Str.1.1.1 Hedefleri(VII)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel
amaçlarından biri olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE
YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz. Yöntemimiz
‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik
kalkınma’ başlıklı
Stratejik amacımızın ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde öngörülen hedeflerin ‘Nasıl yapılacağını’ ortaya koyabilmek.
‘Nereye ulaşmak istiyoruz?’ başlıklı ikinci
aşamada bu strateji için toplam 71 hedef belirlenmişti. Geçen
hafta itibariyle bu hedeflerden ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ başlığı altında 2, ‘02-KONUM’
başlığında 3, ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ başlığında 3, ‘04-ULAŞIM’ başlığında 3, ‘05-LOJİSTİK’ sektöründe 2,
‘06- ENERJİ VE DOĞAL KAYNAKLAR’ başlığında 4, ‘07-TURİZM’ başlığında 11 ve
‘08-SANAYİ’ başlığında
8 ve ‘09-TARIM
VE HAYVANCILIK’ başlığı altında belirlenmiş 23 hedeften ‘TARIM’
boyutuyla ilgili 16 adet olmak üzere toplam 52’si ile ilgili çalışma
tamamlanarak REİS gazetesinde yayınlanmış oldu. Bu hafta da inşallah
aynı yöntemle ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün ‘HAYVANCILIK’ boyutuyla
ilgili 7 hedefin daha nasıl gerçekleşebileceği hakkında önerilerimizi okuyacaksınız. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu
hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘nasıl?’ yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejimizin uygulanması. Zira söz konusu strateji
Susurluk için belirlenmiş 12 başlıklı sektör/alanlarda öngörülmüş bulunan güçlü
yönlerden ve orta vadede çevreden yönelecek fırsatlardan azami ölçüde
yararlanmayı hedefliyor. Böylece ilçemizin güçlü yönlerinin daha da
güçlendirilmesi ve orta vadede doğacak fırsatlardan yararlanması mümkün
olabilecek.
Biliyorsunuz
daha önce ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün ‘HAYVANCILIK’’la ilgili kısmı için ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde 7 hedef belirlenmişti. Bu
alanda yapılmış bulunan durum analizi çalışmasında da bugün olduğu gibi
orta vadede Susurluğun gelişmesine katkı sağlayacak ‘Güçlü yönler’; GY.09.9-Canlı Hayvancılık, Kırmızı
et ve süt üretimi’ ve ‘GY.09.11-Kanatlı hayvan
üretimi’ olarak tespit
edilmişti. Bunlar sektörün Hayvancılık sektörünün bazı güçlü
yanları olarak öne çıkıyordu. Elbette söz konusu güçlü yönler ilçemizin mevcut
tarım ve hayvancılık sektörünün geliştirilmesinde istinad edilmesi gereken
hususlar. Böylece güçlü yönlere dayanarak daha da güçlenebilmek mümkün. Zaten ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi de bunu öngörüyor. Neticede inşallah ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı stratejik amacımızın da gerçekleşmesi söz konusu
olacak. O halde bu hafta da söz konusu güçlü yönlerin
nasıl daha güçlü yapılabileceğini düşünelim.

Yöremiz
gerçekten de Canlı Hayvancılık, Kırmızı et ve süt üretimi konusunda
çok güçlü. Bu alanda önemli miktarlarda üretim yapılarak ülke ekonomisine
katkıda bulunuyor. Özellikle büyükbaş, ve küçükbaş hayvancılık için elverişli
arazi, mera ve zengin doğal ortamlara sahip. Bu nedenle geçmişinden bu yana
ülke büyükbaş hayvan varlığında ilk sıralarda yer alıyor. Küçükbaş
hayvancılıkta da kendine özgü ırklar söz konusu. 2015 yılı sonu itibariyle Susurluk’ta;
33.500 adet büyükbaş, 47.200 adet küçükbaş (koyun, keçi) yetiştirilmiş. 2011
yılı itibariyle ise 35.016 ve 42.879 olarak sayılmış. Buna göre büyükbaş
hayvan üretiminde bir gerileme, küçükbaş türünde ise bir gelişme söz konusu. O
halde bu alanda daha da güçlü olabilmek için ilk hedef et ve süt verimi
açısından ‘HDF.1.1.1.46-Bölgemize en
uygun büyükbaş ırkını seçmek, teşvik etmek ve üretimini sağlamak’ olacak.
Ayrıca son yıllarda köylerin azalan nüfusu ve yüksek yem fiyatları sebebiyle
gittikçe küçülen aile içi büyükbaş hayvan besi üretimini canlandırabilmek için ‘HDF.1.1.1.47-Köyde aile besiciliğini teşvik edecek yeni projeler
geliştirmek ve bu üretimi arttırmak’ gerekiyor. Bu
arada ‘HDF.1.1.1.48-Küyükbaş
hayvan varlığımızı 50 binin altına düşürmemek’ hedefi de
oldukça stratejik bir değerde. Kaldı ki mevcut meraların
korunması ve bakımının da büyük önemi var. O halde ‘HDF.1.1.1.49-Mera varlığımızı
sabitlemek, daha fazla verim için periyodik sulama ve bakımlarını yaptırmak’ ihmal
edilmemeli. Bütün bu hedeflerle belki son yıllarda gerileme
yaşanan bir alanda, yani ‘HDF.1.1.1.50-Büyükbaş Hayvan varlığını 40 binin üzerine
çıkarmak’ hedefiyle gücümüz giderek yükseltilebilir. Hayvancılık sektöründe gücümüzü korumak ve geliştirmek istiyorsak
öncelikle bölgemize
en uygun büyükbaş ırkını seçmek durumundayız. İlçemiz sadece kırmızı et
açısından değil süt üretimi açısından da önde geliyor. Bu nedenle hem et hem de
süt üretimini en yüksek verimde sürdürebileceğimiz YÖREYE UYUMLU HAYVAN
IRKLARINI SEÇMEK ZORUNDAYIZ. Yetiştiricilerimizin bugüne kadarki tecrübesi göz
ardı edilmemeli. Elbette ki seçilen ırkların yayılımını teşvik etmek ve
üretimini sağlamak da önemli. Bu noktada son yıllarda köylerin azalan nüfusu ile
gittikçe tükenen aile içi besiciliği arasında var olan ilişkiyi de görebilmek
gerekiyor. Onlardan sürekli işittiğimiz YÜKSEK YEM FİYATLARI ŞİKÂYETİNE KULAK
VERMEMİZ ŞART. Bu sebeple gittikçe küçülen aile içi büyükbaş hayvan besi
üretimini yeniden canlandırabilmek için KÖYDE AİLE BESİCİLİĞİNİ TEŞVİK EDECEK
YENİ PROJELER GELİŞTİRMEK ZORUNLULUĞU VAR. Bu projeler özelliğine göre bir
üniversite işbirliği ile ya da GMKA destekli olabilir. Bir örnek verecek
olursak merkezi konumdaki köylerde YEM KIRMA, SİLAJ, KARMA VE PAKETLEME
İŞLETMELERİ kurulabilir. Bunların ihtiyacı olan makine ve ekipmana proje
finansman desteği bulunabilir. Böylece köydeki yetiştiricinin ihtiyacı uygun fiyatlı
ve sağlıklı yem üretimi sağlanabilir. Neticede köylerde artacak büyükbaş
yetiştiriciliği hem et hem de süt üretimimize doğrudan katkıda bulunacaktır. Üretim
artışı doğal olarak köylerdeki sosyal ve ekonomik hayatı da diri tutar. Bu
arada ilçemizdeki KÜYÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞIMIZI 50 BİNİN ALTINA DÜŞÜRMEMEK
KIRMIZI ÇİZGİMİZ olmalı. Ki bu konu köylerdeki yaşamın canlanmasıyla çok çok
alakalı. Hayvancılığın işletme altyapısında yapılması temel hedef olmakla
birlikte bu geçişin köy bazında sağlanması süreci oldukça stratejik bir mesele.
Bunun için de MEVCUT MERALARIN KORUNMASI VE BAKIMI MUTLAK GEREKLİ. O halde mera
varlığımızı sabitlemek, daha fazla verim için periyodik sulama ve bakımlarını
yaptırmak durumundayız. Hem büyükbaş hem de küçükbaş yetiştiriciliğinin
sürdürülebilmesi buna bağlı. Bunun için köy tüzel kişiliklerini görevlendirmek ya
da üçüncü şahıslara işletmeye vermek gibi yollar denenebilir. Böylece son
yıllarda duraklama ve gerileme gözlenen hayvancılık sektörümüz yeniden
yükselişe geçecektir. Gayret göstermeden kolay kazanç olmaz. Meselâ BÜYÜKBAŞ
HAYVAN VARLIĞIMIZI 40 BİNİN ÜZERİNE ÇIKARMAK istiyorsak bunu sağlayacak altyapı
için de çaba göstermemiz gerekiyor. Bu suretle hedeflerimizi gerçekleştirebilir
bu alandaki gücümüzü de giderek yükseltebiliriz. Unutmamalıyız ki MİLLİ TARIM
PROJESİ sadece tarım için değil hayvancılık üzerine de oluşturulmuş bir proje.
Nitekim işin hayvancılık kısmı ‘KENDİ KENDİNE YETEN HAYVANCILIK’ olarak
adlandırılıyor. O halde çalışmalarımızın bu bağlamda sürdürülmesi icap ediyor.
Hatırlayalım ki Susurluk için her üretim artışı, her yatırım ve her kazanç yeni
istihdam kapıları demek. Sosyal ve ekonomik kalkınmamız böyle çabalar üzerinde
yükselecek.

Susurluk
ilçesi bu bölge ile birlikte Türkiye’deki ve özellikle İstanbul’daki kesik kırmızı et sektörünün en önemli
tedarikçilerinden. Yöremizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan beslenen, besi ve süt
üretimi odaklı, irili ufaklı pek çok işletme var. Bu yüzden bölgemizde birçok
entegre et tesisi faaliyet gösteriyor. Et ve et ürünlerinin pazarlanması da bu
merkezlerde gerçekleştirilmekte. Susurluk et üretimi Türkiye büyükbaş eti
üretiminin % 0,3’ü, küçükbaş eti üretiminin % 3,7’si seviyesinde. 2015 yılı
itibariyle kırmızı et üretim miktarı toplam 6.098,8 ton olmuş. 2015 ve 2016
yıllarına ait tescil verilerine göre borsada işlem gören Canlı Hayvan ve
Kırmızı Et İşlem Hacimleri 2015 yılında ise 6499 büyükbaş 881,3 ton, 308491
küçükbaş 4493,6 ton toplam 314.990 baş ve 5374,9 ton görünüyor. 2016 yılında
ise 2763 büyükbaş 362,7 ton, 235545 küçükbaş 4930,4 ton toplam 238.308 baş ve
5293,1 ton olarak kaydedilmiş. Bu konuda odaklanılması gereken en önemli konu
büyükbaş et üretimindeki düşüş eğilimi. O halde düşüşü durdurmak ve çıtayı
tekrar yükseltmek için ‘HDF.1.1.1.51-Canlı Hayvan Kırmızı et üretiminde 8.000 tona ulaşmak’ şeklinde
bir hedef ilçemizi tekrar güçlü durumuna yükseltecektir. Diğer taraftan
bölgemiz beyaz et üretiminde de ön sıralarda. Türkiye 2016 yılı hayvan varlığı
içerisinde % 0,9 oranında bir Kanatlı hayvan üretimine sahibiz. Balıkesir İlindeki kümes
hayvanları yıllar itibariyle incelenecek olursa 2004-2007 yılları arasında
hayvan sayısında bir azalma görülürken, diğer yıllarda artış gözlemlenmiş. 2002
yılı baz alındığında; 2011 yılında İldeki toplam kümes hayvan sayısı 24.672.709
olarak sayılmış. Bu rakam toplam hayvan sayısında %30'luk bir artış olduğunu
gösteriyor. Kümes hayvanlarının %78,89'u etlik tavuklardan, %21,07'si ise
yumurta tavuğundan oluşmakta. Bu bağlamda İlçemiz de birçok tavukhaneye sahip.
Ayrıca Türkiye’nin beyaz et ihracatında önde gelen bir markasının kesim ve
işleme tesisine yer vermesi sebebiyle beyaz et sektöründe söz sahibi. İlçemizde
sadece 2016 yılında 986.627 kg kanatlı eti ihracatı yapılmış. Kanatlı eti
üretiminin payı ise %2,6 oranında. 2015 yılı sonu itibariyle Susurluk’ta
1.964.128 adet kanatlı (tavuk, hindi) olduğu biliniyor. 2011 yılı itibariyle bu
sayı 1.350.500 imiş. Buna göre kanatlı hayvan üretiminde bir gelişme
gözlenmekte. Bu sebeple ‘HDF.1.1.1.52-Kanatlı hayvan varlığını Türkiye’nin %2’sinin, beyaz et
üretimini de %4’ün üzerine çıkarmak’ bir hedef olarak
konulabilir. Rakamlar
kısmî bir düşüş olmakla birlikte ilçemizde 6.000 ton civarında kırmızı et
üretimi olduğunu gösteriyor. O halde öncelikle odaklanılması gereken konu
büyükbaş et üretimindeki bu düşüş eğilimini durdurmak. Bozulan dengeyi onarmak
ve çıtayı tekrar yükseltmek için Canlı Hayvan Kırmızı et üretiminde 8.000 tona
ulaşmayı hedeflemek zorundayız. Bunun için bir önceki bahiste hayvan
yetiştiriciliğini güçlendirme amaçlı hedefler çok önemli. Zira İLÇEMİZDE
YETİŞTİRİLEN BÜYÜKBAŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN SAYISININ YÜKSELMESİ doğal olarak
kırmızı et üretimine de yansıyacak. Ancak salt bu artışı beklemek de doğru
değil. Kullandırılan teşvikler, desteklemeler, Milli Tarım projesi
uygulamaları, hayvan yetiştirme işletmeleri ve köylerdeki besiciliğin kontrollü
bir et-süt üretim yönlendirmesiyle beraber bilinçli bir güç birliği yapması
gerekiyor. Bu da KAPASİTEMİZİ YILLIK 40 BİN BÜYÜKBAŞ, 50 BİN KÜÇÜKBAŞA
YÜKSELTMEK VE KIRMIZI KESİK ET ÜRETİMİNİ 8000 TONA ÇIKARMAK’la mümkün. Böylece ilçemizi
bu konuda tekrar güçlü bir konuma ulaştırabiliriz. Diğer taraftan bölgemizin
beyaz et üretiminde de ön sıralarda olduğu biliniyor. 2000’li yıllarda bu
konuda toplam hayvan sayısında %30'luk bir artış kaydedilmiş. Bunun %80'i etlik
tavuk. Yaklaşık ortalama 2 milyon Kümes hayvanı, 1000 ton civarında da beyaz et
üretim kapasitemiz var. Kanatlı eti üretiminin payı %2,6 oranında. Bu bağlamda ilçemizde
birçok tavukhane olduğu gibi Türkiye’nin beyaz et ihracatında önde gelen bir
markasının kesim ve işleme tesisi de bulunuyor. Bu çerçevede KANATLI HAYVAN
ÜRETİMİNDEKİ GELİŞMENİN DE SOMUT BİR HEDEFLE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI GEREK. Bu
açıdan KANATLI HAYVAN VARLIĞINI TÜRKİYE’NİN %2’SİNİN, BEYAZ ET ÜRETİMİNİ DE
%4’ÜN ÜZERİNE ÇIKARMAK ilçemiz için oldukça stratejik bir hedef. Böyle somut
hedefler söz konusu olduğunda sayısal verilerin önemi de kendiliğinden artıyor.
Bu nedenle gerek kanatlı hayvan üretiminin gerekse ET ÜRETİM VE İHRAÇ
KAPASİTEMİZİN TİTİZLİKLE İZLENMESİ şart. Sadece sonuçlara değil, sürece ve
sebeplere de odaklanabilmemiz lazım. Sağlıklı bir üretim için gereken SAĞLIK
HİZMETLERİNİN İLÇE ÇAPINDA AKSAMADAN YÜRÜTÜLMESİ de bu anlamda değerli.
Hedeflerin izlenmesi ve sapmaların izalesi için gereken tedbirlerin zamanında
alınması da öyle.
Bu süreçte elbette
ki HAYVANCILIK alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını
kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz
değerli insanlar’ımızdan
faydalanmamız gerekecek. Ayrıca bize bilgili iş insanları, ziraat mühendisleri,
veterinerler ve genç girişimciler de lazım. Bu nitelikteki insan gücü süreç
içinde gençler yetişene kadar bu değerlerimizden karşılanabilir. Yöremizde mevcut hayvancılık işletmeleri
kadar entegre et, piliç kesim-üretim ve işleme tesislerimiz de bizim
vazgeçilmez gücümüzdür. Bu sebeple ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’in bizim için oldukça
stratejik bir değeri var. Öte yandan her konuda olduğu gibi üretim ve
pazarlamada ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları
üzerindeki konumumuz’ da en önemli avantajımız. Ayrıca ilçemiz gerek hayvancılık gerekse buna
dayalı işleme ve pazarlama tesisleri alanında son derece ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da
sunuyor girişimcilere. Bütün bu faaliyetler korumak zorunda olduğumuz ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’ içinde
yürütüleceği için nihayetinde sahip olduğumuz bu varlığı da özenle yaşatmamız gerekiyor.
Meralarımız hiç kuşkusuz bunlardan biri. Bütün bu değerler hedeflerimizin
gerçekleşmesinde bize güç ve hayat verecek unsurlar. Onları esas alarak ve
dayanarak sağlıklı, etkin bir yolculuk mümkün. Kuşkusuz başlamak kadar sürdürülebilirlik
de önemli. O yüzden başlarken de, sürdürürken de, sonuçlandırırken de bu
değerlerden kopmamaya özen göstermeliyiz. Aynı şekilde; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan’,
‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı
değişim dönüş’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ şeklinde
belirlenmiş ilkelerimiz her daim bize bu yolculukta ışık olacak ve rehberlik
edeceklerdir. Bu hedefleri gerçekleştirmek üzere önem ve öncelik sırasına göre;
İlçe tarım müdürlüğü (İTM),
Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) birlikte
çalışmaları gerekiyor. Elbette Ziraat odası (ZO), Ziraat Bankası (ZB), Esnaf ve sanatkâr odası
(ESO) da bu işbirliğinin içinde olmalılar. Yerine
göre işbirliği yapılan bir Üniversite (ÜN),
yerine göre Güney Marmara Kalkınma
Ajansı (GMKA) da
süreçte söz konusu olacak.
yyalcin3@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder