9 Mayıs 2024 Perşembe

10 Mayıs 2024 Cuma TORUNLARIMA MEKTUPLAR............................ANILAR 10 Mayıs


 

Yilmaz Yalcın
ANKARA HASTALIKLARI albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

10 Mayıs 2019


Bilge Kral olarak bilinen Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'e atfedilen bir söz var:

"İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önünde hesap verecektir."
Müthiş bir nasihat bu. Bence sadece siyasilere değil devlette makam ve güç sahibi olan herkese hitap ediyor. Kuşkusuz bilgece bir gözlem eseri söylenmiş. Maalesef her ülkede, her zamanda rastlanabilen bir hakikat bu. Sadece Ankara'ya özgü bir hastalık değil. İktidar, güç, makam ve unvan sahibi olmak insanları değiştiriyor.
Benim gözlemim sağcı solcu, inançlı ateist, milliyetçi ayrımcı da fark etmiyor bu konuda. İnsanlar iktidara geldiklerinde ya da bir makam sahibi olduklarında boyut değiştirmiş gibi oluyorlar. Kimi çevreye ve atmosfere uyduğu için, kimi gerçekten bu değişimin devlet olmanın gereği olduğunu düşündüğü için kimi de maalesef içindeki gem almaz duyguları alabildiğince serbest bıraktığı için. Sonuçta ister siyasi, ister bürokrat isterse bir sivil toplum örgütünün başı olsun fark etmiyor. Maskesini takıyor, rolünü oynuyor ve değiştirmek için geldiği düzenin bir parçası, belki de daha şedit bir uygulamacısına dönüşüyor.
Peki, bu 'Makam ve güç mutasyonu' kaçınılmaz mı ? İşler böyle mi yürümesi lazım ? Ondan kurtuluş yok mu yani ?
Elbette var; misal Aliya İzzetbegoviç bu sözü neden ve ne amaçla söylemiştir sizce ? Şayet bu sözlerin karşılığı olmasa, olabilirliği ümid edilmese söylenir miydi ? Konu insanla ilgili, insanın nefsiyle mücadelesi, iyiliğin kötülüğe karşı savaşının bir parçası. Neticede siyasiler de insan, makam mevki, güç sahibi olan diğerleri de. Kur'anda bu konuda oldukça fazla uyarı ve tavsiye var. Hemen aklıma gelen; hazinelerinin anahtarlarını taşımak için bile onca deve ve insan gereken Karun meselâ. Sahip olduğu güç ve zenginlik onu değiştirmişti. Ama sonuçta kibri ve zulmü onu yerin dibine batırdı. İbret almak isteyene böyle misal çok.
Bazı şeyleri düşünmeden edemiyorum. Şimdi bu yazıyı hemen mevcut iktidara karşı kullanmaya yeltenecekler olabilir. Sakın ha ! Hiç kolaycılığa kaçmayın. Bu hastalık bugün var değil. Her dönemde oldu ve olmaya da devam edecek. İnanmazsanız iktidar muhalefet fark etmez, kendi elinizle seçtiklerinizi bir süre gözlemlemenizi öneririm. Ya da yakınlarınızdan birinin önceki halleriyle mevki makam unvan sahibi olduktan sonraki hallerini karşılaştırın. Bu kişi sizin en yakınınız bile olsa. Sakın ola ki hocanın deyimiyle: 'Yakışıyor be kerataya !" demeyin, gülünç olursunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder