Koronavirüsle
mücadele kapsamında ülke genelinde tedbir
alınmaya devam ederken İl Hıfzısıhha Kurulu kararları ile de ilave tedbirler
alınabiliyor. Bu bağlamda maske takmanın zorunlu olduğu illere İstanbul, Ankara
ve Bursa da eklendi. Böylece
toplamda 48 ilde koronavirüs tedbirleri kapsamında maskesiz dışarı çıkmak yasaklandı. Vaka sayılarının yeniden binin üzerine çıkmasıyla birlikte geçtiğimiz günlerde ilk etapta 42 ilde maskesiz sokağa çıkma
yasaklanmıştı. Ardından bu illere Bitlis ve Yalova da eklendi. Son olarak
İstanbul, Ankara ve Bursa için de maskesiz dışarı çıkmama yasağı geldi. Böylece
sayı 48’e çıkmış oldu.
Maskesiz dışarı çıkmanın yasak olduğu iller şöyle;
Adıyaman, Afyonkarahisar, Amasya, Ardahan, Aydın, Ankara, Balıkesir, Bartın,
Batman, Bolu, Burdur, Bursa, Bitlis, Denizli, Düzce, Diyarbakır, Elazığ,
Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Iğdır, Isparta, İstanbul,
Kahramanmaraş, Kayseri, Karabük, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya,
Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Osmaniye, Rize, Sakarya, Siirt, Sivas, Şırnak,
Şanlıurfa, Tunceli, Tokat, Uşak, Yalova ve Zonguldak.
Bu illerde maske takmayan kişilere idari para cezası
uygulanabilecek. Maske takma zorunlu olduğu illerde maskesiz olarak dışarı
çıkmanın cezası 3 bin 150 lira. İçişleri Bakanlığı’nın konu ile ilgili
açıklaması şu şekilde; "Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi
gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna
göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılmasına, konusu suç teşkil
eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195 inci maddesi kapsamında
gerekli adli işlemlerin başlatılacağı hususu kamuoyuna saygı ile
duyurulur."
Vali
Yerlikaya yaptığı paylaşımda, Bu yasağı"Değerli İstanbullular sağlığınız için İstanbul'da açık alanlarda maske takmak artık zorunlu"
ifadeleriyle açıkladı. Koronavirüs salgınının en temel özelliğinin, fiziksel
temas, hava yolu gibi yollarla çok hızlı bulaşması ve enfekte insan sayısının
hızlı artması olduğu ifade edilen açıklamada, "salgının yayılmasını
engellemenin en etkili yolunun sosyal hareketliliği ve insanlar arası teması
azaltarak sosyal izolasyonun mutlak şekilde sağlanması olduğu" kaydedildi.
Açıklamada şöyle denildi:
"Aksi
hallerde virüsün yayılımı hızlanarak vaka sayısı ve
tedavi gereksiniminin artması sonucu vatandaşların hayatlarını kaybetme riski
ile toplum sağlığı ve kamu düzeninin bozulmasına sebep olacağı gerekçesi ve
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda; kamu kurumları ve
özel sektör iş yerlerinin kapalı alanları ile toplu ulaşım araçlarında maske
takılması zorunluluğu kararlarımıza ilaveten, ilimizde sokağa çıkan her
vatandaşın açık alanlarda da ağız ve burunu kapatacak şekilde, usulüne uygun
maske takmasının zorunlu olması, konu hakkında gerekli hassasiyetin
gösterilerek uygulamanın yukarıda belirtilen çerçevede eksiksiz bir şekilde
yerine getirilmesinin sağlanması, tedbirlere uymayanlar hakkında Umumi
Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282'nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi,
aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması,
konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu'nun 195'inci
maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması, kararları alınmıştır."
Geçtiğimiz gün Bilim Kurulu toplantısı ardından gelen açıklama ile tüm
Türkiye'nin gündemine gelen LGS günü ve hafta sonu sokağa çıkma yasağı için
genelge yayınlandı. 81 ilin valiliklerine gönderilen genelgeye göre; LGS
sınavının başlangıç ve bitiş saatleri baz alınarak belirlenen saat
aralıklarında kısıtlama uygulanacağı bildirildi. Buna göre
hafta sonu gerçekleşecek olan YKS ve LGS sınavı
nedeniyle 81 ilde belirlenen saat aralıklarında kısıtlama uygulanacak. İçişleri Bakanlığı Genelgesine göre bu yasak "20 Haziran Cumartesi, 27
Haziran Cumartesi ve 28 Haziran Pazar günü sınav öncesi ve sonrası oluşabilecek
yoğunluk nedeniyle bulaşma riskini azaltmak sınavın sorunsuz bir şekilde
yapılmasını temin etmek amacıyla" uygulanıyor.
Liselere
Geçiş Sınavı (LGS); 20 Haziran 2020 Cumartesi günü
birinci oturumu 09.30'da başlayıp 10.45'de tamamlanacak, ikinci oturumu
11.30'da başlayıp 12.50'de tamamlanacak. Bu
nedenle 20 Haziran 2020 Cumartesi günü 09.00 ile 15.00
saatleri arasında 81 ilde vatandaşların sokağa çıkmaları yasak.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise; Birinci oturum 27 Haziran 2020 Cumartesi günü saat 10.15'te
başlayıp 13.00'de, ikinci oturum 28 Haziran 2020 Pazar günü saat 10.15'te
başlayıp 13.15'de ve üçüncü oturum da 28 Haziran 2020 Pazar günü 15.45'te
başlayıp 17.45'de tamamlanacak. Böylece 27 Haziran 2020
Cumartesi günü saat 09.30 ile 15.00 arasında ve 28
Haziran 2020 Pazar günü 09.30 ile 18.30 saatleri arasında 81 ilimiz sınırları
içinde bulunan vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları kısıtlanmış oldu.
Tüm dünyada sosyal alışkanlıklarımızı değiştiren bir
salgın sürecinden geçiyoruz. Toplu taşıma araçlarında, restoranlarda,
kafelerde, AVM'ler ve ofislerde mutlaka uyulması gereken kurallar var.
Maskeli normal
Ülkemizdeki adıyla 'Yeni normal'de devletçe ya da
kurumlarca alınan tedbirler kadar kişisel önlemler de son derece önemli. Bu
süreçte; usulüne uygun maske takmak, güvenli fiziksel mesafe ve yabancı
yüzeylere temas sonrası elleri yıkamak gerekiyor.
Öncelikle kapalı, dar ve havasız mekânlardan mümkün
olduğunca uzak durulması isteniyor. Çünkü sosyal mekânlar sağlıklı gibi görünen
her insanın virüs bulaştırması mümkün alanlar. En azından böyle riskler daha
çok.
Bu
yüzden eve gelir gelmez eller, telefon ve anahtarlık gibi nesneler dezenfekte
edilmeli. Ayakkabı ile eve girilmemeli, giysiler değiştirilmeli ve
havalandırılmalı. Duş almanın
faydası var.
Aynı
şekilde sosyal mesafenin olmadığı, usulüne uygun maske
takılmayan ve her yerine birçok kişinin değdiği toplu taşıma araçlarından da mümkün olduğunca uzak durulmalı. Zorunlu ise
onalar binerken mutlaka maske takmak ve indikten sonra elleri dezenfekte etmek şart.
Restoran, kafe ve AVM gibi çok kimsenin
girip çıktığı ortak kullanım alanlarında
güvenli-fiziksel mesafe kuralının uygulanması, açık ya da havalandırmanın yeterli olması, personelin maske takması ve yüzeylerinin sürekli dezenfekte edilmesi çok çok
önemli. Elbette bu tür yerlere gidilebilir. Ancak bu mekânlarda kişi sayısı sınırlı ve kurallara uygun
bir oturma düzeni sağlanmış
olmalı.
Ofislerde
10 metrekareye en fazla 2 kişi düşecek şekilde çalışılabilir. Yine mutlaka maske takılmalı,
hijyen kurallara uyulmalı, ofisler sürekli havalandırılmalı, ortak kullanılan
asansör düğmesi, kapı kolları, bilgisayar ve telefon gibi cihazlar, masa ve
sandalyeler sürekli dezenfekte edilmeli. Tuvalet
temizliğine özen gösterilmeli. Lavabolarda temassız bataryalar, sabunluklar ve
kâğıt olmalı. Defter-kalem; kahve-çay, su bardağı gibi şeyler kişiselleştirilmeli
ve eller saat başı yıkanmalı.
ThinkAloud Research Covid-19’dan sonra sosyal yaşamın nasıl olacağını, bizi nelerin beklediğini ve halkın konu ile ilgili düşüncelerini araştırmış.(*)ThinkAloud Research, İstanbul, İzmir, Ankara'da 1132 adet %50’si üniversite mezunu olan 18-61 yaş arası erkek ve kadınlarla görüşmüş. Bunların %77’si 25-45 yaş arasında.
ThinkAloud Research Covid-19’dan sonra sosyal yaşamın nasıl olacağını, bizi nelerin beklediğini ve halkın konu ile ilgili düşüncelerini araştırmış.(*)ThinkAloud Research, İstanbul, İzmir, Ankara'da 1132 adet %50’si üniversite mezunu olan 18-61 yaş arası erkek ve kadınlarla görüşmüş. Bunların %77’si 25-45 yaş arasında.
Kuşkusuz, insanı en çok korkutan şey, belirsizlik. Sürecin ne zaman
biteceği, bittikten sonra neler yaşayacağımız. Yokluk, eve kapanma, kısıtlanma,
evden çalışma süreçleri pek çok yaş grubu için daha önce deneyimlemediği ve
sonrasında yaşama ne gibi etkileri olacağını bilmediği bir süreç. Bu nedenle insanlar öncelikle Corona günlerinin ne zaman biteceğini
öngörmekle başlayan, sonrasında da yaşanan deneyimler, değişen alışkanlıklarla
harmanlanan ve bu şekilde değişen yeni öngörü ve planlar düşünüyorlarmış.
Tüketicilerin %70’i, Corona riskinin 3 ay içerisinde ortadan
kalkacağına ve 6 ayın sonunda hayatın yeni bir rutin içerisinde devam edeceğine
inanıyormuş. Ancak; artık hayatın güllük gülistanlık olmadığını, bir anda her
şeyin alaşağı olabileceğini deneyimleyen tüketiciler, yaşamlarına kontrollü bir
sosyallik getirmekten yanalarmış.
Araştırma
insanların Corona’nın kontrol altına alınacağı ve
hayatın nispeten normale dönmesine kadar en azından belli bir süre, “Kontrollü birlikteliklere” yöneleceğini gösteriyormuş. Daha kontrollü ve ihtiyaç harici alışveriş yapmamaya özen gösteren katılımcılar
%40 civarındayken, bu süreçte online alışveriş ile tanışanların oranı ise
sadece %18 olmuş.
Bu
%18’lik grup, online ev alışverişinin sağladığı avantajlar ve olumlu deneyimler
nedeniyle Corona sonraki süreçte de online alışverişe devam etmeyi
düşündüklerini belirtmişler. Ancak mahalle marketlerinden
vazgeçmek istemeyenlerin oranı da
%20 imiş. Corona süreci başladıktan sonra kimi online satış
sitelerindeki fahiş fiyatların gündeme gelmesi nedeniyle tepki gösteren ve bu
kanallara güveni düşen tüketicilerse yine mahalle marketleri üzerinden
alışverişlerine devam edeceklerini söylemişler.
Katılımcılar;
Kontrollü birliktelik, Sadeleşen
hayat, Farkındalığın yükselmesi,
sevdiklerine, sağlıklarına ve kişisel duruşlarına daha fazla önem verilmesi gibi konulara alaka
göstermişler. Mesela önceliklerini artık çekirdek ailelerinin konforu ve refahı
üzerinden sürdürülmesi öne çıkan eğilimlerden biri imiş. Yine doğa
ile ters düşmenin, doğanın kırmızı çizgilerine
saygısızlık etmenin insan yaşamına negatif etkileri olduğunu düşünmeye başlayan
katılımcılar, sağlık, sadeleşme ve sosyal sorumluluk konularında daha fazla
hassas olmaya başladıklarını belirtmişler.
Güvenli alanlarını kaybettiklerini düşünen katılımcılar, yeniden
kontrolü ellerine almayı, yeni bir konfor alanı oluşturmak istediklerini,
“güven duygusunun” hem resmi kurumlar, hem çalıştıkları firmalar, hem de
markalar nezdinde yeniden tanımlanması gerektiğini düşünmekteymiş. Ancak yine de Corona sonrası dönemde en
az 3 aylık süreçte temkinli olacaklarını belirttikleri alanlar; Kalabalık ortamlarda bulunmak, Hastanelere gitmek, Yurtdışı
seyahatlerini sınırlamak, Toplu taşıma kullanmak, Cafe ve restoran ziyaretleri
gibi konularda sosyal izolasyonun da etkisi ile katılımcıların daha az tedirgin
olduğu gözlemlenmiş.
--------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder