7 Nisan 2021 Çarşamba

07 Nisan 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı208................................Str.1.1.1 Hedefleri(VI)

Str.1.1.1 Hedefleri(VI)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel amaçlarından biri olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz.  Yöntemimiz ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı Stratejik amacımızın  ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde öngörülen hedeflerin ‘Nasıl yapılacağını’ ortaya koyabilmek. ‘Nereye ulaşmak istiyoruz?’ başlıklı ikinci aşamada bu strateji için toplam 71 hedef belirlenmişti. Geçen hafta itibariyle bu hedeflerden ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ başlığı altında 2, ‘02-KONUM’ başlığında 3, ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ başlığında 3, ‘04-ULAŞIM’  başlığında 3, ‘05-LOJİSTİK’ sektöründe 2, ‘06- ENERJİ VE DOĞAL KAYNAKLAR’ başlığında 4, ‘07-TURİZM’ başlığında 11, ‘08-SANAYİ’ başlığında 8 ve ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ başlığı altında belirlenmiş 23 hedeften ‘TARIM’ boyutuyla ilgili 9 adet olmak üzere toplam 45’i ile ilgili çalışma tamamlanarak REİS gazetesinde yayınlanmış oldu. Bu hafta da inşallah aynı yöntemle  ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün ‘TARIM’ boyutuyla ilgili 7 hedefin daha nasıl gerçekleşebileceği hakkında önerilerimizi okuyacaksınız. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘nasıl?’ yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejimizin uygulanması. Zira söz konusu strateji Susurluk için belirlenmiş 12 başlıklı sektör/alanlarda öngörülmüş bulunan güçlü yönlerden ve orta vadede çevreden yönelecek fırsatlardan azami ölçüde yararlanmayı hedefliyor. Böylece ilçemizin güçlü yönlerinin daha da güçlendirilmesi ve orta vadede doğacak fırsatlardan yararlanması mümkün olabilecek.

‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün ‘TARIM’ boyutu için ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde ‘fırsatlar’a dayalı olarak 7 hedef belirlenmişti. Durum analizi çalışmasına göre bugün olduğu gibi orta vadede de Susurluğun gelişmesine katkı sağlaması beklenen fırsatlar: FRS.09.2-Uygulanan yeni teşvik sistemi’, ‘FRS.09.3-Tarımsal desteklemeler’,  ’FRS.09.7-Milli tarım kapsamında yürütülen çalışmalar’ ve ‘FRS.09.14-Tüketim merkezlerine yakınlığımız ve ulaşım imkânlarımız’ olarak tespit edilmişti. Bunlar ilçemizin mevcut tarım sektörünün dayandığı altyapının orta vadede güçlenmesine katkı sağlayacak ve gelişmesinde değerlendirilmesi gereken çevresel faktörler. Zaten ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi de bunu öngörüyor. Böylece inşallah ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı Stratejik amacımızın da gerçekleşmesi söz konusu olacak.  Şimdi bu faktörlerin sektörün TARIM boyutundaki gelişmeyi nasıl hızlandırabileceğine bir bakalım. Çünkü mademki ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ istiyoruz ve mademki bu konuda StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ stratejik amacımız ve ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ şeklinde bir stratejimiz var o halde elbette bu yöndeki hedeflerimiz için söz konusu fırsatları nasıl değerlendirebileceğimizi ve onlardan nasıl yararlanabileceğimizi de düşünmeliyiz.


Ülkemizde son yıllarda bu sektörde avantajlı ve karlı bir teşvik sistemi uygulanıyor. 2012 yılında başlatılan ve Ekonomi Bakanlığı’nca uygulanan yeni teşvik sistemi ile gıda, tarım ve hayvancılık sektörlerindeki hem yerli hem de yabancı yatırımlara ivme kazandırılması öngörülmüş. Örneğin dünyada %25-%35 olan kurumlar vergisi ülkemizde %20 olarak uygulanıyor. Bu yatırım yapacak kurumsal markalar için teşvik edici önemli bir avantaj. Bu sebeple ‘HDF.1.1.1.53-Tarım işletmelerimizi uygulanan yeni teşvik sisteminden yararlanmaları için yönlendirmek’ hedefiyle hareket etmekten daha doğal ne olabilir? Ancak teşvik sistemine tüm hak sahibi paydaşların adil bir şekilde ulaşabilmesi çok önemli. Kuşkusuz bu noktada tüm ilgililere ve eğitim kurumlarına büyük görevler düşüyor. Zira teşvik sisteminden doğru faydalanabilmek için bilgiye erişim ve yetişmiş insan gerektiği ortada. Aksi halde teşviklerin ihtiyacı olana değil de parası olana gittiğini görmeye ve şikâyet etmeye devam ederiz. Bu açıdan ‘HDF.1.1.1.54-Teşvik sistemlerini takip, talep ve uygulayabilen nitelikle bilinçli insan sayısını arttırmak’ zorunlu görünüyor. 

Aynı şekilde halen uygulanan birçok tarımsal destekleme var. Milli Tarım projesi kapsamında mazot, gübre, tohum, ürün, fide-fidan, tıbbi aromatik bitki ve yem bitkileri gibi birçok önemli prim ve destekleme uygulamaları var. Ayrıca çiftçilerimize hibe, teşvik ve faizsiz kredi verilmeye devam ediliyor. O halde’HDF.1.1.1.55-Çiftçilerimize Tarımsal desteklemelerden hakkıyla yararlanabilmeleri için bilgi,  danışmanlık ve denetim hizmeti vermek’ suretiyle yardımcı olmak gerekiyor.

Tarım Bakanlığınca son yıllarda geliştirilen Milli tarım projesi kapsamında birçok çalışma yürütülüyor. Projeye göre artık havza bazlı üretim yapılacak. Havzalardaki parçalı araziler birleştirilerek verimin arttırılması amaçlanmış. Çiftçinin ekeceği alternatifli ürünler devlet tarafından belirlenecek ve ona göre destek verilecek. Çiftçi de kendi havzasında, o planlama çerçevesinde alternatif ürünleri de dikkate alarak üretim yapacak. Ülkemizde bulunan 941 havzada bu çalışmaların yürütüleceği anlaşılıyor. Hangi bölgede hangi ürünün daha sağlıklı ve verimli bir şekilde üretileceği de önceden belirlenmiş durumda. Destek verilen tarım ürünleri destekleme ödemeleri de ona göre olacak. Ziraat Bankası da aynı proje kapsamında doğal afetlerden zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarını giderecek kredi imkânları sağlayacak. Bu sayede ekim yapılacak alanların veriminin arttırılması, üreticinin de yüksek gelir elde etmesi sağlanacak. Üreticiler belirlenen bölgelerde farklı ürünler ekerse bu konuda devlet tarafından destek göremeyecek ve verimsiz bir üretim yapmış olacaklar. Tarım Bakanlığının hangi illerde hangi ürünlerin ekilmesi gerektiği, hangi ürüne destek verileceğinin yer aldığı havza bazlı üretim projesine göre 2021 yılında Desteklenecek ürünler listelenmiş bulunuyor. Buna göre: Susurluk’ta 8 üründe; Arpa, Buğday, Çeltik, Kanola, Mısır (Dane), Ayçiçeği (Yağlık), Yem Bitkileri ve Yulafa destek verilmesi öngörülmüş. Demek ki mutlaka ‘HDF.1.1.1.56-Milli tarım kapsamında yürütülen uygulamaları bilmek ve ona uygun üretim yapmak’ lazım. Bu meyanda Şeker fabrikamızın pancar ekimine bağlı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Yeterince ekilmezse zaten tekleyen fabrika daha da çıkmaza girebilir.

Bütün bunlar nasıl olacak? Söz konusu alan tarım olunca işletme sahipleri, çiftçiler, köylüler ve ortalama ziraat insanlarından bahsediyoruz demektir. Normalde bir ilçede böyle teşvik sistemlerini ve uygulanmakta olan tarımsal desteklemeleri tam olarak bilen ve takip eden insan sayısı oldukça azdır. Bunlar da zaten hizmet sektöründe mümkün olduğunca bu işten para kazanmaya çalışanlardır.  Ancak amaç bir avuç insanın değil, onlarla birlikte konunun gerçek ihtiyaç sahiplerince yaygın bir biçimde öğrenilmesi. Bu yüzden tarım sektöründe teşvik talep eden, tarımsal desteklemelerde hak sahibi işletme ve uygulayıcıların bu konuda mutlaka bilgilendirilmeleri şart. Ne yapılabilir?  Öncelikle teşvik ve desteklemeler konusunda mahalli basında, sosyal medyada, afiş ve elektronik billboardlarda GÜNCEL BİLGİLENDİRMELER gerekiyor. Ayrıca çiftçilere Ziraat odasınca bu konularla ilgili küçük BİLGİ BROŞÜRLERİ hazırlanıp dağıtılabilir. Teşvik ve desteklemelerden yararlanabilenlerin sayısı arttıkça nitelikli ve bilinçli insan sayısı da artacaktır. Bundan başka teşvik ya da destekleme değişikliklerinde, yeni uygulamalarda İlçe Tarım Müdürlüğü-Ziraat odası-Tic.San.Odası Borsa (TSOB) işbirliği ile periyodik BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ de yapılmalı. İşletmelerimizin, çiftçilerimizin teşvik ve Tarımsal desteklemelerden hakkıyla yararlanabilmeleri için gerektiğinde bu konularda DANIŞMANLIK HİZMETİ alabilmeleri de mümkün olmalı. Bunun için de bu alanda güncel takip yapabilen, deneyimli ve bilgi sahibi hizmet sektörü danışmanlarına da ihtiyaç var elbette. İlaveten teşvik ve destekleme veren kurumların da uygulamanın etkin şekilde yürütülmesini TAKİP VE DENETİM altında tutmaları gerekiyor. Son olarak ilçemizde milli tarım kapsamında yürütülen uygulamaları bilmek ve ona uygun üretim yapmak sosyal ve ekonomik kalkınmamız için gerekli bir konu. Bu husus da güncel bilgi, bilgilendirme ve takip gerektiriyor. Elbette MİLLİ TARIM PROJESİ KAPSAMINDA İLÇEMİZE UYGUN STRATEJİK SEÇİMLER YAPMAK ve uygulamak için. Bu bağlamda yukarıda sayılan araçları bu konuyu da içerecek şekilde kullanabilmeliyiz. Böylece, yıldan yıla teşvik sistemlerini, tarımsal desteklemeleri ve milli tarım projesi gereklerini bilen, takip, talep ve uygulayabilen nitelikle bilinçli insan sayısının artışı oranında tarımda daha güçlü hale gelmemiz mümkün. 


Yerli tohumlarla üretim yapmak bu projenin temel çıkış noktalarından biri ve bu konu ülkemiz için ihmal edilmemesi gereken stratejik bir alan. O halde ‘HDF.1.1.1.57-Yerli tohumu öncelemek, üretmek ve bu alanda bölge öncülerinden birisi olmak’ bir hedef olarak önümüzde.  Bunun için öncelikle yöremizde atadan kalma genetiği bozulmamış YERLİ TOHUMLARIN ÇOĞALTILMASI gerek. Bu maksatla çalışan işletmelere mutlaka ihtiyaç var. Zira devletçe de teşvik edilen bu alanda faaliyetin sürdürülebilmesinin sadece ilçemiz için değil ülkemiz için de stratejik bir önemi var. BU TÜR ÇABALARI, AMACI BU YÖNDE İNSANLARI VE KURULU İŞLETMELERİ GÖZETMEK, YARDIMCI OLMAK vazifemiz. Onları sahiplenmek sadece güne değil geleceğe yatırım yapmakla da eş anlamlı. Öte yandan ÜRETİLMİŞ TOHUMLARI ZİRAAT ODASI VE TARIM KREDİ KOOPERATİFİ VASITASIYLA TOPLAYIP PLANLI BİR ŞEKİLDE ÜRETİCİYE DAĞITMAK, bu süreci izleyip sağlıklı bereketli ürün elde edilmesine yön vermek işin bir diğer önemli kısmı. Hiç kuşkusuz MİLLİ TARIM PROJESİNİN BU KONUDAKİ PERSPEKTİFİ bize rehberlik edecektir. Bu proje kapsamında belirlenmiş uygun havzalarda sadece yerli ata tohumlarının kullanılması yıldan yıla elde edilen kazanç artışına paralel olarak giderek yaygınlaştırılabilir. Bu faaliyet zamanla ORGANİK TARIMA DA KATKI SAĞLAYARAK daha sağlıklı, daha kazançlı ürünlerin yetiştirilmesine de imkân verecektir. Dahası yerli tohumdan yetiştirilmiş SUSURLUĞA ÖZGÜ ÜRÜNLER elde edilmesine yol açacaktır. Bununsa ticaretten sanayie, lojistikten alternatif turizme kadar pek çok alanda olumlu etkileri görülebilir. Bu meyanda SEÇİLMİŞ STRATEJİK ÜRÜNLER Susurluğun tanıtımına da önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu süreç emin olunuz hem yetiştiricilikte, hem pazarlamada, hem de tanıtımda bize katlamalı avantaj olarak döner. Kolay bir değişim dönüşüm değil, azim kararlılık ve sabır gerektiriyor. Ancak yerli tohumu önceleyen, yayın bir şekilde üreten bir Susurluk sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağladığı gibi bu alanda da bölge öncülerinden birisi olacaktır.

İlçemiz ulaşım ağı bakımından çok önemli bir konumda. İstanbul-İzmir otobanı, tren ve karayolu varlığı ile ticaret ağının yoğun olduğu bu illere eş değer uzaklıkta.  Ayrıca karayolu olarak Bandırma ya 55 km Balıkesir İl Merkezine 45 km mesafede yer alıyor. Bu bağlamda konumu itibariyle İstanbul İzmir Bursa gibi büyük Pazar ve tüketim merkezlerine yakınlığımız ve ulaşım imkânlarımız tarım sektörü için önemli bir avantaj. Gelişmiş bir ulaşım ağı içindeyiz ve alternatifimiz çok. Tarımsal Pazarlama Sistemi ve örgütlenmede sorunlar olmakla birlikte talebi karşılayacak düzeyde yer mevcut. Öncelikle üretilen ürünlerin daha etkin pazarlanabilmesi için HDF.1.1.1.58-Kooperatif ya da birlik olma konusunda eksiklerimizi gidermek ve bölgede lider konuma gelmek’  hedefine yönelmemiz gerekiyor. Öyle görünüyor ki orta ve uzun vadede tüketim merkezlerine yakınlık ve ulaşım imkânlarıyla ilgili avantajımız devam edecek. Bu yüzden HDF.1.1.1.59-Tüketim merkezlerine yakınlığımız ve ulaşım imkânlarımızın avantajını maksimum oranda değerlendirmeyi sürdürmek’ hedefiyle hareket etmek özen göstermemiz gereken bir diğer performans. Nasıl yapacağız? Kim yapacak? Neye dayanarak ve nelere dikkat ederek bu hedefler gerçekleştirilecek? Öncelikle orta vadede hangi tarım ürünlerimizin stratejik önem kazanacağını ve GELENEKSEL PAZARLAMA ALT YAPIMIZDAKİ EKSİKLERİMİZİ GÖREBİLMEMİZ gerekiyor. Bunların sağlıklı değerlendirilmesi bazı ürünlerde satınalma, depolama, işleme ve pazarlama açısından KOOPERATİF ÖRGÜTLENMELERİNE İHTİYAÇ olduğunu gösterecektir. Örneğin sebze-meyvecilikte çok taze ve lezzetli ürünlere sahip olduğumuz biliniyor. Ancak bunlar dayanıklılık ve hızlı pazarlama sorunu olan ürünler. Organik ürünlerin de yetiştirilmelerindeki özen kadar SAKLAMA, İŞLEME, PAKETLEME VE SATIŞ SÜRECİNE DE YATIRIM yapmak gerekiyor. Bir başka örnek bu topraklarda ata tohumundan yetiştirilen nohut ve fasulye gibi bilinen ürünleri var. Bunlar da üreticisinden satın alma, depolama, işleme ve markalı ürünler olarak ambalajlanarak pazarlanması halinde çok daha fazla kazanç sağlayacaktır. Günümüzün internet ortamında BİLGİSAYAR ÜZERİNDEN SATIŞ VE İHRACAT İMKÂNLARI son derece elverişli hale geldi. Bu alanda yetişmiş gençlerimiz vasıtasıyla ilçemize özgü ürünlerin kooperatif oluşumları üzerinden pazarlanabilmeleri mümkün. Kuşkusuz böyle hamleler önce zihinlerde şekillenip girişimci insanlar sayesinde hayata geçirilirler. Ancak her yeni kooperatif üretim ve istihdam yönüyle Susurluğun sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacağı gibi ticaret ve lojistik sektörlerine de güç verecektir. Böylece kendine özgü bir stratejiyle belli ürünlerde bölgede lider konuma gelmek de mümkün. Bu arada TÜKETİM MERKEZLERİNE YAKINLIK VE ULAŞIM İMKÂNLARIYLA İLGİLİ AVANTAJIMIZIN BİLİNCİNDE OLMAK ve bu konumumuzu maksimum oranda değerlendirmeyi sürdürebilmemiz gerekiyor. Çünkü bu hedefe yönelik göstereceğimiz özen ve performans her alanda sosyal ve ekonomik kalkınma stratejik amacımıza ulaşmayı da kolaylaştıracak. Ancak bu işin nasılı TİCARET VE LOJİSTİK SEKTÖRÜMÜZÜN GÜCÜYLE de yakından ilişkili. Bir önceki hedefte öngörülen kooperatif oluşumları için de tüketim merkezlerine yakınlık ve ulaşım imkânları bir ortak payda durumunda.  

Bunun için öncelikle TARIM alanında faaliyet gösteren üreten deneyim sahibi işletmecilerimize, üreticilere, çiftçilerimize, tohumculukta bilgi görgü sahibi olanlara ihtiyacımız var elbette. Ayrıca bize bilgili iş insanları, ziraat mühendisleri, kooperatifçilik bilgisine sahip girişimciler de lazım. Yani ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ Susurluk için önemli. Bunlar arasından lazım gelen nitelikli insan gücü karşılanabilir.  Genelde tarım ürünlerimiz,  özelde seçilmiş stratejik sebze-meyve ürünleri gibi kooperatif kurulumunu gerektiren önde gelen ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’ söz konusu. Yerli tohumdan elde edilen ürünler de bugün değilse de gelecekte böyle anılacaklar. Yöremizde mevcut tarıma dayalı sanayimiz bizim her daim olmazsa olmaz gücümüzdür. Özellikle bu ürünlerimizi işleyen mevcut konserve, salça, donmuş gıda ve meyve suyu  ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ bizim için stratejik önemde. ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ zaten her konuda olduğu gibi tarım sektörümüz için de başlı başına bir avantaj ve her konuda elimizin altında. Ayrıca ilçemiz bazı tarım ürünleri ve yerli tohum ile sebze ve meyvecilik alanında gerçekten dileyenlere son derece ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da sunuyor ilgilenenlere. Bununla birlikte korumak zorunda olduğumuz bir ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz var. Sahip olduğumuz bu varlık özen göstermemiz gereken çok önemli bir değer. İşte bütün bu değerler hedeflerimizin gerçekleşmesinde bize güç verecektir. Bu değerleri esas alarak ve onlara dayanarak etkin yol almamız mümkün.  Yolculuğumuzun sürdürülebilirliği bu ilişkinin kopmamasına bağlı. Bu istikamette çalışırken elbette bize ışık olacak ve rehberlik edecek bazı temel ilkeler de var. Bunlar; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ olacaktır. Bu hedefleri gerçekleştirmek için önem ve öncelik sırasına göre;, Ziraat odası (İZO), Tic.San.Odası Borsa (TSOB), İlçe tarım müdürlüğü (İTM), Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) müşterek görev ve sorumlulukları olması ve birlikte çalışmaları gerekiyor. Elbette Ziraat Bankası,  Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK), Esnaf odası (ESO), Yağlı Tohumlar ve Pancar Kooperatifleri de bu işbirliğinin içinde olmalılar.

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder