Daha önce kendisini
tanımış değildim. 4-5 yaşındayken kısa süreliğine Susurlukta kalmışlar. Sanırım
1953 yılında. Babası o zaman Gedikli denilen astsubay, Jandarma kumandanı imiş.
Oturdukları ev bizim mahallede olduğu için ailesi büyük halam ve bazı akrabalarımla
komşu imiş. O yüzden Manisa'ya giderken ailemden 'Orada bizim Bülent olacak,
avukatmış' dediklerini hatırlıyorum. O zaman İzmir'de bulunan bazı yakın
akrabalarımla da görüşüyorlarmış.
İlk görüşmemiz çarşı
içinde bulunan, küçük avukatlık yazıhanesinde oldu. Manisa'da ilk günlerimdi.
Uzak bir akrabamızın evinde misafir kalıyorduk. Halamın oğlu ile gidip
yazıhanesini bulmuştuk. Muhtemelen 30 yaşındaydı. Yani benden 8-9 yaş büyüktü
ama çok genç ve yakışıklı görünüyordu. Dal gibi ince fiziği, mavi lacivert
takım elbisesi, güler yüzü ve kendine özgü, etkili bir ses tonu vardı.
Getirdiğimiz selamları ilettik, durumumu anlattık. Bizimle epey ilgilendi,
hatta kalabileceğim uygun bir yer olduğunu da söyledi.
Ben o günlerde kalıp
kalmamakta, istifa edip etmemekte tereddütlü idim. Doğrusu kendisini tanımış
olmak, teskin edici sözlerle yardım edebileceğini söylemesi tepkimi ve bırakıp
gitme hissiyatımı kırmıştı. Sanırım MSP'nin siyasi çalışmalarının da içindeydi.
Yeni ve güçlü bir dost kazanmıştım. Artık onunla kendimi yalnız ve çaresiz
hissetmeyecektim.
Yaz ayları boyunca
sık sık yazıhanesine gittim. Bana kışın okul döneminde öğrencilerin kaldığı bir
apartman dairesini göstermişti. Eylül ayına kadar orada kaldım. Beni Manisa'da
bir çok kişiyle tanıştırdı. Onlardan biri de Hatuniye camiinde vaiz olan İbrahim
Çelik hocaydı. Bir başkası merkezde kırtasiye, gazete ve kitap dükkanı olan
gözleri ama Turgut amcaydı. Sonradan onun daireden Veznedar Ekrem abinin büyüğü
olduğunu öğrenmiştim. Meselâ Sümerbankta çalışan Makine Mühendisi Mehmet
Ağaçhan'la da tanışmamız onun sayesinde olmuştu. Mehmet bey Urfa Siverekliydi
ve onunla arkadaşlığımız önce komşuluk,
sonra da kadim bir dostluğa dönüşmüştü.
Bülent bey arada
sırada beni evlerde olan bazı sohpet ve derslere de götürürdü. Orada da pek çok
insanla tanıştık. Manisa kebap yapan Ali abiyle tanışıklığımız da öyle başladı.
Hatuniyenin arkasında çarşıda yol üzeri küçücük bir dükkanı vardı. Tam bir esnaf
lokantasıydı yani. Ama orada yediğim tereyağlı Manisa kebaplarını unutamam.
Halen oğulları o işi sürdürüyor. Özlerim, yolum düştükçe de Manisa kebabı
yemeden oradan ayrılmam.
İşte Bülent Arınç'la
yollarımızın kesişmesi o zor günlerde oldu. İyi bir avukattı, üstelik ceza
davalarına da giriyordu. Siyasi çalışmalarına da o yıllarda yakından şahit
olmuş oldum. Davet edilen her yere gidip konuşmalar yapıyordu. Ona 'Egenin
Erbakanı' dediklerini çok iyi hatırlıyorum. Ben dahil okuyan ve çalışan
gençlerle de yakından ilgileniyordu. O eylül ayında evlendi, ben ondan iki ay
sonra kasımın başında. Evlendiği hanımın kökeni bizim Susurluğun Demirkapı
köyüne dayanıyormuş. Sonradan gelip Karaağaçlı köyüne yerleşmişler. Babası hacı
amca ile de tanıştırmıştı. Hatuniye camiinin üst tarafında pamuk, yün satan bir
dükkanı vardı.
Ben de
evlendikten sonra eşlerimizi tanıştırdık. Annesiyle birlikte oturdukları evde
ziyaretlerine gittik birkaç kez.
İki çocuğumuz da birbirine yakın zamanlarda doğdular. Manisa'da olduğumuz 4,5
yıl boyunca irtibatımız hiç kesilmedi. Sonraları bir süre farklı illerde olduk.
Ancak onun siyasi ününü gittikçe daha fazla duyuyor, biliyordum. 1995'te
Milletvekili seçilip Ankara'ya geldiğinde ben Adapazarında, Sakarya
Üniversitesindeydim. Fakat 1996 yılı sonundan itibaren ikimiz de Ankara'daydık.
28 şubat depremi ve
sonraki çalkantılı yıllar her ikimizin de farklı alanlarda farklı biçimlerde
mücadele ettiği yıllardı. Sonrasında 2002'de Ak parti kurulmuş, 2003
seçimlerinde kazanmış ve Bülent Arınç da Meclis başkanı olmuştu. Ekim ayından
itibaren TBMM'de onun İç Hizmetler Müdürü olmuştum. Böylece birlikte çalışma
şerefine de eriştim. Benim yaşamımda onun ve Cevat Ayhan'ın çok önemli bir yeri
vardır. Allah onlardan razı olsun.
Bülent Arınç sürgün
günlerimi normale dönüştüren kişidir. Kızımın nikah şahidi, çileli yol arkadaşı
ve sevdiğim güzel insanlardan biridir.
İnşallah ben de onun dünya ahret kardeşiyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder