı : Ansızın ısıran köpek. (Merzifon -Amasya)
  • Hampacı : Hazırdan yiyen, başkasına yük olan (kimse).
  • Hampacı : Koruyucu (kimse):
  • Hampacı : avantacı, boş beleş adam ya da karı kıza verilen isim. İşin kolayına kaçan, emek çaba sarfetmeyen. (Bu onun hampacısıdır..
  • Hampacı : İnsanların sırtından geçinen kimseye denir.
  • Hincik : Şimdi (Bizim dani gödügüz mü. Hincik burdadın emme.)
  • Hurun : Fırın (Hurunu hataşladıg mı?)
  • Irat : Rahat (Bu olanın başını balamadan, bize ırat yok.)
  • Iscak : Sıcak (Bönkü ıscak ni di be.)
  • İl : El, yabancı (Gurban kesmesek, il alem bizi ayıpla.)
  • İleşme : Oyalanma (Mugarın başında ileşme barda doldur eve gel.)
  • Kalaba : Kalabalık demek. (Ooo, bir kalaba bir kalaba görmek lazım.)
  • Kara gazoz : Kola
  • Kanavız : Kavanoz
  • Kernebit : Karnabahar (Kernebit tomu ekdig mi?)
  • Kovalak : Görmemiş anlamında kullanılır. (O mu ? Kovalağın tekidir.) 
  • Künge : Çöp (Küngeleri yigi süpürdüm, tavukla çabıcık eşelemiş.)
  • Lamba şişesi : Gaz lambanın cam kısmı, Ampül
  • Löbet : Nöbet (Löbete gitti.)
  • Maşinga : Kuzineli bir soba çeşidi (Maşingaya odun getirivi.)
  • Meres : Miras
  • Mısmıl : Düzgün anlamında kullanılıyor. (Mısmıl çek tırmığı, karık bozulmasın.)
  • Natar : Anahtar (Kapınıg natarını dişuri goyodidim yirinde yok.)
  • Ne etcen : Ne yapcan
  • Nıgıda : Ne kadar (Ezene (Ezan) nıgıda va ? Beni nıgıda sevyon? Bu guducuk. Gandırdım Aha bugıda.)
  • Olak : Oğlak (Olak yime turpolu mu, gozderi mi giryoguz?)
  • Öleşmek : Paylaşmak (Meresleri (Miras) öleştiğiz mi?)
  • Urda : Orda
  • Uyuntu : Sümdüklenen kişinin özel adı. (Ya uyuntu ya, yarım saattir çıkamadın evden.)
  • Peşkir : Havlu (Bu peşkiri kim kullandı leş gibi yapmış.)
  • Pıçak : Bıçak (Bu pıçak eşig g.tünden gurt bile çıkamaz.)
  • Pişi : Bir şey (Bak sene pişi sölicen sakın kimsi söleme.)
  • Pincem : Bineceğim (otobis gelirse pincem.)
  • Pontul : Pantolon (Bizimkine de pontul dayanmıyo, hemen pontulun g.tünü delmiş.)
  • Püsküt : Bisküvi (Ganım açıkdı da bi iki püsküt atodum azıma.)
  • Sadıç : Sağdıç. Erkeklerin birbirlerine hitabı. Kanka, kardeş, arkadaş anlamında. (Sadıç, bilsen neler oldu neler.)
  • Sancak : Salıncak (Bu çocuk sanca yatmadan imkanı yok uyumaz.)
  • Sarı gazoz : Fanta
  • Siddirmek : seğirtmek, Koşturmak (Tükgana siddire siddire gidig, siddire siddire gelig.)
  • Söven : Büyük kazık (Senig sırtıg gaşınyo harelde.Şu söveni alırsam elime…)
  • Şişirgen : Balon (Şişirgeni çok şişirme patladırsın.)
  • Tarna : Tarhana (Tarna aşı tali gıda, bulgur aşı öli gıda.)
  • Te : İşaret amacıyla kullanılır.(Te orda bak bi tane taş vaa.)
  • Teyya : Orada
  • Tize : Teyze (Tizem evde yokmuş. Bakla çapalama kitmiş.)
  • Ünnemek : Çağırmak (Bubaga ünnede çabuk gesin.)
  • Va : Var
  • Velense : Dokuma, tente (Di şu velensi çocug üstüne atosagya, doga sona.)
  • Vere : Sürekli anlamında kullanılır. (Vere konuşuyo bu çocuk.)
  • Vesait : Vasıta, araç (Hiç vesait denk gelmedi çatal daldan beri yörüdüm.)
  • Vi : Ver (Ne yiyon? Bene de visegya.)
  • Yad : Yabancı (Ge bakam yad yad durma öle.)
  • Yalım : Galiba (Bön gece gıra yacak yalım.)
  • Yapakoy : Yapmaya koyul.
  • Yapam: Yapalım
  • Yavuz : İyi/güzel (Bizim baça bu sene pek yavuz.)
  • Yilek : Yelek (Hına bak dön del bayram del takım yilek gimiş.)
  • Yort : Yoğurt (Kimse yordum işi dimez)
  • Yüklük : Büyük dolap (Şu yüklüg perdesini katadıg bakam.)
  • Zere : Boşuna, boş yere, "Demek öyle ha! Ben de diyorum..."anlamında (Zere kimse gelmedi yanıma, Zere dolanıp duruyordu.)
  • Zitin : Zeytin (Zitin yapra yeşil, altında gave pişir.)

Bir Balıkesirli olarak bazı kelimeleri ilk defa duydum.Genelde kelimelerin kısaltıldığını, bazı seslerin yutulduğunu ve yuvarlandığını görebiliyorum. Meselâ; İyiyim 'iim'oluyor, şimdiki zaman ekindeki 'r' harfi de yutularak, örneğin 'Geliyom'a dönüşebiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder