Yüreğimin sesi
Yalazı
Haber dinlemiyorum !
Okumaz oldum olan biteni.
Bir televizyon, o da bazen…
Zaten açar açmaz,
Ondan da acı bir yalazı
Vuruyor yüzüme.
Ama ağustos sıcağı değil bu.
Gördüğüm;
Yanan sokaklar, bombalanan dağlar,
Ve birbiri ardına gelen cenazeler…
Yine acılı,
Şerha şerha olmuş Anadolu.
Görmek istemiyorum !
Duymak istemiyorum çığlıkları.
Bir kanaldan öbürüne,
Kaçarcasına…
Çeviriyorum gözlerimi,
Ama,
Kaçamıyorum kendimden,
Düşüncelerimden.
Göz pınarlarımı zorluyor,
Bastırılmış duygular.
Neden ?...Niçin ?...
Haykırmak istiyorum !
Bu ülkede;
Barış istiyorum ben.
Kardeş kanı akmasın,
Huzur olsun evimde.
Selamette olsun köyüm, kasabam.
Ülkemdeki bütün ocaklar;
Mis gibi ekmek koksun,
Süt koksun çocukların ağzı,
Umut dolsun gönlüme.
Çok mu istiyorum ?
Dağlarım yeşil,
Sularım serin aksın..
Bu kan çok sıcak,
Onu istemez toprak.
Gelsin rahmet yağmurları
Yine emin olsun,
Şehirlerim.
Çok mu istiyorum ?..
----

----

Neden ?
Neden böyle oluyor dedi biri, neden ?
Acı dinmiyor, dökülen kan hep bizim
Gözyaşımız sel gibi, ağlayanlar hep bizim
Biri bitince lanet, öbürü başlıyor neden ?
En açık yaz günü, hep bulut var gönlümüzde
Bak ne yanık bağrımız, en oynak Türkümüzde
Oysa güzel günlere erişmiştik, neden ?
Hala ne bu feryat, bu figan her köşeden
Mahçubum her güzel gün, içimdeki neşeden
Anadolu kan revan, acı içinde, neden ?
Binlerce yıllık kader mi ? O nedense hep
böyleydi,
Analar hep ağladı, yandı, soğumadı hiç yürekleri
----
Orjan/18
Ağustos 2016 Perşembe 23:30
Allı-ak turnalar
Her biri bir yerden,
Ülkenin her köşesinden, sel gibi gelmiştiler,
Coşkun dalgalar
gibi,
Ufka doğru yürüyüp, dağlar gibi devleştiler
Gökte bayrak al al oldu tutuştu
Dağlar kavruldu,
yankılandı o sesler
Hep dönerdiler, bu sefer ne oldu ?
Gelmediler bu defa, solup gitti nefesler
Her biri bir ananın kuzusu,
Kimi yarinden yanık, kimi eşine hasret, hem Koç gibi kınalı,
Dünya için ne gam, kundakta varmış bir oğlu
Bu kez geriye bakmadan gittiler, allı-ak
turnalar gibi sıralı
----
Orjan/07 Eylül 2016 Çarşamba 22:30
Neydi günahımız?
Acı hafif kalıyor, yaşadıklarımıza
Gözyaşlarımız biçare, gördüklerimize…
Ateş düştü gönlümüze, kavruldu ciğerlerimiz
Yanan bir bina değildi, alev aldı yüreklerimiz
Aklımda bir çift göz, diyor ki; ‘Masumuz !’
Söyleyin kim dayanabilir şu soruya:
‘Daha çok küçüktük, Neydi bizim günahımız
?’
----
Ankara/ 30 Kasım 2016 Çarşamba 17:20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder