25 Mart 2020 Çarşamba

25 Mart 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı154....................................Ziraat Fakültesi

Ziraat Fakültesi

Susurluk’ta bir üniversite olsun çabası epey bir süredir vardı. Susurluğun güney batısını kapatmış bulunan askeri birliğin çekilmesiyle birlikte Balıkesir yolu üzerinde önemli miktarda bir alan boş kalmış, bu alandaki binaların onarılarak üniversite olarak kullanılması düşünülmüştü. Bu nedenle takip eden yıllarda Girne Amerikan Üniversitesi’nin Susurluğa gelmesi için bazı girişimler oldu. Ancak bunun gerçekleşmeyeceği anlaşıldıktan sonra bu sefer dümen Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin Susurluğa kaydırılmasına döndü. 
Şükürler olsun ki yapılan temas ve görüşmeler henüz kuruluş aşamasında olan Ziraat Fakültesi’nin Susurluk’ta konuşlanması kararıyla sonuçlanmış oldu. Ardından geçtiğimiz ay 14 Şubatta Susurluk Milli Emlak'a ait İlçe Sultaniye Mahallesi'nde bulunan 161 Ada 2 Parsel 156.556 m2 arsanın, Ziraat Fakültesi için Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi'ne ek yerleşke olarak ön tahsis işlemi tamamlandı. Sonrasında da ilgili teknik elemanlar tarafından fakültenin kurulacağı alanda yapılması gereken bina ve diğer eklentiler hakkında kapsamlı bir saha çalışması gerçekleştirildi. Böylece bu seferki girişimin başarıyla sonuçlandığı haberi Susurluk’ta yeniden umutları yeşertmiş oldu. Zira, son yıllarda Şeker fabrikası, Yörsan ve mola tesislerinde görülen olumsuz gelişmeler sosyo-ekonomik hayatı olumsuz etkilemekteydi. Kurulacak fakülte ile birlikte geleceği öngörülen öğrenci nüfusu beklentisi esnafın ve halkın moralini bir miktar yükseltmiş oldu. Zira, ilçede tarım ve hayvancılığın stratejik önemi nedeniyle kurulacak ziraat fakültesinin Susurluğun durağanlaşan hayatına önemli ölçüde bir canlılık getireceği düşünülüyor. Neticede Ziraat Fakültesi açılmasıyla ilgili gelişmeler olumlu bir ‘dış fırsat’ olarak Susurluğun gündemine girmiş oldu.
Türkiye’nin halen en genç ve dinamik üniversitelerinden biri olan Bandırma On yedi Eylül Üniversitesi, “Geleceğe Açılan Köprü” misyonuyla 23 Nisan 2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6640 sayılı Kanun ile kurulmuş. Üniversite, çeyrek asırlık köklü bir geçmişe sahip olan Balıkesir Üniversitesi’nden devralınan eğitim kurumları ile akademik hayatına başlamış.  08 Eylül 2015 tarihinde göreve başlayan Rektör Prof. Dr. Süleyman Özdemir’le birlikte de hızlı bir gelişme sürecine girmiş. Halen toplamda 6 yerleşkede 4 enstitü, 9 fakülte, 1 yüksekokul ve 8 meslek yüksekokulu ile eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdürüyor. Üniversitede şu an ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde olmak üzere 13-14 bin civarında öğrenci mevcut. Bünyesinde yer alan, ancak henüz daha öğrenci ve öğretim üyesi alımı yapılmamış olan Ziraat Fakültesi’nin önceleri Gönen’e taşınabileceği öngörülmüş. Ancak, Milletvekilleri ve Büyükşehir’in de desteğini alan Susurluğun mülki idaresi, ticaret odası, belediyesi, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte gerçekleştirdiği başarılı markaj sonucu değiştirmiş ve rota Susurluğa dönmüş. Şimdi sıra fakültenin ihtiyacı olan altyapı ve inşaatların yapılmasında. Bu arada Üniversite de YÖK prosedürünü tamamlayıp kadrosunu oluşturarak, hangi bölümleri açacağını belirleyecek ve eğitim öğretim planlaması oluşacak.
Kuşkusuz Susurluk ve içinde bulunduğu bölge tarım ve hayvancılık yönünden zengin bir ilçe. Bu nedenle Ziraat Fakültesi’nin ilçede açılması sadece bizim için değil bölge açısından da uygun düşmekte. Kuşkusuz Susurluğun sosyal yaşamına hareket katacak ve yapılacak akademik çalışmalar da tarımsal üretime destek verecek. Bölge ekonomisinin ağırlıklı olarak tarıma dayalı olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, gerek bölgedeki çiftçi ve hayvan yetiştiricilerine, gerekse tarıma dayalı sanayiye yön verebileceği düşünülüyor. Bölge ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir gelişme göstermesi bu fakülteden beklenen en önemli başlık. Bölgenin bilgi ve yeni teknoloji ihtiyaçlarını karşılayabilecek bilimsel çalışmalar yapmak bu beklentiler arasında. Fakülte bünyesinde; Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Tarım Ekonomisi, Tarım Makinaları, Tarımsal Biyoteknoloji, Tarımsal Yapılar ve Sulama, Tarla Bitkileri, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme ve Zootekni Bölümleri gibi muhtemel bölümler bölge tarım ve hayvancılığının gelişmesine, çeşitlenmesine ve verimine katkıda bulunacak. Diğer taraftan mezun olacak gençlerin bölgedeki tarım ve hayvancılık işletmelerinde istihdam edilebilmeleri konusunda bazı gelişmeler olabileceğini ümid etmek de yanlış olmaz.
 Ülkemizdeki Ziraat fakültelerinin kurulmasındaki temel misyon ve öncelikler kabul edilmiş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde oluşuyor. Toplumun ihtiyaçları, kalkınma planları ilke ve hedeflerine uygun, çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayım ve danışmanlık yapmak en öncelikli konu. Doğal olarak ülkenin bilimsel, kültürel, sosyal ve ekonomik yönlerden ilerlemesini ve gelişmesini ilgilendiren sorunlarını diğer kuruluşlarla iş birliği yaparak öğretim ve araştırma konusu yapmak, sonuçlarını toplum yararına düşünce ve önerileriyle birlikte bildirmek te öyle. Yörelerindeki tarımsal varlığın gelişmesine ve ihtiyaçlarına uygun meslek elemanlarının yetişmesine ve bilgilerinin gelişmesine katkıda bulunmak en temel görevleri. Özetlenen bu faaliyetler sonuçta bölgenin tarımsal üretiminde artış sağlayacak çalışma ve programlar yapmak, uygulamak ve yapılanlara katılmak, bununla ilgili kurumlarla iş birliği yapmak ve çevre sorunlarına çözüm getirici önerilerde bulunmak şeklinde somut katkılara dönüşüyor.  Yine ülkemizdeki Ziraat Fakültelerinde araştırma, uygulama, analiz, deney vb. hizmetlerin yapıldığı çeşitli merkez, araştırma-uygulama çiftlikleri ve laboratuvarlar da bulunuyor. Buralarda eğitim-öğretim, araştırma ve uygulama çalışmalarının yanı sıra, bölgedeki tarım ve tarıma dayalı sanayi sektörlerinin ihtiyaçlarına yönelik hizmetler de verilmekte. Bu manada eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra, bölge tarımına yönelik bilimsel araştırma, uygulama ve deneme çalışmaları da yapılmakta. Bir Ziraat Fakültesi insanların gelecek beklentileri içinde aşağı yukarı şöyle bir Vizyona sahip oluyor: “Yerel kaynaklar ve ihtiyaçlar dikkate alınarak Ziraat Mühendisliği alanlarında bilgi ve hizmet üretmek, üretilen bilgiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek, donanımlı uzmanlar yetiştirmek ve ilgili sektör ve bölge halkı ile bütünleşecek öncü bir kurum olmak.”
Görüleceği üzere bütün bu açıklamalar Ziraat Fakültesi açılması meselesinin gelecekte Susurluğun gelişmesini kolaylaştıracak, hızlandıracak ve destekleyecek bir dış 'Fırsat’ olduğunu” gösteriyor.  
 

“Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünüyor ve Stratejik Plan yaklaşımıyla “Neredeyiz?” sorusuna cevap bulmaya çalışıyorsak, ‘Güçlü’ ve ‘Zayıf’ yanlarımız kadar şu an için yada yakın gelecekte karşımızda duran ‘Fırsat’ ‘Tehdit’ leri de değerlendirebilmeliyiz. Şayet bu yöreye faydalı olunacaksa; ona öncülük yapacak, geleceğine ışık tutacak çalışma ve kurumların takdir edilmesi gerekiyor. Bu anlamda bölgenin ihtiyaç duyduğu tarımsal bilgi, yenilik ve teknolojileri insanların hizmetine sunacak, onlara öncülük yapabilecek bir akademik çalışmanın elbetteki stratejik değeri olacaktır. Dolayısıyla bilimsel çalışmalarını üreticilerin önüne koyacak, besicilikteki problemlerin çözülmesine ön ayak olacak ve ürünlerdeki hastalıkların bertaraf edilmesine yardımcı olacak bir kurumun Susurluğun gelişmesine katkısı olacağını beklemek hayal olmaz. Böylece yörede daha bilinçli bir tarım ve hayvancılık faaliyeti gerçekleştirilebilecektir. Bu akademik çalışmalar üretime destek olacağı gibi pazarlama ve tarıma dayalı sanayi konusunda karşılaşılan problemlerin çözülmesine de yardımcı olacaktır. İşte Ziraat Fakültesi Susurluk için böyle bir ‘fırsat’ olarak doğuyor. Düşünenlere, destek ve emek verenlere teşekkür etmek boynumuzun borcudur.

Ancak, henüz yolun başında olunduğunu da görmek gerek. “Neden Ziraat Fakültesi? Başka seçenek olamaz mıydı?” gibi sorular artık anlamsızdır. Seçilen bu yol, bir ‘fırsat’ olarak Susurluğu kendine göre şekillendirecek, Susurluk da onu biçimlendirecektir. Şimdi bir taraftan büyünün bozulmasından sakınmak, diğer taraftan da inşa zorluklarını göğüslemek gerekiyor.  Ayrıca bir üniversite yerleşkesinin içinde bulunduğu toplumsal yapıya sosyo-ekonomik faydaları olduğu kadar riskleri de olabilir. Bunu öngörmemek büyük hata olur. En büyük fayda beklentisi olan ‘bölgenin tarım ve hayvancılığına katkısı’ da bugünden yarına olmayacaktır. Fakülte gelecek denmekle kurulmuş olmayacağı gibi. Hem fiziki hem kurumsal oluşumu en iyi şartlarda 2-3 sene sürebilir. Fakülte binası, derslik ve laboratuvarları bir yana, barınma sorununu çözmeden de öğrenci alınamaz. Gelen genç öğrenci kitlesinin sadece alışveriş edip para harcayan bir kesim olduğunu düşünmek de bir o kadar vahim bir hata olacaktır. O öğrencilere kucak açmak, maddi manevi ihtiyaçlarına destek olmak, gerektiğinde evini kiraya vermekten kaçınmamak ve sebep olabilecekleri bazı asayiş sorunlarına da tahammül göstermek gerekecektir. Bu tür daha birçok olumlu olumsuz etki-tepki sayabilirim. Gerçek şudur ki; artık 2023-2028 döneminde içinde Meslek Yüksek Okulu ve Ziraat Fakültesi olan bir Susurluk hayal etmemiz şart. Pek tabi Stratejilerimiz de ona göre şekillenecektir.
yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder