16 Aralık 2020 Çarşamba

16 Aralık 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı192.................................Turizm

Turizm

Bu hafta Susurluğun ‘GZFT.07-TURİZM’ sektörü alanında güçlü/zayıf yönleri ile karşı karşıya olduğu fırsat/tehditlerden yola çıkarak amaç ve stratejilerimiz istikametinde bazı hedefler belirlemeye çalışacağız. Daha önce bu alanda yapılan tarama ve durum analizi çalışmasında bugün değilse bile orta vadede Susurluğun gelişmesine katkı sağlayacak Güçlü yönler’; ‘GY.07.1-Alternatif turizm imkânları’, ‘GY.07.2-Keşfedilmeye hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerler’, ‘GY.07.3-Termal turizm için Jeotermal potansiyel’ ve ’GY.07.4- Geleneksel mola ve dinlenme tesisleri tecrübesi’ ’GY.07.5-Ayranıyla meşhur, tost ve ayran için coğrafi konuma sahip olması’ olarak görülmüştü. Önümüze gelecek çevresel ‘Fırsatlar’ da‘FRS.07.1-Alternatif turizm talebinin giderek artması’ ve ‘FRS.07.2-‘Jeotermal yatırım potansiyeli’olarak değerlendirilmişti. Yapılan tarama çalışması ve katkılar sonucu sektörde tespit edilen Zayıf yanlar’ımız ise; ’ZY.07.1-Nitelikli turizm tesislerine sahip olmama’ ve ’ZY.07.2-Deniz turizmi imkânının bulunmaması’ olarak belirlenmişti. Diğer yandan ilimizde turizm alanında daha çok Erdek, Edremit, Burhaniye gibi ‘THD.07.1-sahil ilçelerinin öne çıkmış olması’ ve tarihi geçiş yoluna alternatif olarak ‘THD.07.2-İstanbul İzmir otoyolunun ilçe merkezi dışından geçmesi’ de bizim için birer ‘tehdit mahiyetinde hususlar olarak tespit edilmişti.

Güçlü yönlerimiz kuşkusuz bugün halen mevcut olduğu kadar orta vadede de varlığını sürdürebilecek, Susurluğun gelişmesini olumlu etkileyecek avantajlar. TR22 kodlu Çanakkale-Balıkesir Güney Marmara Bölgesi; pek çok alternatif turizm çeşidiyle ülke genelinde ön plana çıkan bir turizm koridoru, kültür turizmi gelişim bölgeleri ile sağlık ve termal turizm alanı olarak tanımlanmış. Ege ve Marmara Denizinde kıyı turizmi oldukça canlı. Öte yandan aynı bölge; içinde jeotermal kaynakları, tarihi ve kültürel değerleri bir arada barındıran yüksek turizm potansiyeline sahip bir merkez. Bu bağlamda turizm çeşitliliği ile birlikte ’Alternatif turizm imkânları’açısından da oldukça zengin. Susurluk ilçesi İstanbul, Bursa, İzmir hattı üzerinde yer almakla birlikte, halen içinden turizm merkezlerine akan yerli ve yabancı turistler için bir durak yeri değil geçiş güzergâhı olarak varlığını sürdürüyor. Herhangi bir antik kent, müze ve ören yeri bulunmuyor. İnanç ya da kültür turizminde değerlendirilebilecek varlığımız da yok. Buna karşılık doğa turizmi, termal sağlık turizmi, yöresel ürünler pazarı ve sportif turizm gibi alanlarda el değmemiş güçlü yönlerimiz var. Bu bağlamda ‘dağ ve doğa yürüyüşü, akarsu ve piknik turizmi, motor kros, rahvan at ve yağlı güreş müsabakaları ile sportif olta balıkçılığı ve av turizmi’ gibi pek çok alternatif turizm faaliyeti için uygun bir konumdayız.

Göçer Yörüklerle birlikte, yoğun Balkan ve Kafkas göçlerine de yurt olan bölgemizin kültürel çeşitliliği oldukça dikkat çekici. Zira ilçemizde yerli manavlardan, muhacir ve romanlara kadar geniş bir kültürel dokunun izleri bulunuyor. Bu açıdan ’Keşfedilmeye hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerler’ söz konusuSon dönemde deniz, kum ve güneş turizmine alternatif arayışları ve farklı turizm çeşitlerine yönelme gözlendiği için bölgemizin sahip olduğu doğal kültür ve değerler de bu alana ilgi duyan pek çok ziyaretçi için keşfedilmeyi bekliyor. Sadece bunun için atadan nineden yadigâr el işleri, köyden köye değişen farklı özelliklere sahip düğün adetlerimiz, yöreye özgü konuşma biçimimiz, sebze ve meyvelerimiz, et-süt ve süt ürünleri yelpazemizin meraklısı için bilgiye ve görgüye açılması gerekiyor. Ayrıca ilçede Çataldağ’da Aygır Çeşmesi, Bıçkı Deresi, Farafat orman içi yerleri gibi gezilebilecek yerler, Çaylak, Yahyaköy Yandım Çavuş ve Günaydın Göleti çevresi gibi de görülmeye değer mesire yerlerimiz var.

Bölgemiz jeotermal kaynaklar bakımından da ülkemizin önde gelen yörelerinden biri. Özellikle sıcaklık ve debi açısından zengin termal kaynaklara sahip bir bölgedeyiz. Bu manada Balya, Bigadiç, Edremit, Gönen, Manyas, Sındırgı ile birlikte Susurluk ilçemizde de güçlü bir ‘termal turizm’ potansiyeli mevcut. Termal kaynaklarımız doğal çıkışlı olup içindeki eriyik mineral, tuz ve element yönünden zenginler. Termal Turizm; mineral içeren sıcak su banyosu, çamur banyosu ve içmeler gibi çeşitli kullanım şekillerini içeriyor. Bununla beraber fizik tedavi ve rehabilitasyon, idman, psikoterapi ve diyet gibi destekleyici tedavilerin birleştirilmesi ile yapılan uygulamaları da kapsıyor.  Hatta bu kaynakların eğlenme ve rekreasyon amaçlı kullanımı da söz konusu. Bu bağlamda ilçemiz Termal turizm için Jeotermal potansiyel’ açısından güçlü bir rezerve sahip. Bu potansiyel hem sağlık turizmi hem de dinlenme amaçlı olarak değerlendirilmeyi bekliyor. Kuşkusuz bunun için öncelikle tanıtım, eğitim ve alt yapıdaki bazı olumsuzlukların giderilmesi şart. Eğer bu alanda uygun stratejik hamleler yapılabilirse, onlar da Susurluğun kalkınmasını çeşitlendirecek birer kaldıraca dönüşebilirler.

Susurluk tarihinden bu yana içinden boylu boyunca yolgeçen bir yerleşim yeri. Doğal olarak da geçmişe dayanan köklü bir ’Geleneksel mola ve dinlenme tesisleri tecrübesi’ ne sahip. Yıllar boyu birçok irili ufaklı mola ve dinlenme tesisi oldu. Değişen ekonomik ve sosyal dönemler bu tesislerin çoğalıp azalmasına, duruma göre kapanmasına, değişmesine ve farklılaşmasına şahit oldu. Bütün bunlar sektöre hem girişimcilik açısından, hem de yetişmiş eleman yönüyle güçlü bir deneyim kazandırdı. Şu anda otoyolun bu alanda Susurluğa olumsuz etkisi olacağı düşünülüyor. Ancak, gereken değişim, yenilenme ve uyum sağlandığı takdirde bu avantajımızın orta vadede de devam edeceğini varsaymak mümkün.

İstanbul'u Edremit Körfezi'ne, İzmir ve diğer Ege illerine bağlayan güzergâh üzerinde bulunan Susurluk'taki tesislerde mola verenlerin ilk tercihlerinden olan Susurluk Tostu ve Ayranı, yurt içinde olduğu kadar yurt dışından gelen birçok turist tarafından da biliniyor. Ünü sınırları aşan bu ürünlerin tescillenmesiyle ilgili coğrafi işaret alınması için ilk başvuru Ticaret Odasınca Şubat 2013'te yapılmış. Kasım 2017’de de ‘Susurluk Tostu’ ile ‘Susurluk Ayranı’na coğrafi işaret alınmış. Böylece ’Ayranıyla meşhur Susurluk, tost ve ayranı için coğrafi konuma sahip’ olurken bu ürünlerin bundan sonra her yerde aynı kalitede yapılması da güvence altına alınmış. Yani ayran yağı alınmamış yoğurttan, tuz ve su kullanılarak yapılacağı için daima köpürecek ve taze olacak. Susurluk Tostu da daha çok bölgemiz ürünü tava ekmeğinden yapılacak ve az tuzlu kelle peyniri ya da bilinen adıyla Mihalıç peyniri kullanılacak. Diğer kaşar türü kolay eriyen peynir kullanan üreticiler yaptıkları tosta, Susurluk Tostu diyemeyecek. Artık Malatya'nın kayısısı, Aydın'ın inciri, Ayvalık'ın zeytini gibi artık Susurluk Tostu ve Susurluk Ayranı da coğrafi işaretler listesine girmiş durumda. Kuşkusuz bu tescil, ayran ve tostumuzun kalitesinin devamını sağladığı gibi bu ürünlerin satış garantisi de olacak. Belirlenen standartların dışında üretim yapan tesis ve iş yerleri Susurluk Tostu veya Susurluk Ayranı adını kullanamayacaklar. 

    Güçlü yönlerin daha güçlü hale getirilmesi ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ ve ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ Stratejik amacımız için önemli. Nitekim bu maksatla ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi izlenmesi gerekiyor. Bu sebeple Susurluğun mevcut Alternatif turizm imkânlarının geliştirilmesine yönelik ‘HDF.1.1.1.18-Alternatif turizm için örgütlenmek’ ’gibi bir hedefle işe başlanabilir. Bu konuda ikinci adım ise HDF.1.1.1.19-Belli zamanlarda alternatif turizm kampanyaları düzenlemek’ bu alanda önümüzü açabilir. Aynı şekilde ilçemizde keşfedilmeye hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerlerimizi netleştirmeli ve öne çıkarabilmeliyiz. Meselâ bu konuda ‘HDF.1.1.1.20-Keşfedilecek değerlerimizi belirleyip sıralamak’ ve ‘HDF.1.1.1.21-Sosyo kültürel yapımız üzerinde yazılmış metin, obje ve görsel materyalleri toplamak’, ‘HDF.1.1.1.22-Tarihi inebey binasını bir etnografya müzesine dönüştürmek’ ve ‘HDF.1.1.1.23-Sosyo kültürel yapımızı her alanda değerlendirerek turizme açmak’ gibi hedefler düşünülemez mi? Öte yandan biliyoruz ki Susurluk’ta termal turizm için önemli bir Jeotermal potansiyel var. Üstelik tarihi bir geçmişe de sahip. Ancak bu potansiyel alternatif turizm kapsamında yeterince değerlendirilebilmiş değil. Bu açıdan Ilıcaboğazı, Kepekler bölgesi ile Yıldız’da ‘HDF.1.1.1.24-Termal turizmin gelişmesi adına GMKA desteğinde projeler yapmak’  hedefi pekâlâ yararlı olabilir. ‘HDF.1.1.1.25-Sağlık turizmi için altyapı geliştirme ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirmek’ hedefi bu konuda olmazsa olmaz bir adım.  Bunun yanında ilçemizde var olan termal kaynakları turizme kazandırabilecek ‘HDF.1.1.1.26-Termal tesis yatırımcılarını bulup davet etmek’ hedefi de ilçemiz kalkınması için çok çok önemli. Aynı zamanda bu hamleler yöre insanımız için yeni kazanç ve istihdam kapıları da açabilir. Kuşkusuz tarihsel süreç içindeki geleneksel mola ve dinlenme tesisleri tecrübemiz kolayca dönüştürebileceğimiz bir başka güçlü yönümüz. Nitekim ‘HDF.1.1.1.27-İlçemizden geçen yolculara yönelik yeni bir atak başlatmak’ bu süreci hızlandırabilir. Özellikle de yeni bir dinlenme ve alışveriş konsepti içinde ilçemizin lezzetli çorba, köfte, kokoreç vb. gibi yöresel tadlarımızı değerlendirerek. Öncelikle ilçemiz ayranıyla meşhur. Bu konu tarihsel olarak Susurluğun adıyla birlikte anıldı hep. Ayrıca bugün köpüklü ayran ve özel tostumuz için coğrafi konuma da sahibiz. O halde bu yönümüzü nasıl daha da güçlendirebiliriz? Örneğin ‘HDF.1.1.1.28-Ayran ve tostumuz için bir üretim alt yapısı ve marka sahibi olmak’ hedefi için geç bile kaldığımızı düşünüyorum. Böylece Susurluğun alternatif turizm açısından güçlü hale gelmesi mümkün olacağı gibi bu çabaların başta Tarım ve Hayvancılık olmak üzere Süt ürünleri tesislerine de katkısı olacağını bekleyebiliriz.  Bunlar neticede orta vadede ‘Sosyal ve ekonomik kalkınma’mızı olumlu etkileyecek hususlar.  Bölgesinde yükselen, öne çıkan gelişmiş bir Susurluk istiyorsak turizm sektöründe de var olabilmeliyiz. Alternatif turizm bu açıdan Susurluk için güçlü bir çıkış yolu sunuyor. Bu bir tercih değil aksine mecburi istikamet gibi. 
        GZFT.07-TURİZM’ sektörüyle ilgili önümüzdeki süreçte ilçemize dış çevreden yönelmiş ‘Fırsatlar’ da var. Örneğin bölgemizdeki FRS.07.1-Alternatif turizm talebinin giderek artması’ , termal turizm için kullanılabilecek ‘FRS.07.2- Jeotermal yatırım potansiyeli’ bu bağlamda
Susurluğun gelişmesini kolaylaştıracak, hızlandıracak ve destekleyecek birer birer dış fırsat. Alternatif Turizm kavramı kitle turizminden farklı bir yaklaşım. Bu ürün yavaş yavaş gelişen bir turizm hareketliliğini, optimum kârlılığın göz önünde bulundurulmasını, uzun vadeli programlarla turistik gelişme sağlanmasını, çevre değerlerine saygıyı ve çevreyle bütünleşmeyi de ifade ediyor.  Alternatif turizm faaliyetlerini tercih edenler çevreye daha duyarlı, daha sosyal, eğitimli, meraklı, daha bağımsız hareket edebilen, araştırma ve inceleme ruhuna sahip, gezdiği yerlerde daha çok para ve zaman harcayan insanlar. Bu bağlamda ‘yayla seni bekliyor’, ‘köyüne dön’, ‘tarladan kendin topla’, ‘dalından kopar ye’, ‘ormanda kamp’ vb. çeşitli aktiviteler farklı zevklere sahip şehirli insanlara oldukça cazip geliyor. Ayrıca doğa sporları da giderek yaygınlaşıyor. Temiz hava ve muhteşem manzaralara karşı günün her saati aktif bir tatil geçirebiliyorsunuz. Meselâ ilçemizdeki coğrafi şartlar, flora ve faunasıyla av turizmine uygun. Orta vadede belli esaslara uyularak geliştirilecek olan ‘av turizmi’ bir alternatif turizm türü olarak ilçemiz ekonomisine katkıda bulunabilir. Yine, şehir hayatının olumsuzlukları içinde bunalan insanların doğal ortamlara olan özlemleri ‘çiftlik turizmi’ gibi bir türün ortaya çıkmasına sebep olmuş durumda. Bu yüzden son yıllarda şehirlere yığılan insanlarda kırlara yönelik bir ters göç olgusu görülmekte. Bu hareket de insanların alternatif turizm çeşitlerinden çiftlik turizmine yönelmesine sebep oluyor. 

O halde ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ için StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ şeklindeki Stratejik amacımız doğrultusunda ‘Str.1.3.2-Konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirmek’ stratejisi izleyeceğiz. Odaklanmamız gereken şey bu fırsatlardan azami ölçüde yararlanabilmek. Bu bağlamda ilk hedefimiz; HDF.1.3.2.17-İlçemizde alternatif turizm alanlarını belirlemek’, ikincisi ise  ‘HDF.1.3.2.18-Bu alanların duyurulmasını ve tanıtımını sağlamak’ olmalı. Ayrıca velev ki yolcu bile olsa ilçemize gelecek her turist için ‘HDF.1.3.2.19-Rehberlik yapacak gençler yetiştirmek’ gelecek için son derece değerli bir öngörü olur. Bu arada Susurluk’ta öncelikle mümkün olan ‘HDF.1.3.2.20-Meraklısını doğa yürüyüşü, av ve çiftlik turizmi, yöresel ürün ve tadlarla buluşturmak’ gibi etkinlikler ihmal edilmemeli. Bu arada yatırım yapacaklar ve kurulacak tesisler için ilçemizde ‘HDF.1.3.2.21-Turizm yatırım danışma ve destek hizmeti vermek’ da önemli. Gelecekte yoğun ve stresli büyük kent yaşamından kaçışları daha fazla göreceğiz. Bu bağlamda daha bugünden şehir hayatından kaçarak köye yerleşenlerin sayısı bir hayli artmış vaziyette. Kentte bunalan modern birey için doğaya kaçış, yalın köy hayatı, organik tarım, sükûnet ve inziva özlemi giderek büyüyor. Bir yandan da harika doğası olan köylerimiz ise boşalmaya devam ediyor. Köylerin terkedilmiş, metruk ve mahzun halleri yüreklerimizi burkmakta. O zaman hem bu olumsuz gidişi durdurmak hem de “alternatif hayat” trend fırsatını değerlendirmek üzere ilk etapta ‘HDF.1.3.2.22-Büyükşehirlerde oturan Susurluklu emeklileri köylerinde yaşamaya çağırmak’ la başlayabiliriz. Sonrasında uygun olan köyler için doğaya özlem duyan uygun kişilere HDF.1.3.2.23-Organik üretim yapmak üzere köyde yaşama çağrısı yapmak’ neden mümkün olmasın ki? Böylece hem cazibe merkezi olma stratejik amacımıza hem de konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirmek stratejimize uygun olarak alternatif turizm kaynaklarımızı geliştirmiş olabiliriz. 

    
Yapılan tarama çalışması ve durum analizi sonucu ‘GZFT.07-TURİZM’ sektöründe tespit edilen Zayıf yanlar’ımız ise; ’ZY.06.1-Nitelikli turizm tesislerine sahip olmama’ ve ’ZY.06.2-Deniz turizmi imkânının bulunmaması’ olarak belirlenmişti. Susurluk Büyük şehirler ile Turizm bölgeleri arasındaki güzergâh üzerinde. Konaklama noktası değil, daha çok bir duraklama ve geçiş menzili. Bu sebeple yönetmelik kapsamında ’Nitelikli turizm tesislerine sahip olmama’sı anlaşılabilir bir durum. Ancak kitle turizmine alternatif olarak gelişen yeni turizm yaklaşımında; kitlesel tüketim yerine grup ve bireysel turlar daha ön plana çıkmakta. Büyük konaklama tesisleri yerine küçük ve orta boy işletmeler öngörülmekte. Bu anlayış doğrultusunda gelen ziyaretçilerin konaklama ihtiyaçları, yerel ve kültürel öğelerin esas alındığı küçük konaklama noktalarında karşılanabilir. Bu nedenle orta vadede hedef alınan alternatif turizm alanlarına uygun tesislerin planlanıp işletilmesi için bugünden gerekli adımların atılması gerekiyor. Susurluğun bir deniz kıyısı ya da sahili olmaması konumundan kaynaklanan bir zayıflık. Doğal olarak bunun sosyal ve ekonomik anlamda birçok olumsuz etkileri var. ’Deniz turizmi imkânının bulunmaması’ da bunlardan biri. Elbette ki Susurluğa deniz getirilemeyeceğine ya da Susurluk deniz kenarına taşınamayacağına göre öncelikle buradaki zayıflığı Marmara ve Ege denizine uzaklık olarak algılamakta yarar var. Bugünün ulaşım alt yapısı ve araçları ile 40 dakikada Bandırmaya 1,5 saatte Edremit körfezine ulaşmak mümkün. Bu mesafe büyütülecek bir sorun değil. Kaldı ki ilçemizin konumu Turizm açısından bu bölgelere yönelmiş tatilcilerin geçiş güzergâhında. 

        Şimdi zayıf yönlerimizin telafisi ve güçlendirilmesine yönelik ne gibi hedefler öngörülebilir, buna bakalım. Öncelikle bu konuların ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ içinStrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacımızla ilgili olduğunu ve tedavisinin de ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’ olma’ stratejisiyle mümkün olabileceğini belirtelim. İşte bu çerçevede özellikle nitelikli turizm tesislerine sahip olmama konusunda Turizm bakanlığı destekli  ‘HDF.2.4.1.06-Turlarla bağlantılı doğal köy ortamlarında alternatif turizm konaklama noktaları belirlemek’ ile ‘HDF.2.4.1.07-Geleneksel 5 Eylül Kurtuluş, kültür ve Ayran festivalini gıda ve turizmi de kapsayacak şekilde genişletip ulusal düzeyde yapmak’ için çalışmak yararlı olur. Öte yandan ilçemiz için bir deniz turizmi imkânı olmamasını alternatif turizm hamlesiyle fırsata dönüştürmek mümkün. Bu da ‘Str.2.4.2-Her alanda ilerleme sağlama’ stratejimizle bağlantılı bir şey. Mesela senenin sadece üç ayı için yazlığına gitmekte olanlara dolu dolu günlük ya da 3-4 günlük ‘HDF.2.4.2.05-Tatilcilere; “Yoldan çık! Misafirimiz ol” çağrısı yapmak’ suretiyle bir tür değişiklik turları teklif edilebilir. Hatta bu misafirperverliğimiz ürüne dönüştürülerek özellikle İstanbullular için’HDF.2.4.2.06-Günübirlik/hafta sonu gezileri düzenlemek’  şeklinde senenin dört mevsimine de yayılabilir. Böylece ancak yoldan geçenlerin ayran içmekle tanıdığı Susurluk; Güne çorba ile başlama, Çaylakta piknik, Gürece gölünde balık, Çataldağ’da kamp, Dereköy’de bahçe gezme, Dört mevsimde et ürünleri, Ilıcaboğazında çamur banyosu, Yıldızda termal banyo, Günaydın köyünde çınar altı çeşme başı sohbet, Keltepe’de panoramik manzara, Karaköy’de yöresel ikram ve ilçe merkezinde gece kokoreç ziyafeti vb. gibi pek çok yönümüzle de tanıtılabilir. Böylece gerek nitelikli turizm tesislerine sahip olmama gerekse deniz turizmi imkânı olmama gibi zayıflıklarımızı telafi etme yönünde ciddi adımlar atılmış olur. 

Yukarıda belirtildiği üzere ‘‘GZFT.07-TURİZM başlığı altında karşımıza çıkması muhtemel ‘THD.07.1-sahil ilçelerinin öne çıkmış olması’ ile ‘THD.07.2-İstanbul İzmir otoyolunun ilçe merkezi dışından geçmesi’ gibi vakıalar orta vadede bizim için birer ‘tehdit’ durumunda olabilirler. Örneğin deniz avantajları sebebiyle ilimizde turizm alanında daha çok Erdek, Edremit, Burhaniye gibi sahil ilçeleri öne çıkmış bulunuyor. Bu bizim için bugün olduğu kadar gelecekte de bir dezavantaj olacak. Susurluğun yol üstü konumu ancak oralara giden tatilcilere birer ayran ve tost ikram edebilmekten öteye geçemiyor. Bunun üzerine bir de otoyolun şehir dışından geçmesi mola ve alışveriş tesisleri sektörümüzü iyice zora sokmuş durumda. Geçmişte adımızın bir dönem ‘Fırt’ olarak geçiyor olması değiştirilemez bir kader mi Susurluk için? Elbette hayır! Uygun bir strateji ve netice alıcı hedeflerle bu tehditleri etkisiz kılabiliriz. Ancak zayıf yönlerimizi telafi etmeye harcadığımız gayret kadar bu gibi çevresel tehditlerle de mücadele etmeden netice alamayız. Kuşkusuz bir deniz sahilimiz olmaması turizm açısından bizi şanssız kılıyor. Aynı şekilde yeni otoyol nedeniyle daha az tatilci Susurluk’tan geçmeyi tercih edecek, bu belli, ama ne kadar? Kuşkusuz yolcuların tatilcilerin bakışı ve tercihleri üzerinde bir araştırma olabilir. Susurluk geçişleriyle ilgili trafik verileri ele alınarak risk değerlendirmesi yapılabilir. Ancak deniz getiremeyeceğimize, otoyolu kapatamayacağımıza göre gerçekleri kabullenmemiz gerekiyor. Buna karşılık ümitsizliğe kapılmamalı, dezavantajlı durumumuzu avantaja dönüştürecek çözümlere odaklanabilmeliyiz. Öyle görünüyor ki bunun da yolu farklı ve kendimize özgü bir turizm yaklaşımımız olmasına bağlı.  İnanıyorum ki; dış çevreden yönelen fırsat ve tehditler ile mevcut güçlü ve zayıf taraflarımızın gözden geçirilmesi bunun ipuçlarını bize veriyor. Yeter ki ilçemiz ile ilgili öncelikleri belirleyip bunlar üzerinde yoğunlaşarak stratejik çıkış noktaları arayalım. Bu çalışmalar 2023 sonrası dönem için önümüzün görülebilmesi ve maksimum kazanç istikametinde gerçekçi bir plan yapılabilmesi açısından da çok önemli. Bu çalışma sayesinde öncelikler ve hedefler konusunda mesafe almamız mümkün olabilecek. En azından ortak bir bilinç oluşturulması ve plan yapacaklara belli bir zemin sağlama görevini yerine getirmiş olacağız. 

Bu anlamda meselâ; ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ arzu ediyorsak bazı çevresel tehditlere karşı ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacımızın ‘Str.2.4.3-Güçlenme’ stratejisini izleyebiliriz. Bu ne anlama gelir? Şöyle düşünelim Susurluk her alanda kalkınmayı başarırsa eskisi kadar gelip geçen yolculara bağımlı olur muyuz? Deniz seçeneği dışında farklı şekilde tatil yapma, gezme görme arzusu ve arayışı içinde olan pek çok insan var. Onlara alternatif imkânlar sunabilirsek bambaşka bir alanda çok daha güçlü ve avantajlı olabiliriz. Madem kalkınma ve gelişme adına da olsa en büyük zenginliğimiz olan doğamızın bozulmasına, çevremizin kirlenmesine, hava ve suyumuzun zehirlenmesine razı değiliz. O halde neden bu zenginliğimizi değerlendirmiyoruz? Bu manada ‘HDF.2.4.3.08-Konumumuzu ve bozulmamış doğal güzelliklerimizi öne çıkaran projeler üretmek’ öncelikli hedefimiz olmalı. İkinci olarak HDF.2.4.3.09-Geleneksel Sportif etkinliklerimizi ulusal çapta düzenlemek’ hedefi bir turizm faaliyeti olarak öne çıkarılabilir. Böylece yöresel düzeyde ve zayıf kalan Rahvan at yarışları, Katrancı Mehmet Pehlivan güreşleri ve Motocros yarışmaları gibi organizasyonlar yeni bir formatla gücümüze güç katacaktır. Ayrıca ‘HDF.2.4.3.10-Oto yoldan çıkıp misafirimiz olanları hizmetimizle cezbedip ödüllendirmek’ hedefi başarılabilirse kesinlikle bizi eskisinden daha güçlü yapar.  Fakat bu hedefler için dayandığımız ortak cevher sahip olduğumuz değerlerdir. Çevre duyarlığı ilkemizden ayrılmamaksa bu hedeflerimizin olmazsa olmazıdır. Böylece hem değerlerimiz ve doğal güzelliklerimiz değerlendirilmiş, hem de korunup gelişmesi güvence altına alınmış olur. Aynı zamanda bu hedefler gelişmek istediğimiz turizm sektöründe de olabilecek tehdit ve riskleri bertaraf edecektir.

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder