Str.1.1.1 Hedefleri(VI)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel
amaçlarından biri olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE
YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz. Yöntemimiz
‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik
kalkınma’ başlıklı
Stratejik amacımızın ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde öngörülen hedeflerin ‘Nasıl yapılacağını’ ortaya koyabilmek.
‘Nereye ulaşmak istiyoruz?’ başlıklı ikinci
aşamada bu strateji için toplam 71 hedef belirlenmişti. Geçen
hafta itibariyle bu hedeflerden ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ başlığı altında 2, ‘02-KONUM’
başlığında 3, ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ başlığında 3, ‘04-ULAŞIM’ başlığında 3, ‘05-LOJİSTİK’ sektöründe 2,
‘06- ENERJİ VE DOĞAL KAYNAKLAR’ başlığında 4, ‘07-TURİZM’ başlığında 11, ‘08-SANAYİ’ başlığında 8 ve ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ başlığı altında belirlenmiş 23 hedeften ‘TARIM’
boyutuyla ilgili 9 adet olmak üzere toplam 45’i ile ilgili çalışma
tamamlanarak REİS gazetesinde yayınlanmış oldu. Bu hafta da inşallah
aynı yöntemle ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün ‘TARIM’ boyutuyla ilgili 7 hedefin daha nasıl gerçekleşebileceği
hakkında önerilerimizi okuyacaksınız. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘nasıl?’ yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejimizin uygulanması. Zira söz konusu strateji
Susurluk için belirlenmiş 12 başlıklı sektör/alanlarda öngörülmüş bulunan güçlü
yönlerden ve orta vadede çevreden yönelecek fırsatlardan azami ölçüde
yararlanmayı hedefliyor. Böylece ilçemizin güçlü yönlerinin daha da
güçlendirilmesi ve orta vadede doğacak fırsatlardan yararlanması mümkün
olabilecek.
‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün
‘TARIM’ boyutu için ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde ‘fırsatlar’a dayalı olarak 7 hedef
belirlenmişti. Durum analizi çalışmasına göre bugün olduğu gibi orta vadede de Susurluğun
gelişmesine katkı sağlaması beklenen fırsatlar: ‘‘FRS.09.2-Uygulanan yeni teşvik sistemi’, ‘FRS.09.3-Tarımsal
desteklemeler’, ’FRS.09.7-Milli tarım kapsamında yürütülen
çalışmalar’ ve ‘FRS.09.14-Tüketim
merkezlerine yakınlığımız ve ulaşım imkânlarımız’ olarak tespit edilmişti. Bunlar ilçemizin
mevcut tarım sektörünün dayandığı altyapının orta vadede güçlenmesine katkı
sağlayacak ve gelişmesinde değerlendirilmesi gereken çevresel faktörler. Zaten ‘Str.1.1.1-Güçlü
yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi
de bunu öngörüyor. Böylece inşallah ‘StrA.1.1-Sosyal
ve ekonomik kalkınma’ başlıklı
Stratejik amacımızın da gerçekleşmesi söz konusu olacak. Şimdi bu faktörlerin sektörün TARIM
boyutundaki gelişmeyi nasıl hızlandırabileceğine bir bakalım. Çünkü mademki ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN
GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ istiyoruz ve mademki bu konuda StrA.1.1-Sosyal
ve ekonomik kalkınma’ stratejik amacımız ve ‘Str.1.1.1-Güçlü
yanları ve fırsatları kullanma’ şeklinde bir stratejimiz var o
halde elbette bu yöndeki hedeflerimiz için söz konusu fırsatları nasıl
değerlendirebileceğimizi ve onlardan nasıl yararlanabileceğimizi de
düşünmeliyiz.
Aynı
şekilde halen uygulanan birçok tarımsal destekleme var. Milli
Tarım projesi kapsamında mazot, gübre, tohum, ürün, fide-fidan, tıbbi aromatik
bitki ve yem bitkileri gibi birçok önemli prim ve destekleme uygulamaları var.
Ayrıca çiftçilerimize hibe, teşvik ve faizsiz kredi verilmeye devam ediliyor. O
halde’HDF.1.1.1.55-Çiftçilerimize Tarımsal
desteklemelerden hakkıyla yararlanabilmeleri için bilgi, danışmanlık
ve denetim hizmeti vermek’ suretiyle
yardımcı olmak gerekiyor.
Tarım
Bakanlığınca son yıllarda geliştirilen Milli tarım projesi kapsamında
birçok çalışma yürütülüyor. Projeye göre artık havza bazlı üretim yapılacak.
Havzalardaki parçalı araziler birleştirilerek verimin arttırılması amaçlanmış.
Çiftçinin ekeceği alternatifli ürünler devlet tarafından belirlenecek ve ona
göre destek verilecek. Çiftçi de kendi havzasında, o planlama çerçevesinde
alternatif ürünleri de dikkate alarak üretim yapacak. Ülkemizde bulunan 941
havzada bu çalışmaların yürütüleceği anlaşılıyor. Hangi bölgede hangi ürünün
daha sağlıklı ve verimli bir şekilde üretileceği de önceden belirlenmiş
durumda. Destek verilen tarım ürünleri destekleme ödemeleri de ona göre olacak.
Ziraat Bankası da aynı proje kapsamında doğal afetlerden zarar gören
vatandaşların ihtiyaçlarını giderecek kredi imkânları sağlayacak. Bu sayede
ekim yapılacak alanların veriminin arttırılması, üreticinin de yüksek gelir
elde etmesi sağlanacak. Üreticiler belirlenen bölgelerde farklı ürünler ekerse
bu konuda devlet tarafından destek göremeyecek ve verimsiz bir üretim yapmış
olacaklar. Tarım Bakanlığının hangi illerde hangi ürünlerin ekilmesi gerektiği,
hangi ürüne destek verileceğinin yer aldığı havza bazlı üretim projesine göre
2021 yılında Desteklenecek ürünler listelenmiş bulunuyor. Buna göre:
Susurluk’ta 8 üründe; Arpa, Buğday, Çeltik, Kanola, Mısır (Dane), Ayçiçeği
(Yağlık), Yem Bitkileri ve Yulafa destek verilmesi öngörülmüş. Demek ki
mutlaka ‘HDF.1.1.1.56-Milli
tarım kapsamında yürütülen uygulamaları bilmek ve ona uygun üretim
yapmak’ lazım. Bu meyanda Şeker fabrikamızın pancar ekimine
bağlı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Yeterince ekilmezse zaten tekleyen
fabrika daha da çıkmaza girebilir.
Bütün bunlar
nasıl olacak? Söz konusu alan tarım olunca işletme sahipleri, çiftçiler,
köylüler ve ortalama ziraat insanlarından bahsediyoruz demektir. Normalde bir
ilçede böyle teşvik sistemlerini ve uygulanmakta olan tarımsal desteklemeleri
tam olarak bilen ve takip eden insan sayısı oldukça azdır. Bunlar da zaten
hizmet sektöründe mümkün olduğunca bu işten para kazanmaya çalışanlardır. Ancak amaç bir avuç insanın değil, onlarla
birlikte konunun gerçek ihtiyaç sahiplerince yaygın bir biçimde öğrenilmesi. Bu
yüzden tarım sektöründe teşvik talep eden, tarımsal desteklemelerde hak sahibi işletme
ve uygulayıcıların bu konuda mutlaka bilgilendirilmeleri şart. Ne yapılabilir? Öncelikle teşvik ve desteklemeler konusunda
mahalli basında, sosyal medyada, afiş ve elektronik billboardlarda GÜNCEL BİLGİLENDİRMELER
gerekiyor. Ayrıca çiftçilere Ziraat odasınca bu konularla ilgili küçük BİLGİ
BROŞÜRLERİ hazırlanıp dağıtılabilir. Teşvik ve desteklemelerden yararlanabilenlerin
sayısı arttıkça nitelikli ve bilinçli insan sayısı da artacaktır. Bundan başka
teşvik ya da destekleme değişikliklerinde, yeni uygulamalarda İlçe Tarım
Müdürlüğü-Ziraat odası-Tic.San.Odası Borsa (TSOB) işbirliği ile periyodik BİLGİLENDİRME
SEMİNERLERİ de yapılmalı. İşletmelerimizin, çiftçilerimizin teşvik ve Tarımsal
desteklemelerden hakkıyla yararlanabilmeleri için gerektiğinde bu konularda
DANIŞMANLIK HİZMETİ alabilmeleri de mümkün olmalı. Bunun için de bu alanda
güncel takip yapabilen, deneyimli ve bilgi sahibi hizmet sektörü danışmanlarına
da ihtiyaç var elbette. İlaveten teşvik ve destekleme veren kurumların da
uygulamanın etkin şekilde yürütülmesini TAKİP VE DENETİM altında tutmaları
gerekiyor. Son olarak ilçemizde milli tarım kapsamında yürütülen uygulamaları
bilmek ve ona uygun üretim yapmak sosyal ve ekonomik kalkınmamız için gerekli
bir konu. Bu husus da güncel bilgi, bilgilendirme ve takip gerektiriyor.
Elbette MİLLİ TARIM PROJESİ KAPSAMINDA İLÇEMİZE UYGUN STRATEJİK SEÇİMLER YAPMAK
ve uygulamak için. Bu bağlamda yukarıda sayılan araçları bu konuyu da içerecek
şekilde kullanabilmeliyiz. Böylece, yıldan yıla teşvik sistemlerini, tarımsal
desteklemeleri ve milli tarım projesi gereklerini bilen, takip, talep ve
uygulayabilen nitelikle bilinçli insan sayısının artışı oranında tarımda daha
güçlü hale gelmemiz mümkün.
İlçemiz
ulaşım ağı bakımından çok önemli bir konumda. İstanbul-İzmir otobanı, tren ve karayolu
varlığı ile ticaret ağının yoğun olduğu bu illere eş değer uzaklıkta.
Ayrıca karayolu olarak Bandırma ya 55 km Balıkesir İl Merkezine 45 km
mesafede yer alıyor. Bu bağlamda konumu itibariyle İstanbul İzmir Bursa
gibi büyük Pazar ve tüketim merkezlerine yakınlığımız ve ulaşım
imkânlarımız tarım sektörü için önemli bir avantaj. Gelişmiş bir
ulaşım ağı içindeyiz ve alternatifimiz çok. Tarımsal Pazarlama Sistemi ve
örgütlenmede sorunlar olmakla birlikte talebi karşılayacak düzeyde yer mevcut.
Öncelikle üretilen ürünlerin daha etkin pazarlanabilmesi için ‘HDF.1.1.1.58-Kooperatif ya da birlik olma konusunda eksiklerimizi
gidermek ve bölgede lider konuma gelmek’ hedefine yönelmemiz gerekiyor. Öyle görünüyor ki orta ve uzun vadede tüketim
merkezlerine yakınlık ve ulaşım imkânlarıyla ilgili avantajımız devam edecek.
Bu yüzden ‘HDF.1.1.1.59-Tüketim merkezlerine yakınlığımız ve
ulaşım imkânlarımızın avantajını maksimum oranda değerlendirmeyi sürdürmek’ hedefiyle hareket etmek özen göstermemiz gereken bir
diğer performans. Nasıl yapacağız? Kim yapacak? Neye dayanarak ve nelere dikkat
ederek bu hedefler gerçekleştirilecek? Öncelikle
orta vadede hangi tarım ürünlerimizin stratejik önem kazanacağını ve GELENEKSEL
PAZARLAMA ALT YAPIMIZDAKİ EKSİKLERİMİZİ GÖREBİLMEMİZ gerekiyor. Bunların
sağlıklı değerlendirilmesi bazı ürünlerde satınalma, depolama, işleme ve
pazarlama açısından KOOPERATİF ÖRGÜTLENMELERİNE İHTİYAÇ olduğunu gösterecektir.
Örneğin sebze-meyvecilikte çok taze ve lezzetli ürünlere sahip olduğumuz
biliniyor. Ancak bunlar dayanıklılık ve hızlı pazarlama sorunu olan ürünler. Organik
ürünlerin de yetiştirilmelerindeki özen kadar SAKLAMA, İŞLEME, PAKETLEME VE
SATIŞ SÜRECİNE DE YATIRIM yapmak gerekiyor. Bir başka örnek bu topraklarda ata
tohumundan yetiştirilen nohut ve fasulye gibi bilinen ürünleri var. Bunlar da
üreticisinden satın alma, depolama, işleme ve markalı ürünler olarak ambalajlanarak
pazarlanması halinde çok daha fazla kazanç sağlayacaktır. Günümüzün internet
ortamında BİLGİSAYAR ÜZERİNDEN SATIŞ VE İHRACAT İMKÂNLARI son derece elverişli
hale geldi. Bu alanda yetişmiş gençlerimiz vasıtasıyla ilçemize özgü ürünlerin
kooperatif oluşumları üzerinden pazarlanabilmeleri mümkün. Kuşkusuz böyle hamleler
önce zihinlerde şekillenip girişimci insanlar sayesinde hayata geçirilirler.
Ancak her yeni kooperatif üretim ve istihdam yönüyle Susurluğun sosyal ve
ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacağı gibi ticaret ve lojistik sektörlerine
de güç verecektir. Böylece kendine özgü bir stratejiyle belli ürünlerde bölgede
lider konuma gelmek de mümkün. Bu arada TÜKETİM MERKEZLERİNE YAKINLIK VE ULAŞIM
İMKÂNLARIYLA İLGİLİ AVANTAJIMIZIN BİLİNCİNDE OLMAK ve bu konumumuzu maksimum
oranda değerlendirmeyi sürdürebilmemiz gerekiyor. Çünkü bu hedefe yönelik
göstereceğimiz özen ve performans her alanda sosyal ve ekonomik kalkınma
stratejik amacımıza ulaşmayı da kolaylaştıracak. Ancak bu işin nasılı TİCARET VE
LOJİSTİK SEKTÖRÜMÜZÜN GÜCÜYLE de yakından ilişkili. Bir önceki hedefte
öngörülen kooperatif oluşumları için de tüketim merkezlerine yakınlık ve ulaşım
imkânları bir ortak payda durumunda.
Bunun için
öncelikle TARIM alanında faaliyet gösteren üreten deneyim
sahibi işletmecilerimize, üreticilere, çiftçilerimize, tohumculukta bilgi görgü
sahibi olanlara ihtiyacımız var elbette. Ayrıca bize bilgili iş insanları,
ziraat mühendisleri, kooperatifçilik bilgisine sahip girişimciler de lazım. Yani
‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz
değerli insanlar’ Susurluk
için önemli. Bunlar arasından lazım
gelen nitelikli insan gücü karşılanabilir. Genelde tarım ürünlerimiz, özelde seçilmiş stratejik sebze-meyve ürünleri
gibi kooperatif kurulumunu gerektiren önde gelen ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’ söz konusu. Yerli
tohumdan elde edilen ürünler de bugün değilse de gelecekte böyle anılacaklar.
Yöremizde mevcut tarıma dayalı sanayimiz bizim
her daim olmazsa olmaz gücümüzdür. Özellikle bu ürünlerimizi işleyen mevcut
konserve, salça, donmuş gıda ve meyve suyu
‘DEĞ.8-Fabrika,
marka ve tesislerimiz’ bizim
için stratejik önemde. ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ zaten her konuda olduğu gibi tarım sektörümüz
için de başlı başına bir avantaj ve her konuda elimizin altında. Ayrıca ilçemiz
bazı tarım ürünleri ve yerli tohum ile sebze ve meyvecilik alanında gerçekten
dileyenlere son derece ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da sunuyor
ilgilenenlere. Bununla birlikte korumak zorunda olduğumuz bir ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz var. Sahip olduğumuz bu
varlık özen göstermemiz gereken çok önemli bir değer. İşte bütün bu değerler hedeflerimizin
gerçekleşmesinde bize güç verecektir. Bu değerleri
esas alarak ve onlara dayanarak etkin yol almamız mümkün. Yolculuğumuzun sürdürülebilirliği bu ilişkinin
kopmamasına bağlı. Bu istikamette çalışırken elbette bize ışık olacak ve
rehberlik edecek bazı temel ilkeler de var. Bunlar; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’,
‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve
‘İLK.5-Birlikte başarmak’ olacaktır.
Bu hedefleri gerçekleştirmek için önem ve öncelik sırasına göre;, Ziraat odası
(İZO), Tic.San.Odası Borsa (TSOB), İlçe tarım müdürlüğü (İTM), Kaymakamlık (K),
Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) müşterek görev ve
sorumlulukları olması ve birlikte çalışmaları gerekiyor. Elbette Ziraat
Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri
(TKK), Esnaf odası (ESO), Yağlı Tohumlar ve Pancar Kooperatifleri de bu
işbirliğinin içinde olmalılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder