Politika siyaset kadar saygın olmasa da zorunlu bir
uğraş. Daha çok bir arenada mücadele eden gladyatörlere benziyorlar. Seyircisi
de kamuoyu ve seçmenler.
Her ne kadar acımasız ve kuralsız gibi görünse de
elbette kendi içinde bazı demokratik teamüllere sahip. Mertliğin kitabı yok ama
bu yolda olanların ille de namert olmaları gerekmiyor. Söylenen, yazılan,
yapılan şeylerin iyilikle ve mertçe geçmesi en doğrusu.
Demokrasiyi bir fazilet
rejimi olarak övmez miyiz ? O halde bu alandaki davranışların da erdemli olması
beklenir. Misâl; rakibiyle selamlaşmak, karşılaştığında tokalaşmak, karşılıklı
başarılar dilemek ve eleştiride haddi aşmamak oldukça medeni bir davranış olsa
gerek. Kazananı tebrik etmek te öyle. Neden olmasın ?
Bizim ülkemizde bir gladyatör geçmişi yok, ama er
mücadelesi, pehlivanlık ve yiğitlik geleneği var. Güreş oyunsuz olmaz. O da er
meydanında mertçe olur. Ancak, yalanın, iftiranın, küfür ve kaba kuvvetin yeri
değildir oralar. Kazanılsa bile, böyle kazanmanın onuru olur mu ? Millet
huzurunda soyunup meydana çıkanlar sırf kazanma uğruna böyle çirkin yollara
tevessül etmemeliler.
Özellikle de birbirlerine çuvaldızla saldıranlar,
yanlarında küçük bir iğne taşısalar iyi olur doğrusu. Çünkü bazen küçücük bir
iğne yapılabilecek büyük yanlışlara mani olabilir.
İster o politik arenada olsun, isterse işyerinde veya
kahvede; başkalarına olan davranışlarımızla kalp kırabilir, istemeyerek de olsa
zarar verebiliriz. Söyleyeceğimiz sözler can yakabilir. Bu sebeple düşünmeden
söz söylememeli, davranışlarımızı kontrol edebilmeliyiz. İnsanların söz, hal ve
hareketlerine çeki düzen vermesi, hiç şüphesiz sonradan doğabilecek acı
pişmanlıkları ve dostlukların zarar görmesini de engelleyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder