Salgınla, afetlerle bir yıl daha
Coronavirüs salgını ülkemizde 521.nci gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 600 gün geçti. Bugün aynı zamanda benim doğum günüm. Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakarak altmışdört yaşıma girdim.
Psikolojik sınır 65'e daha bir yıl var. Onun için yaşlandım demiyorum ama her Ağustosta ötelere doğru bir yaş daha aldığımın da farkındayım.
Rabbim bu güne kadar sağlıklı ve hayırlı bir ömür verdi bana, hamdolsun. İnşallah ömrümün geri kalanı da sağlık ve esenlik içinde geçer. Öncekinden daha iyi, daha güzel ve daha hayırlı bir ömür diliyorum Rabbimden.
Ömrümün bir buçuk yılı şu Coronavirüs salgını ile geçti. Muhtemelen de bu yılı da böyle tüketeceğiz. İnşallah umutla güzel haberler bekliyoruz. Son olarak ortaya çıkan Delta varyantının dünyada estirdiği son virüs rüzgarı görünüşe göre bel vermek üzere.
Bu dalganın günlük vaka olarak zirvesi 31 Temmuzda 703.241 olarak kayıtlara geçmiş. 8 Ağustosta 628.361 idi, 15 Ağustosta da 625.288 olmuş. Bu trend yavaş da olsa aşağı doğru bir eğilme işareti. Türkiye'de aynı tarihlerde görülen günlük vaka sayıları ise; 22.332, 22.699 ve 18.847 şeklinde ağır ağır düşmekte olduğu görülüyor.
Kuşkusuz vakaların yükselmesini durduran ve hatta düşmesini sağlayan en önemli etken tüm dünyada yürütülen aşı kampanyası. Bir önceki gün itibariyle tüm dünyada bu güne kadar uygulanan toplam doz sayısı 4,5 milyarı geçmiş (4.696.915.782) durumdaydı. Our World In Data verilerine göre son 24 saatte 34.166.601 doz aşı yapılmış. Tüm aşıları tamamlanan kişi sayısı ise 1.832.776.738'e ulaşmış. Böylece tüm aşıları tamamlanmış nüfusun yüzdesi %23,6 olarak hesaplanabiliyor.
Ülkemizde 15 Ağustos 2021, Pazar 19:00 itibariyle en az bir doz aşı olmuş 18 yaş ve üstü nüfus 1.doz Türkiye ortalaması % 70,92 olmuş. 2.doz ortalaması ise % 53,03 seviyesinde görünüyor. Son 24 saatte yapılan aşı miktarı 422.949 olmuş. Bu bağlamda günlük aşı verileri; 1.Doz Uygulanan Kişi Sayısını 44.020.437, 2.Dozda 32.916.449, 3.dozda 6.612.245 ve toplamda da 83.549.131'e ulaşmış durumda.
Bu arada Batı Karadeniz'de 11 Ağustos'ta başlayan aşırı yağışlar sonucunda Bartın, Kastamonu ve Sinop'ta meydana gelen sel ve su baskınları sonucu can kaybı 64'e yükseldiği duyuruldu. AFAD'dan yapılan açıklamada can kayıplarının; Kastamonu'da 54, Sinop'ta 9 ve Bartın'da 1 kişi olduğu ve 8 vatandaşımızın tedavilerine hastanelerde devam edildiği açıklandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün yaptığı açıklamada, 77 kişi için kayıp ihbarı yapıldığını bildirmişti.
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine meydana gelen sel felaketinin ardından enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Ayrıca Kızılay ekiplerinin, Kastamonu Bozkurt ve Sinop Ayancık'taki yardım çalışmalarının yanı sıra selden etkilenen köylere de su, ekmek, gıda ve hijyen malzemesi ulaştırdığı, ulaşılamayan köylere Türk Silahlı Kuvvetleri helikopterlerinin desteğiyle yardım malzemesi ulaştırıldığı da duyuruldu.
Bu afet belki bölgenin tarihinde görülen en büyük felaket. Yaşanan maddi yıkımın yanı sıra yaşanan can kayıpları da acıyı büyütüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Mustafa Öztürk, 5 bin nüfuslu Bozkurt ilçesinde belediyenin doğru planlama yapacak, yeterli imar biriminin ve teknik kadrosunun olmadığı kanaatinde.
“Görüntüler ilçedeki yapılaşmanın plansız olduğuna işaret ediyor. Aşırı yağışlar, dere üzerine yapılan yanlış yerleşim, köprüler, tomruklar hepsi afeti büyüten nedenler. Su akarken metal köprü yıkılıp, ileride bariyer yaparak suyu biriktiriyor; tomruklar depodan yayılarak suyun akışını daraltıyor ve çevreye yayılmasına neden oluyor” demiş.
Anlaşılan bu afetten ders alınacak ciddi noktalar var. Dileriz bütün karadeniz bölgesinde bu tür afetlere karşı yapılabilecek olan şeyler yapılır, alınabilecek tedbirler alınır ve benzer acıları bir daha yaşamayız.
Coronavirüs
salgını ülkemizde 522.nci gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden
de 601 gün geçti. Ağustos ayının yarısıyla beraber 2021 yılının 227 günü de
geride kaldı. Önümüz sonbaharın ilk ayı Eylül. Tatiller bitecek, okullar
açılacak. Senenin geri kalan 4 ayında hep beraber yeni bir normalleşme denemesi
daha yaşayacağız.
Şunu
artık biliyoruz; kontrol altına alınsa bile salgının tamamen bitmesi bütün
dünyada sona ermesine bağlı. Halen tedbir ve aşıdan başka ilacımız da
bulunmuyor. Belki önümüzdeki yıllar o da olacak ama şu an için yok. Muhtemelen
en az 3 doz, hatta önümüzdeki kış için 4.ncü, 5.nci dozlar söz konusu olabilir.
Bu arada o çok sözü edilen "toplumsal bağışıklık" için de neredeyse
beş kişiden ikisinin covid geçirmesi bile ihtimal dahilinde.
Böylece
öyle ya da böyle ömrümüzün iki yılı coronavirüs salgını ile geçmiş olacak. Hiç
de masum olmayan, nesiller boyu hatırlanacak bir pandemi bu. Şakası yok, gerçek
şu: “bağışıklığın güçlü değilse öldürüyor!” Antikorlarımızın onu tanıması,
herhangi bir saldırıya karşı hazırlıklı olması lazım. Onun için aşı oluyoruz
ya.
Ülkemizde
16 Ağustos 2021, Pazartesi 19:00 itibariyle en az bir doz aşı olmuş 18 yaş ve
üstü nüfus 1.doz Türkiye ortalaması % 71,46 olmuş. 2.doz ortalaması ise % 53,72
seviyesinde. Gelinen bu nokta bağışıklık çabamız için oldukça önemli. Mücadele
devam ediyor. Nitekim son 24 saatte yapılan aşı miktarı 998.279 olmuş. Hemen
hemen bir milyon kişi aşılanmış. Günlük aşı verileri tablosuna göre; 1.Doz
Uygulanan Kişi Sayısını 44.357.493, 2.Dozda 33.342.431, 3.dozda 6.815.458 ve
toplamda da 84.547.410'e ulaşmış görünüyor.
Hiç
kuşkusuz vaka sayısının bugün 18.163’e gerilemesi sadece tedbirler nedeniyle
değil. Aşılanmış kişi sayısının artmış
olması salgının frenlenmesinde birinci derecede etkili. Aşı olan herkes hem kendisini
hem çevresini güvenceye almış oluyor. Artık biliyoruz ki aşılamanın
yaygınlaşması, haritadaki kırmızı noktaların giderek kaybolmasına, daha sağlıklı
bir normal içinde yaşamamıza katkıda bulunuyor.
Bunun
için karamsar değiliz, belki geriliyoruz üzülüyoruz ama umutlarımızı asla yitirmiyoruz.
Şu fani dünyadaki her yaratılmış gibi bu günler de geçip gidecek insanoğlunun
yaşamından. Mesele, tedbiri elden bırakmamak, eskilerin deyimiyle “sebebe
tevessül” etmeyi ihmal etmemek. O da bu günkü şartlarda aşı olmak anlamına
geliyor.
Ancak şu
da bir gerçek ki; bu günlerdeki vefat sayıları bizi üzmeye devam ediyor; 16
Ağustos itibariyle 165 olmuş. Elbette kurban bayramı sonrasında yükselen vaka
sayıları doğal olarak hastanede tedavi gören, yoğun bakımlık olan ve vefat eden
kişi sayısına da yansıyacaktı. Bu bekleniyordu. Unutmamalı ki daha bir hafta
öncesine kadar 27 binlere kadar yükselmiş bir kabarmanın içindeydik.
Kuşkusuz
yitirilen her can üzüntü ve acı kaynağı. Hastanelerde ölümle karşı karşıya olan
hastaların ve onların ailelerinin yaşadıklarını tarif etmek imkansız. Ama aşı
olmamak, aşıya direnmek ya da aşıyla ilgili çağrılara kulak tıkamak şu an için
yapılabilecek en kötü şey. Bunu yapanlar sadece kendilerini riske atmıyorlar,
çevrelerindeki insanları da hasta ediyorlar.
Eğer aşılamada
bağışıklık seviyesini %70’lerin üzerine çıkaramazsak bu salgını bitiremeyiz.
Zor günlerimiz 2022’yi de karartır. Nasıl ki Delta varyantından önce Alfa,
Beta, Gama varyantları oldu. Belki onları izleyen; Epsilon, Digama, Zeta, Heta,
Eta, Teta, Yota, Sigma, Upsilon, Omega vs. eski yunan alfabesi harfleri kadar
başka varyantlar da türeyebilir.
Bunları öngörebilecek yeterince tecrübemiz oldu. Artık daha bilinçli davranabilmeliyiz. Aşı olmak salgınla mücadele için belki bıktığımız maske, mesafe ve hijyen tedbirlerinden çok daha kolay ve etkili.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder