15 Eylül 2021 Çarşamba

15 Eylül 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı231..................................Str.3.1.1 Hedefleri (II)

Str.3.1.1 Hedefleri (II)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından üçüncüsü; ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamıza devam ediyoruz. Geçen hafta,  ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ şeklindeki stratejik amacımız ve onun ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma’ stratejisiyle ilgili 7 hedefle ilgili düşüncelerimizi yazmıştık. Şimdi o hedeflerden diğer 7’sinin; ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ için 1, ‘08-SANAYİ” için 3 ve ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için de 3’ünün ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’  önerilerimizi paylaşacağız. Bu vesileyle yine belirtmiş olalım ki; şayet vizyonumuzun temel ayaklarından biri ‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’ ise, onun ‘StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ Stratejik Amacının olmazsa olmazı ‘Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma’ stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? elbetteki bu stratejimizin uygulanmasıyla gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Amaç ve güç birliği yapma’’ stratejisine uygun hareket ederse; var olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse neticede ‘İyi İnsanların Yaşanabilir Şehri Yeşil Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.

Daha önceki aşamalarda ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ sektöründe;“ZY.03.3-Geleceğin Planlanmasına idari kadroların ve partilerin farklı bakış açıları” gibi zayıf bir yönümüzün olduğu ve orta vadede giderilmesi gerektiği öngörülmüştü. Yapılan değerlendirme neticesinde bu zayıflığımızı telafi etmek üzere HDF.3.1.1.01-Katılımcı bir yaklaşım benimsemek’ şeklinde de 1 hedef belirlenmişti. Kuşkusuz Geleceğin Planlanmasına idari kadroların ve partilerin farklı bakış açıları bir zafiyet olarak bu tür süreçleri oldukça olumsuz etkiler. TOPLUM OLARAK HER MESELEYE DEVLET AĞIRLIKLI BAKIŞ AÇIMIZ SEBEBİYLE İDARİ KADROLARIN GELECEĞİN PLANLANMASINDA DAHA ETKİN OLDUKLARINI DÜŞÜNÜR VE BEKLERİZ. Oysa o idari kadroları belirleyen de siyaset ve politika yapanlar olduğu halde uygulamada sıkıntılar çıkmaya başlayınca da kimse başarısızlığı üstüne almaz. NETİCEDE ÖYLE YA DA BÖYLE UN VARKEN, ŞEKER VARKEN BİR TÜRLÜ HELVA YAPILAMAZ. OYSA SAĞLIKLI BİR PLANLAMA HER ŞEYDEN ÖNCE GELECEĞE YÖNELİK BİR DÜŞÜNME BİÇİMİ GEREKTİRİYOR. Bu açıdan Geleceğe yönelik düşünmeme stratejik plan yaklaşımının önündeki en büyük engellerden biri. Öte yandan belki KÂĞIT ÜZERİNDE PLAN YAPMAKTA GERÇEKTEN BAŞARILIYIZ. FAKAT İŞ UYGULAMAYA GELİNCE MAALESEF SINIFTA KALIYORUZ. Elbette ki bunun da birçok nedeni var. Ancak; gerek siyasilerde, gerek alt düzeyde politika yapanlarda, gerek toplumda etkili sivil toplum önderleri ve idari kadrolarda, hatta tüm toplumda geleceğe yönelik düşünmeme her konuda iyileşmeye engel bir zayıflık. HÂLBUKİ RESMΠKURUMLAR, STKLAR VE SİYASİLER YÖRELERİNE GELECEK HER YATIRIM İÇİN ORTAK HAREKET ETMEK ZORUNDALAR. Neticede her yatırım ilçemizin ve gençlerin geleceği demek oluyor. BUNUN İÇİN SORUMLULUK SAHİBİ HERKESİN GELECEĞE YÖNELİK DÜŞÜNEBİLİYOR OLMALARI, ORTAK BİR GELECEK VİZYONUNDA BULUŞUP ONU PAYLAŞIYOR OLMALARI ŞART. Yoksa kısa görüşlü eski alışkanlıklarla hareket edip, kısır çekişmelerle, politik tartışmalarla zaman tüketecek olurlarsa bundan en başta yine ilçemiz ve insanımız kaybetmiş olur. Gününü yaşayan, okumayan, sorumluluğunun bilincinde olmayan, çıkarından başka şey düşünmeyen insanlara zaten sözümüz yok. BÖYLE OLUMSUZLUKLARA BAKARAK KARAMSAR OLMAMALI. SONUÇTA NE OLACAKSA OLACAK. Önemli olan muhtemel değişim ve gelişimi önceden görebilmek. ÖNGÖREBİLİRSEK, PLANLAYABİLİRSEK VE STRATEJİK HAMLELERLE HEDEFLERİMİZE İLERLEYEBİLİRSEK BAŞARILI OLABİLİRİZ. BUNUN İÇİN DE ANLAMAK, BENİMSEMEK, İNANMAK, DESTEKLEMEK VE KATKI VERMEK GEREKİYOR. Neticede hem geleceğin Planlanmasına idari kadroların ve partilerin farklı bakış açılarını gidermek, hem de geleceğe yönelik düşünmeme alışkanlığını aşmak istiyorsak çözüm; Str.3.2.1-Sürekli değişim-dönüşüm ve gelişim’ stratejisini uygulamaktan geçiyor.  Bunun için de: KATILIMCI BİR YAKLAŞIM BENİMSEMEK, Stratejik plan ekibini de GELECEK ODAKLI DÜŞÜNENRESMİ/SİVİL-GÖNÜLLÜLERDEN BİR ÇEKİRDEK EKİP ŞEKLİNDE OLUŞTURMAKTAN BAŞKA ÇARE YOK. 

                       

Bu haftanın ikinci konusu ‘08-SANAYİ’ için de daha önce;’THD.08.1-İstanbul sanayisinden ilçemize kayacak olanlar için seçme ve yönlendirme lüksümüzün olmaması’ gibi bazı tehditlerin olabileceği varsayılmıştı. Sonuçta stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu gibi tehditlere ‘Amaç ve güç birliği yapma’ stratejimizle karşı durabileceğimiz değerlendirilerek; ‘HDF.3.1.1.04-Susurluk sanayimizi güçlendirme ve kalkınma davasında birlik ve beraberlikle yürümeyi sağlamak’, “HDF.3.1.1.05-Yeni sanayi yatırımları için güçlü siyasi destekler bulmak” ve “HDF.3.1.1.06-OSB konusunda amaç ve güç birliği sağlamak’ şeklinde 3 hedef tespit edilmiş oldu. Bu meyanda gerçekten ‘‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’ arzu ediyorsak ve bu konuda StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak” gibi bir stratejik amacımız varsa; EN ÖNCELİKLİ STRATEJİMİZ ELBETTE KI STR.3.1.1-AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAK’ OLMALI. Çünkü her hayırlı ve zor işin gereği bu. Meselâ komşu ilçeler Karacabey ve M.K.Pasanın sanayileşme ve yatırım çekmede her zaman bizden önde olduğu aşikâr. BU REKABETİ LEHİMİZE ÇEVİRMEK; OSB FIRSATININ İYİ DEĞERLENDİRİLMESİ, SAHİPLENİLMESİ VE İHTİSASLAŞMIŞ BİR OLUŞUM İÇİN GÜÇLÜ SİYASİ DESTEK ALMAMIZA BAĞLI.  Kuşkusuz SANAYİ YATIRIMLARININ İLÇEMİZE YÖNELMESİ EKONOMİMİZİN GÜCÜNÜ ARTTIRMAMIZ DEMEK. ORTA VE UZUN VADEDE BÖLGENİN ULUSAL PAZARLARIN DA ÖTESİNDE DIŞ DÜNYA İLE TİCARİ BAĞLANTI SAĞLAMASI DEMEK. Ancak bu durum sahip olunan doğal, tarihi ve kültürel değerler için potansiyel bir tehdit aynı zamanda. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTA BU! ÇÜNKÜ ÖZELLİKLE İSTANBUL GİBİ METROPOLLERDEN UZAKLAŞMAK İSTEYEN SANAYİNİN BASKISI ALTINA GİRMEK ANLAMINA GELİYOR. Nihayetinde burada önemli doğal kaynaklar, verimli topraklar henüz sanayi girmemiş nispeten bakir alanlar var. DESANTRALİZASYONLA BERABER, MESEL YABANCI SERMAYENİN BÖLGEDE YATIRIM YAPMASI DURUMUNDA; ÇEVRESEL DEĞERLERDEN KAYNAKLI SORUNLARLA KARŞILAŞILABİLECEĞİMİZ İHTİMAL DAHİLİNDE. Bölgesel rekabet edebilirliğin güçlendirilmesi uğruna doğal ve kültürel varlıkların tahribine göz yumamayız. GELECEK NESİLLER İÇİN BU RİSKİ KONTROL ALTINA ALABİLMEK, KALKINMA SIRASINDA İKAME EDİLEMEZ DEĞERLERİN KORUNMASINI GÖZETMEK AYNI ZAMANDA ÇEVREYE DUYARLI SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KALKINMA İSTİYORSAK SÖZ KONUSU TEHDİDİN EKOLOJİK KALKINMA, İSTİHDAM VE REFAH BAĞLAMINDA DENGELENMESİ ZORUNLU. Hiç kuşku yok ki ilçemizde de mekânsal gelişim, istihdam ve sürdürülebilir kalkınma konularında kontrollü bir gelişmeye ihtiyacımız var. ÇÖZÜM; TAHRİP EDİCİ BİR DESANTRALİZASYONA KARŞI BÖLGENİN ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ İLE GÜVENCE ALTINA ALINMASINDA. Bu açıdan ilçemizde bir tür kontrol noktası şeklinde oluşacak karma OSB’nin bir an önce kurulması ve teşvik edilmesi stratejik önem taşıyor. BU DA KOMŞU İLÇELERİN REKABETİ, İSTANBUL SANAYİSİNDEN İLÇEMİZE KAYACAK OLANLAR İÇİN SEÇME VE YÖNLENDİRME LÜKSÜMÜZÜN OLMAMASI YA DA ÇEVRESEL TAHRİBAT GİBİ ÖNGÖRÜLEBİLİR TEHDİTLERİN GÖĞÜSLENMESİ VE ORTA VADEDE FIRSATA ÇEVRİLEREK GÜÇLÜ YÖNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLMESİNE İMKÂN VEREBİLİR. Bir an için şöyle düşünelim SUSURLUK SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KALKINMAYI AMAÇLAMIŞ VE BUNUN İÇİN AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMIŞSA ÖNÜNDE KİM DURABİLİR? Bu hem mevcut zayıflıklarımızı güçlendirmek, hem de karşımıza çıkabilecek tehdit ve risklere karşı en etkili yol. Bu manada öncelikli hedefimiz; SUSURLUK SANAYİMİZİ GÜÇLENDİRME VE KALKINMA DAVASINDA BİRLİK VE BERABERLİKLE YÜRÜMEYİ SAĞLAMAK olmalı. İkinci hedefimiz; YENİ SANAYİ YATIRIMLARI İÇİN GÜÇLÜ SİYASİ DESTEKLER BULMAK şart. Ama bu kez Susurluk ihtiyacı olan istihdamı sağlama, rekabet gücü kazanma, seçici olabilme ve çevreyi korumak adına OSB KONUSUNDA AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ SAĞLAMAK HEDEFİYLE HAREKET ETMELİ VE ÖNÜNE GELEN BU KIYMETLİ FIRSATI ISKALAMAMALI. Ancak her konuda olduğu gibi bu meselede de “sürdürülebilirlik çok önemli tabi ki. TABİRİ CAİZSE “TÜRK GİBİ BAŞLAYIP ALMAN GİBİ DEVAM ETMELİ, JAPON GİBİ BİTİREBİLMELİYİZ”. Nasrettin hocayı Timur’un karşısında yalnız bırakanlar sadece kendilerine değil memleketlerine de kötülük ettiler. SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYI BAŞARMAK UZUN SOLUKLU BİR YÜRÜYÜŞ. 100 METRE KOŞUSUNDAN BAHSETMİYORUZ, BU BİR MARATON. YOLUMUZA GÜLLER DÖKÜLMÜŞ DE DEĞİL. ZAMANA, EMEĞE, GAYRETE, İNANCA VE SABRA İHTİYAÇ GÖSTEREN DİKENLİ BİR YOL VAR ÖNÜMÜZDE. AMAÇ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAYLA BAŞLAR AMA SÖZÜNÜN ERİ OLMAKLA, DAVA ADAMI OLMAKLA VE OMUZ OMUZA YÜRÜMEKLE GERÇEKLEŞEBİLİR. Söz gelimi bugün OSB kuruldu deseler ertesi gün çarklar dönüyor olacak mı? Ne engeller, ne zorluklar ne sıkıntılar yaşanacak? EN BAŞTA NİTELİKLİ ELEMAN İHTİYACINI KARŞILAMAYA HAZIR MISINIZ? ADAM İHTİYACI OLANI DIŞARIDAN GETİRECEK, ONLARA KALACAK KONUTLARINIZ VAR MI? ONLARI BAĞRINIZA BASABİLECEK MİSİNİZ? TİCARET ODASIYLA, İDARİ YAPISIYLA, ESNAFIYLA, HALKIYLA SUSURLUK BÖYLE BİR SANAYİ AÇILIMINA HAZIR MI? 1954’de Şeker fabrikası inşaatı sürerken Orda samanlık mı yapacaksınız?” diye alay edenler yine olmayacak mı sanıyorsunuz? Omuzunuza vurup, dost görünerek İyi güzel de Balıkesir OSB’leri boşken sanayici neden buraya gelsin?” diyenler çıkmayacak mı karşımıza? SİYASETEN BİRİ ORAYA BİRİ BURAYA ÇEKMEYECEK Mİ? ONLAR ZATEN ŞUCUYMUŞ, BUCUYMUŞ, ARAZİLERİ DE BUNLARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞLER!” İFTİRALARI ATILMAYACAK MI ORTAYA? İşte tam da bu yüzden stratejik plan önemli ve Amaç ve güç birliği yapma’ stratejisi de çok gerekli. NE İSTEDİĞİMİZİ, NASIL OLACAĞINI, FIRSAT VE TEHDİTLERİ DİRAYET VE FERASETLE ÇÖZÜMLEMEMİZ LAZIM. Bu işler kolay değil. Amma ÖNCE NİYET, İNANÇ VE ÇABA GEREK. HAZIRLIKLARI ÖNCEDEN YAPILMALI. OTURDUĞUMUZ YERDEN KONUŞARAK HİÇ BİR ŞEY ELDE EDEMEYİZ. 

Bu haftanın üçüncü konusu,‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için daha önce;‘THD.09.3-Sularda meydana gelen kirlenmeler” ile “THD.09.10-Hava, toprak ve sularda meydana gelen kirlenmeler’ şeklinde orta vadede ciddi bazı tehditlerle karşı karşıya gelebileceğimiz düşünülmüştü. Neticede Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu tehditlerden Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma stratejimizle korunmak üzere; “HDF.3.1.1.07-Hava, toprak ve sularda meydana gelen kirlenmeye karşı ortak bir bilinçle hareket etmek”,”HDF.3.1.1.08-Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinden etkin bir şekilde yararlanmak” ve “HDF.3.1.1.09-Su kirliliğine karşı köylünün etkin katılımını sağlayan sürdürülebilir havza yönetim planları yapmak ve uygulamak” şeklinde 3 hedef belirlenmişti. Şayet‘‘AMAÇ.3-İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK’’ arzu ediyor ve StrA.3.1-Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’ gibi bir stratejik amaca ulaşmak istiyorsak; bu konudaki stratejimiz Str.3.1.1-Amaç ve güç birliği yapma’ olmalı. Meselâ şöyle düşünelim; Sularda meydana gelen kirlenmeler geleceğimiz için bir tehdit mi, evet. Hatta hava, toprak ve sularda meydana gelen kirlenmeler tarım ve hayvancılıkta da ciddi sorun mu, evet.  KITLIĞIN VE AÇLIĞIN DÜNYAYI TEHDİT ETTİĞİ 21. YÜZYILDA, EN ÖNEMLİ STRATEJİK KAYNAKLAR; TOPRAK VE SU KAYNAKLARI DEĞİL Mİ, EVET. Ancak ne yazık ki tarımsal kirleticiler, sanayi atıkları ve evsel atıkların yanı sıra su kullanımındaki plansızlık ve aşırılık, mevcut olanı korumaya ve ekosistemin sürdürülebilirliğine dönük çözümleri zorlaştırıyor. 2030 YILINDA TÜRKİYENİN SU KITLIĞI YASAYAN BİR ÜLKE DURUMUNA GELMESİ MUHTEMEL. OYSA TARIMSAL ÜRETİMİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ HER ŞEYDEN ÖNCE TOPRAK VE SU KAYNAKLARININ KİRLENMEMESİNE BAĞLI. Toprak ve su kirliliği, hangi tarımsal politika uygulanırsa uygulansın tarımsal üretimin, bırakın ilerlemesini günümüzdeki düzeyini bile koruyamayarak, gerilemesine neden olabilir. KİRLİLİK BU ŞEKİLDE DEVAM EDERSE ÜRETEMEME SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALINACAĞI GİBİ BESİN GÜVENLİĞİMİZ DE TEHDİT ALTINDA. Kuşkusuz bugün için oldukça verimli ve sulanabilir topraklara sahibiz. Ancak Yanlış sulama ve gübre kullanımı tekniklerinden dolayı toprakta tuzlanma riski de büyüyor. BÖLGEMİZ ŞU ANA KADAR YOĞUN BİR SANAYİLEŞME GÖRMEDİ. DOĞAL OLARAK HAVA, TOPRAK VE SULARDA MEYDANA GELEN KİRLENME HENÜZ ALARM SEVİYESİNDE DEĞİL. ANCAK, İLÇEMİZİN İÇİNDEN GEÇEN SUSURLUK DERESİNDE VE DİĞER SU KAYNAKLARIMIZDA GÖZLE GÖRÜLÜR KİRLENMELER VAR. En güçlü yanlarımızdan biri olan sulanabilir arazi varlığımız kirliliğin artması ölçüsünde olumsuz etkilenecek. BU SEBEPLE KONUNUN GİDEREK ARTAN BİR SORUN OLARAK GÜNDEMİMİZDE YER ALMASINDAN DAHA TABİİ BİR ŞEY OLAMAZ. Peki, o halde Susurluk sürdürülebilir bir kalkınmayı amaçlar ve bunun için güç birliği yaparsa netice alamaz mı? Alır, hem de pekâlâ da başarılı olur. Kaldı ki bu hem mevcut zayıflıklarımızı güçlendirmek hem de karşımıza çıkabilecek tehdit ve risklere karşı da en etkili yol. Bu manada öncelikli istikamet;  HAVA, TOPRAK VE SULARDA MEYDANA GELEN KİRLENMEYE KARŞI ORTAK BİR BİLİNÇLE HAREKET ETMEK  olmalı. İkinci olarak; TOPRAK KİRLİLİĞİNİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİNDEN ETKİN BİR ŞEKİLDE YARARLANMAK da bir manivela olarak önümüzde durmalı. BU YÖNETMELİKTEN HABERDAR OLMALIYIZ, ÇÜNKÜ BU YÖNETMELİK 2005TEN BERİ YÜRÜRLÜKTE VE İÇERİĞİNDE BİZE YARDIMCI OLACAK HÜKÜMLER VAR. Öte yandan bu günkü yasalarla kurumlar, havzada kendi alanlarında, birbirlerinden ayrı ve halktan uzak bir şekilde iyileştirme amaççeşitli çalışmalar yapmaktalar. Bu durumda KAYNAK YÖNETİMİ HAVZA BAZLI BİR BÜTÜNLÜK İÇİNDE YÜRÜTÜLEMİYOR. KÖYLÜNÜN KATILIMI SAĞLANMADIĞI İÇİN DE YATIRIMLARDA KAYNAK İSRAFI OLUYOR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR HAVZA YÖNETİMİNE GEÇİLEMİYOR. HÂLBUKİ HAVZA YÖNETİMİNDE HER HÂLÜKÂRDA KATILIMCILIK MUTLAKA SAĞLANMALI. Su kaynaklarının korunması için zabıta, su polisi gibi önlemler ancak şekilsel bir koruma sağlar. GERÇEK ANLAMDA HAVZANIN KORUNMASI ANCAK SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVZA YÖNETİM PLANLARI YAPILMASI VE KATILIMCI BİR UYGULAMA İLE MÜMKÜN. Bu itibarla SU KİRLİLİĞİNE KARŞI KÖYLÜNÜN ETKİN KATILIMINI SAĞLAYAN SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVZA YÖNETİM PLANLARI YAPMAK VE UYGULAMAK gibi ideal bir hedefe daha ihtiyacımız var. Bu konuda çalışan Tarım ve Orman Bakanlığını bölgemize yönlendirmek ise ancak Susurluk siyasetinin etkin amaç ve güç birliği sayesinde olabilir.

Stratejik Plan yapılabilirse, 2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Sürdürülebilir kalkınmayı başarmak’’ anlamında yapacak çok şey var. Ancak bunun için geçmişten gelen değerlerimizi unutmamak gerekiyor. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. ‘DEĞ.4-Yardımseverlik’ meziyetlerimiz de öyle. Ayrıca içerde ve dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlarımız var. ‘Amaç ve güç birliği yapma’’ konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Sahiplenilmesi gereken ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede İYİ İNSANLARIN YAŞANABİLİR ŞEHRİ YEŞİL SUSURLUK için DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi gereken avantajlar. ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz ise bizden sonraki nesillere aktaracağımız bir emanet durumunda. Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin gerektirdiği duruma göre bazen Ticaret ve Sanayi Odası Borsa(TSOB), Kaymakamlık (K), İlçe Tarım Müdürlüğü (İTM) ve Ziraat Odası (ZO) liderlik etmesi gerekebilir. Onlara da yerine göre Köy Muhtarları (KM), Belediye (B) ve Siyasi Partiler (SP), Kent Konseyi (KK) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları(STK) destek verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Kalkınma Bakanlığı (KB), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (STB), Tarım Orman Bakanlığı (TOB), Çevre ve Şehircilik Bakanlığından(ÇŞB) yardım almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden (DSİ) de yararlanılabilmeli. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda. 

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder