16 Ağustos 2020 Pazar

16 Ağustos 2020 Pazar 23:30 CORONA GÜNLERİ...............................Aynalar

Bugün benim doğum günüm. Senesi de karışık, günü de. Aslında 1956 yılının harman zamanı doğmuşum. Günü bir tevatüre göre Ağustosun 2'si, bir başkasına göre 15'i. Dedem de beni altı ay sonra nüfusa yazdırmış. Köyde adetmiş, hem işler güçler hem de ne olur ne olmaz belki ölür boşuna yazdırmayalım diye. Kimse harman zamanı koştur koştur ilçeye gidip nüfus memurunun karşısına hemen çıkmazmış.     Bir tevatür askere geç gitsin düşünceleri de varmış o zamanlar köylüde. Bütün işler insan emeğiyle yapılıyor. Aileler için çocuk-genç ne kadar tarlada, ormanda, hayvan peşinde çalışırsa o kadar iyi yani. Uzun lafın kısası dedem nüfusa yazdırmaya gittiğinde şubat ayının sonuymuş. Nüfus kağıdına göre de olmuş doğum günüm 26 Şubat 1957.
Zaman aynaları

Bugün benim doğum günüm. Senesi de karışık, günü de. Aslında 1956 yılının harman zamanı doğmuşum. Günü bir tevatüre göre Ağustosun 2'si, bir başkasına göre 15'i. Dedem de beni altı ay sonra nüfusa yazdırmış. Köyde adetmiş, hem işler güçler hem de ne olur ne olmaz belki ölür boşuna yazdırmayalım diye. Kimse harman zamanı koştur koştur ilçeye gidip nüfus memurunun karşısına hemen çıkmazmış.

Bir tevatür askere geç gitsin düşünceleri de varmış o zamanlar köylüde. Bütün işler insan emeğiyle yapılıyor. Aileler için çocuk-genç ne kadar tarlada, ormanda, hayvan peşinde çalışırsa o kadar iyi yani. Uzun lafın kısası dedem nüfusa yazdırmaya gittiğinde şubat ayının sonuymuş. Nüfus kağıdına göre de olmuş doğum günüm 26 Şubat 1957.

 

Uzun süre rahmetli annem "yazın harman zamanıydı. Herhal 2 Ağustostu" dedi. Nedense son yirmi yıldır "15 Ağustostu" diye değiştirdi. Bu tarih çocuklarımın da işine geldi. Malum memur bir aileyiz: "15 Ağustos" olsun dediler. Böylece bizim ailede benim doğum günüm oy çokluğuyla 15 Ağustos olarak hatırlanır oldu. Ama yılı resmen 1957, gerçeği 1956. Eskiden doğum günü kutlama adeti bu kadar yoktu. Bankalar, telefon şirketleri mesaj atardı her 26 Şubatta. Bir de evrak üzerinde bu tarihi gören memurlarım kutlarlardı: "Müdürüm/Başkanım/Müsteşarım doğum günün kutlu olsun" diye.

 

Şimdi ailemde çocuklar torunlar, gelinler, damatlar kalabalığız. Onların doğum günü kutlamaları arasına bizimki de karıştı işte. İnsanın 60'ından sonra doğum gününün kutlanması biraz garip ve karışık bir durum. Üzüleyim mi sevineyim mi bilemiyorum. Zaten yaş almak, "amca, dayı, dede" olmak yeterince çarpıcı bir durum. Bir de doğum günlerimde telefon, mesaj bekliyor olmak çok garip. Yaşımı kabullenmiş, gidişe ayak uydurmuş biriyim. Bu noktada zaten pek çok şey anlamını kaybetmiş, ya da çok şey daha farklı anlamlar kazanmış oldu. Dünya işte, "yalan" denmiş ya, boşuna değil.


Doğum günleri özellikle çocuklar için ilgi odağı olduğu, pastalı harçlıklı hediyeli yıl dönümleri. Gençlerde bir noktadan sonra itici geliyor. Evlenildiğinde bir de çocuk sahibi olunca durum çok daha farklılaşıyor tabi. Ama kızların, kadınların her zaman önemsediği bir şey bu kutlamalar. Onlar için doğum günü, sevgililer günü, evlilik yıl dönümü, anneler günü, tanıştığımız gün vs. kutlanacak çok şey var hayatta. Bense kendi hesabıma böylesi yıl dönümlerini birer zaman aynası gibi görüyorum artık. Her seferinde gülerek baktığım, ama yüzümdeki çizgiler gibi kırılıp darılıverdiğim aynalardan. 


Corona güncel
Corona güncel

Her gün yüzüne umutla bakıp, sonra da hep yüzümüzü buruşturduğumuz bir başka ayna da "corona güncel verileri tablosu." Ne biz her gün onu beklemekten bakmaktan usandık, ne de o bize bir türlü "bitti" müjdesini verememekten bıktı. İşte öyle böyle ilk vakanın üzerinden tam 160 gün geçti. Ay sonunda neredeyse altı ay olacak bu corona musibetiyle tanışalı.

 

Mayısın sonunda tamam galiba derken yeni normalle birlikte süreç bir ay daha uzadı. Şimdi de bayram sonrası artçılarını yaşıyoruz. Maalesef dün yani 15 Ağustos itibariyle "Son 45 günün en yüksek pozitif sayısına, 1.256'ya ulaştık!" Vatana millete hayırlı olsun. Gerçi Ağustos ayının başından bu yana vaka sayısı 1000'in altına düşmedi. Ama böyle yukarı doğru da zıplamamıştı. 


Corona virüsü salgınıyla ilgili Sağlık Bakanımızın açıkladığı güncel verilere göre 15 Ağustosta son 24 saatte 21 kişi hayatını kaybederken bin 256 yeni vaka tespit edilmiş. Bu hem vefat hem de vaka sayısında artış anlamına geliyor. Güncel verilere göre 67 bin 214 test ile toplam test sayısı 5 milyon 659 bin 286’ya ulaşmış. Vaka sayısı/Test sayısı oranı ise %1,9. Yani test yapılan her bin kişinin 19'u pozitif çıkıyor. Her ne kadar bu sayı 29 Mayısta31, 30 Mayısta 25, Haziranda 25-38 arası ve 19 Temmuzda da 22 idi ise de bugün 19'a düşmüş olması bizi yanıltmamalı. Çünkü artış eğilimi herkesi endişelendiriyor. Zira dün 1.226 vaka tespit edilmişti. 


Muhtelif illerden çarpıcı bilgiler geliyor. Artışlar Anadoluya kaydı. Sanki yanımızda yöremizde daha fazla corona pozitif vaka haberleri duyar olduk. Herkes birbirine yeniden dikkatli olalım demeye başladı. Duyduğumuza göre bazı iller radikal tedbirler almaya başlamışlar. Kapalı salon düğünlerinin, toplu eğlencelerin, asker uğurlamalarının yasaklanması bunlardan bazıları. Karantina haberleri yeniden çoğaldı. Haberlere göre; corona virüs tedbirleri kapsamında çok sayıda kentte İl Hıfzıssıhha Kurulu'nda yeni kararlar alınmış. Kayseri, Siirt, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Yalova ve Bitlis'te alınan yeni kararları Valilik'ler duyurmuşlar. 


Meselâ Siirt Valiliği, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında 65 yaş ve üstü vatandaşlar ile 15 yaş ve altı çocukların nişan, kına ve düğün gibi etkinliklere katılımlarının yasaklandığını bildirmiş. Bu arada düğünlerde müzik yayınlarının en geç saat 23.00'te son bulması ve düğün sürelerinin kısıtlanmasına karar verilmiş. Ayrıca "Sokak ve köy düğünlerinde toplu yemek verilmesinin sınırlandırılmasına ve mahalle aralarında yapılan sokak düğünlerinin daha geniş alanlarda yapılabilmesi ve mesafe kurallarına uyumun daha kolay sağlanabilmesi için uygun ve mümkün olması halinde okul bahçelerinin tahsis edilmesine, Kovid-19 ile mücadele kapsamında vatandaşlarımızı korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 15 yaş altı çocukların nişan, kına ve düğün gibi etkinliklere katılmalarının ikinci bir karara kadar yasaklanması" da alınan kararlar arasında.

 

Yine bir başka il Kayseri'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında 65 yaş üstündekilerin toplu taşıma araçlarını kullanma saatleri, düğün, kına, mevlit gibi toplu etkinliklere katılmaları, pikniğe gitmeleri ve alışveriş merkezi, pazar gibi alışveriş mekanlarına girişleri kısıtlanmış. 65 yaş ve üzeri vatandaşlar, toplu taşıma araçlarını sadece 10.00-17.00 saatlerinde kullanabileceklermiş. Yine İl genelindeki düğün, kına, nişan, nikah, mevlit, sünnet merasimi gibi toplu etkinliklere, anne, baba, dede, nine, amca, dayı, teyze ve hala haricinde 65 yaş ve üzerindeki misafirler kabul edilmeyecekler. Ayrıca karar göre piknik ve mesire alanlarından sadece aynı hanede yaşayan aile mensupları yararlanabilecek. 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ise, sadece eşleri, çocukları ve torunları ile bir arada bulunmak kaydıyla bu tip alanları kullanabilecekmiş.

 

Bu arada hayat devam ediyor tabi. Okulların açılması zamanı yaklaştı. Geçenlerde 18 milyon öğrenci için Bilim Kurulu toplantısı sonrası 2020- 2021 Eğitim- Öğretim yılının 31 Ağustos tarihinde uzaktan eğitimle açılmasına, 21 Eylül'de ise yüz yüze eğitimin başlamasına karar verildi. Özel okullar ise 17 Ağustos itibarıyla uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyetlerine başlayabilecekler. Yüz yüze eğitimin başlaması durumunda öğrencilere, Milli Eğitim Bakanlığı'nca maske temin edilecek. Üniversiteler için ise eğitim- öğretim takvimlerinin 1 Ekim sonrasında başlayacak şekilde planlaması istendi.

 

Bir Bilim Kurulu Üyesi "Her şey vaka artış hızımıza bağlı. Okulla ilgili karar, vaka artış hızı olduğunda değişebilir. O zaman sadece okullar için değil birçok alanda da kısıtlamalara gitme söz konusu olabilir. Ek önlem olarak daha az çocuğun okullarda olması, sosyal mesafenin korunmasının yanı sıra aynı zamanda daha iyi yönetilebilir olmaları açısından önemli. Çünkü böyle de bir zorunluluk var. Çalışma hayatı devam ediyor. Özellikle büyükşehirlerde çalışan ailelerin çocuklarını kreşlere vermesi gerekiyor. Dolayısıyla daha az sayıda, kontrol edilebilir düzeyde alınması gerektiğini söyleyebilirim"demiş. Yani bu sözler şu cümlede özetlenebilir: "Baktığımız ayna bizi üzmeye devam edecek. Her şey vaka artış hızına bağlı." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder