Bugün 18 Kasım itibariyle Türkiye'de 158 bin 811 Kovid-19 testi yapılmış. 4 bin 215 kişiye hastalık tanısı konulurken maalesef 116 kişi vefat etmiş. Ağır hasta sayısı ise (3.742) artmaya devam ediyor.
Sağlık Bakanımız giderek daha yüksek sesle uyarmaya devam ediyor: "Bugün tespit edilen 4.215 hasta var. Ağır hasta sayısındaki artış devam ediyor. Virüsün yayılımı bizi zorunlu tedbirler almaya mecbur bırakıyor. Hastalığın yayılımını durdurmak için birlikte hareket etmeliyiz. Tedbirlere birlikte uyarak mücadele güç verin."
Aşağıda bir doktor arkadaşımın kendi çabasıyla yazıp gönderdiği bir bilgi notu okuyacaksınız. O da aynı duygular içinde feveran etmekte:
"COVİD-19 Çin’de başlayan, corona virüsün yaptığı Kovid-19 viral infeksiyonu, bütün Dünyaya yayıldı. Pandemi oluştu. Milyonlarca insan hasta oldu. Yüz binlerce insan öldü. Dış ülkelerde yapılan araştırmalara göre, kovid-19 bulaşma hızı, ilk çıktığı zamana göre 4 kat artmış.Türkiye’de de pandemi bütün hızıyla devam ediyor. Türkiye’de pek çok yeni hastane yapıldığı için, bizim yoğun bakımlarımız en azından şimdiye kadar dolmadı, bu salgını kaldırıyor.
On binlerce esnaf iş yerini kapattı. Yüz binlerce esnaf masraflarını bile çıkaramıyor. Battı, batmak üzere. İş bu kadar kötüyken, neden insanların bir kısmı maske takmıyor. Bütün medya, 1 yıldan beri devamlı bu hastalığı anlatıyor. Sayısız tıp profesörü televizyonlarda, gazetelerde devamlı bu hastalığın tehlikesini, bulaşma yollarını, yaptığı patolojileri çeşitli açılardan izah ediyor. Maske takmayanlar hastalığın ciddiyetini bilmiyordum diyemezler. Maske takmayan bu insanların ya göğsünde saban demiri var, ya maske takmamayı bir marifet sayıyorlar, ya da zekaları zayıf, işin tehlikesini anlayamıyorlar.
Kovid-19 viral hastalığı, hepatit gibi. İnsanların bir kısmını hasta yapıyor. Büyük çoğunluğu, hastalık belirtisi vermeden hastalığı geçiriyor. Hasta olanlar, karantinaya alınıyor, semptomlar ciddiyse hastaneye yatırılıyor. Bunlarda sıkıntı yok, tedavileri devam ediyor, hastalığın bulaşması, karantina ile önlenmeye çalışılıyor.
Herhangi bir semptom vermeyen, şikayeti olmayan esas büyük gurup, tehlike saçıyor, bunların hepsi birer saatli bomba. Önce hastalığı en yakınlarına, en çok sevdiklerine bulaştırıyorlar. Ninelerinin, dedelerinin, vücut direnci zayıf olanların ölümüne sebep oluyorlar. Türkiye’de kovid-19 salgın hastalığının, 0/0 70 aile içi bulaşla oluyormuş. Sebep maskesiz olmaları, hijyen kurallarına uymamaları.
Grip de, kovid-19 gibi belirtiler verir. Grip mi? Yoksa kovid-19 mu? Ancak test ile anlaşılır. Kovid-19; kırgınlık, ateş, kas ağrısı, halsizlik, ishal, tat ve koku alamama, uyku bozukluğu gibi belirtilerle başlar. İkisi arasında en önemli fark, gripte sümük çok fazladır. Hasta burnunu sile sile yara yapar. Kovid-19 da sümük yok denecek kadar azdır, sadece burnu tıkalıdır.
Grip iyileştikten sonra geride herhangi bir hasar bırakmaz. Kovid-19 iyileştikten sonra, geride ne yazık ki hasar bırakan bir hastalık. Bu güne kadar belirlenmiş hasarlar; kalpte, karaciğerde, böbreklerde, beyinde hasar bıraktığı şeklinde. Gençlerde kısırlık, IQ düzeyinde düşme. Gelecekte kovid-19 KOAH, Kovid-19 bunamasından bahsedilebilir deniyor.
Bütün Türkiye 15 gün; sokaklarda, iş yerlerinde, evinde hiç maskesini çıkarmasa, hijyen ve mesafe kurallarına uysa, bu hastalık kendiliğinden buhar olup gidecek. Ama insanlar maske takmamayı marifet sayıyor. Maske takmamakla efelik taslıyor. Cezası olduğu ve denetim de yapıldığı için İstanbul’da ana caddelerde maske takıyorlar. Fakat ara sokaklara girince, maskeli insan görmek zorlaşıyor.
İnsanların çoğunun maske takmaması yüzünden, kovid-19 salgını arttı. Devletimiz, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, salgını önleyebilmek için her çareye başvurdu. Fakat maske takmayanlar yüzünden, bütün emekler, yapılan masraflar boşa gitti. Kovid-19 katlanarak tekrar geri geldi.
Devlet bu işler için çok para harcadı, Enflasyonun artmasının sebeplerinden biri de kovid-19 için harcanan paralar ve belli bir süre ekonominin durdurulması. Böylece maske takmamayı marifet sayan insanlar yüzünden, milyonlarca insanın hürriyeti kısıtlanıyor, enflasyon yükseliyor, yüz binlerce insan işsiz kalıyor. Sonuç olarak her insan, bu sıkıntıdan payını alıyor.
Sağlık bakanımızın söylediğine göre, Çin’den gelecek kovid-19 aşısına önümüzdeki aylarda başlanacakmış. Almaya’da, değerli bilim adamımız Prof. Dr. Uğur Şahin başkanlığında üretilen kovid-19 aşısı, yakın zaman da piyasaya verilecekmiş. Aşı da olsak, maske takmaya devam etmemiz gerekecek. Çünkü Kovid-19 virüsü, mutasyona uğrayarak, her sene tekrar tekrar salgın yapabilir diye endişem var.
Bu hastalıktan korunabilmek için muayenehanemi kapattım. Mesleğime ara verdim. Benim sınıf arkadaşım, göğüs hastalıkları uzmanı emekli albay Dr. Mehmet Hozikliğil kovid-19 hastalığından vefat etti. Türkiye genelinde çok sayıda doktor, sağlık çalışanı, her meslekten, her yaştan binlerce insan öldü. İnşallah mekanları cennet olur. Bu hastalık çok kötü, ama insanlar anlamamak için diretiyor. Gözlerini ve kulaklarını kapatıyor." Dr. Emin Yiğit
Covid-19 hakkında
Tüm dünyada covid-19 bulaşan insan sayısı 55,5
milyonu geçmiş durumda. Ölümler ise 1,5 milyona yakın. Ekimin başından bu yana her
gün 300 binden başlayarak 50 gün içinde 650 bine ulaşan bir hasta artışı söz konusu.
Yine aynı dönemde her gün 5 bin ile 10 bin arasında insan ölüyor.
Türkiye ile aşağı yukarı aynı nüfusa sahip Almanya’da
vaka sayısı 1 Ekimde 2,500 iken, 31 Ekimde 19.059’a, 7 Kasımda 23.399, 13
Kasımda 23.542 ye çıktı. Dün 18 Kasımda da 17.561 oldu. 1 Ekimde günlük ölüm
sayısı 12 iken 31 Ekimde 103’e, 6 Kasımda 166’ya, 11 kasımda 261’e çıktı. Nihayet
dün 18 Kasımda 305’e ulaştı.
Doğu komşumuz İran da bizimle aynı nüfusa sahip. İran’da
da vaka sayıları Eylül başından bu yana artıyor. 1 Eylülde 1.682 iken 1 Ekimde 3.825,
1 Kasımda 7.719, 10 Kasımda 10.339 ve 18 Kasımda da 13.421’e ulaşmış. Ölüm
sayıları da Ağustos sonundan bu yana giderek artmış. 1 Eylülde 101 iken 1
Ekimde 211’e, 1 Kasımda 434’e çıkmış. Dün itibariyle 18 Kasımda 480 olmuş
durumda.
Türkiye'de son 24 saatte 157 bin 756 Kovid-19 testi yapıldı, 4 bin 542 kişiye hastalık tanısı konuldu, 123 kişi hayatını kaybetti. 18 Kasım itibariyle Alman'yada bu sayılar 17.561-305, İran'da 13.223-476, tüm dünyada 628.136-9.353 olmuştu.
Ölüm/vaka oranına bakacak olursak; tüm dünyada (1.338.100/55.624.562) %2,4, Almanya’da (13.390/867.484) %1,5, İran’da (42.941/801.894) %5,4 iken Türkiye’de (11.820 /425.628) % 2,8 olarak görünüyor. 1 milyon kişi başına vaka sayısı olarak ise Almanya’da 10.433, İran’da 9.623, Türkiye 5.118 ve tüm dünyada da 7.154 olmuş.
Bu verilere göre Türkiye’de durum çok kötü değil. Ama şu anda iyiye de gitmiyor. Öyle görünüyor ki biz bu corona belasıyla daha bahara kadar uğraşacağız. O halde doktor arkadaşımın Covid-19 hakkında yazdıklarını bir okuyalım. Belki faydası olur:
Bakteriler için çok sayıda
antibiyotik var. Antibiyogramla, bakterilere karşı hangi antibiyotik tesirli,
laboratuar ortamında test edilir, anlaşılır, etkili olan antibiyotikle hasta
tedavi edilir. Kovid 19 da, hepatit gibi bir viral hastalık. Virüsler çok küçük
canlılardır. Virüslere karşı etkili birkaç antibiyotik var. Üstelik
antibiyogram yapılamıyor.
Kovid-19 hastalığına, ya da hepatit gibi bir viral hastalığa
yakalanan hastalar nelere dikkat etmeli? Viral hastalıklarda tedavi sırası
şöyle;
1.
Kesin yatak istirahati ve
kaliteli uyku. Mümkünse televizyon bile seyretmemeli.
2.
Beslenme. Vücut direncini,
beslenme ile yüksek tutmalı.
a.
Vücut antikor üreterek
virüsleri yener. Vücut proteinleri kullanarak antikor üretir. O halde
proteinden zengin bir beslenme olmalı.
Ø Hayvani proteinler: her türlü et, süt, yoğurt, peynir,
yumurta, balık vb.
Ø Bitkisel proteinler; kuru fasulye, bakla, nohut vb.
b.
Meyve ve sebzeleri bol
yiyerek, vitaminleriyle vücut direncini artırmalıyız.
c.
Günde 2 litre civarında su
içilmeli.
d.
Limonata: 1 su bardağı
suya, yarım limon sıkarak, içine de seveceğiniz kadar bal koyarak içilmeli.
Limonata virüslere karşı vücut direncini artırır. Hücre içini alkali yapan tek
gıda limondur. İnternetten limonata tarifleri bularak, içilmesini çok daha
lezzetli hale getirebilirsiniz.
3. İlaç tedavisi. Görüldüğü üzere, virüslere karşı ilaç
tedavisinin değeri oldukça düşük. Şimdi Türkiye, kovid-19 karşı ilaçlarını
kendisi üretiyor.
4. Ev içinde kısa aralıklarla yürüyüş yapılmalı.
5. Kovid-19 infeksiyonuna yakalanan insanlar, iyileştikten sonra
da, coraspin 100 mgr ya da bebek aspirini kullanmaya devam etmeli.
6. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in doktoru Prof. Dr.
Osman Müftüoğlu; zerdeçal, zencefil, tarçın, az miktar da karabiberin vücut
direncini çok artırdığını söylüyor. Bu karışımı şöyle yaparsanız içimi zevkli
oluyor. 1 su bardağı kaynatılmış süt içine, yarım çay kaşığı toz zencefil koyup
eriteceksiniz, sonra yarım çay kaşığı toz zerdeçal koyup eriteceksiniz,
ardından yarım çay kaşığı toz tarçın koyup eriteceksiniz. İlave olarak mercimek
kadar toz karabiber. Bal ya da şekerle tatlandırabilirsiniz. Bu malzemelerin
hepsini birden koyarsanız eritmek zor oluyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder