İş hayatında stres
Bir iş ortamının bizzat kendisi ya da kaprisli
ve kişiliksiz bir yönetici
çalışan için stres kaynağı olabilir. Ama kişinin stresi kendisinden de
kaynaklanabilir.
Örneğin, ailevi sıkıntılar, geçim
problemi, yaş durumu, eğitim düzeyi, bilgi seviyesi gibi konular kişiyle
birlikte iş ortamına taşınabilirler.
Stresin birçok belirtisi vardır. Bu belirtilerden en
önemlileri “yüksek kan basıncı, hızlı kalp atışı, kaslarda gerilim ve titreme,
uykusuzluk, midede kramp ve bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi, aşırı yorgunluk,
bitkinlik, göğüs ağrısı, ağız kuruması, zayıflık, aşırı terleme, zor nefes
almak, bağırsakların bozulması ve dişlerin sıkılması” olarak sayılabilir.
Toplum hayatında olduğu gibi iş ortamında da
adaletsizlik bir stres kaynağı. Zira adalet kavramı devlet ve toplum hayatının
olduğu kadar kişilerin ruh sağlıklarının da temelidir.
Adaletsizlik, ister toplum hayatının genelinde, isterse yönetimsel ilişkilerin temelinde yıkıcı ve sarsıcı etki yapar.
Böyle bir uygulamaya muhatap olan kişi, hakkını alamadığı ya da adaletin tecellisini göremediğini düşündüğünde kendisini için için yer bitirir. Sıkıntısını, uğradığı haksızlığı etrafına sık sık anlatır ki, bu durum önemli bir stres nedenidir.
Adaletsizlik, ister toplum hayatının genelinde, isterse yönetimsel ilişkilerin temelinde yıkıcı ve sarsıcı etki yapar.
Böyle bir uygulamaya muhatap olan kişi, hakkını alamadığı ya da adaletin tecellisini göremediğini düşündüğünde kendisini için için yer bitirir. Sıkıntısını, uğradığı haksızlığı etrafına sık sık anlatır ki, bu durum önemli bir stres nedenidir.
Bir başka stres nedeni de ücret eşitsizliğidir. Bir
çalışan, ister memur olsun ister işçi en
temel isteği ve beklentisi hakkı olan ücreti alabilmektir. Bu temel ihtiyaca
uyulmazsa, memur Devlet’e, işçi Patronuna küser ve bu küskünlük yeri gelir içe
kapanmaya ve kendince protestoya dönüşür. Bu da bir tür stres halidir.
Özünde kişiler hesap vermekten hoşlanmaz. Üstelik
insan psikolojisinde, hataları kabullenmeme, kendisini devamlı haklı görme ve
hataya mazeret arama vardır. İlave olarak denetim, teftiş, soruşturma, inceleme
vb. haller soğuk ve ürkütücüdür.
Nihayetinde geçmişe dönük olarak yapılanların hesabının verilmesi, gerektiğinde cezalandırılmak vardır. Yani, başlı başına bu olgu bile, denetim elemanından ayrı olarak, korku ve baskı nedeni oluşturur. Hele, bir de verilemeyecek hesap, yapılan bilinçli yanlışlıklar varsa, bu korku ve baskı paniğe dönüşür.
Nihayetinde geçmişe dönük olarak yapılanların hesabının verilmesi, gerektiğinde cezalandırılmak vardır. Yani, başlı başına bu olgu bile, denetim elemanından ayrı olarak, korku ve baskı nedeni oluşturur. Hele, bir de verilemeyecek hesap, yapılan bilinçli yanlışlıklar varsa, bu korku ve baskı paniğe dönüşür.
Çalışan ya da yöneticinin özel hayatında sorunlar
olabilir. Kişi toplumsal ilişkilerde ve statüsünde kendisini başarısız
görebilir. Bu durum zaten iş dışında da kendisini stresli yapar.
Doğal olarak bu hali işine de yansıyacaktır. Bundan etkilenecek diğer çalışan ya da yöneticiler de olacaktır.
Bu durumdaki her kişi iş ortamına yansıttıkları streslerinden dolayı gittikçe artan bir elektrik yüküne neden olacak, kendileri de bu olumsuz havadan fazlasıyla etkileneceklerdir.
Doğal olarak bu hali işine de yansıyacaktır. Bundan etkilenecek diğer çalışan ya da yöneticiler de olacaktır.
Bu durumdaki her kişi iş ortamına yansıttıkları streslerinden dolayı gittikçe artan bir elektrik yüküne neden olacak, kendileri de bu olumsuz havadan fazlasıyla etkileneceklerdir.
Peki, kaynağı ne olursa olsun stresle baş etmek mümkün
müdür ? Bu sorunun cevabını bilim insanları iki ana eksende veriyorlar: Kişisel
Geliştirme ve Mesleki Geliştirme.

Gerçekten de öyle. İnsan bir maç sırasında her şeyi unutarak, yalnızca oyuna adapte olabiliyor. Böylece en azından maç süresince “ne amir, ne memur, ne evrak ne imza“ hiç birşey düşünülmüyor.
Bu durum büyük bir rahatlama sağladığı için de bir bakıma rehabilitasyon gibi oluyor.
Devlet memuru ya da çalışan, kendi konusunda bilgisi
ve statüsü itibariyle toplumda bir yer kazanmış durumdadır. Özellikle Devlet
memuru ya da bürokrat konusuyla ilgili alanda eğitim almış, bu alanda
çoğunlukla yüksek tahsil yapmış toplum meselelerine vakıf bir insandır.
Kısacası, bu nedenle belli bir bilinç ve eğitim düzeyine sahip bir personeli,
yukarıdaki kişisel geliştirme faaliyetleri ile tatmin etmek, stresini gidermek
her zaman mümkün olmayabilir.
Bundan dolayı, öncelikle mesleki tatmini ve
motivasyonu arttıracak başka gelişmelere de ihtiyaç vardır. Bu kapsamda,
meslekte ilerleme belli bir plan dahilinde ve adaletle sağlanmalıdır.
Bir
çalışanın bulunduğu alanda sağlayacak fazla bir katkısı olmadığı fark
edildiğinde yeni imkanlar ve statüler tanınmalıdır.
Aksi halde, bir alanda ya
da statüde gereğinden fazla sürede çalıştırılan kişinin strese düşmesi
kaçınılmazdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder