31 Ağustos 2021 Salı

01 Eylül 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı229..................................Str.2.4.3 Hedefleri (II)

Str.2.4.3 Hedefleri (II)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından ikincisi olan ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Geçen hafta ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacı için ‘Str.2.4.3-Güçlenme’ stratejisine ait 9 hedefin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’ önerilerimizi okumuştunuz. Şimdi sırada aynı stratejik amaç ve stratejiyle ilgili 9 hedef daha var. Bu hedeflerden 3’ü “08-SANAYİ”, 5i ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörü ve 1’i de “11-EĞİTİM ve SPOR” alanıyla ilgili. Bu vesileyle yine belirtmiş olalım ki; şayet vizyonumuzun temel ayaklarından biri ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ ise onun “StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ Stratejik Amacının olmazsa olmazı ‘Str.2.4.3-Güçlenme’ stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? elbetteki bu stratejimizin uygulanmasıyla gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Güçlenme’’ stratejisi uygularsa; var olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse neticede ‘Kalkınmayı başarmış üretken bir Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.

               

Daha önceki aşamalarda “08-SANAYİ” sektöründe; “GY.08.1-Şeker fabrikası”, “GY.08.2-Yörsan’, “GY.08.3-Entegre et tesisleri”,”GY.08.4-Beyaz et tesisleri” ve “GY.08.5-Gıda sanayinin gelişmiş olması ve Konserve tesisleri” gibi güçlü yönlerimizle, “ZY.08.5-Yüksek teknolojili ya da teknolojik ürün üretiminin olmaması” şeklinde zayıf yönlerimizin olduğu görülmüştü. Bu noktalardaki gücümüzün orta vadede daha da artması, zayıf taraflarımızın güçlendirilmesi için de bazı hedefler öngörülmüştü. Bu 3 hedef; “HDF.2.4.3.09-Şeker Fabrikası yan ürünlerini işleyen, değerlendiren yeni projeler talep etmek”,”HDF.2.4.3.10-Tarıma dayalı Sanayi ve Lojistik Bölge için makro bir plan yapmak” ve “HDF.2.4.3.11-Savunma sanayinin yüksek teknoloji gerektiren bazı parçalarının Susurluk’ta üretilmesine talip olmak’ olarak belirlenmişti. Bu bağlamda şayet ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ şeklindeki stratejik amacımızın “Str.2.4.3-Güçlenme”stratejisini izlersek Susurluk için çok önemli bazı konularda güçlenme imkânını da aralamış oluruz.  Bu bağlamda ÖZELLİKLE SUSURLUĞUN CAN DAMARI ŞEKER FABRİKASINDA ÜRETİMİN YIL BOYU YAPILABİLMESİNE YÖNELİK ARAYIŞLARA KULAK VERMEK, İLGİ GÖSTERMEK VE DESTEK VERMEK ZORUNLULUĞUMUZ VAR.  Yöremizdeki pancarın sulu tarım nedeniyle düşük şeker oranı olduğunu biliyoruz. Kota ve çeşitlenen ürün yelpazesi sebebiyle pancar ekim sahalarının giderek daraldığını da. Bu yüzden MIKTAR OLARAK AZ AMA KALITELI, SADECE SUSURLUKTA ÜRETILEN BIR ŞEKER MARKASINA SAHIP OLMAK BIR ÇIKIŞ YOLU OLABILIR. YA DA ŞEKERIN SAĞLIKLI KATKI MADDESI OLARAK, YAN ÜRÜN OLARAK KULLANILDIĞI BAŞKA ÜRÜN ÇEŞITLEMELERINE GIRMEK NEDEN OLMASIN? Ayrıca bölgemizin tarım ve hayvancılık ağırlıklı olması dikkate alınarak şeker dışında başka alanlara da yönelmek mümkün. Örneğin FABRİKA YAN ÜRÜNÜ OLAN KÜSPE, MELAS VE SICAK GAZ ATIĞININ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE ODAKLANILABİLİR.  MELAS ÜZERINE ÖZEL BIR YATIRIM YAPILMASI HALINDE KIMYASAL ÜRÜNLER DE ÇIKARABILIR BU TESIS. Daha evvel başlatılıp da yarım kalmış kuru küspe projesinin yeniden ele alınması, melasla ilgili ek tesislerle fabrikaya kimyasal bir boyut kazandırma ya da üretilen şeker kullanılarak sadece bizde olan markalı bir şeker, özgün aromatik şerbet, meyve suyu ya da çikolata ürünleri vb. alternatifler neden düşünmeyelim ki? ANKARA ŞEKER FABRİKASI’NDA KURULAN SERA UYGULAMASI BU TÜR ARAYIŞLARA SOMUT BİR MİSAL. SUSURLUĞA DA BENZER BİR SERA YAPILMASI SON DERECE YARARLI VE UFUK AÇICI OLACAKTIR. Bu topraksız seracılık fabrikada yapılan üretim neticesinde oluşan ısıdan yararlanılarak çalışıyor. Zira bu ısının soğutulması ayrıca bir maliyet konusu. Hâlbuki bu enerjiyi sera ısıtmasında kullanmak hem maliyeti düşürüyor hem de yeni bir üretime vesile oluyor. ŞEKER FABRİKASI YAN ÜRÜNLERİNİ İŞLEYEN, DEĞERLENDİREN YENİ PROJELER TALEP ETMEK  hedefi bize bu konuda yeni ufuklar açabilir. Böyle ÖZGÜN VE YENİLİKÇİ FİKİRLER FABRİKAMIZIN YIL BOYU ÇALIŞMASINI SAĞLAYABİLECEĞİ GİBİ ÇİFTÇİMİZ, HAYVANCIMIZ VE İLÇE EKONOMİMİZİ DE CANLANDIRIP GÜÇLENDİREBİLİR. Günlük 7 bin ton üretim yapan Şeker Fabrikamız Susurluk için olduğu kadar, bölge için, Balıkesir ve ülkemiz için çok önemli.  BURADA YAPILAN ÜRETİMLE ÇİFTÇİ VE HAYVANCIMIZDAN İŞÇİMİZE, KAMYONCUMUZDAN İLÇE ESNAFIMIZA, HATTA BU ÜRÜNLERİ KULLANAN PEK ÇOK İMALATÇIYA KADAR PEK ÇOK KESİM KAZANIYOR. HEM ÇİFTÇİMİZİN ÜRÜN VERİMLİLİĞİNİ HEM DE FABRİKAMIZIN VERİMLİLİĞİNİ ARTIRMAK İSTİYORSAK HER SENE FABRİKA ÇALIŞACAK SERONOMİLERİYLE YETİNMEMELİYİZ. Sıcak atık gazdan yararlanılarak kurulan topraksız sera gibi fabrikada üretim esnasında ortaya çıkan tüm yan ürünlerden maksimum verim alabilme çalışmalarının da ısrarla takipçisi olabilmeliyiz. SUSURLUK İDARE VE SİYASETİNİN BU KONUYA DA AZAMİ İLGİ GÖSTERMESİ ARTIK BİR ZORUNLULUK. AYNI ŞEY YÖRSAN KONUSUNDA DA GEÇERLİ. YAPMAMIZ GEREKEN ŞEY ONUN İFLAS MASASINDA ÖLMESİNİ BEKLEYİP CENAZESİNİ KALDIRMAK DEĞİL, CANLANDIRIP YENİLEYEREK SUSURLUĞUN GELECEĞİNE KAZANDIRMAK OLMALIDIR. Böylece Susurluğun sanayi sektöründeki iki amiral gemisi yeniden ve daha güçlü bir şekilde kazanılabilir. Bu açıdan TARIMA DAYALI SANAYİ VE LOJİSTİK BÖLGE İÇİN MAKRO BİR PLAN YAPMAK  Susurluk için özgün bir model ortaya çıkarabilir.  BÜTÜN BU HEDEFLER İNŞALLAH MEVCUT TESİS VE İŞLETMELERİMİZİN YASAL BİR ZEMİNDE VE ÖZGÜN BİR MODELLE  GÜÇLENDİRİLMESİNİ SAĞLAYACAK ÖNERİLER. Öte yandan yüksek teknoloji konusunda da böyle bir strateji pekâlâ mümkün. Örneğin; SAVUNMA SANAYİNİN YÜKSEK TEKNOLOJİ GEREKTİREN BAZI PARÇALARININ SUSURLUK’TA ÜRETİLMESİNE TALİP OLMAK  şeklinde bir başka hedefimiz daha var. OLMAZ OLMAZ DEMEYİN, OLMAZ OLMAZ, OLABİLİR, OLMALIDIR DA.  İSTEMEYENE VERİLMEZ, İSTEMEK İÇİN DE ÖNCE NİYET VE İNANÇ GEREKİR. “Fabrika, marka ve tesislerimiz” bizim korunup geliştirilmesi gereken değerlerimizdir. Ayrıca “İstikamet üzere olmak”, “Amaç Birliğine riayet”, “Planlı değişim dönüşüm” ve “Birlikte başarmak” gibi ilkelerimiz de var.  Kuşkusuz bütün bu değer, ilke ve hedefler bize ‘KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’  amacımız için yardımcı olacaktır. 

Bu haftanın ikinci konusu ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ için daha önce orta vadede Susurluk için;“FRS.09.9-Büyümekte olan Meyve Ve Sebze Sektörü”,“FRS.09.10-Giderek güçlenen et ve süt ürünleri pazarı” ve “FRS.09.13-Organik gıda pazarının büyümesi ve geleceğe yönelik beklentiler” şeklinde bazı fırsatların söz konusu olabileceği değerlendirilmişti. Neticede Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu fırsatlardan ‘Str.2.4.3-Güçlenme’ stratejimiz sayesinde yararlanılabileceği varsayımından hareketle; ”HDF.2.4.3.12-Meyve Ve Sebze Sektörü içindeki üretim ve satış payımızı en az üçe katlamak”,”HDF.2.4.3.13-Yıllık kırmızı et satış miktarımızı en az 4.000 tona çıkarmak”,”HDF.2.4.3.14-Yıllık süt satış miktarımızı 30.000 tona çıkarmak”,”HDF.2.4.3.15-Organik gıda üretimimizi her yıl %12nin üzerinde büyütebilmek” ve “HDF.2.4.3.16-Organik tarıma dayalı üretimde bölgemizde lider olmak” şeklinde 5 hedef tespit edilmiş oldu. Kuşkusuz öngörülen bu fırsatlar, Susurluğun gelişmesini kolaylaştıracak, hızlandıracak ve destekleyecek birer birer dış fırsat. Bu yüzden de değerlendirilmeleri gerekiyor. ÜLKEMİZ DÜNYADA, EN BÜYÜK 10 MEYVE-SEBZE ÜRETİCİSİ ARASINDA. Ekolojik ortam, sözleşmeli üretim, gıda işleme sektörüne kolay pazarlama ve ihracat imkânları ile Türkiye meyve sebze sektöründe 49 Milyon ton üretim ve 2 Milyar $ ihracat ile dünyada; Sebze üretiminde 4.ncü,  Meyve üretiminde ise 6.ncı Sırada. Bu bağlamda Türkiye 64 Milyar $’lık yaş; 7,2 Milyar $’lık kurutulmuş, dondurulmuş ve İşlenmiş meyve-sebze pazarının tam ortasında yer alıyor. Gelişen bölgesel ticaret nedeniyle Meyve Ve Sebze Sektörü çok hızlı büyümekte.  ARTAN İÇ TALEP VE AVRUPA, ORTA DOĞU VE AFRİKA GİBİ BÜYÜK PAZARLARA YAKINLIK GİBİ AVANTAJLARA SAHİBİZ. AYRICA GELİŞMİŞ BİR MEYVE SEBZE İŞLEME ENDÜSTRİMİZ VAR. Bu da yatırımcılar için önemli fırsatlar sunuyor. Biz de Susurluk olarak MEYVE VE SEBZE SEKTÖRÜ İÇİNDEKİ ÜRETİM VE SATIŞ PAYIMIZI EN AZ ÜÇE KATLAMAK  hedefiyle çalışmalıyız. TÜRKİYE’DE SON YILLARDA HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE ARTAN TALEPLER DOĞRULTUSUNDA YATIRIM YAPMAK OLDUKÇA CAZİP HALE GELDİ. ZİRA SEKTÖRDE CİDDİ YATIRIM TEŞVİKLERİ VAR. Öte yandan hammaddesini hayvancılıktan sağlayan şekerleme, dondurma, dondurulmuş gıda gibi sektörlerin de hayvancılık ürünlerindeki talebi artırması bekleniyor. Kaldı ki hali hazırda büyük ve giderek de büyümekte olan bir et ve süt ürünleri pazarımız var. Bu bağlamda birçok önemli dış pazara da yakınız. 2013 YILI SONU İTİBARI İLE 52.400 TONU BÜYÜKBAŞ, 1.536 TONU KÜÇÜKBAŞ OLMAK ÜZERE TOPLAM 53.936 TON ÇİĞ SÜT ÜRETİLMİŞTİ. SANAYİ İŞLETMELERİ TARAFINDAN TOPLANAN SÜT BU MİKTARIN YAKLAŞIK %45’İ OLDUĞUNA GÖRE 24.300 TON CİVARINDA SÜTÜN İŞLENDİĞİNİ SÖYLEMEK MÜMKÜN. Bu noktada Yörsan’ın öyle ya da böyle 2023’e kadar yeniden kazanıldığını var sayacağız. Diğer yandan ülkemizde 2019 yılında ise üretilen toplam kırmızı et miktarının 1 milyon 186 bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor. 2020 yılının et üretim hedefi ise 1,5 milyon ton olarak öngörülmüş. Kişi başı yıllık kırmızı et tüketiminde 14,3 kg seviyesine geldik. Dünya kırmızı et üretiminde ise %1,5 pay ile 11. sıradayız. İLÇEMİZDEKİ KIRMIZI ET ÜRETİMİ İSE 2015 YILINDA 6.099 TON OLARAK GERÇEKLEŞMİŞ. BU MİKTARIN YAKLAŞIK ANCAK %15’İ BORSADA İŞLEM GÖRÜYOR. Böyle bir ortamda daha da güçlü hale gelmek için kendimize YILLIK KIRMIZI ET SATIŞ MİKTARIMIZI EN AZ 4.000 TONA ÇIKARMAK’ ile YILLIK SÜT SATIŞ MİKTARIMIZI 30.000 TONA ÇIKARMAK  gibi net hedefler koymamız gerekiyor. DİĞER YANDAN DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ORGANİK TARIMDA HIZLI BİR BÜYÜME GÖZLENİYOR. Meselâ Dünya Organik Gıda Pazarı değeri her yıl ortalama % 10,5 artışla büyüyor. Organik gıda pazarının büyümesi  ve geleceğe yönelik beklentiler Türkiye için önemli bir başka fırsat alanı. Bu bağlamda da özellikle gıda ve içecek sektörleri ile öne çıkmış durumdayız. 2015 verilerine göre Türkiye’de; 515 Bin ha alanda organik tarım yapılıyor. 197çeşit ürünle 1,82 Milyon ton organik üretim kapasitesine sahibiz. ORGANİK TARIMA UYGUN YETERLİ TOPRAK, TEKNİK ALT YAPI, AB MEVZUATINA UYUMLU MEVZUAT, AB PAZARLARINA YAKINLIK VE BU ALANA SAĞLANAN DESTEKLER BU ALANDA SON DERECE TEŞVİK EDİCİ FIRSATLAR. Bu sebeple dünyaya ayak uydurabilmek için ORGANİK GIDA ÜRETİMİMİZİ HER YIL %12’NİN ÜZERİNDE BÜYÜTEBİLMEK zorundayız. Bunu yapabilirsek ikinci aşamada ORGANİK TARIMA DAYALI ÜRETİMDE BÖLGEMİZDE LİDER OLMAK  hedefiyle ilerleyebiliriz.

Bu haftanın üçüncü konusu ‘11-EĞİTİM ve SPOR” için daha önce spor alanında;‘ZY.11.2-Görüş ve güç birliği olmaması” nın zayıf bir yönümüz olduğu düşünülmüştü. Neticede Stratejik planın uygulanmasıyla orta vadede bu zayıflığın negatif etkilerinden Str.2.4.3-Güçlenme stratejimizle kurtulabileceğimiz varsayımıyla; “HDF.2.4.3.18-Susurluğun spor alanında da güçlü olabilmesi için görüş ve güç birliği yapmak’ şeklinde 1 hedef öngörmüştük. HİÇ KUŞKUSUZ BU KONU ORTA VADEDE TELAFİ EDİLMESİ GEREKEN ZAYIF BİR YÖN VE BUNUN HİÇ BİR MAZERETİ YOK. Öyleyse bu konuda AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’’ vizyonumuza yönelip, ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak ‘stratejik amacımızı esas almamız gerekiyor. Çünkü ‘STR.2.4.3-GÜÇLENME’ STRATEJİSİ İZLERSEK GÖRÜŞ VE GÜÇ BİRLİĞİ OLMAMASI İLE İLGİLİ ZAYIF YÖNÜMÜZÜ TELAFİ ETME İMKÂNIMIZ OLABİLİR. Bu açıdan bir an evvel her konuda olduğu gibi SUSURLUĞUN SPOR ALANINDA DA GÜÇLÜ OLABİLMESİ İÇİN GÖRÜŞ VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAK  hedefine odaklanmamız gerekiyor. Bu bağlamda yöneticiler, okullar, kulüpler ve sporcu yetiştiren hocalar mutlaka işbirliği içinde çalışmalılar.

Stratejik Plan yapılabilirse, 2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ anlamında yapacak çok şey var. Ancak bunun için geçmişten gelen değerlerimizi unutmamak gerekiyor. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. ‘DEĞ.4-Yardımseverlik’ meziyetlerimiz de öyle. Ayrıca içerde ve dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlarımız var. ‘Güçlenme’ konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Sahiplenilmesi gereken ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’ ve ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK için DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi gereken avantajlar. ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz ise bizden sonraki nesillere aktaracağımız bir emanet durumunda. Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Hedeflerin gerektirdiği duruma göre bazen Ticaret ve Sanayi Odası Borsa(TSOB), Ziraat Odası (ZO) ve İlçe Gençlik Spor Müdürlüğü(İGSM) liderliğinde hareket edilmesi gerekebilir. Onlara da yerine göre Kaymakamlık(K), Belediye(B), Siyasi Partiler (SP), Kent Konseyi (KK),  İlçe Milli Eğitim  Müdürlüğü (İMEM), Köy Muhtarları (KM), Pancar Kooperatifi(PK), Süt Birlik (SB) ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları(STK) destek verip Susurluk için etkin bir şekilde Siyasi Güç(SG) sağlayarak; Şeker Fabr.Gen.Müd (ŞFGM), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı(STB), Ticaret Bakanlığı (TB), Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB), Milli Savunma bakanlığı (MSB), Tarım Orman Bakanlığı (TOB) ve Gençlik Spor Bakanlığından(GSB) yardım almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar Stratejik Plan Ekibinin(SPE) sekretaryasında yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; Güney Marmara Kalkınma Ajansından (GMA) ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesinden (BBB) de yararlanılabilmeli. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda. 

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder