26 Kasım 2014 Çarşamba

202 17 Kasım 2014 Pazartesi 01:30 SİTE YÖNETİMİ.........................Site Yönetiminde Muhasebe ve Defter Tutma

Site Yönetiminde Muhasebe ve Defter Tutma


Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince Apartman/Site Yönetimi, genel kurulda Apartman/Site sakinlerine yönetim döneminde toplanan gelirlerle yapılan harcamaların usulüne uygun ve belgelerine dayanarak hesabını vermek zorunluluğu [1] vardır.

Bilindiği üzere Karar Defterlerine Temsilciler kurulları ve yönetim kurullarının aldığı kararlar yazılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda noter onaylı karar defteri tutma mükellefiyeti [2] düzenlenmiştir.

Aynı Kanun'un "Defter Tutulması ve Belgelerin Saklanması" başlıklı 36. maddesinde ise "Yönetici, kat malikleri kurulunun kararlarını protokolleri, yapılan ihtar ve tebligatın özetini ve tarihlerini ve bütün giderleri, 32. maddede sözü geçen deftere tarih sırasıyla yazmaya ve bu defteri ve giderlerin belgeleriyle diğer bütün belgeleri bir dosyada saklamaya mecburdur. Bu defterin, her takvim yılının bitmesinden başlayarak bir ay içinde yönetici tarafından notere kapattırılması zorunludur. Bu maddede yazılı görevleri yerine getirmeyen yöneticiye 33. maddenin son fıkrasında [3] yazılı cezalar uygulanır" denilerek gelir ve giderlerin kaydedileceği defterin "Karar Defteri" olduğu belirtilmiş ve bu mükellefiyetlere aykırı fiillerin cezası da gösterilmiştir.

Bu sebeple Apartman veya Site Yönetimlerinin Karar Defterleri dışında defter tutma zorunluluğu yoktur. Buna karşılık Karar ve Denetim Defterleri için noter tasdiki şart koşulmuştur.

Bununla birlikte  hesap verme zorunluluğu sebebiyle bu hesabın bir çizelge ya da defter tutarak ve bunların sonuç belgeleriyle (işletme hesabı veya bilanço-gelir tablosu) açıklanması gerekmektedir. Uygulamada en sağlıklı yol Apartman/Site nin büyüklüğüne göre; İşletme veya Bilanço Usulüne göre defter tutulmak suretiyle ve bu defterlerin sonuç raporları çıkarılarak Temsilciler kurullarına hesap verilmesidir.

İşte bu sebeple Blok, Ada ve Toplu Yapı Yönetimleri için Vergi kanunları açısından defter tutma zorunluluğu olmamakla birlikte İşletme Defteri ya da Bilanço Usulüne göre defter tutma imkanı bulunmaktadır.  

Nitekim, uygulamada apartman yöneticilerinin genellikle kararlar için karar defteri tuttukları, apartman gelir ve giderlerini ise ayrı bir deftere kaydettikleri görülmektedir. Bu nedenledir ki SGK’nun mevzuatında [4] ayrıca noterden tasdik ettirilmiş bir işletme defteri tutulmuş ise bu neviden defterlerin de prim belgesi dayanağı belgelerden olduğu kabul edilmiştir.

Her ne kadar mevzuattta Apartman / Site Yönetimi işletme defterlerinin tasdiki için bir yasal zorunluluk yoksa da, tasdik ettirilmesi bu defterlerin sonradan düzenlendiği, geçersiz olduğu gibi iddialarını ortadan kaldıracaktır. Ayrıca noter tasdiki bu şekilde tutulan defterlere resmiyet ve bir ihtilaf durumunda geçerlilik, mahkemelerde delil olma vasfı kazandırmaktadır.  Bu nedenle, uygulamada genellikle tasdik ettirildikleri gözlenmektedir.

506 sayılı Yasa'ya göre apartman kapıcıları sigortalı ve apartman yönetimleri de işverendirler. Bu nedenle apartman yönetimleri kayıtlarını sosyal sigorta mevzuatına göre çalışanları ve bunların sigorta primine esas kazançlarını tespitine imkan verecek şekilde tutmak zorundadırlar. Bu nedenle apartman "Karar Defterleri" prim belgelerinin dayanağı belgelerden [5]sayılmış ve geçerli sayılmasının koşulları [6] belirlenmiştir.

Bununla birlikte SSK mevzuatına göre karar defteri ve gelir-gider ayrı ayrı defterlerde takip edilmekte ise gelir-gider/işletme defterinin noterce tasdik edilmiş olması bir zorunluluk haline gelmektedir. SSK uygulamasında tasdiksiz tutulmuş defterler, tasdik sonradan yapılmış ise tasdikten önceki kayıtlar geçerli kabul edilmemektedir ve bu durumda her bir ay kaydı için ayrı ayrı olmak üzere aylık asgari ücretin yarısı tutarında (244,35 YTL) idari para cezası uygulanmaktadır.

Diğer yandan Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 36. maddesinde, bu Kanun gereğince tutulan karar defterinin her takvim yılının bitmesinden başlayarak bir ay içinde notere kapattırılacağı belirtilmiş, ancak, Kanun'da bu şartın yerine getirilmemesi halinde defterlerin geçersiz addedileceği veya aynı defterin ertesi yıllarda da kullanılmak istenilmesi halinde tasdikin yenilettirilmesi gerektiği hususunda bir hüküm yer almamıştır.

Bu itibarla, apartman kapıcılığı işyerinde Kat Mülkiyeti Kanunu'na istinaden tutulan defterlerin, zamanında tasdik ettirildiği, kayıtların usulüne göre tutulduğu ve prim belgelerinde yazılı olanları doğruladığı tespit edildiği taktirde; sadece notere kapattırılma işleminin yapılmamış olması veya aynı deftere ertesi yıllarda da devam edilmesi halinde tasdikin yenilettirilmemiş olması bu kabil defterlerin tasdik yönünden geçersiz kabul edilmesini gerektirmemektedir.

Şayet Karar defteri ile gelir-gider defteri ayrı ise o halde zaten işletme defterine ücretliye ödenen ücretin kaydedilmiş olması gerekmektedir. Defterlerin geçerli kabul edilmesi için ilgili yıla ait ücretlerin ilgili yılda kaydedilmiş olması yeterlidir. Fakat, ücretlerin kaydedilmemiş olması halinde her bir ay için ayrı ayrı olmak üzere aylık asgari ücretin yarısı tutarında (244,35 YTL) idari para cezası uygulanmaktadır.

Vergi Kanunları açısından, Apartman ve Site Yönetimi faaliyetleri direkt ticari faaliyet kapsamında olmayıp Vergi Mükellefiyetleri, sorumlu sıfatıyla gelir vergisi kesintisi (stopaj) yapıp yapmadıkları durumlara göre değişmektedir.

Örneğin konut kapıcılarına yapılan ücret ödemelerinde gelir vergisi kesintisi olmadığından başkaca bir stopaj kesintisi gerektiren işlem yoksa vergi numarası alıp vergi mükellefiyeti tesis ettirmelerine gerek yoktur.

Diğer taraftan apartman ve Site Yönetimi bünyesinde çalıştırılan kişiler için İş Kanunu hükümleri geçerlidir. İş ve Sosyal Güvenlik mevzuatı açısından İşveren [7] konutun maliki veya ortaklarıdır. Yönetici işveren vekili sıfatında olup kusurundan doğan zararlardan sorumludur. Bu nedenle Kapıcı vb. görevlilere yapılan ödemeler gelir vergisinden istisnadırlar ancak, SGK sigorta bildirgesi verilmesi ve primlerin ödenmesi gerekir.

Özetlememiz gerekirse; konutlarda vergi mükellefiyeti gerektirecek bir işlem olmadığından vergi idaresi ile ilgili bir yükümlülük yoktur. Ancak, Konut kapıcıları zorunlu sigortalılık kapsamında olduğu için, apartman yönetici tarafından sigorta dosyası açtırılıp aylık sigorta bildirgesi verilmelidir.

Ancak, İşyerleri kapsamıdaki site yönetimi bünyesinde çalıştırılan işçilere ödenen ücretlerde ve serbest meslek erbabına ödenen ücretlerde sorumlu sıfatıyla gelir vergisi kesintisi yapılacağı için vergi mükellefiyeti tesis ettirilip muhtasar beyannamesi verilmelidir. 

Kimlerin [8] ticari defter tutmak zorunda olduğu VUK’ un 172. maddesinde belirtilmiştir. Kaldı ki bunlardan VUK ‘un 173. maddesinde belirtilen şartları taşıyanlar da ticari defter tutmak zorunda değillerdir.

Vergi Usul Kanununa göre Tutulması Zorunlu Defterler iki sınıfa ayrılmıştır. (VUK madde 176) Her sınıfın defter tutma şekli ve defter birbirinden farklıdır. Buna göre; Birinci sınıf tüccarlar [9] Bilanço esasına göre,  İkinci sınıf tüccarlar ise İşletme hesabı esasına göre defter tutarlar.

İşletme hesabı esasına göre defter tutan apartman ve site yöneticileri dernekler gibi, VUK’nun 177 maddesinde belirtilen hadde bağlı kalmaksızın yönetim kurulu kararı ile bilanço esasına göre defter tutabilirler. Bu halde birinci sınıf tüccar gibi bilanço esasına göre Yevmiye defteri,  Büyük defter (Defteri kebir) Ve Envanter defteri tutarlar.

İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan apartman ya da site yönetimleri yıl sonlarında (31 Aralık) bir “İşletme Hesabı Tablosu” [10]düzenlerler. Bilanço esasına göre defter tutanlar ise  Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas almak suretiyle bilanço ve gelir tablosu düzenlemeleri yeterlidir.  Bu husus Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan, hesap dönemi ile ilgili gelir-gider hesaplarını düzenleyip, faaliyet raporunu da içeren hesap verme yükümlülükleri gereğidir.

Ancak, İşletme Hesabı usulü defter tutmada tahakkuk işlemleri mümkün değildir. Sadece basit usülde gelir (tahsilat) ve gider (ödemeler) kaydedilebilir. Defterin sol tarafı giderler, sağ tarafı da gelirler yani aidatlar içindir.  Bu sebeple ödenmemiş gider borçları ile tahsil edilmemiş gelir alacakları ayrı çizelgelerde çıkarılıp genel kurula sunulması icap eder. Bilanço usulünde ise daha kapsamlı muhasebesel kayıt yapmak mümkün olduğundan, doğal olarak tahakkuk eden alacak ve borçları görebilmek mümkündür.

Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek onaylatılmalıdır. Hesap dönemi bir takvim yılıdır. 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni başlamada hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Bilgisayar kayıtları noter onaylı sayfalara yazdırılır ve ciltli defter haline getirilerek muhafaza edilir.

İster defter, ister sürekli form halinde bulunsun sayfa sonunda imza için bırakılan satırlar hariç, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve yırtılamaz.

Gelirler genellikle aidatlardan oluşur ve dairelerden alınan aidatlar karşılığı makbuz (alındı belgesi) düzenlenir. Makbuza en az kimden, daire ve tutar ile aidatın ilgili olduğu ayın yazılması gerekir. Yönetim adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları (belirlenecek) en kısa süre içerisinde görevli saymana teslim eder veya banka hesabına yatırırlar. Yönetim kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.

Gelirlerin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçerler.

Bu kayıtlar sırasıyla işletme defterinin gelir sağ sayfasına yazılır. Gelir gider arasında fark kasa veya bankadaki nakdi gösterir. Ayrıca, aidatların takibi için her ay apartman veya site sakinlerinin adı soyadı ve daire no.su ile ödenen aidatları gösteren bir liste yapılır. Aidat borçlularının bu şekilde takibi mümkündür.

Ancak Muhasebe yalnızca Aidat Gelirlerinin kaydı demek değildir. Aynı zamanda Harcamalarla ilgili kayıtlar da söz konusudur.

Gider belgeleri de defterleri tevsik eden belgeler olarak düzenlenmesi ve ibraz edilmesi gereken belgelerdir.

Giderler genellikle fatura karşılığı yapılan (Ortak elektrik, su asansör gibi) harcamalara dayanır ve fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Gider pusulasıda kullanılabilir. Ancak gider pusulası, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeler için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre düzenlenmesi gerekir. Tutanakla gider kaydedildiği durumlar çok nadiren gerçekleşir.

Blok ya da Ada ortak mekanları için yapılan harcamalar da fatura karşılığı veya Gider pusulasıyla yapılırlar. Bu tür harcamalar genelde bir kaç yerden teklif alınarak en uygun olana yaptırılması ve toplanan paranın bu işte kullanıldığının açıklanması suretiyle gerçekleşirler. Bu kapsamda da bulunmayan ödemeler için Gider Makbuzu [11]veya banka dekontu gibi belgeler harcama belgesi olarak kullanılır.
Yönetim tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri Ayni Yardım Teslim Belgesi [12] ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi [13] ile kabul edilir.

Bir Apartman ya da sitede görevli (kapıcı şeklinde) çalıştırılıyorsa –ki olmaması pek mümkün değil-o işyeri SGK işlemlerine tabidir. Ücretlerin ücret tediye bordrosu düzenlenerek tevsik edilmesi genel kural olsa da Kat Mülkiyeti Kanunu bu yönde bir zorunluluk getirmemiş ve gelir ve gider belgelerinin düzenlenmesi ve saklanmasını düzenlemekle yetinmiştir. Bu sebeple bazen uygulamada yöneticilerin görevli ücretlerini gider makbuzu ile [14] ödediklerine de şahit olunmaktadır.

İşte bütün bu gelir ve gider belgeleri, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır. Böylelikle defterlerde yer alan kayıtlar uygun usülde düzenlenen ve gerekli bilgileri ihtiva eden bu belgelerle tevsik edilirler.

SGK mevzuatı açısından kayıtlarla ilgili cezalar 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesi (d) fıkrasında [15] belirlenmiştir.

Diğer bir usul hükmü ise saklama ve ibraz şartıdır. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin "İşyeri Kayıtlarının İbrazı" başlıklı 30. maddesinde "İşverenler, aracılar ve sigortalıyı devir alan işverenler işyeri ile ilgili tüm defter ve belgeleri, gerektiğinde istenilmesi halinde, Kurum denetim elemanı ile bilanço esası dışında defter tutan veya defter tutmak zorunda olmayan işyerleri için de sigorta yoklama memuruna göstermek üzere, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl süreyle saklamak"zorunluluğu [16]getirilmiştir.

506 sayılı Yasa'nın 79. maddesine göre apartman yönetimleri de diğer işverenler gibi "bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle"yükümlüdür. [17]

Site yönetimde Toplu Yapı Yönetiminin en önemli merkezi görevlerinden birisi elbette ki muhasebe kayıtlarının tutulmasıdır. Nitekim Park Eymir Toplu Yapı Yönetim Planının 41. maddesine göre “Toplu Yapı Yönetimi bütçe giderleri, Ada yönetimlerinin aidat tahakkuk ve tahsilatının sağlanmasına, muhasebesinin tutulmasına ilişkin her türlü büro hizmetlerini kesinlikle İçerir.” Ayrıca,"kararlaştırılacak Adalar arası ortak öteki hizmetlerin karşılanması giderlerini de kapsar." "Ada'lar yönetimlerinin her gün bürokratik hizmetlerini sağlayıcı düzenlemeler yapar, bu amaçla görevliler çalıştırır."

Kayıtların Toplu Yapı Yönetimi tarafından tutulduğu merkezi sistemde, her ay ada yönetim kurulları önceki ay yaptıkları harcamaların listesi ile fatura asıllarını yönetim muhasebesine getirecek, gelen fatura ve makbuzların birer fotokopisi ile masraf listeleri alındıktan sonra, fatura, makbuz asılları iade edilecektir. Daha sonra fatura bedelleri bilgisayara kaydedilerek alınan o ayın masraf listesi ile fatura, makbuz fotokopileri dosyalanarak o adanın muhasebe klasörüne konulacaktır.

Yine aynı yönetim Planının 29. Maddesinin 1. fıkrasında yer alan Yönetim Kurulu, gelir gider hesabının KMK. ile mevzuata göre usulünce tutulmasını, Başkanı kanalı ile sağlar” ifadesi muhasebe hizmetinin Ada Yönetimince yürütüldüğü uygulamalarda sadece 634 sayılı KMK değil diğer ilgili tüm mevzuatın dikkate alınması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

İster Toplu Yapı tarafından, isterse Ada Yönetimi tarafından yapılsın bu hizmetin doğal sonucu Bloklarla ilgili gelir ve gider kayıtlarının da oralarda yürütülmesidir. Böylece Bloklarda Karar defterinden başka bir işletme hesabı defteri tutulmasına da gerek kalmamaktadır. 

Ancak, hesap verme sorumluluğu Blok yöneticisi için de söz konusu olduğundan tutulan kayıtlardan Bloka ait olan kısmın istendiğinde verilmesi gerekir. Özellikle dönem sonlarında ve 31 Aralık itibariyle bu bilgilerin kesin hesap şeklinde verilmesi bir zorunluluktur. Şayet tutulan defter birinci sınıf Bilanço usulüne göre ise bu hesap mizan, gelir tablosu ve bilanço şeklindeki yıl sonu tabloları olacaktır.

Muhasebeleştirme dediğimiz şey sadece kayıtların tutulması ve dosyalanması ile bitmez. Muhasebe esas itibariyle kayıt, belge, usul, düzen, raporlama ve tutturma demektir.

Örneğin en önemli işlemlerden birisi; aylık harcama, borç, alacak ve banka ekstrelerinin teker teker incelenerek varsa yanlışlıkların düzeltilmesi, bu konuda koordinasyon ve tam mutabakat sağlanmasıdır.

Bunun için tabidir ki aylık mizanlar, raporlar ve gerektiğinde ayrıntılı hesap dökümlerinin ilgili taraflara verilmesi gerekir. Mesela böylece, denetim kurullarının yapması gereken denetimlerin bir bölümü olan kayıtların doğru tutulup tutulmadığı, harcamaların belgeye dayanıp dayanmadığının kontrolü de en az her üç ayda bir yapılabilir olacaktır.

Zira denetçiler ya da denetleme kurulları; esas itibariyle yönetimin kararlaştırılan amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve yönetim planına uygun olarak tutulup tutulmadığını kontrol ederler. Bu denetimler [18]konu ile ilgili esas ve usullere ve zaman aralıklarına göre yapılır ve denetim sonuçları bir rapor [19] halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunulurlar.


[1] Mali işlerle ilgili hesap verme sorumluluğu Kanunun 39. ve 41 maddelerinde yer almaktadır. Hesap verme başlıklı 39. Madde“Yönetici, yönetim planında yazılı zamanlarda eğer böyle bir zaman yazılmamışsa her takvim yılının birinci ayı içinde kat malikleri kuruluna, anagayrimenkul dolayısiyle o tarihe kadar elde edilen gelirlerin ve yapılmış olan giderlerin hesabına vermekle yükümlüdür” şeklindedir.
Yönetimin denetlenmesi ne ilişkin 41. Maddesinde ise “Kat maliklerinin yarısı isterse, bunların arsa payları ne olursa, olsun yönetim planında yazılı zamanlar dışında da hesabın gösterilmesi yöneticiden istenebilir” ifadesi vardır.
[2] Kanun'un "Kararlar" başlıklı 32. maddesinde "Kat malikleri kurulu kararları (1) den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan her sayfası noter mührüyle tasdikli bir deftere yazılarak, toplantıda, bulunan bütün kat maliklerince imzalanır karara aykırı oy verenler bu aykırılığın sebebini belirterek imza koyarlar." denilerek "Karar Defteri" tutma yükümlülüğü getirilmiştir.
Kanun'un "Yönetimin Denetlenmesi" başlıklı 41. maddesinde ise "Denetçiler bu raporu ve verecekleri kararları ve gerekli gördükleri diğer hususları, (1) den başlayıp sıra ile giden sayfa numaraları taşıyan ve her sayfası noter mührüyle tasdikli bir deftere geçirip tarih koyarak altını imza ederler" denilerek ayrıca bir "Denetim Defteri" tutma mükellefiyeti de düzenlenmiş bulunmaktadır. 
[3] 33. maddenin son fıkrasında "Tespit edilen süre içinde hakimin kararını yerine getirmeyenlerden, aynı mahkemece, 100 liradan 2000 liraya kadar para cezası alınmasına kesin olarak hükmolunur; yirmibeşinci madde hükmü mahfuzdur."
[4] SGK’nun 16 sayılı genelgesi "İşverenlerce Tutulacak Defter ve Belgeler" bölümünde "Gelir-Giderin işlenmesi için ayrıca işletme defteri tutulmuş ve noterden tasdik ettirilmiş ise bu defter" ifadesi sebebiyle.
[5] Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin "Belgenin Dayanağı" başlıklı 25. maddesinde; "İşverenlerin diğer kanunlar gereğince tutmak zorunda oldukları defterlerle dayanağı belgeler, Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin dayanağı belgeler niteliğinde sayılırlar.
[6]Şu kadar ki; a) Kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler, b) Kanuni tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, c) İşçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, d) Sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkan vermeyecek şekilde usulsüz, karışık veya noksan tutulmuş defterler, e) Herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde ise, o aya ait defter kayıtları, f) Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerektiren işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler, geçerli sayılmaz" denilmektedir.
[7] 506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile "Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre"sigortalı sayılmışlardır. Apartman kapıcıları ile apartman yönetimi arasında da hizmet akdi bulunduğu için apartman kapıcıları sigortalı sayılmakta ve dolayısıyla apartman yönetimleri de işveren sıfatını kazanmaktadırlar.
[8] Bunlar: Ticaret ve sanat erbabı, Ticaret şirketleri, İktisadi kamu müesseseleri, Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, Serbest meslek sahipleri ve Çiftçilerdir.
[9] Bilanço usulüne göre defter tutması gereken birinci sınıf tacirlerin kimler oldukları Vergi Usul Kanunumuzun 177. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre 2014 yılı için: Bilanço hesabı esasına göre defter tutma sınırı Yıllık gayrisafi iş hasılatı 80.000 TL’dir.
[11] Örnek; Ek-13 gibi
[12] Örnek;Ek-14 gibi
[13] Örnek;Ek-15 gibi
[14] Bu durumda söz konusu gider makbuzlarında asgari olarak -sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkan verecek- bazı temel bilgilerin yer alması gerekmektedir. Bunlar; İlişkin olduğu ay, Ücretlinin adı, soyadı, Ücret ödenen gün sayısı (ücret aylık olarak ödenmiş ise gün sayısı 30 gündür), Ödenen ücret tutarı, Ücretin alındığına dair ücretlinin imzası.
[15] Fıkrada; "Defter ve belgeleri ibraz etme yükümlülüğünü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere; 1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler aylık asgari ücretin oniki katı tutarında, 2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler aylık asgari ücretin altı katı tutarında, 3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler aylık asgari ücretin üç katı tutarında, Defter ve belgelerinin tümünü bu bentte belirtilen süre içinde ibraz etmekle birlikte, yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uygun olarak düzenlemeyenlere, her bir geçersizlik hali için, ibraz edilmemesi üzerine uygulanan miktarları aşmamak kaydıyla aylık asgari ücretin yarısı tutarında, idarî para cezası verilir." denilmektedir.
[16] 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesi (d) fıkrasına göre defter ve belgeleri ibraz etme yükümlülüğünü Kurum'ca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyen veya kayıtlarını eksik ibraz eden apartman yönetimlerine aylık asgari ücretin altı katı tutarında (2.932,20 YTL) idari para cezası uygulanmaktadır.
[17] Bu yükümlülüğe uyulmaması halinde:Aynı Yasa'nın 140. maddesi (c) fıkrasına göre sonradan apartman yönetimi tarafından prim belgeleri Kurum'a verilirse; prim belgelerinin asıl nitelikli olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş olan belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin 1/5'i tutarında (97,74 YTL),Prim belgesinin ek nitelikte olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin 1/8'i tutarında (61,09 YTL),Prim belgeleri apartman yönetimi tarafından Kurum'a verilmeyip de, Mahkeme kararı ile veya denetim elemanlarınca yapılan tespitler sonucunda ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kurum'a bildirilmediği veya eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın her bir belge için aylık asgarî ücretin üç katı tutarında (1466,10 YTL), idari para cezası uygulanmaktadır.
[18] KMK Madde 32- Denetçi (veya, Denetim Kurulu), her üç ayda bir yöneticinin hesaplarını ve defterleri denetler. Haklı bir sebep olduğunda , bu denetlemeyi her zaman yapabilir.
[19] Madde 33- Denetçi (veya, Denetim Kurulu), Kat Malikleri Kurulu'nun olağan toplantısında okumak üzere,denetim sonucunu ve yönetimle ilgili düşüncelerini kapsayan bir rapor hazırlar.
Bu raporu kat malikleri sayısınca çoğaltarak toplantıdan en az bir hafta önce ,kat maliklerine taahhütlü mektupla veya imzalatacağı bir yazı karşılığında duyurur. Ayrıca, toplantıda okur ve gerekli açıklamaları yapar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder