Orjan için vizyon önerisi
“VİZYON” sanki oradaymışız
gibi, ulaşmak istediğimiz durumu tanımlayan ideal gelecek tasviridir. Kendimiz
ve yaşadığımız yer için nasıl bir gelecek öngördüğümüzü özgün bir ifadeyle
ortaya koymuş oluyoruz. İçinde bulunduğumuz mevcut sorunların üstesinden
gelinebildiği takdirde ideal geleceğimizin neye benzeyeceğini anlatıyor.
Geleceğe dair şimdiden paylaşılan
bir resim gibi. Orta ve uzun vadede ne yapılmak istendiğinin de
güçlü bir anlatımı. Neleri yapmak istediğimizi, gelecekte nerede olmak
istediğimizi dile getiriyor. Ulaşılmak istenen yer ve durumu, bunun için
ilerlenecek yönü tarif ediyor. Neticede “Nereye ulaşmak istiyoruz?” sorusunun
cevabını özetlemiş oluyor.
Unutulmamalı ki geleceği hayal
edemeyenler onu inşa edemezler. Gelecek vizyonu bir tür kutup yıldızı gibidir,
hem bahtınızı hem yönünüzü görürsünüz. Yalnız bu tasarımın içi değerlerle dolu,
çevresindeki yol işaretleri ise ilkelerle bezeli olmalı. Zira başarıya
götürecek yol; değerler ışığında ve ilkelere uyularak misyon’un yerine
getirilmesi suretiyle yürünecek. Amaç ve hedeflere ancak böyle varılabilir.
Orta vadede öngörülen, arzu edilen gelecek vizyonuna da ancak bu şekilde
ulaşılabilir. Arzu edilen başarılı gelecek vizyonumuzda dile gelir.
Bu yolculukta sahip olunan
değerler ve uyulması beklenen ilkelerin gelecek yolculuğu için anlamı büyük.
Değerlerle bezeli bir ‘Vizyonu’ olmayan hiçbir yolculuğun amaç ve hedefleri de
anlamlı olmaz. Bu yolculuk
bizi değerler ışığında, misyon ve ilkeler’e uyarak
Orta vade için öngörülen spesifik, ölçülebilir hedef’ ve amaçlar’a
ulaştıracaktır.
Vizyonumuz; belirlenmiş misyona
ve faaliyetlere anlam kazandıran, enerjilerin temel hedeflere odaklanmasına
yardımcı olan, dikkatimizi günün üzerine çıkarıp gidiş yönümüzün doğru olduğunu
görmemizi sağlayan, değişim için bir gerekçe ve zorunluluk sunan, mevcutla
yetinmeyip daha ileriye ve yukarıya bakmamızı sağlayan bir mahiyet kazanmış
oluyor.
Özetle
bu tasarım cümlesi; kısa, öz, geleceğe dönük ve değerlere dayalı olmalı, yol
işaretleri ve ilkelerden ışık almalıdır. İyi ifade edilmiş bir vizyon kısa ve
akılda kalıcı olmalı, ilham vermeli, gelecek idealini tanımlamalı ve heyecan
verici bulunmalıdır. Bugünü anlamadan gelecekteki misyonunuzu kavrayamazsınız,
geleceği hayal etmeden de Vizyonunuzun anlaşılması zordur. Geleceği ancak Allah
bilir. Düşünceler gerçekleşmeyebilir ama eyleme geçmemişseniz ne kadar
pırıltılı da olsa o vizyon sadece bir hayaldir.
Kuşkusuz vizyon bildirimi; bir
yandan ilerlemeye teşvik etmeli, diğer yandan da ulaşılabilir olmalıdır. Bu
yüzden iddialı ve aynı zamanda ulaşılabilir, gerçekçi bir ifade olmak zorunda.
Şayet bir vizyonunuz yoksa eylemleriniz de sadece bir koşuşturmaca, hareketiniz
“Rotası belli olmayan bir gemi” gibidir.
Vizyonumuz ona ulaşıldığında;
Paydaşların kimler olacağını, ortaya çıkacak değerleri ve neler üretileceğini
hatırlatır bize. Rekabet üstünlüğümüzü, nasıl algılanacağımızı, bölgesel/ulusal
rolümüzü ve katkımızı aydınlatır.
Güçlü bir vizyon öncelikle
idealist olmalı, yürekten gelmeli ve hissedilebilmelidir. Aidiyet duygusu için
özgün ve çekici olması şart. Ayrıca ayırt edilebilmesi için de benzerlerinden
farklı olmalı. İçinden olan/olmayan herkesin ilgisini çekebilmeli.
Ancak arzu edilen ve ulaşılabilir
bir geleceğe odaklanmak gerçekçi olmayı gerektirir. Uzun vadeli bir
yaklaşım elbette ki günü kurtarmaya yönelik olamaz. Günlük işlerin plânlanması
ve sorunların halledilmesiyle ilgili değildir. Hayalci de değildir. Zira
hayalle ölçülebilir amaç ve hedefler arasında çok büyük bir fark vardır. Kaldı
ki, hedeflenen sonuçların nasıl ve ne ölçüde gerçekleştiğinin izlenmesi,
değerlendirilmesi ve denetlenmesi aynı zamanda hesap verme sorumluluğuna da
temel oluşturur.
Bu tür bir yönetim sürecinin yöneticiler
tarafından tam olarak desteklenmesi şarttır. Bununla beraber, böyle katılımcı
bir yaklaşım ilgili tarafların, her düzeydeki paydaşların katkısı, ortak çabası
ve desteği olmaksızın başarıya ulaşamaz.
Çünkü bir değişim plânının
olması, gerçekleştirilmesi için yeterli değildir. Plânın sahiplenilmesi ve
harekete geçilmesi gerekir. Asıl olan plân dokümanı, pırıltılı şablon ve yazılı
belgeler değil, yönetim sürecinin bizzat kendisidir. Şüphesiz bu tarz bir
yönetim çalışmasına en geniş katılım sağlanmalı, bu kapsamda değişik taraf ve
seviyelerden insanlar sürece dahil edilmelidir.
Böylece ortak akıl bir bütün
olarak kendisini tanıma, çıkış yolunu ve başarıyı paylaşma fırsatı bulur. Zira
bu sürecin bir yan ürünü olarak yaşanan birlikte olma hali, güçlü iletişim ve
motivasyon ilerde yaşanabilecek birçok olumsuzluğa da geçit vermeyecektir.
Şayet Orjan geleceğini öngörmek,
karşı karşıya kaldığı sorunları orta vadede aşmak istiyorsa alıştığı minval
kısa vadeli çözümlerden uzak durmalıdır. Aksine Orjan’ın orta ve uzun vadeyi
öngören bir ‘stratejik planı’ olmalıdır. Burada önerdiğimiz şey elbette ki
mevcut sorunlarıyla uğraşmayı, projeleri sonuçlandırmayı ve günlük hizmetlerin
verilmesini durdurmaz. Belediye görevi olan hizmetleri sürdürecek, yönetim vaadlerini
yerine getirecek ve kamu idaresi de varoluşunun gereğini yapacaktır.
Şimdi başınızı arkaya yaslayın,
gözlerinizi kapatın ve Orjan’ı beş yıl sonra nasıl görmek istiyorsanız öyle
hayal edin. Bir an için gözümüzü yumup hissedelim o anı. Rüyalarımız olsun Orjan
üstüne, hayallerimiz olsun umutla dolu ve dualarımız olsun gelecek için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder