12 Nisan 2024 Cuma

13 Nisan 2024 Cumartesi TORUNLARIMA MEKTUPLAR......................ANILAR 13 Nisan

 

Yilmaz Yalcın
Bahadır Cüneyt Yalçın albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.


“Sizin olmayan bir şeyi sevdiniz mi hiç? Ne güzeldir o sevmek.”
Osman Palabıyık yeni romanı 'Eski Karım Uzaya Gidiyor' ile okur karşısına çıkan Bahadır Cüneyt Yalçın ile romanı, dergiler ve edebiyat üzerine konuştu


Bu gün ve gece elbette yine günlerden bir gün, gecelerden bir gece.

Ancak, rabbimin izniyle belki;

Biz kulların O’na yönelme ve yɑkɑrış gecesi,
O’nun sonsuz ɑf, merhɑmet ve rahmetinden yararlanma gecesi,
Müminlere umut, huzur ve müjde gecesidir.

Bu gece İsra ve miraç hadisesi üzerinde düşünmeli, Gerçekleştiği zaman, mekan ve ortamı anlamalı, sonuçlarını hatırlamalıyız.

Bu gece milletimizin geleneğinde bütün bunları tekrarlamak için gönlümüzde yakılan kandillerle aydınlanmış bir gece.

İnşallah milletimiz ve tüm İslam ümmeti için mübarek ola.

Dost, arkadaş ve akrabalarıma sağlık, huzur, mutluluk ve esenlikler diliyorum.

Vatanımız, milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olsun.

Rabbim ülkemizi ve milletimizi muhafaza ve muzaffer eylesin.

Barış olsun, huzur olsun yeryüzünde. Dualarımız mazlumlara kurtuluş, zalimlere intikam olsun,
İslam memleketleri selamete kavuşsun. İnsanlık huzur bulsun. Fitne ateşleri sönsün, müminler esenlikte olsun. Bu gece yapılacak tüm dua ve ibadetler kabul olsun inşallah.

Amin..Amin..Amin... 

Yilmaz Yalcın
Divan şiiri I albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

13 Nisan 2019


Gönülde ârzûdur vuslat-i heyhât-i Istanbûl
Bir âteşdir ciğerde hasret-i mâfât-i Istanbûl

Tüter gûyâ gözümde tûtiyâdır hâk-i müşkînî
Girândır kadr-i dürden kıymet-i zerrât-ı Istanbûl

Hilâfet âsmânıdır sadâret âstânıdır
Meziyyetce nice şâhid idea isbât-ı Istanbûl
Şinâs-ı bezm-i ünsâüns vasf-i ülfet-i sahrâ
Muvâfıkdır mizâcâ mevsim ü evkât-ı Istanbûl
Mülûkâne mahaldir mecmâ-ı bahreyndir Eşref
Nolâ aynî sıfât-ı Cennet olsa zât-i Istanbûl
Şikâyet baht-i serkeşden hikâyet Niş’dendir hep
Meded ey rûh-ı âlem revnâk-ı dârât-ı Istanbûl
Reşîd-i nev’-i Âdem Mustâfâ Pâşâ-yi efhamsin
Der-i lütfunda hâsıldır bütün hâcât-ı Istanbûl
Revâ kıl hâcetim tâ kim varub ol şehr-i irfâna
Zemîn-i şa’iriyyetde idem iskât-i Istanbûl
Ümid oldur ki hakkımda zuhûr-i iltifâtınla
Medâr-ı sûret-i ikbâl olur mir’ât-ı Istanbûl
Eşref Paşa (*)
Osmanlı devlet adamı olan Eşref Paşa’nın bir gazeli. 1820 yılında Bursa’da dünyaya gelen Eşref Paşa, evvela ağabeyi olan eski Bağdat kadısı Şerif Rüşdü Efendi’den medrese usulünde ders görmüş, sonra İstanbul’a giderek Kethüdâzâde Arif Efendi’den hikemî ilimler ile Farsça öğrenmiştir. Şairliğinin yanı sıra Osmanlı Devleti’ne asker olarak hizmet etmiş ve 93 Harbi süresince Tuna cephesi kumandanı olarak görev yapmıştır ve savaş mağlubiyet ile sonuçlanınca bundan sorumlu tutulup birçok paşa ile birlikte Limni Adası’na sürgüne gönderilmiştir. Birkaç ay sonra II. Abdulhamid tarafından affedilmiş ve İstanbul’a geri dönmüştür. 1894’te vefat eden Eşref Paşa’nın kabri Merkezefendi Kabristanı’nda yer almaktadır. Büyük bir “muhibb-i âl-i abâ” olan Eşref Paşa, Nâmık Kemal’e Nâmık mahlasını veren zattır. Dîvanı Eşrefü’üş-şuarâ adıyla basılmıştır.

Yilmaz Yalcın
Corona günleri -I- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

İstanbul günleri

26 Mart Perşembe günü İstanbul Beşiktaş'ta oğlumun evindeyiz. Burası çok soğuk değil. Corona nedeniyle en az 10 gün dışarı çıkmam. Oğlum da evden çalışıyor zaten. Lazım olursa ihtiyacımızı o çıkıp alabilir. İki kişinin yiyeceğinden ne olacak, yapar baba oğul yeriz. 

İzmir'le telefonla görüştüm, annem iyiymiş. Safiye de Nafiyeye yardım eder, birlikte güzel vakit geçirirler. Saat 16:14'de Kızım Hilal'den bir fotoğraf geldi. Tuna kucağında altına: "Huysuzum ben huysuz" yazmış. Herhalde bu günlerde biraz huysuzluk yapıyor. Sibel: "yok yaaa, şeker yavruş o" demiş, Cüneyt de her zamanki muzip uslübu ile yumurtadan yeni çıkmış bir civciv resmi göndermiş. Ben de herhal özlemiş olmalıyım ki: "Kuzucum. Ben görene kadar delikanlı olacak" diye yazmışım.

Elif salgını kast ederek: "Çok dertli o da" notunu düşmüş. Ardından günün anlam ve önemine uygun bir paylaşım eklemiş. Paylaşım 'Covid-19' adlı bir Whatsapp grubunu gösteriyor. "Çin Wuhan'ı gruba ekledi", "Çin İran'ı gruba ekledi", "Çin İtalya'yı gruba ekledi", "Çin İspanyay'ı gruba ekledi", "……", "……", "Çin Türkiye'yi gruba ekledi", "Çin tüm dünya'yı gruba ekledi" ve "Çin gruptan ayrıldı".

Gerçekten durumu tam özetleyen bir zeka ürünüydü. Cüneyt bu durur mu, 23:58'de bile yine espri yapabiliyor:"Tv'lerde internetlerde hastabakıcılar bile uzman sayılıyor, konuşmayan kalmadı. Bi tek bu yarasa aylardır susuyor, bi beyanat vermiyor. "Konuşursam yer yerinden oynar" diyormuş." Güldüm tabi. Bu sıkıntılı günlerde evlatlarım sayesinde sıkılmayacağım.

İlan edilmemiş OHAL

Artık iyiden iyiye ilan edilmemiş bir OHAL içindeyiz. Kendi 'Olağanüstü Halinizi' ilan edin denmişti galiba değil mi, ya da öyle bir şey. Sonuçta evlerimize çekildik, zaruret olmayınca çıkmıyoruz. Zaten 65 yaş üstü olanlar için sokağa çıkma yasağı var. 

Virüsün Çinde Aralık ayında ortaya çıktığı biliniyor. Türkiye Şubat ayından beri gelişmeleri dikkatle izleyip pozisyon aldı. KOVİD-19 henüz bir pandemi bile değilken, Türkiye gerekli önlemleri almaya başladı ve 90 gün sonra ilk corona virüs vakası maalesef ülkemizde de görüldü. ilk vakanın 11 Mart’ta tespit edilmesi ve ilk ölüm hadisesinin 18 Martta gerçekleşmesi üzerine de gerekli tedbirler süratle alınmaya başladı. Sağlık bakanımızın gün gün verdiği bilgiyle ne durumda olduğumuzu takip edebiliyoruz.

Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, dün sosyal medya hesabı üzerinden Türkiye'deki corona virüsü vaka ve ölü sayısı ile ilgili yaptığı açıklamada: "Test sayımız dün 5.035'ti. Bugün 7.286 olarak gerçekleşti. 1.196 yeni tanı kondu. Hastalar ve temas çevreleri izole edildi. 16 hastamızı kaybettik. Bu sonuçlarla can kaybımız 75'e, hasta sayımız 3.629'a ulaştı." bilgisini verdi.

Vaziyet vahim. Her taraftan ve her yetkiliden dışarıya çıkmama, yakın temastan kaçınma uyarıları geliyor. G-20 Liderleri bile dün bu atmosferde video-konferans yöntemiyle bir zirve gerçekleştirdiler. Gündemin birinci maddesi tabi ki bu küresel salgın. Sağlıkla ilgili tedbirler yanında artık yine küresel çapta olağanüstü hal, sokağa çıkma yasağı, seyahat kısıtlamaları, market ve eczaneler hariç tüm işyerleri için kapatma tedbirleri peşpeşe geliyor. Bu virüs sadece insan hayatını değil ülkelerin hatta dünyanın ekonomik düzenini de tehdit ediyor. Bu yüzden ülkeler ard arda ekonomik tedbirler alıyor, destek ve yardım paketleri açıyorlar.

Dünyanın tüm gelişmişlik görüntüsü ve iddiasına rağmen böylesi bir salgın hastalık karşısında çok çabuk alabora olabildiği görüldü. Bu virüs geçip gittiğinde arkasında belki milyona varan ölüm, ağır yara almış bir sağlık sistemi enkazı bırakacak. Öte yandan yapacağı ekonomik hasarı şu anda kimse tahmin edemiyor. G-20 liderlerinin 5 trilyon dolarlık kaynak üzerinde anlaşmış olmalarına bakarak global olarak bu miktarın belki 10 katı bir tahribattan söz edebiliriz. Sosyal hayatta meydana gelen vurgun ve fay kırıklarına ölçü bulunabilir mi bilmem.

Fakat bütün bunların ötesinde ve üzerinde 'insan' üzerindeki tahribatı ne olacak acaba? Çağdaş dünyanın sözde gelişmişliği içinde birdenbire eve tıkılan insanların yaşayacağı travma ölçülebilir mi? İşini kaybeden, düzeni yerle bir olan, görünmez bir hastalığa ve her şeyi allak bullak eden bir 'gazap rüzgarına' karşı çaresiz durumdaki insanoğlunun iç dünyasındaki korku, tedirginlik ve paniğin sebep olduğu yaralara hangi ilaç derman olabilir ki?

2020'nin şimdiden 'kayıp bir yıl' olduğu doğru. Kişisel olarak, ailelerimiz boyutunda bütün planlarımız alt üst oldu. Sadece hasta olmamaya değil, ailemizi, sevdiklerimizi, 65 yaş üstü büyüklerimizi, komşularımızı ve karşılaşabileceğimiz herkesi korumaya çaba göstermek ağır bir sorumluluk. Kendisi çalışan çocuklarını okula ya da kreşe gönderen anne babalar birdenbire kendilerini hiç akıllarına getirmedikleri bir başka zorlukla karşı karşıya buldular: 'Çocuklarıyla ilgilenmek!' Memnunlar mı? Hiç zannetmiyorum. Aynı evde, dışarı çıkamadan; temizlik, yemek, bulaşık, çamaşır, oyun, ders çalışma ve evde çıkan sorunlara karşı bir nevi savaş vermek durumundalar. Bundan da kaçışları, tatili, hava alması, gezmesi yok. Çalışırken yoruldukları ve stres yüklendikleri hallerinden daha zor durumda olduklarını tahmin etmek güç değil.

----------

Bugün 27 Mart Cuma idi. 12 gibi evlatlarıma bir mesaj yolladım:"Bugün cuma. "Dua ediniz, icabet edeyim" diyor Rabbimiz. Ondan ülkem ve ailem için sağlıklı, hayırlı bir ömür diliyorum." Mutad olduğu üzere annemle bir telefon görüşmesi yaptım. Hastalığı onu daha da hassas yaptı. Telefonum, görüşmelerimiz onu mutlu ediyor.

Yapılan açıklamaya göre bugün itibariyle Türkiye'de ise ölü sayısı (+17 ile) 90'ı aşarken (92/5698=%01,6) vaka sayısı da 5 bin 700'e yaklaşmış (5698/47823=%11,9) durumda. Paylaşılan güncel verilere göre 26 Mart itibariyle Türkiye'de; son 24 saatte 2000'ün üzerinde (2069/5698=%36,3) kişiye yeni tip corona virüs (Covid-19) tanısı konulmuş. Bugünkü test sayısı 7 bin 500'e yaklaşmış (7533/47823=%15,8), toplam test sayısı da 48 bine yakın (47823) gerçekleşmiş bulunuyor. Öte yandan toplam yoğun bakım hasta sayısının 344 (344/5698=%06,0), toplam entübe hasta sayısının 241 (241/5698=%04,2), toplam iyileşen hasta sayısının da 42 (42/5698=%01) olduğu açıklandı.

Haberler göre Corona virüsünün ilk ortaya çıktığı Çin, salgını kontrol altına almasının ardından yurtdışında tırmanan vakalar nedeniyle yabancılara geçici olarak ülkeye giriş yasağı koymuş. Bu arada Dünya Bankası Başkanı Corona virüsü salgınıyla mücadele eden yoksul ülkelerin borçlarının ertelenmesi ya da yeniden yapılandırılması çağrısı yapmış. Borsalar üç günlük yükselişten sonra yeniden düşüşe geçerken Amerikan Temsilciler Meclisi ise 2 trilyon dolarlık dev bir acil yardım paketini onaylamış. Tasarı, Başkan Trump'ın da imzasıyla yasalaşmış.

Bugün Cumartesi, yani hafta sonu. 'Home Office' evde calışanlar için diğer günlerden ayırd edilmesi zor. Bugün bir hazır çorba ve makarna yaptım. Bol bol tv. seyrettim, bilgisayarımla çalıştım, haber izledim. Hilal bizim evde bir yerlere gizlenmiş dumblları bulmuş: "Evde her şey var çok şükür" diye yazmış. Oğuzhan da ona: saat 15:30'da "İyi İşte, Sıkılmazsınız" diye karşılık vermiş. Elif de Adapazarı'ndan Sunalardan

Bazı paylaşımlar yapmış. Hilal Cem Boyner'den bir mesaj alıntılamış. Diğerleri itiraz etmişler onun adını kullanarak yapılmış: "…koskoca boyner şöyle balgam attım böyle cırcır oldum der mi" yazmışlar. Akşam saat 19:50'de "Nasılsınız? Herkes iyi mi?" diye yazdım. İyilermiş.

--------- 

Kaynak <https://yzyorum.blogspot.com/2020/03/27-mart-2020-cuma-1530-corona-gunlerine.html>

 


Yilmaz Yalcın
 profil resmini güncelledi.

151121_13:22 Cüneyt ve Sibel'in nikahında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder