31 Mart 2020 Salı

01 Nisan 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı155..................................Bakir olmanın gücü


Bakir olmanın gücü
“Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünmeye ve 'en az beş yıllık orta vadeli, Bölgesel bir alt plân yapılmalı' önerimizi şekillendirmeye devam ediyoruz. Şu anda da Stratejik Plan yaklaşımının “Neredeyiz?” sorusuna cevap bulabilmek için, bir yandan üzerinde çalışılabilir bir dış 'tehdit' ve 'fırsat' lar listesi ile Susurluğun 'güçlü' ve  'zayıf' yönlerini ortaya koymaya gayret ediyoruz.  Her hafta önümüzde duran 'tehdit' ve 'fırsat' lardan, 'güçlü' ve  'zayıf' yönlerden bazı örnekleri stratejik plan yaklaşımı içinde ele alıp analiz etmeyi sürdüreceğiz. 
Dolayısıyla bu haftaki yazım, Susurluğun sahip olduğu ‘Güçlü’ yönlerine farklı bir örnek olacak.  ‘Beldemizin diğer ilçelerle karşılaştırıldığında nispeten daha bakir olması' hususu bir avantaj olarak 'Konum' başlığı altında ele alınıp değerlendirilecek.  Susurluk bilindiği gibi İstanbul, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlere yakın. Aynı zamanda Çanakkale-Bursa-Bandırma-Balıkesir gibi gelişmiş merkezler ortasında yer alıyor. İlaveten yol üstü ve güçlü bir ulaşım ağı arasında. Böyle bir konuma sahip olmasına rağmen, çevresindeki Bandırma, M.Kemal Paşa ve Gönen gibi diğer komşu ilçelerle karşılaştırıldığında nispeten daha geride kalmış görünüyor. Bu hal olumsuz bir faktör gibi durmasına rağmen bir başka açıdan kendisine birçok bakımdan avantaj da sağlayabilir. İşte bu yazımızda söz konusu göreceli durumu Susurluğun sahip olduğu ‘güçlü’ bir yön olarak ortaya koymaya çalışacağız. Görüşümüze göre Susurluğun bu kısmî el değmemiş hali gelecekte "Susurluğun gelişmesini kolaylaştıracak, hızlandıracak ve destekleyecek” bir iç potansiyel taşıyor. Kuşkusuz “Neredeyiz?” sorusuna cevap verirken de mutlaka dikkate alınması gereken önemli avantajlardan, ‘güçlü’ yönlerinden biri.
Demografik göstergeler özellikle de nüfus yoğunluğu gelişmişliği takip etmek için önemli göstergelerden biri. Nüfusa göre Susurluk Balıkesir'in merkez ilçeleri hariç 7. sırasında yer alıyor. Toplam il nüfusunun sadece yüzde üçü Susurluk’ta yaşıyor. Bu oran Bandırma’da yüzde 13, Edremit’te yüzde 12, Gönen’de ve Ayvalık’ta yüzde 6, Burhaniye’de yüzde 5, Bigadiç’te ise yüzde 4 civarında. Diğer taraftan 14.299 km² lik il yüzölçümü içinde Susurluğun kapladığı alan 645 km² ile yüzde 4,5’luk bir paya sahip. Bölgede homojen bir dağılım yok ancak Balıkesir Merkez, Bandırma, Ayvalık ve Burhaniye Bölge’nin en yoğun nüfusa sahip yerleşim birimleri. Buraları Edremit ve Erdek takip ediyor. Örneğin 2013 verilerine göre Balıkesir ve Bandırmada km2 ye 189-242 kişi düşerken, Susurluk’ta bu rakam 37 kişiye düşüyor. Bu rakam Balıkesir geneli için 69 kişi olarak hesaplanmış.
Türkiye’de toplam nüfusun %91,3’ü il ve ilçe merkezlerinde, %8,7’si belde ve köylerde ikamet etmekte iken Bölge nüfusunun %87,2’si il ve ilçe merkezlerinde, %12,8’i belde ve köylerde ikamet ediyor. Bölgede 2000 yılında %51,46 olan kentsel nüfus oranı, 2013 yılına gelindiğinde %87,2’ye yükselmiş. Bize göre Kentsel nüfus oranının en fazla olduğu ilçeler Balıkesir Merkez, Bandırma, Burhaniye. Kırsal nüfus oranlarında ise İvrindi, Balya, Kepsut ve Manyas ilçeleri öne çıkıyor. İlçelere Göre Kentsel Nüfus Oranları yine 2013 verilerine göre Balıkesir ve Bandırmada % 70-88 iken, Susurluk’ta bu rakam 57-70 kişiye düşmekte. Verilere göre bölgenin nüfusu ülke ortalamasına göre daha yavaş artıyor. Örneğin yine 2013 verilerine göre Balıkesir ve Bandırmada nüfus artış oranları ‰0 - ‰10 iken, Susurluk’ta bu rakamın ‰-10 - ‰-5 kişiye düştüğü gözleniyor. Sayılara baktığımızda son on yılda nüfus 43 binden 39 bine inmiş bulunuyor. Bugünkü Susurluk nüfusu da 2017 bilgilerine göre 39 binin altına düşmüş, merkez nüfusu ise 21 bin dolayında. 2007 yılında Balıkesir içindeki ağırlığı yüzde 4 imiş. Bu süreçte il nüfusu yüzde 7 artarken, Susurluğunki 4 bin kayıpla yüzde 9 azalmış. Bu durumun halen kronik bir düşüşle sürdüğü görülebiliyor. Bunun sebepleri arasında yer alan nüfus artış hızı özellikle 2013 ten bu yana yüzde 0,5 yani yüzde yarım oranının altına doğru düşmüş. Hâlbuki bu oran il genelinde dalgalı bir seyir izlemekle beraber 2017 yılı itibariyle yüzde 0,7 olarak gerçekleşmiş. Şu anda nüfusunun yüzde 30’u genç, yüzde 20’si yaşlı görünüyor. Geri kalan yüzde 50’si ise orta yaşta. İl düzeyinde bu dağılım sırasıyla 32, 19 ve 49 düzeyinde.
Bölgemizin İstanbul, İzmir ve Bursa illerine çok yakın olması, kuşkusuz bölgedeki nüfus dolaşımında en önemli etkenlerden biri. Özellikle hizmetler sektörü ve sanayi alanında bizden daha geniş imkânlara sahip olan bu yerleşimlerdeki üniversite ve iş imkânları, başta 20 – 24 yaş grubu olmak üzere bölge nüfusunun bu merkezlere yönelmesine sebep olmakta. Bölgede yapılan kentsel kademelenme çalışmasına göre yerleşmelerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyleri, sahip oldukları potansiyel tasnif edilmiş ve etki alanları tespit edilmeye çalışılmış. Buna göre Susurluğun 4. Kademede Bursa Mustafakemalpaşa’nın, 5. kademede Balıkesir’in, 6. kademede ise Bursa’nın etkisi altında olduğu anlaşılmış. Güney Marmara Bölgesinde 6 yıllık dönemde 12 ilçenin nüfusu artmış, 19 ilçenin nüfusu azalmış. Nüfus artışının Balıkesir’de ilçe merkezleri ile Edremit Körfezinde ve Bandırma’yı da içine alan kuzey kısımda yoğunlaştığı görülüyor. Susurluğun dahil olduğu iç bölümlerde ise nüfus azalıyor. 2007-2013 yılları arası nüfus verilerine göre Balıkesir, Bandırma ve Gönen’de nüfus artmakta iken Susurluk’ta bir nüfus azalması gözlenmekte.

TOBB Sanayi Veri Tabanı verilerine göre Balıkesir il genelinde 874 firma bulunuyor. Sanayinin en çok Merkez, Bandırma ve Gönen ilçelerinde yoğunlaştığı gözleniyor. Bölgede firma başına çalışan sayısı ortalama 37. Balıkesir Merkezde Firma Sayısı 265, Bandırma’da 118, Gönen’de 107 iken Susurluk’ta sadece 33. Genel olarak Güney Marmara Bölgesinde sanayinin tarıma dayalı sanayi ile doğal kaynakların işlenmesine yönelik geliştiği biliniyor. Sanayide diğer ilçelere oranla daha çok gelişme gösteren Bandırma, Biga ve Çan ilçeleri ise Bölgenin kuzeyinde uzanan sanayi aksının merkezlerini oluşturuyor. Susurluk’ta daha çok kırmızı et, süt ve süt ürünleri, beyaz et, diğer tarıma dayalı sanayi var. Planlı sanayileşme açısından Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) dikkate alınması önemli. Bu manada 2si’i Balıkesir’de diğerleri Bandırma, Gönen (Deri ihtisas OSB) ve Burhaniye’de (Zeytin ihtisas OSB) olmak üzere 5 OSB var. 2014 yılı Ticaret odası bilgilerine göre İlçenin toplam arazi varlığı 62.175 hektar. Bunun yüzde 45’lik yarıya yakın bir kısmını tarım alanları. Diğer yarısı yüzde 41 orman ve fundalıklar, yüzde 8 çayır ve meralar, yüzde 6 ise tarım dışı arazi ve yerleşim alanları olarak görülüyor. Doğal olarak ilçe ekonomisi büyük oranda hayvancılığa, tarımsal üretime ve bu faaliyetlerden elde edilenlerin işlenmesine dayanıyor. 

Susurluğun ne yazık ki tarihi, turistik ve kültürel alanda renkli bir geçmişi yok. Bu anlamda arkeolojik yada sanatsal eserlere de malik değil. Bu nedenle Turizm yok gibi. Ayrıca ilçe sınırları dahilinde uluslararası çapta büyük sanayi tesisleri ve ticari yatırımlar bulunmuyor. Ekonomik olarak bazı sanayi tesislerine sahipse de bunlar daha ziyade orta ve küçük ölçekte işletmeler. Sayıları da az. Ekonomik göstergelerimizi yükselten iki kuruluşumuz Şeker fabrikası ve Yörsan’ın durumunu dikkate aldığımızda durum daha da vahimleşiyor. Ancak tarım, hayvancılık ve yol üstü konumu dolayısıyla geçmişten bu yana varlığını sürdürebilmiş bölgesel bir geçiş noktası. Elbette ki yaşanmış, halen varlığını sürdüren ve gelecekte de onunla hatırlanacak değerleri var. Bu değerlerin bazıları ulusal düzeyde biliniyor. Ama çoğu burada yaşamış ve yaşamakta olanların hayatında bir tür kimlik çizgileri gibi. Elbette bunlar da önemli.
 

Ancak şu ana kadar özetlediğimiz bilgiler Susurluk için pek iç açıcı değil. Bazıları olumsuz, bazıları ikaz işaretleri veren göstergeler. Öte yandan bu durum bir başka açıdan bakılırsa daha ‘el değmemiş, kapağı açılmamış bir Susurluk’ tan da söz edebiliriz. İstanbul, Bursa, İzmir üçgeninin tam ortasında. Özellikle Çanakkale-Balıkesir Bölgesel Planı kapsamında ve iki ana aksda gelişen otoyolların odak ve bağlantı noktasında. Buna hızlı tren projesi ve demiryolu aksı da ilave edildiğinde Susurluğun gayet stratejik bir konuma sahip olduğu açık. Zaten alternatif lojistik bir merkez olmasının düşünülmesi de bu yüzden.  Otoyolla birlikte birçok tarlanın birileri tarafından satın alınması, İstanbul’u terk etmeyi düşünen bazı sanayii tesislerinin kurulma süreci başlayan OSB için girişimde bulunmaları tesadüf değil. Konu ile ilgili olarak bir iş adamının ‘Balıkesir gizli kalmış bir hazine’ ifadesini sahip olduğumuz kültürel değerler, el değmemiş bir doğa, jeotermal, rüzgâr ve biyoenerji potansiyeli nedeniyle Susurluk için niye düşünmeyelim ki? En azından daha yolun başında olmak bundan sonrası için akıllıca değerlendirebileceğimiz pek çok seçim şansımızın olduğunu gösteriyor. Bütün bunlar arada-derede kalmış olmamızı avantaja ve ‘güçlü’ bir yöne dönüştürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder