Coronavirüs salgını
ülkemizde 519.ncu gününde. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 598
gün geçti. 12 Ağustos itibariyle bugün Türkiye'de 21.372 yeni vaka, 157 vefat
kayıtlara geçmiş. Ayrıca bugüne kadarki tüm vakalar 6 milyonu aşmış
(6.018.455), vefatlarsa 53 bine yaklaşmış (52.703) vaziyette.
Tüm dünyada ise vaka
sayısı 206 milyona (205.794.505) virüs sebebiyle yaşanan can kaybı da 4,5
milyona (4.340.437) yaklaşmış bulunuyor. Son 24 saatte tüm dünyada 712.715 yeni
vaka görülmüş. Bir günde yaşanan can kaybı ise 10.604 olarak gözüküyor.
Ülkemizdeki salgınla mücadele
yürütülen yaygın ve hızlı aşı uygulamasıyla devam ediyor. Son 24 saatte yapılan
aşı miktarı 2.310.053 olmuş. Dün bu sayı 1.177.338, önceki gün 1.581.363, daha evvelsi gün ise
1.359.258 doz idi. Görüldüğü gibi 1 milyonun altına inmeyen bu performans bugün
neredeyse 2,5 milyona yaklaşmış görünüyor.
Bu bağlamda 13 Ağustos
2021, Cuma 19:00 itibariyle günlük aşı verileri; 1.Doz Uygulanan Kişi Sayısını
43.704.072, 2.Dozda 32.406.947, 3.dozda 6.510.396 ve toplamda da 82.621.415
olarak gösteriyor. En az bir doz aşı olmuş 18 yaş ve üstü nüfus 1.doz Türkiye
ortalaması % 70,41 olmuş. 2.doz ortalaması ise % 52,21 seviyesinde.
Öte yandan Türkiye'de 28 Temmuzda
başlayan orman yangınları iki hafta içinde kontrol altına alınırken, her gün
bir başka yerden yeni yeni yangın haberleri almaya devam ediyoruz. Şükür ki
hemen müdahale edilip kontrol altına alınıyorlar. Fakat son birkaç gündür asıl
sarsıcı haberler yine sel baskınlarından geldi. Şu anda, Kastamonu, Bartın ve
Sinop'ta selin bıraktığı hasar ve can kayıpları ülkemiz gündeminin ilk
sıralarında.
Şiddetli yağışla gelen
sel Batı Karadeniz'de can ve mal kayıplarına yol açtı. Kastamonu, Bartın ve
Sinop adeta kâbusu yaşadı. Sel önüne ne kattıysa götürürken, o anlar hayatta
kalma mücadelesine dönüştü. Bölgeden gelen görüntüler gerçekten ürkütücü. Ama maalesef
bu defaki sel felaketinde 38 kişiyi de yitirdik.
Kastamonu’da meydana
gelen sel felaketinde 7 ilçe sular altında kaldı. Köprüler yıkıldı, araçlar
sürüklendi. Sinop'un Ayancık ve Kastamonu'nun Bozkurt
ilçelerinde kurtarma çalışmaları aralıksız devam etti. Şu anda da selden
yıkılan binalardaki arama kurtarma çalışmaları sürüyor. AFAD'dan yapılan
açıklamada, tüm kurumların, personel ve araç desteğiyle tahliye, arama-kurtarma
ve müdahale çalışmalarına devam ettiği belirtildi.
Bartın'ın Ulus ilçesinde
341, Kastamonu'da 1025, Sinop'un Ayancık ilçesi ve mahallelerinde 511
afetzedenin tahliye edildiği belirtilen açıklamada, "Sel nedeniyle
Kastamonu'da 32, Sinop'ta 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 12
vatandaşımızın tedavilerine hastanelerde devam edilmektedir. Bartın'da kaybolan
bir vatandaşımızı arama çalışmaları devam etmektedir" bilgisine
yer verildi.
Geçmiş olsun Türkiyem,
bu son olsun inşallah.
Afetlerle yaşamak
Coronavirüs salgını ülkemizde 520.nci gününde. Dünyada
Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden de 599 gün geçti. Delta melta filan ama
salgının koyu gölgesi hala üzerimizde. Maalesef artan vaka sayıları ülkeleri
yeniden bazı kısıtlamalara zorluyor. Kimisi aşı zorunluluğu, kimisi pcr testi,
kimisi de kısmi kapanma tedbirlerine başvuruyor. Bizde şimdilik "aşı
olun!" uyarıları ön planda.
14 Ağustos itibariyle bugün Türkiye'de 19.949 yeni vaka tespit edilirken 145 kişi de vefat etmiş. Dün bu sayılar 21.372 yeni vaka ve 157 vefat şeklindeydi. Öyle görünüyor ki 11 Ağustostan bu yana vaka sayıları (27.356-22.261-21.372-19.949) düşüyor. İnşallah vefatlarda da dünden (157) bu yana gerçekleşen (145) düşüş önümüzdeki günlerde de devam eder.
Bu arada Batı Karadeniz'de 11 Ağustos'ta başlayan aşırı yağışlar sonucunda Bartın, Kastamonu ve Sinop şehirlerinde sel ve su baskınları meydana geldi. Bartın ili Ulus ilçesi, Kastamonu ili Azdavay, İnebolu, Bozkurt, Küre ve Pınarbaşı ilçeleri ve Sinop ili Ayancık ilçeleri selden etkilenen yerler.
Son yılların en büyük sel felaketinin yaşandığını Karadeniz'de can kayıpları yaşanırken çok sayıda ev, araç ve iş yeri de kullanılamaz hale geldi. Kastamonu'da 48, Sinop'ta 9, Bartın'da ise 1 kişi olmak üzere toplam can kaybı da maalesef 58'e yükseldi.9 kişinin tedavisi sürerken kayıp olan vatandaşlar için arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
28 Temmuz'da başlayan orman yangınları da Türkiye'deki pek çok bölgeyi adeta küle çevirdi. Yangınlar nedeniyle binlerce hayvan yaşamını yitirdi ve yüzlerce vatandaşımız da evlerinden oldu. Devam eden orman yangınlarıyla ilgili olarak yangınların 15. gününde Bakan Pakdemirli son durumu, "Tarihteki en büyük orman yangınlarının son halkası Köyceğiz'deki yangın da kontrol altında. Böylelikle ülkemizde gerçekleşen büyük yangınların hepsini söndürmüş olduk" sözleriyle duyurmuştu.
Sağlık Bakanlığı, corona virüs için son gelişmeleri ve günlük tabloyu paylaşırken Bakan Fahrettin Koca da, Twitter'dan yaptığı açıklamada aşı ve tedbir uyarılarını yineleyerek, "Vaka sayılarındaki artışı kontrol etmek için yüksek aşılanma oranını elde etmek ve tedbirlere uymak zorundayız" ifadelerini kullanmış.
Bu bağlamda herkes biliyor ki ülkemizdeki salgınla mücadele aşı uygulamasıyla devam ediyor. Son 24 saatte yapılan aşı miktarı 504.767 olmuş. Bu bağlamda 14 Ağustos 2021, Cumartesi 19:00 itibariyle günlük aşı verileri; 1.Doz Uygulanan Kişi Sayısını 43.877.460, 2.Dozda 32.691.994, 3.dozda 6.556.728 ve toplamda da 83.126.182 olarak gözüküyor. En az bir doz aşı olmuş 18 yaş ve üstü nüfus 1.doz Türkiye ortalaması % 70,69 olmuş. 2.doz ortalaması ise % 52,67 seviyesinde.
Bu günler Türkiye'de 2022 yılı bütçe hazırlıklarının yapıldığı bir süreç. Kasım ayında meclis plan ve bütçe komisyonunda görüşülür, aralık ayında da genel kurulda görüşülüp yasalaşır. Düşünüyorum da son yıllarda yaşanan salgın ve afetler her yıl biraz daha fazla bütçede yer alıyor olacak galiba. Zira, ister deprem, ister sel ister yangın; yaşanan her felaket sonunda devlete bir fatura çıkarıyor.
Kuşkusuz devletin görevi bu yaraları sarmak ve hayatı normal akışına döndürebilmek. Ancak bu ne kadar maliyet getirdiğini çok bilmediğimiz, ama yapılan edilen harcamalarla sürdürülebilen bir faaliyet. Ortada bir afet, bir felaket varsa pazarlık yapılmaz. Gereği yapılacaktır ve yapılmalıdır da. Ancak bu harcamaların biraz savunmadan, biraz adaletten, biraz eğitimden kısılarak yapıldığını da bilmek lazım.
Şu kadar milyon aşı bedava alınmadı. Daha da kaç milyon doz gerekecek göreceğiz. Yanan orman alanları için milyonlarca fidan gerekecek. Hazırlık için de milyarlarca lira. Böyle her afetten sonra devlet zarar gören vatandaşlara yardım ediyor ve hasarları tazmin ediliyor. Bu bağlamda her yıl yüzlerce afet konutu inşa ediliyor, alt yapılar yenileniyor ve üst yapı düzenlemeleri yapılıyor. Elbette bütün bunların bir bedeli var, hem hiç te azımsanmayacak bir tutarda.
Öyle görünüyor ki önümüzdeki yıllar da bu tür afetler sık sık yaşanacak. Allah hiçbir cana zarar vermesin, ancak mal da canın yongası demişler. Yitirilen canın telafisi yok ama diğer zararların giderilmesi de devletin şefkat eline bağlı. Dolayısıyla da ödediğimiz vergilere, yardım ve bağışlara kuvvet.
Uzmanlar gelecekte daha fazla sıcak, daha fazla kuraklık, daha fazla salgın hastalık ve daha fazla afet olacağını söylüyorlar. Savaşlardan, terörden, siyasi ve ekonomik krizlerden bahsetmiyorum bile. O halde en azından doğal olanlara; salgınlara, deprem, sel gibi afetlere ve yangınlara her bakımdan hazırlıklı olmak gerekiyor.
En önemlisi Kasas Suresi 16. Ayette Mûsâ'nın: “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet...” yalvarmasını hatırlayıp tekrar etmeyi de bilmeli. Belki İnşallah "Allah da bizi affeder. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" . Bunun ne demek olduğunu ise ancak Kur'an okuyan, geçmişte yaşananları bizzat Allah kelamından öğrenen ve ona inananlar bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder