Kabede bir gün
26 Kasım 2017 Pazar: Umre
yolculuğumuzda 9. gün
Sabah 3'te kalkıp hareme
geldim. Hanım gelemedi. Saat üç buçukta
grupla toplaştık. Tavaf yapacağız.

Grupta sadece iki kadın vardı.
Biraz hızlı yürüdük. Yine de bir saat sürdü. Bayağı yorulmuşum, saat 4.40.
Sabah namazını bekledik. Biraz etrafı seyretme, biraz okuma, biraz dua, biraz
da zikir. Biraz da yazdım tabi ki.
Otele döndük. Saat 6'yı
geçiyor. 7 de yatıp uyudum. Uyandığımda saat 9'u geçiyordu. Hemen giyinip
kahvaltıya indik. Sadece Emine vardı. Birlikte kahvaltı yaptık. Saat 10.30'da
odada abdest alarak lobiye indim.
Lobidekiler yardımcı oldular.
Biraz uğraştık ama oldu. Bilgisayar menüsü arapça olduğundan her adımda sormak
gerekiyordu. Bu arada yirmi kadar telefondaki fotoğrafı kaybettim. Muhtemelen
kestikten sonra onları yapıştırmadan başka şeylere geçmiş olmalıyım.
Dolayısıyla arada kalanlar yok oldular.
Hanımla birlikte
çektirdiğimiz güzel birkaç güzel fotoğrafa üzüldüm. Ama ne yapalım. Yeniden
çekiniriz. Üzülmenin faydası yok. Hafıza kartı en fazla 120 fotoğraf
alabiliyor. Dolunca da böyle ara ara flash belleğe aktarmak gerekiyor. Daha iki
haftaya yakın buradayız.

Kadınları bindirdim. Bana
yer kalmamıştı. Yürüyecektim. Onlar önden gittiler. Buluşma yerine geldiğimde
orada oturuyorlardı.
Sizi aşağıya götüreyim dedim.
Kral A.Aziz kapısından aşağıya çıkan merdivenlerden indik. Onlara kadınlar
kısmında yer gösterdim. Ben de daha ön tarafta erkekler bölümüne geçtim.
Öğle namazını kıldık. Nasılsa
seccademi otelde unutmuşum. Mermer üzerindeyim. Namaz sonrası önde boşalan
yerlere geçtim.

Ancak okuyunca bir şey fark ettim. Kur'anlarda cezim ve şedde
kullanımı biraz farklı. Yasin okumaya alışkın olduğum için zorlanmadım.
Sonra
da dua ettim bol bol. Kalan vaktimde de defterimi yazmaya çalıştım.
Kabenin etrafındaki bölünmüş
alanlar iki namaz arasında müsait oluyor. İnsanlar kabeyi, tavaf edenleri
seyrediyor, fotoğraf çekiyorlar. Oturup dua eden, namaz kılan, kur'an okuyan da
çok. Ben de değerlendirdim bu fırsatı.

Kadınların
boyunlarına bağladıkları, omuzlarına aldıkları renkli yazmalar grupları uzaktan
fark etmeyi kolaylaştırıyor. Özellikle Türkiye'den gelen grupların her biri
kendilerine özgü renklerde böyle çemberler takıyorlar. Pembesi, kırmızısı,
mavisi, sarısı. Her rengi var.
Toplaştıktan sonra grup olarak
en üst kata çıktık. Bu sefer kolay oldu. Kral A.Aziz kapısı yanında yürüyen
merdivenlerle döne döne yukarıya çıktık.

Bu arada akşam ezanı okundu.
Namazı da üst katta kıldık. Sonrasında birlikte meydana çıktık. Kadınlar otele
gitmek istiyorlar. Yoruldular tabi. Birlikte yürüdük.
Ecjad caddesi yine
kalabalık. Dönenler kadar yeni gelenler de var. Yolda gruptan kopmalar da oldu.
Otele varınca doğru yemekhaneye
çıktık. Henüz saat sekiz civarı. Bu oteldeki yemekhaneden ve yemeklerden
memnunuz.
Yemek firması bir türk. İki tane yemenli genç çocuk hizmet ediyor.
Türklere alışkınlar. Sevimli oldukları için de kadınlarla hoş bir diyalogları
var.
Yemek yedik ve odalarımıza çekildik.
Bazı arkadaşlar çocuklarına
kamera almış. 280 riyalmiş. Aslında güzel fikir ama bizim o kadar paramız yok.
100 riyali eşime verdim bende de 50 dolar var. Cuma günü nasipse telefona
bakacağım. Ama pek umudum yok doğrusu.

Bu konu özellikle kadınlarda
pek bilinmiyor. Biz yanlış mı yapıyoruz filan dediler. Ben de 'cemaate uyunca
tam kılıyoruz, burada biz bize veya yalnızken seferi kılınır' dedim. İnşallah
yanlış değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder