7 Mayıs 2020 Perşembe

07 Mayıs 2020 Perşembe 12:00 CORONA GÜNLERİ.............................Salgının seyri

Salgının seyri

Türkiyenin salgınla mücadeledeki en önemli göstergelerden biri de günlük vaka ve iyileşen sayısının yer aldığı tablo oldu. Nisan ayına 2 bin 148 yeni vaka ve 98 iyileşen hasta ile giren Türkiye, aldığı tedbirler ve hayata geçirdiği uygulamalar sayesinde nisan boyunca bu alanda çok iyi performans sergiledi. Sonunda da günlük vaka sayısının 5 bin 138 ile en üst noktaya ulaştığı nisan ayının ikinci yarısından itibaren ülkemiz bir düşüş trendi içine girdi.

16 Nisan’da 4 bin 801 olan vaka sayısını 18 Nisan’da 3 bin 783’e, 22 Nisan’da 3 bin 83 olan vaka sayısını 25 Nisanda 2 bin 861’e ve hemen ardından 27 Nisan’da da 2 bin 131 seviyelerine çekmeyi başaran Türkiye, bu periyotta günlük iyileşen hasta sayısında da sürekli yukarı doğru giden bir ivmeye ulaştı.

Takvimler 1 Nisan’ı gösterdiğinde iyileşen hasta sayısı 90 olan Türkiye, bu rakamı 11 Nisan’da 542’ye, 18 Nisan’da bin 822’ye, 24 Nisan’da 3 bin 246’ya ve nihayet 29 Nisan’da da 5 bin 213’e yükseltmeyi başardı. Ülkemiz için koronavirüsle mücadelede 24 Nisan önemli bir dönüm noktası idi. Bu tarihte Türkiye’de iyileşen hasta sayısı ilk kez yeni vaka sayısından fazla oldu. Bugünün ardından da iyileşen hasta sayısı sürekli artarken, yeni vaka sayısının da ters istikamette azalmakta olduğunu gördük.


Bir ay içinde daha Nisan ayı ortalarında Türkiye salgınla mücadelesindeki hazırlık, tedbir ve salgın süreci adımlarının meyvelerini almaya başladı. Bu durum ülkemizdeki vaka artış hızına da net şekilde yansıdı. Mart ayının son gününü yüzde 25’e yakın vaka artış hızıyla kapatan Türkiye, diğer ülkelerin aksine 4 gün gibi kısa bir zaman araladığında açıkladığı ilk kapsamlı tedbirleri farklı yaş aralığına yönelik yaptırımlar ve 31 ilde uygulanan sokağa çıkış kısıtlaması gibi hamlelerle güçlendirmiş oldu.

Yüzde 25’lik vaka artış hızını 6 Nisan’da %11,63’e, 12 Nisan’da ise ilk kez tek hanelere düşürmeyi başaran Türkiye, 18 Nisan’daki yüzde 4,82’lik başarısını 27 Nisan’da yüzde 1,93 ile taçlandırdı. 



Bilim Kurulu Üyelerine göre bu veriler bir anda kendiliğinden düşmedi tabi. Salgınla mücadelenin üç önemli sacayağı vardı:

Birincisi; Türkiye henüz kendi sınırları içinde vaka dahi yokken çok nitelikli bir Bilim Kurulu oluşturdu ve ondan çok aktif bir şekilde yararlandı. Virüsün bize gelişini geciktirildi, diğer ülkelerin iyi taraflarından ve hatalarından dersler çıkarıldı, Mümkün olan en az hatayla süreci geçirmeye odaklanıldı. Türkiye salgın öncesince attığı adımlarla buna hazırlanmış oldu. Bunlar virüsün henüz ülkemizde olmadığı dönemde yapılanlar.

Bilim kurulu üyeleri “Hastanelerin ve sağlık personelinin bu sürece hazır olması sacayağının ikinci kısmı” dediler. Türkiye’nin son derece nitelikli hekimleri ve hemşireleri var diyen üyeler “Hazırlık döneminde tüm bu kesimler bilgi olarak hazırlandı. Tanı ve tedavi, hasta yönetimi, enfeksiyondan korunma algoritmaları yine bu süreçte hazırlandı ve tüm Türkiye ile paylaşıldı. Yine bu dönemde hastanelerin her anlamda çok yeterli olması bir diğer avantajımız oldu” şeklinde konuştu.

Sacayağının üçüncü kısmı vatandaşlarla ilgiliydi. Bu dönemde sağlanan düşüş trendinde halkın büyük çoğunluğunun kısıtlamalara ve tedbirlere ayak uydurmasının payı büyük.

Kuşkusuz günlük bazda inişler, çıkışlar yaşanabilir. Önemli olan dalganın aşağı yönlü olarak devam etmesi. Yeni tespit edilen vakaların sayısı ve genele oranı bazen artsa da üzerinde durulan husus genel trend. Bu nedenle önlemlere sıkıca sarılmanın gereğine tekrar tekrar vurgu yapılıyor. Japonya ve Singapur gibi ülkelerde erken gevşemenin yeni sorunlara neden olduğunu gördük. Aşı bulunana kadar etkin ilaçlarla, doğru tedaviler ve tedbirlerle sürecin devam ettirilmesi gerekiyor. Normalleştikten sonra dahi deprem gibi, koronavirüsün de artık hayatımızın bir parçası olduğu gerçeğiyle yaşayacağız.

Türkiye’nin salgınla mücadelesinde dikkati çeken grafiklerden biri de yoğun bakım ve entübe istatistikleri oldu. Mart ayı sonunda toplam 847 hasta ile bu verileri nisan ayına taşıyan Türkiye yeni ayın henüz ilk günlerde yoğun bakımdaki ve entübe durumdaki toplam hasta sayısında bin rakamının üzerine çıktı. 9 Nisan’da 1071 entübe/535 yoğun bakım hastası olmak üzere 1552 sayısına ulaşan ülkemiz, 19 Nisan’da bu alandaki tepe noktasına yükseldi. 19 Nisan’da Türkiye genelinde 1031 entübe/891 yoğun bakım hastası vardı ve bu rakamlar toplamda bin 922 hasta anlamına geliyordu.

Bu süreçte başta atılan adımlara birlikte 20 Nisan’dan itibaren bu alandaki düşüş trendi yakalanmış oldu. Takvimler 29 Nisan’ı gösterdiğinde 831 entübe/743 yoğun bakım olmak üzere bu alandaki toplam hasta sayısı bin 574’e düştü. Entübe hastalar içerisindeki can kaybı incelendiğinde ise Türkiye’de bu oranın 29 Nisan itibariyle yüzde 10.71 seviyelerinde olduğu görüldü.



Koronavirüsle mücadelesinde Türkiye’nin başarısının net şekilde görüldüğü tablolardan biri de ‘kritik vaka oranı’ oldu. 31 Mart’ta yüzde 6,26 olan kritik vaka oranı, alınan tedbirler, uygulanan tedaviler ve sahip olunan imkanlarla sürekli düşüş oranı izledi. Nisan ayının ortasında yüzde 2,62’ye düşen kritik vaka oranı 29 Nisan’a gelindiğinde yüzde 1,34 oldu.

Salgın döneminde üzerinde en çok durulan konulardan biri de hastaların bir an önce iyileşebilmesi için tüm imkanların seferber edilmesiydi. 1 Nisan 2020’de günlük iyileşen sayısı 90 olan Türkiye, 15 Nisan’da günlük 875 hastanın iyileşmesi ile yukarı yönlü bir grafik yakaladı. Nisan ayında ‘iyileşen hasta’ sayısını sürekli artıran ülkemiz 29 Nisan’da 5 bin 213 hastanın iyileşmesi ile bu alandaki en yüksek sayısına ulaşmış oldu.

Nisan ortasından itibaren yoğun bakıma gelen hastalarda bir düşüş gözlendi. Bu düşüş genel hasta sayısındaki düşüşle benzer bir seyir içindeydi. Bunun sebebi Türkiye’de tedavilere önceden başlandığı ve bu durumun yoğun bakıma olan ihtiyacı azalttığı şeklinde açıklanıyor. Örneğin İtalya’da doktorlar hastaların erken dönemde entübe edilmesini seçti. Biz ise öyle yapmadık. Hastalarımızı entübe etmeden erken dönemde yoğun bakıma alarak sağlığına kavuşturma yolunu seçtik. Bunun da olumlu yanları görüldü.

Koronavirüsle mücadelesi dünyanın dört bir yanından övgü alan Türkiye’nin bu süreçte izlediği stratejilerin bir diğer yansıması da ‘Her 1 milyon kişi başına düşen vaka sayısında’ net bir şekilde görüldü. İspanya’nın 5 bin 67 kişiyle ilk sırayı çektiği listede 4 bin 129 kişi ile Belçika ikinci, 4 bin 102 kişiyle İrlanda üçüncü sırada. 1 milyon kişi başına düşen ölüm sıralamasında ilk 3 sıranın ardından İsviçre, İtalya ve ABD geliyor. Dünyanın önde gelen ülkelerinin 2 bin 500 ve üzeri ortalamada seyrettiği bu tabloda Türkiye bin 394 rakamı ile İngiltere, Almanya, İsrail, Avusturya, Danimarka ve Norveç gibi ülkelerin gerisinde kalmayı başardı.

Aynı şekilde ‘Her 1 milyon kişi başına düşen can kaybı’ konusunda da ülkemiz oldukça iyi bir konumda. Türkiye’nin 347 can kaybı ortalamasına karşılık; Almanya’da bu sayı 77, ABD’de 186, İrlanda’da 241, Fransa’da 369, İtalya’da 458 ve İspanya’da 519. Dünya genelinde ‘Her 1 milyon kişi başına düşen can kaybı’ ortalamasının en yüksek olduğu ülke ise ortalama 647 can kaybı ile Belçika.

Türkiye her ne kadar salgınla mücadelesinde çok önemli bir virajı başarıyla dönmüş ve koronavirüsü 5 hafta gibi kısa bir sürede kontrol altına almayı başarmış olsa da hastalık riski dünyanın dört bir yanında halen devam ediyor. 6 Mayıs itibarıyla dünya genelinde 3 milyon 800 bin dolayında vaka bulunuyor. Bugüne kadar 1 milyon 250 bin kişiye yakın iyileşmeye karşın dünya genelinde can kaybı sayısı 264 bine dayanmış bulunuyor.
----------------
Kaynak: TRT Haber koronavirüs özel sayfası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder