27 Kasım 2022 Pazar

27 Kasım 2022 22:00 Pazar TORUNLARIMA MEKTUPLAR..................Pandemi çocukları

 27 Kasım 2022, Pazar

Sevgili torunlarım,

Tayland ile yaptığımız son görüntülü WhatsApp görüşmesinde Tuna'nın yarın, yani Pazartesi günü kreşe/okula başlayacağı haberini aldık. Bize neredeyse yarı boyuna gelen sırt çantasını göstermeye çalışıyordu. Bu onlar için en önemli ikinci adım. Gelecek günler için uğraşacakları şeyse; oturma ve çalışma izni alabilmek. Bunun için kısa süreli Malezya'ya geçip dönmeleri gerekiyormuş.

Kiraladıkları ev müstakil, tek katlı, 2+1 bir ev. Bizim Orjan'a benzer bir site içinde yer alıyor. Tai komşuları geçen gün Tuna'ya oyuncak ve bahçesindeki ağaçtan muz kesip getirmiş. Hilal de onların bu hoş davranışına bir paket türk kahvesi vererek mukabele etmiş. Tabi nasıl yapıldığını da anlatarak. Görünüşe göre moralleri iyi ve her şey yolunda. Bizimle onlar arasında 4 saat mesafe var. Akşam saatinde aradıklarında Tuna'nın yatma vakti gelmiş oluyor. Bize oyuncaklarını gösteriyor, gördüğü için mutlu oluyor, bunu şımarmasından anlıyoruz.

Bugün hafta sonu Pazar, Ece bizdeydi. Birlikte pazara gittik. Muz istedi aldım ama bir taneden fazla yemedi. Kabız olmak istemiyormuş. "Aferin!" dedim içimden, demek ki anne babasının sözlerini dinliyor. Sonra da yolumuz üzerindeki parka girdik. Baktık kurt köpek orada, güneşleniyor. Çok sevindik, o da "Beni sevin" der gibi önümüze yattı. Kuyruğunu sallamasından onun da mutlu olduğunu anlıyoruz. Geçen hafta yoktu, "Hasta mı oldu acaba?" diye üzülmüştük. İyi olduğunu görmek güzeldi. Yaşlı, olgun, iyi huylu bir köpek. Ece de Tuna da onu sevdiler. O da onları tanıdı, sevdi.

Ece parkta hemen bir kız arkadaş buldu. Hemen bir saate yakın oynadılar, koşturdular. Ben de bankta oturduğum yerden onları seyrettim. Mutluydu. Onun böyle açık havada, parkta iyi vakit geçirmesi beni de mutlu ediyor. Oturdukları İncek'te böyle bir imkânları yok maalesef. Bu yüzden haftada bir de olsa bize gelmesi Eceye iyi geliyor. Geçen hafta ikizler de gelmişti. Boşaltılmış geniş salonda rahat rahat koşturup oynadılar.

Haftada iki gün iki gece biz gidiyoruz onlara. Salı günü akşam banyoları var. Kreşten geldikten sonra akşamları ve sabah kreş için çıkana kadar anne babalarına yardımcı oluyoruz. Gerçekten üç çocukla baş etmek zor. Ayrıca o harala gürele içinde ne doğru dürüst yemek yapabiliyorlar, ne de yiyebiliyorlar. Nenneleri sağ olsun onlar gittikten sonra mutfağı toparlıyor ve yemek yapıyor. Bir de bol bol torunlarımızı sevme fırsatımız oluyor. İşte bu kadar, bizim için günler haftalar böyle geçiyor.  

Tabi yaşlandık artık. Şimdi böyle git gel yapabiliyoruz ama sonrası nasıl olur bilemiyorum. Keşke daha yakın olabilsek. Şöyle yürüyüş mesafesinde olmak ne iyi olurdu. Biz oturduğumuz Gölbaşı Toki'deki evimizden memnunuz. Evimiz 4+1 çok güzel. Bütün gün güneş alıyor. Manzaralı. Semtimiz gayet mutena, ferah. Cami, sağlık ocağı hemen karşımızda. Marketler, okullar ve pazar çok yakın. Etrafımız park dolu. Ulaşım kolay. 

Onlarsa şayet taşınırlarsa Çayyolu tarafını istiyorlar. İşyerleri ve çocukların kreş/okulları o tarafta olduğu için. O durumda çok daha uzağa gitmiş olacaklar. Bizim de gelmemizi istiyorlar ama nasıl olacak bilemiyorum. "Siz bulun bize de gösterin bakalım, düşünelim" diyorum. Ankara'da sadece onlar kaldı. Onlara da uzak olursak Ankara'nın bizim için bir manası kalmayacak. Allah hayırlısını nasip etsin.

Nazlı ve Yağız değil ama diğer dördünüz, sizler "pandemi çocukları"sınız. Ece 16 Nisan 2018'de doğdu, pandemi başladığında iki yaşına henüz girmemişti. Tuna ise 21 Ekim 2019 doğumlu. O doğduktan sadece birkaç ay sonra dünyada "corona" lafını duymaya başlamıştık. 2020 ve 2021 yılları zaten full pandemi dönemiydi. Tuna zaten doğduğundan beri annesiyle bizdeydi. Kapanma olmadığı zamanlarda ya Ece bebek bize geliyordu ya da biz onlara gidiyorduk. Bu arada 21 Haziran 2021'de ikizler teşrif ettiler aramıza. Selim Erdem ve İnci Deniz de hayatımıza bambaşka bir renk ve çeşit kattılar. Böylece iyisiyle kötüsüyle pandemi döneminde 4 torun büyütmüş olduk. Şimdi Ece 4,5 yaşında. Tuna 3, ikizler de 1,5 yaşındalar.

şündüğümde pandemi dönemi zaten çok zordu. Ama torunlarımız o güç dönemde bile bize hayata tutunma imkanı verdi. Zorlukları varsa da onlar işte hepsi geldi geçti. Kalıcı olan onların zaman içinde serpilip büyümesiydi. Sevgileri dünyalık hiçbir şeyle karşılaştırılmayacak kadar güzelmiş. Şöyle bir laf duyardım: "Evlatlar sermaye, torun kârmış". Bunu söyleyen Kayseri'li midir bilmem ama çok doğru söylemiş. Torun sevgisi bir başkaymış. "Dede", "Nenne" diyerek kucağımıza gelip oturmaları bütün yorgunluklarımızı unutturuyor.

Akşamüstü Yağız'ın bir fotoğrafını göndermiş annesi; "Sahalara geri döndü" diyerek. Sanırım Gerede olmayınca Bolu'da bir futbol okuluna vermişler. İyi olmuş. Çocukta enerji fazlası var. Ferizli'de her hafta sonu gidiyordu. Burada gidemeyince konsol oyununa, abur cubur yemeye düşş. İyi olmuş, iyi. Okulundaki derslerine de olumlu etkisi olur inşallah. Nazlı'dan gittiğinden bu yana bir haber alamadık. Sınavları olduğunu söylemişti. Umarım her şey yolundadır.

Bugün WhatsApp'tan gelen bir başka fotoğraf da oğlumuz Oğuzhan'dandı. Komando er kıyafetiyle 4 fotoğraf çektirip göndermiş. "Hey Maşşallah!" dedik bakınca. Vakit yaklaştı, 10 gün sonra 7 Aralık Çarşamba günü annesiyle birlikte Burdur'daki yemin merasimine katılacağız. Arabasını belediye otoparkına bırakmıştı. O akşam hep birlikte Ankara'ya döneceğiz inşallah. Sonra da o hafta sonu Gölbaşı'ndaki evimizde kız tarafını misafir edeceğiz hayırlısıyla.

Sevgili torunlarım,

İşte böyle. Dışarda Ukrayna-Rusya savaşı devam ediyor. Çin'de yeniden bir corona hareketliliği var. Bereket çok sert tedbirler alıyorlar. Umarım geçen seferkine benzemez. Bizde geçen hafta 23 Kasım Çarşamba gecesi Düzce Gölyaka merkezli bir deprem oldu.  Büyüklüğünü ABD 6.1, AFAD 5.9, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ise 6.0 olarak yayımladı. Yaralananlar oldu, bazı binalar hasar gördü ama çok şükür ki can kaybımız yok.

Ondan 10 gün önce 12 Kasım 2022 Düzce Depremi'nin 23. Yıl Dönümü vesilesiyle bir deprem tatbikatı yapılmıştı. “Çök, kapan, tutun" adı verilen bu tatbikat tüm ülke çapında gerçekleştirilmişti. Ardından gelen bu deprem daha önce kırılmamış bir fayda oldu ama artçıları neredeyse 300'ü buldu. Sanki gerçek bir tür fiili tatbikattı. Devlet olarak, ilgili kuruluşlar orada çok iyi bir sınav verdiler. Rabbim bir daha bize böyle afatlar yaşatmasın.

Bu arada 19-20 Kasım gecesi F-16 ve F-4 savaş uçağına ek olarak çok sayıda SİHA ve tanker uçaklarıyla birlikte Türkiye gece yarısında bir operasyon başlattı. Hava operasyonu Rusya kontrolündeki Suriye hava sahasında gerçekleştirildi. Türk sınırından 160 km derinliğe kadar alanı kapsayan operasyon Milli Savunma Bakanlığı tarafından "Hesap Zamanı! Alçaklardan hain saldırıların hesabı soruluyor!" açıklaması ile duyuruldu. Türk Kara Kuvvetleri de operasyona karadan topçu desteği sağladı.

Operasyon kapsamında Suriye'nin kuzeyinde Tel Rıfat, Kobani ve çevresi, Derbesiye, Maranez, Malikiye, Ayn İsa, Ayn Dagne; Irak'ın kuzeyinde Kandil, Süleymaniye ve Sincar'da bulunan hedefler vuruldu. PKK'ya ait birçok silah deposu ve silo imha edildi. Kobani'yi de hedef alan Türk jetleri 8 kez PKK / YPG üslerinin bulunduğu mevkileri vurdu. 480 terörist etkisiz hale getirildi. İçlerinde PKK'nın üst düzey kayıpları olduğu belirtiliyor. Fakat karşı taraftan açılan ateş sonucu Karkamış ve Reyhanlı'da biri çocuk diğeri öğretmen iki şehidimiz oldu. Askerlerimizden de 3 şehidimiz var. Hava saldırısı sonrası halen topçularımız terörist mevzilerini vurmaya devam ediyor. 

Dün 26 Kasımda Konya’da ülkemizin en büyük viyadük köprüsü Cumhurbaşkanımız tarafından açıldı. Bin 371 metrelik Eğişte Hadimi Viyadüğünün yükseklikleri 42 ile 166 metre arasında değişen 8 adet orta ve 2 adet kenar ayağı var. Kavisli köprü açıklıkları kadim mimarimize uyumlu. Ayrıca 64 kilometreyi bulan yolu, 420 metrelik tüneli ve 6 kilometrelik Çumra bağlantısıyla gerçekten iftihar verici bir eser.  Böylece, İç Anadolu ile Akdeniz Bölgelerimiz arasında yeni bir ticaret ve turizm kanalı daha ülkemize kazandırılmış oldu.

Yine geçen hafta 22 Kasımda Artvin Yusufeli Barajı ve HES, Yeni Bağlantı Yolları ve Tünelleri ile yeni Yusufeli yerleşim Bölgesi hizmete açıldı. Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralinin temeli 26 Şubat 2013'te atılmıştı. 2022 yılının ilk günlerinde barajda su tutulmaya başlandı ve 22 Kasım 2022'de de tüm inşaat çalışmaları tamamlandı. Ne yazık ki bu proje de belli çevreler tarafından diğer bütün büyük eserler gibi tartışmalara konu olmuştu. Ancak, göğsümüzü kabartacak şekilde tamamlanıp hizmete açılmışoldu.

Yusufeli Barajı; Karadeniz Bölgesi’nde, Artvin’in 70 kilometre güney batısında, Çoruh Nehri üzerinde, 558 MW kurulu güç ile yılda ortalama 1,9 milyar kWh enerji üretecek şekilde inşa edildi. Tesis şu anda; 100 katlı bir gökdelene denk olan 275 metre yüksekliği ile ülkemizde ilk dünyada da kendi sınıfında 5. sırada yer alıyor. Ayrıca çift eğrilikli beton kemer kategorisinde dünyanın en yüksek üçüncü, genel kategoride dünyanın en yüksek yedinci barajı konumunda. Bu barajda üretilecek enerji ekonomimize senelik 5 milyar liralık katma değer temin edecek. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle “Yusufeli Barajı ülkemizde bir enerji sıkıntısı olsa da burası bizim 1 buçuk yıllık enerji ihtiyacımızı karşılayacak."

Cumhuriyet tarihinin en gurur verici eserlerinden Yusufeli Barajı; bağlantı yolları, tünelleri ve yepyeni Yusufeli yerleşim bölgesiyle muhteşem bir eser. Nitekim Yeni Yusufeli, 2698 konut, 507 köy evi, 296 iş yeri, 37 dükkanlı bir sanayi sitesi, 25 yataklı hastane, ana sınıfından lisesine kadar 9 okul, yurt, spor salonu, 7 köy, ayrıca tüm kamu ve hizmet binalarıyla sıfırdan kuruldu. Her türlü altyapısı ve üstyapısıyla oldukça ferah bir şekilde tasarlanan yeni Yusufeli, eskisinin iki katı büyüklükte bir alana sahip.

Böylece dikilen 20 bin ağacı, 75 binin üzerinde fidanı ve serilen 40 bin metrekareyi geçen çimleriyle yemyeşil bir Yusufeli ortaya çıkmış durumda. Bu arada baraj gölü içinde kalan 800 bin metreküp verimli toprak da yeni yerleşim yerine taşınarak ilçenin hiçbir imkânı heba edilmemiş. İlçenin ulaşım ihtiyacı için bünyesindeki 39 tüneli ve 21 köprüsüyle 110 kilometre yeni yol yapılmış. Sadece Yusufeli'nde köy yollarındakilerle birlikte 62 kilometre tünel inşa edilmiş. Hatırlayalım ki bundan 20 yıl önce Türkiye'nin toplam tünel uzunluğu 50 kilometreydi.

Bütün bunlar sizin daha güvenli ve mutlu bir Türkiye'de yaşamanız için. Sizleri kucaklıyor ve Allah'a emanet ediyorum. Haftaya görüşmek üzere.

Dedeniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder