13 Temmuz 2015 Pazartesi

238 13 Temmuz 2015 Pazar 18:30 ZAMAN DURAKLARI....................Kadir gecesinin kadri kıymeti

Kadir gecesinin kadri kıymeti

İslam Alemi için bir ışıklı zaman durağı daha. Kur’an-ı Kerim’de “bin aydan daha hayırlı” olduğu bildirilen Kadir Gecesindeyiz. Bizi bu kutlu geceye ulaştıran Alemlerin Rabbine binlerce hamd ü senâ, Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e de salâtü selâm olsun. [1]

Kadir Gecesi, Ramazân-ı şerîf ayı içinde ve diğer mübârek sayılan gecelerin en kıymetlisi. Çünkü, bu geceden Mekke devrinde nazil olan ve Kur'an'ın doksan yedinci sûresi olan beş ayetlik Kadir Suresi'nde  [2] açıkça söz ediliyor.  Ayrıca Kur'an'ın, Cebrail aracılığıyla resulü Muhammed'e (sav) vahyedilmeye başlandığını bu sureden öğreniyoruz. Sureye adını veren “Kadir” kelimesi de, 'azamet' ve 'şeref' demek.

Kur’an’ı Kerim’in Kadir Gecesi'nde indirilmiş olması başlıbaşına önemli bir olay zaten. [3]Kaldı ki değeri bin aydan daha hayırlı olduğu ifade edilerek bizzat Cenab ı Hak tarafından takdir edilmiş. Bu yüzden Kur’ân-ı kerîmde medhedilmiş, övülmüş bir gece. İşte, sadece İslam Alemi için değil tüm insanlık için rahmet ve berekete vesile çok kıymetli bir geceye ulaşmış bulunuyoruz.

Tarihte Peygamber efendimiz (sav) dahil, dört halîfe zamanı ve akabinde kurulan bütün İslâm devletlerinde bu geceye çok hürmet gösterildiği anlaşılıyor. Bilhassa Osmanlı döneminde, o gece bütün eğlence yerleri kapatılır, ibadet ve duâ ile meşgul olunurmuş. [4]İstanbullular sahura kadar Eyüb Sultan, Ayasofya, Sultan Ahmed ve bulundukları yerin câmilerini doldururlarmış. Bu arada pâdişâhın akşamdan sonra bir alayla Ayasofya’ya gelmesi, yatsı namazını edâ edip sonra da saraya dönmesi geleneğine “Kadir Alayı” adı verilmiş.

Bu gün de islam alemi ve ülkemizde temelde bu geceye saygı ve değerlendirme gayreti devam etmektedir.
 
Zaman ve mekânlar kendi başına bir değer ifade etmezler. İçinde yaşanan hadiseler onlara anlam ve değer katar. İşte Kadir Gecesi de öncelikle bize Kur’an’ı getirdiği için değerli. Zira, Yüce Rabbimiz ‘Biz Kur’anı Kadir Gecesi’nde indirdik.’ buyuruyor. Bu yüzden o herhangi bir gece değil. Kur’an diliyle bin aydan daha hayırlı” bir ışıklı zaman dilimi. 

İçinde meydana gelen o büyük hadise onu bizatihi mukaddes yapıyor. Dahası, hakkında müstakil bir sure var ve Yüce Rabbimiz, bu surede gecenin değerini bizzat kendisi açıklamış.

‘Kadir’ sözlüklere göre, zaten ismi üzerinde ‘değer’, ‘kıymet’ ve ‘şeref’ demek. İnsanlık bu gecede Kur’an’la değer ve şeref bulmuş. Bu gecede lütfedilen vahy ile insanlığa kıymeti hatırlatılmış. Vahiy ve Kur’an, insanın ayağa düştüğü bir zamanda gelerek ona yeniden değer katmış. Böylece aslında Rabbimiz Kur’an’la insanı da şereflendirmiş [5] oluyor.

Kadir gecesini bin aydan daha hayırlı kılan şey, şüphesiz, Kur’an’ın ilk nüzulüne şahit olmuş bir zaman dilimi olmasından. Bu yüzden, Kur’an’ın kadrini, kıymetini; hak, hakikat, ahlâk, ve adalet ilkelerini bildiğimiz oranda, Kadir gecesini de ihya etmiş oluruz. Kur’an’ın barış ve esenlik mesajlarını görebiliyorsak, o gece meleklerin yeryüzüne neden barış ve esenlik üzere indiklerini de anlayabiliriz.

Kur'an sadece dolu bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa gönderilen bir hayat kılavuzu ve yol haritası. Ancak, anlayarak okuduğumuz ve hayatımıza yansıttığımız oranda ondan şifa ve rahmet olarak da yararlanabiliriz.  

Fatiha'dan başlayıp Nas suresiyle tamamlanan bu hayat rehberine uyulursa insanları şirkten, zulümden ve her türlü sapmadan sakındıracaktır. Örneğin, içinde geçen kutlu nebi kıssaları dahi o yüce yaratıcıya çağlarüstü bir iman ve tam teslimiyet yolunu gösteriyor.

Bir yandan ölüm ve ahiret sıkça hatırlatılarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısı yapılıyor. Bir yandan da namaz, oruç, zekat, hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın yolu öğretiliyor. Dahası, insanı sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donatarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilinci aşılanıyor. Hakk’ı batıldan ayırabilmek için bütün insanlığa yön gösteriyor ve karanlıklardan aydınlıklara çıkarmaya çalışıyor.

“Bir kitap ki, geldi ve insana insana değerini anlattı.[6] İnsanın yeryüzünde Allah’ın halifesi olduğunu, insanın yaratıcısına ve Rabbine muhatap olmak üzere gönderildiğini bildirdi.

Bir kitap ki, geldi ve hakkı anlattı, hakikati, adaleti, ahlakı, erdemi fazileti anlattı. İyilik ve kötülüğü farketmemizi, güzelliği ve çirkinliği, hayrı ve şerri birbirinden ayırt etmemizi sağladı.

Bir kitap ki, geldi ve bize akletmemizi, Allah’ın verdiği akıl nimetini çok iyi kullanmamızı emretti. Rabbimizle olan ilişkilerimizi düzeltti. Annemizle, babamızla, kardeşimizle, dostumuzla, komşumuzla, arkadaşımızla ve bütün insanlarla ilişkilerimizi düzeltti.

Bir kitap ki, geldi ve tabiatla, kâinatla, eşya ile ilişkilerimizi düzeltti. Kalbimize rahmet getirdi, yüreğimize şefkati  yerleştirdi, yeryüzündeki bütün mahlûkata karşı şefkatli olmayı öğretti. Bütün insanlara karşı merhametli olmayı emretti.

Bir kitap ki, geldi, yeryüzünün en bedevi toplumundan medeni bir toplum oluşturdu. Bütün insanlığa adaleti emretti.

Kadir Gecesi, bize işte böyle bir kitabı getirdi. Onun için Kadir Gecesi’nin kadri yücedir. Onun için Kadir Gecesi, bizim için çok değerli, çok kıymetlidir.” [7]

Kur’an-ı Kerim, sadece bizim ufkumuzda değil, tüm insanlığın ufkunda bir sıçrama meydana getirdi. Bütün insanlığa değer kattı, bütün insanların şerefini yükseltti. Sadece Müslümanlar değil,  iman etmeyenler dahi Kur’an’dan nasipdâr oldular. Bu aslında yeryüzünde Kur’an’ın rahmet mesajından nasibini almayan hiç kimse yoktur anlamına geliyor.

Çünkü Kur’an kadın ve erkeğin Allah’a eşit muhatap iki varlık olarak doğuştan temel haklara sahip olduğunu bildirdi. Yeryüzünde hiç kimsenin kimseye köle olmayacağını ilan etti. Böylece tüm insanlığa şerefini ve haysiyetini bildirdi.
 
Bu yüzden özellikle biz Müslümanlar Kur’an’ın kıymetini bilmezsek Kadir Gecesi’ni asla ihya etmiş olamayız.

Bin aydan faziletli, ne kadar kadri yüce!
Sayısız günahkâr kul, affa uğrar bu gece. 

Böylesine kıymetli bir gece olan Kadir Gecesi’nde yapacağımız en önemli şey, Kur’an’ı hayatımıza aktarmak olmalı. Nasıl ki, Kur’an-ı Azîmuşşan nazil olduğunda zamana bin kat değer kattıysa, biz de Kur’an’ı Kerim’i kalbimizin semasına indirebildiğimiz takdirde yeryüzünde yaratıcının bizden istediği o asıl gayeyi gerçekleştirmiş oluruz.

Kadir Gecesi’nin de asıl hikmeti, budur herhalde.

Ancak, dünyada olup bitenlere karşı duyarsızlık, Kur’an’ı hayatın hiçbir evresinde hatırlatmayan bir dünya talebi ve ilahî hikmete pek az rağbet eden bir duyarlılıkla bu gece ihya edilemez herhalde.

Üzülerek ifade edelim ki ülke olarak Ramazan ayı boyunca verdiğimiz şehitler, İslâm coğrafyasında özellikle yanı başımızda Suriye’de kadın, çocuk, yaşlı demeden her gün katledilen masum insanlar, uzak doğuda Myanmar’da, Arakan’da din kardeşlerimizin maruz kaldığı vahşet ve insanlık dramı, dünyanın muhtelif yerlerinde Müslümanlara reva görülen zulüm, şiddet, cinayet ve insanlık dışı eylemler, Ramazan sevincimizi buruk bir şekilde yaşamamıza sebep oldu.

Bu sebeple, Kadir gecesini idrak ederken, dünyanın neresinde olursa olsun topyekûn açların, yoksulların, mahrumların, mağdurların, zayıf bırakılmışların, zulme uğramışların haklarına dikkat kesilmek, onların dertleriyle dertlenmek, acılarına ortak olmak, yaralarını sarmak, hâlleriyle hemhâl olmak yeryüzündeki bütün Müslümanların üzerine düşen bir görev ve sorumluluk.

Bu duygu ve düşüncelerle başta ülkemiz ve gönül coğrafyamız olmak üzere bütün İslâm âleminin mübarek Kadir gecelerini en güzel dilek ve duygularla tebrik ediyorum.

İnşallah Kadir gecesinin feyz ve bereketinden hepimiz nasibdâr olabiliriz. İnşallah dua ve niyazlarımız kabul edilir. İnşallah, İslâm dünyasının içinden geçmekte olduğu zorlu süreçten bir an evvel ve topyekûn kurtuluruz. İnşallah Ramazan Bayramını yine hep birlikte sağlık, afiyet, huzur ve mutlulukla yaşayabiliriz. 


[1] “Biriniz dua edeceği zaman önce Allah Teâlâ’ya hamdü senâ etsin, sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e salâtü selâm getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde dua etsin.” Ebû Dâvûd, Vitir 23. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 65; Nesâî, Sehv 48
[2]"Şüphesiz ki Biz Kuran'ı Kadir gecesinde indirdik. (Ey Resulüm!)Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler de inerler.O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir." (Kadir Suresi)
[3] Ramazanın hangi gecesinde olduğu kesin ve açık bildirilmemiş. İmâm-ı Şâfiî on yedi, İmâm-ı A’zâm Ebû Hanîfe, yirmi yedinci gece olması çok vâki olur (meydana gelir) demişler. Genelde yirmi ile otuzuncu geceleri arasında aranması tavsiye edilmiş.
[4] İnanarak ve sevabını Allahü teâlâdan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.) [Buhari, Müslim]
[5] Kur'an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa şöyle seslenmektedir: 'Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi (Yunus, 10/57)"
[6] Yüce Peygamberimiz (sav) buyururlar ki, “bir kalp ki orada Kuran yoktur o kalp harabedir; bir ev ki içinde Kur’an okunmaz, orası harabedir. Bir kalbe Kur’an girdiği zaman orası mamur olur, bir eve Kur’an girdiği zaman Kur’an o evi imar eder.”
[7] Prof.Dr.Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder