El-Mâni'/Bir Münâcât duası
Bugün Ramazan bayramının üçüncü ve
son günü. Bir kutlu bayramı daha uğurluyoruz. Bayram bu yıl da kısıtlamalar
nedeniyle eksik ve garipti. Üstüne üstlük Mescidi Aksadan gelen haberler
hepimizin tadını kaçırdı. Kudüslü Filistinlilerin acıları ve şehadetleri bayram
günümüzde yüreklerimizi dağladı.
Yetmedi; Gazzeden, Afganistandan,
Yemenden hatta Miyammardan gelen haberler üzüntümüzü daha da ağırlaştırdı.
Amerika ve Avrupa'dan yansıyan söz ve görüntüler ise tam anlamıyla mide
bulandırıcıydı. İnsanlık adına iki yüzlülüğün, zulme yandaşlığın ve
yalancılığın vahşi sefih yüzlerini gördük yeniden.
Her şeye rağmen diri kalmaya ve
mazlumlar için duaya devam etmeliyiz. Bu zalimler öyle kahru perişan olsunlar
ki saklanacak, kaçacak delik bulamasınlar. İnşallah bir sonraki yıllarda
hastalığı olmayan, dünyanın herhangi bir yerinde islam kanı ve göz yaşı akmayan
daha mutlu, dolu dolu bayramlar yaşayabiliriz.
İşte Corona günlerinin de 429.ncusunu
geride bıraktık. Yakalandığımız covid rahatsızlığı Allahın izni ve şifasıyla geçti. Bugün
karantinadan çıkıyoruz, evde maske takma eziyetinden de kurtuluyorum.
Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların
başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı
anma geleneğini sürdürelim. Şimdi genellikle türkçe söylediğimiz öne
çıkan "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimizi 6 günlük
şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.
Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın
doksanikincisi "El-Mâni" ile Peygamberimizin (asv) yaptığı ve ümmetine öğrettiği “Bir
Münâcât duası" okuyarak ilerleyelim.
EL-MÂNİ': المانع Sözlükte “mahrum etmek, vermemek, engel olmak” mânasındaki men‘ kökünden
türemiş
bir sıfat olup “kötü
şeylere engel olan, bunların gerçekleşmesine müsaade etmeyen” anlamında Allah’ın isimlerinden biri.
Men‘ kavramı Kur’ân-ı Kerîm’de on altı âyette yer almakla birlikte bunların hiçbirinde
men‘
eylemi Allah’a
nisbet edilmemiş.[1]
“Mûcizeler göndermemize engel olan tek şey öncekilerin bu tür mûcizeleri yalanlamış olmasıdır” meâlindeki
âyette
geçen
men‘
fiilinin (el-İsrâ
17/59) zât-ı
ilâhiyyeye
izâfe
edilmesi “Allah’ın
mûcize
göndermeyi
terketmesi”
anlamında bir istiare olarak kabul edilmiş. [2]
Mâni‘ ismi hem İbn Mâce hem de Tirmizî’nin esmâ-i hüsnâ rivayetinde yer almış [3], ayrıca men‘ çeşitli
hadislerde isim ve fiil sîgalarıyla Allah’a nisbet edilmiş [4]. [5]
'O' bir şeyin meydana gelmesine izin vermeyen, müsaade
etmeyen, engelleyen, dilemediği şeye mani olan, koruyucu sebepler yaratarak
zararları önleyen, istemediği bir şeyin meydana
gelmesine mani olan, musibetleri engelleyen"
demek.
Bir Münâcât duası:
Bu günlerde ellerimizi uzatıp adeta herbirimizin
içinden yükselen bir münâcât örneği. Peygamberimizin (asv) yaptığı ve ümmetine öğrettiği dualardan:
"Allahümme elif beyne kulubinâ ve aslih zâte beyninâ ve’hdinâ sübüle’sselâmi ve neccinâ mine’z-zulümâti ile’n-nûri ve cennibne’l fevâhişe mâ zahare minhâ ve mâ betane." [6]
“Allah’ım! Kalplerimizi birleştir, aramızı ıslah et, bize kurtuluş yollarını göster, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar, bizi her türlü çirkinliklerden, açığından ve gizlisinden uzaklaştır. Bize kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle. Tövbelerimizi kabul eyle, şüphesiz ki sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine şükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiğin nimetleri kabul edenler eyle ve bize nimetlerin devamını ihsan eyle.”
[1] (M. F.
Abdülbâkī, el-Muʿcem, “mnʿa” md.)
[2] (Zemahşerî,
II, 674)
[3] (İbn
Mâce, “Duʿâʾ”, 10; Tirmizî, “Daʿâvât”, 82)
[4] (Wensinck,
el-Muʿcem, “mnʿa” md.)
[6] (Ebû
Davûd, Salât, 182; Hâkim, De’avât, No;977; İbn Hıbban, Ed’ıye, No:996.)
Ed-Dârr/Sığınış duası
İşte her fani şey gibi bu Bayram da
geçip gitti. Zaten hem kısıtlamalar hem de Mescidi Aksadan gelen haberler
yüzünden oldukça “garip”ti. Bizler her
şeye rağmen diri kalmaya; kendimiz, ülkemiz ve dünyadaki mazlumlar için duaya
devam etmeliyiz. Rabbim dünyayı fesada veren, bozgunculuk çıkaran zalimleri
kahrû perişan eylesin.
Nihayet Corona günlerinin de
430.ncusunu geride bıraktık. Bu arada biz de şu covid-19 nam virüsü aynel yakîn
yaşamış olduk. Allahın izni ve şifasıyla geçti diye düşünüyorum. Yüce Allah kurtulamayıp
vefat edenlere rahmet, hasta olanlara da şifa ismiyle tecelli etsin.
Biz yine inşallah üç ayların
başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı
anma geleneğini sürdürüp, genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan bazı "dua
ve zikir"leri 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.
Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın
doksanüçüncüsü "Ed-Dârr" ile Peygamberimizden (asv)
öğrenilen bir “Sığınış duası" ile ilerleyelim.
ED-DÂRR: الضار Zarar
vermek” anlamındaki darr veya durr masdarından
sıfat olup “zarar veren” veya “elem ve zarar verici şeyleri yaratan” mânası
ile esmâ-i
hüsnâ içinde
yer almış.
Kur’ân-ı Kerîm’de daha çok menfaat (nef‘), hayır ve rahmet kavramlarıyla birlikte
ve bunların karşıtı olarak elliden fazla âyette geçen zarar kavramı bu âyetlerin
bir kısmında, Allah’tan başka tapınılan sözde tanrıların kendilerine de başkalarına
da herhangi bir fayda veya zararlarının dokunamayacağını ifade ediyor.
Bazı âyetlerde kimsenin Allah’a zarar veremeyeceği vurgulanırken altı âyette
de Allah’ın
kuluna zarar murat etmesi veya zarar dokundurması şeklinde kullanılmış.
Bunların hemen hepsinde zararın karşıtı olarak hayır, rahmet ve menfaat
kelimeleri de zikredilmiş.
Diğer bazı âyetlerde, herhangi bir şekilde insana dokunan zararın
Allah tarafından bertaraf edilmesinden (keşfü’d-durr) söz ediliyor.[1] Kur’ân-ı
Kerîm’de
zarar kavramının, her şeye gücü yeten Allah’ı bırakıp da fayda veya zarar vermekten âciz
olan putlara tapmanın mantıksızlığını vurgulayan bir üslûp içinde kullanılmış olması, ayrıca karşıtı
olan nef‘ vb. kelimelerle birlikte zikredilmesi, bu kavramın mutlak mânada
Allah’a
nisbet edilmesinin amaçlanmadığını gösteriyor.
Nitekim bu kavram Kur’an’da sıfat sîgasıyla (dâr) Allah’a izâfe edilmemiş. Dâr, doksan dokuz ismi içeren
hadiste nâfi‘ ismiyle
birlikte [2], diğer bazı hadislerde de
fiil şeklinde Allah’a nisbet ediliyor [3]. [4]
'O' hikmeti gereği elem ve zarar verecek şeyler
yaratan, Zarar veren, hüsrana uğratan, dilerse kuluna zarar veren" demek.
SIĞINIŞ DUASI:
İbni Ömer (ra) Resûlullah (sav) in dualarından birinin şöyle olduğunu nakletmiş:
“Allah'ım! Verdiğin nimetin yok olmasından, lutfettiğin afiyetin, nimet ve sağlığın bozulmasından, ansızın cezalandırmandan ve öfkene sebep olacak her şeyden sana sığınırım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder