23 Mart 2021 Salı

24 Mart 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı206.................................Str.1.1.1 Hedefleri(IV)

Str.1.1.1 Hedefleri(IV)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel amaçlarından biri olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz.  Yöntemimiz ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı Stratejik amacımızın  ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde öngörülen hedeflerin ‘Nasıl yapılacağını’ ortaya koyabilmek. ‘Nereye ulaşmak istiyoruz?’ başlıklı ikinci aşamada bu strateji için toplam 71 hedef belirlenmişti. Geçen hafta itibariyle bu hedeflerden ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ başlığı altında 2, ‘02-KONUM’ başlığında 3, ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ başlığında 3, ‘04-ULAŞIM’  başlığında 3, ‘05-LOJİSTİK’ sektöründe 2, ‘06- ENERJİ VE DOĞAL KAYNAKLAR’ başlığında 4 ve ‘07-TURİZM’ başlığında 11 adet olmak üzere toplam 28’i ile ilgili çalışma tamamlanarak REİS gazetesinde yayınlanmış oldu. Bu hafta da inşallah aynı yöntemle  ‘08-SANAYİ’ başlığı altında 8 hedefin daha nasıl gerçekleşebileceği hakkında önerilerimizi okuyacaksınız. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘nasıl?’ yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejimizin uygulanması. Zira söz konusu strateji Susurluk için belirlenmiş 12 başlıklı sektör/alanlarda öngörülmüş bulunan güçlü yönlerden ve orta vadede çevreden yönelecek fırsatlardan azami ölçüde yararlanmayı hedefliyor. Böylece ilçemizin güçlü yönlerinin daha da güçlendirilmesi ve orta vadede doğacak fırsatlardan yararlanması mümkün olabilecek.

Biliyorsunuz daha önce ‘08-SANAYİ’ sektörü için ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde 8 hedef belirlenmişti. Bunlar için de esas alınan güçlü yönler: ‘GY.08.1-Şeker fabrikası’, ‘GY.08.2-Yörsan’, ‘GY.08.3-Entegre et tesisleri’, ‘GY.08.4-Beyaz et tesisleri’, ‘GY.08.5-Gıda sanayinin gelişmiş olması ve Konserve tesisleri’ ile ‘GY.08.6-Ahşap sandalye, masa imalatı’ idi. Söz konusu güçlü yönler ilçemizin mevcut sanayisinin ve dayandığı altyapının orta vadede gelecek için bir zıplama taşı olabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla onlara dayanarak, mevcut güçlü yönlerden yararlanılarak daha da güçlenebilmek mümkün. Zaten ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi de bunun için öngörülmüştü. Böylece inşallah ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı Stratejik amacımızın da gerçekleşmesi söz konusu olacak.   


Örneğin; Susurluğun mevcut fabrika ve tesislerinden en büyüğü ve köklü kuruluşu Şeker Fabrikasından başlayalım. Bu güçlü tesis daha da güçlü olsun, 12 ay boyunca çalışsın, daha uzun yıllar istihdam sağlamaya ve üretmeye devam etsin istemez miyiz? Elbette isteriz. Bu fabrika her bakımdan Susurluk’la özdeşleşmiş bir kuruluş. 60 yıl boyunca da Susurluğun sosyal ve ekonomik kalkınmasına doğrudan katkıda bulunmuş bir tesis. Ama gerek ekonomik, gerek teknolojik, gerekse de siyasal sebeplerden son yıllarda patinaj yapmakta. Adeta ite kaka, destek ve suni teneffüslerle yaşatılmaya çalışılıyor gibi bir görüntü var. Bu yüzden ilk etapta: ‘HDF.1.1.1.29-Şeker fabrikasının yıl boyu çalışmasına yönelik alternatif çözüm önerilerini değerlendirmek’le işe başlamalıyız. Bunun için çiftçilerimizin, işçilerimizin, esnafımızın, iş adamlarımızın, gençlerimizin ve şeker şirketi yetkililerinin katılacağı bir ‘ÇALIŞTAY’ öneriyoruz. Konunun mahalli basında işlenerek halkın bilgilendirilmesi ve tartışmaya açılması da gerekiyor. İnanıyorum ki böylece Şeker Fabrikasının ve Susurluğun geleceği hakkında pek çok somut öneri ortaya çıkacaktır. Örneğin bu arada sadece şekere değil yan ürünlere dayalı entegre bir üretim çeşitliliği fikri de doğabilir. Devamında bu önerilerin önem ve önceliğine göre sıralanması ve değerlendirilmesine geçilecektir. Kuşkusuz sonuçta ortaya çıkan ve ağırlık kazanan ilk üç öneri için güçlü bir siyasal destek arayışına da ihtiyaç olacak. İşte bu destekle beraber kararlı davranırsak kamu ve özel sektörden, hatta yurt dışından yatırımcı da bulabiliriz. Niye olmasın ki? Böyle bir süreçte Susurluk içinde ve dışında ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’, ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’, ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ gibi değerlerimiz bize güç verecektir. Ayrıca bu tür bir yolculukta; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ’İLK.5-Birlikte başarmak’ şeklindeki temel ilkelerimizin rehberliğine de ihtiyacımız olacak.  Hedefin gerçekleşmesini sağlayacak sorumlular da ilgi sırasına göre; Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Belediye (B), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibi (SPE) oluyor. STK olarak Kent konseyi, İlçe Ziraat Odası, Pancar kooperatifi, Esnaf odası da mutlaka işin içinde olmalı.

Benzer bir durum şu anda iflasını ilan etmiş bulunan Yörsan için de geçerli. ‘HDF.1.1.1.30-Tesisimiz Yörsan’ın yeniden üretime geçmesi için yeni yatırımcısına destek ve katkıda bulunmak’ bu çerçevede çok önemli. Bunun için de öncelikle Yörsan’ın ilçemiz, süt üreticilerimiz, işçilerimiz, esnafımız, halkımız ve bölgemiz için ne denli önemli ve stratejik olduğunu görmemiz gerekiyor. Böyle bir tesisin, markanın ölmesine razı olamayız. O halde basiretli davranıp YÖRSAN İÇİN EN UYGUN YATIRIMCIYI KENDİMİZ BULMAMIZ EN ÖNCELİKLİ KONU. Böyle bir meselede pasif kalmak ve bizim için bu sorunu başkalarının çözmesini beklemek pek akıllıca değil. YATIRIMCI BULMAK İÇİN İFLAS MASASINDAKİ AĞIR BORÇ YÜKÜNÜ DE BİR ŞEKİLDE ÇÖZMEMİZ ŞART. Bunun için siyasal hatta yasal desteğe kesinlikle ihtiyacımız var. Susurluk’la hiç ilgisi olmayan şişirilmiş kredi teminatlarından kaynaklı banka borçları elimizi kolumuzu bağlamamalı. Maliyeden alacaklı olunan KDV bedelleri de dahil olmak üzere bu sorun ancak güçlü bir siyasal destek ve yasal düzenlemelerle aşılabilir. Örneğin şirketin devletin varlık fonuna devri de bir çözüm yolu olabilir. Bu süreç içinde YATIRIMCISI BELLİ OLDUKTAN SONRA ‘YÖRSAN MARKASININ’ YENİDEN ÜRETİME GEÇMESİ İÇİN ONA DESTEK OLMAK VE HER TÜRLÜ KATKIYI VERMEK SUSURLUĞUN GELECEĞİ İÇİN OLMAZSA OLMAZ BİR VAZİFE. Bu yolda; ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’, ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’, ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’, ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz ’ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ dayanacağımız temel değerler olarak elimizin altında. Ayrıca; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ şeklindeki ilkelerimiz de bize rehberlik edecektir. Hedefin gerçekleşmesini sağlayacak ilgili ve sorumlular da önem ve öncelik sırasına göre; Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Belediye (B), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibi (SPE) oluyor. Bu müşterek görevde ayrıca İlçe Tarım müdürlüğü ile STK’lardan; Kent Konseyi, Süt Birliği, Ziraat Odası da mutlaka işin içinde olmalı

Susurluğun bir diğer güçlü yönü sahip olduğumuz entegre et tesisleri. Aynı zamanda Susurluğun kırmızı et kadar beyaz et sektöründe de ismi ve gücü var. Belli ölçekte tarıma dayalı gıda sanayimiz de var ve bu topraklarda köklü bir geçmişe dayanıyor. Bu sebeple doğal olarak ‘HDF.1.1.1.31-Entegre et tesislerimizi yeni yatırımlarla ürün çeşidi, kapasite ve ulusal pazar paylarını arttırmaları için yönlendirmek’ , ’HDF.1.1.1.32-Beyaz et tesislerimizi üretim miktarı, ürün kalitesi ve marka değerini yükseltmeleri için teşvik etmek’ ve ‘HDF.1.1.1.33-Gıda sanayimizi çeşitlendirmek, ürünlerimizin dış pazarlara açılmasını sağlamak üzere desteklemek’ gerekiyor. Ama bu bağlamda öncelikle söz konusu tesislerin orta vadede beş yıllık yatırım, büyüme, istihdam ve satış pazarlama planlarını yapıp Susurluk’la paylaşmaları lazım. Neye ihtiyaçları olduğu (arazi, proje, teknolojik makine cihazlar, uygun yatırım ve işletme kredisi, teşvikler, danışmanlık ve nitelikli eleman)  netleştikten sonra onların karşılanmasına yönelik harekete geçilmesi icap edecek. Bu yardım ve destek ilçemiz için oldukça mühim, hatta şart. Çünkü bu alanda düşünülen ve gerçekleşecek her yeni atılım Susurluğun geleceğine tuğla koymaktır. Ekonomik ve sosyal kalkınmamız katkı sağlamaktır. Bu yüzden de sahiplenilmesi gerekir. Neticede her yatırım orta vadede; daha fazla üretim, daha çok istihdam, yeni pazarlar ve daha bereketli kazançlar demek. Bunun için elbette ilçemizin dayanışmasına ve ‘DEĞ.4-Yardımseverlik’ duygularına ihtiyaç olacak. Yararlanabileceğimiz pek çok ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ var. Kırmızı et ve beyaz et mamulleri en önde gelen ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’den. Mevcut ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ bizim gücümüz. ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ her aşamada değerlendirmemiz gereken bir avantaj. İlçemiz bu alanda ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da sunuyor pek çok.  Bu değerlere dayanarak yolumuzda güçlü bir şekilde ilerleyebiliriz. Yolculuğumuzda bize ışık olacak temel ilkeler ise; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ olacaktır. Peki, bunları kim yapacak? Bu hedefleri gerçekleştirmek önem ve öncelik sırasına göre; Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Belediye (B), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) müşterek görevi. İlçe tarım Müdürlüğü de bu işbirliğinin içinde olmalı. Elbette bu hareketin Sivil Toplum Kuruluşlarınca (STK) benimsenip desteklenmesi de şart. Özellikle de Kent konseyi ile Ziraat ve Esnaf odaları hedeflerin gerçekleşmesinde aktif katkı sunmalılar.


Susurluk’ta ahşap sandalye, masa imalatı tarihi geçmişi olan, bir dönem onun adıyla anılan bir sektör. Ancak bugün bir şekilde geride kalmış görünüyor. Yine de irili ufaklı on kadar imalatçı ve işletme bu alanda üretim yapmaya devam ediyor. Gücümüzü toplayıp hamle etmek ve bu alanda yeniden zirveye oynamak sıfırdan başlamaya göre daha kolay. Bu nedenle ‘HDF.1.1.1.34-Susurluğa özgü, markalı ahşap ürün tasarımları gerçekleştirmek’ ve ’HDF.1.1.1.35-Üretimde Küçük sanayi-Meslek lisesi işbirliğini sağlamak’ bu sektörde yakın geleceğin temellerini sağlam bir şekilde atmak açısından önemli. Bu zamanın teknoloji ve rekabet ortamında da markalı ürün tasarımları olmadan, nitelikli eleman yetiştirmeden bırakınız ihracatı, ulusal pazarda bile yer edinebilmek mümkün değil. O halde öncelikli hedefimiz Susurluğa özgü, markalı ahşap ürün tasarımları üzerinde çalışmak olmalı. Elbette klasik Susurluk masa sandalye ve araba imalatı ile bunların minyatür ürünleri ihmal edilmeyerek sahiplenilmeli. Onun yanında değişen ihtiyaç ve şartlara göre diğer ahşap ürünler için de tasarım geliştirmek pazarda var olmak ve büyümenin olmazsa olmaz bir gereği. Peki, bu nasıl olacak? ÖNERİMİZ; BU KONUDA VE ÜRETİMDE KÜÇÜK SANAYİ-MESLEK LİSESİ İŞBİRLİĞİNİ UZUN VADELİ BİR PROTOKOLA BAĞLAMAKTIR. Şayet bunu gerçekleştirebilirsek hem tasarımda, hem üretimde hem de sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman yetiştirmede güçlü bir mevzi oluşturabiliriz. Kuşkunuz olmasın ki bu güç birliği ve sinerji orta vadede giderek markalı ürünlere, üretime ve güçlü bir pazarlamaya dönüşecektir. Bu alanda çalışan esnaf önce orta ölçekli işletme vasfına, daha sonra da güçlü şirket ebadına ulaşabilecek; ilçeye ek kazanç ve istihdam sağlayan fabrika ve tesisler de işte böyle bir doğal büyüme sonucu kendi çizgileri üstünde gelişebileceklerdir. Susurluk için her tesis, her yatırım, her kazanç yeni istihdam kapıları demektir. Umarım bu iki hedef böyle bir gelişmenin başlangıcı ve temeli olur. O gün ’HDF.1.1.1.36-Ahşap ürünlerde Susurluğu yeniden zirveye taşımak’ niye mümkün olmasın ki? Bu süreçte elbette ki ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’, ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’, ‘DEĞ.7-El sanatlarımız’ ve ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ gibi değerler bize güç verecektir. Şayet bu uğurda; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan’, ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüş’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ ilkelerimizin rehberliğinde hareket edersek sonuç alabiliriz. Bu hedeflerin gerçekleşmesini sağlayacak sorumlular da ilgi sırasına göre; Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K) ve Belediye (B) ve Stratejik Plan Ekibi (SPE), olmalı. Ayrıca bu konuda İlçe Milli Eğitim ve Halk Eğitim Müdürlükleri de mutlaka işin içinde bulunmalı, STK olarak da Esnaf ve sanatkâr odaları müşterek görev yapmalıdır.

Böylece Susurluğun ‘SANAYİ sektöründe mevcut güçlü yanlardan yola çıkılarak daha güçlü hale gelmek mümkün olacağı gibi, bu çabalar başta Tarım Hayvancılık olmak üzere, ticaret ve lojistik sektörlerine de güç katacaktır. Bunlar neticede tümüyle orta vadede Sosyal ve ekonomik kalkınma’ mızı olumlu etkileyecek hususlar.  Bölgesinde yükselen, öne çıkan gelişmiş bir Susurluk istiyorsak Tarım ve Hayvancılık kadar, Sanayi sektöründe de söz sahibi olmalıyız. Sonuç olarak bu 8 hedef güçlü yanları ve fırsatları kullanma stratejisi izlenmesi yoluyla Susurluk için kendi kökleri üzerinde bir değişim-dönüşüm-gelişim alternatifi sunuyor.

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder