Ulaşım
Bu hafta konumuz ‘GZFT.04-ULAŞIM’ alanındaki güçlü/zayıf yönlerimiz ile karşı karşıya olduğumuz Fırsat/Tehditler. Bildiğiniz gibi daha önceki durum analizi çalışmasında bu sektörde Susurluk için güçlü yönler;’GY.04.1-Bandırma limanına demiryolu ve karayolu ulaşımının bulunması’ ve ’GY.04.2-Güçlü ulaşım ağlarına sahip olması’ şeklinde belirlenmişti. ’FRS.04.1-Ulaşım ağını güçlendirmeye yönelik altyapı projeleri’ de fırsat olarak görülmüştü. Diğer taraftan zayıf yanlarımız; ’ZY.04.1-İç yolların kalite ve güvenliğinin düşük olması’ ve ‘ZY.04.2-Havayolu imkânının uzaklığı’ olarak tespit edilmiş, tehdit olarak da ‘THD.04.1-İstanbul-İzmir otobanının ilçe merkezinin dışından geçmesi’ ile ‘THD.04.02-Otoyolun ilçede yol açacağı ekonomik, sosyal ve çevre sorunları’ değerlendirilmişti. Hiç kuşkusuz bu faktörler bugün olduğu gibi orta vadede de Susurluğun gelişmesini artı eksi etkileyebilecek konular. Bu sebeple güçlü yönlerden ve fırsatlardan yararlanarak daha ileri gidebiliriz. Zayıflıklarımızı onarıp güçlü hale getirmek de bu açıdan stratejik önem taşıyor. Ayrıca orta vadede gelişmemizi olumsuz etkileyebilecekleri için tehdit ve risklerden de sakınmamız gerekiyor. O halde önceden belirlemiş olduğumuz Amaç, Stratejik Amaç ve Stratejileri yeniden hatırlamalıyız. Çünkü bakış açımızı artık onlara göre ayarlıyor, hedeflerimizi onlar çerçevesinde belirliyoruz. Nitekim bu yazının nihayetinde de bazı ‘HEDEFLER’ öngörmüş olacağız. Doğal olarak bu arada bir takım proje ve faaliyetler de su yüzüne çıkmış olacak.
Susurluk İlçemiz ulaşım ağı bakımından gerçekten de önemli bir konumda. Karayolu olarak Bandırma ya 55 km Balıkesir İl Merkezine 45 km mesafede yer alıyor ve mevcut ulaşım araçları her daim çalışmakta. Tarihi konumu itibariyle hep bir geçiş noktası olmuş. Zaten eski ismi ‘Fırt’ bu özelliğini çok güzel açıklıyor. Denizden Bandırma-Balıkesir yolu ile karadan İstanbul-Bursa yolu ve Bandırma-Manisa demiryolu üzerinden İzmir'e ulaşım hep Susurluk’tan geçerek sağlanmış. Özellikle ’GY.04.1-Bandırma limanına demiryolu ve karayolu ulaşımının bulunması’ Susurluğu çok avantajlı bir konuma oturtuyor. Bandırmaya yakınlık aynı zamanda İstanbul gibi büyük bir pazara da yakın olmak demek. Yeni yapılan İstanbul-İzmir otoban yolu da ilçemizden geçiyor. Bu bağlamda oldukça gelişmiş bir ulaşım ağı içindeyiz ve ticaret ağlarının yoğun olduğu iki büyük kente ulaşma alternatifimiz çok. Meselâ demir yolu konusunda orta vadede daha da güçlü hale geleceğimiz anlaşılıyor. Ülke çapında geliştirilen stratejiler ve belirlenen hedefler doğrultusunda şekillenecek demiryolu sektörü sayesinde demiryolları giderek daha çok tercih edilen bir ulaşım sistemi olacak. İşte ilçemizin İstanbul, Bursa ve İzmir gibi büyük sanayi merkezleri arasındaki konumu, güçlü ulaşım ağları içinde bulunmamız, söz konusu alternatif alanlara ve Bandırma limanına yakınlığımız bize orta vadede de pek çok açıdan avantaj sağlayacak.
Bursa-Bandırma-Balıkesir-Manisa-İzmir
kara yolu ilçemizin içinden geçtiği için tarihten beri bu bölgeye canlılık
sebebi olmuş. Yeni yapılan İstanbul-İzmir otobanı da bu akışkanlığı
güçlendirmiş oldu. Ayrıca Bandırma-İzmir tren yolu da İzmir’den Marmara denizine
kadar yakın bölgenin liman bağlantısını sağlamakta. Böylesine ’GY.04.2-Güçlü ulaşım
ağlarına sahip olması’ tabi ki ilçemize önemli bir avantaj
kazandırıyor. Ulaşım imkânlarının bu çeşitliliği ve gücü ilçe merkezimizi çok
elverişli ve stratejik bir konuma yükseltiyor. Bilhassa İstanbul-Bandırma-Bursa-Balıkesir-Manisa-İzmir
ve Ankara/ İstanbul-Bursa-Balıkesir-Edremit/Manisa-İzmir karayolu üzerinde
bulunması yüzünden tarihi boyunca ilçemiz gelen geçen yolculara lezzetli
ayranını ikram etmekle ünlenmiş. Günümüze kadar da açılan birçok mola ve
dinlenme tesisi ilçeye önemli bir istihdam kapısı olmuşlar. Karayolu imkânı
ilçemizin Balıkesir’e uzaklığını sadece 45 km, Bursa iline uzaklığını ise 108
km. yapıyor. Ayrıca Susurluk merkezinden çevre il, ilçe ve köylerin hepsine
ulaşım mümkün. 9 mahallenin ulaşımı stabilize yol, 35 mahallenin ulaşımı ise
asfalt yol ile sağlanmakta. Öte yandan İzmir -Bandırma demiryolu da
ilçeden geçmekte olup, en yakın sivil hava alanı ise Bursa’da. Deniz yolu
ulaşımı konusunda Bandırma hiç kuşku yok ki çok önemli bir potansiyel. Gelişmiş
ve donanımlı limanı ile sadece ilçemiz için değil Bölgenin de denize açılan
kapısı. Kaldı ki 1998 yılında başlatılan İstanbul-Bandırma arasındaki hızlı
feribot ve deniz otobüsü seferleri ulaşımda büyük kolaylık sağlamaya devam
ediyor. Bandırma’dan her gün karşılıklı olarak düzenlenen Bandırma-İstanbul
Hızlı Feribot seferleri bilhassa ilçemiz için de ayrı bir avantaj. Zira
Bandırma’dan Hızlı Feribotla İstanbul’a 2 saatte ulaşılabiliyor. Ayrıca Bandırma’dan
her gün Tekirdağ ve İstanbul'a Ro-Ro seferleri de var.
ULAŞIM başlığı altında
ilçenin gelişmesini hızlandıracak ve destekleyecek bir dış
'Fırsat’ olarak halen yürütülmekte olan ‘FRS.04.01-Ulaşım ağını
güçlendirmeye yönelik altyapı projeleri’ söz konusu. Bunlardan
tamamlanmış durumdaki Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi boylu boyunca
Susurluk’tan geçtiği ve iki noktada giriş-çıkış imkânı verdiği için ilçemiz
açısından oldukça önemli. Bilindiği üzere İstanbul ve İzmir arasındaki
güzergâh geçmişten bu yana ticaret ve iç turizm açısından yoğun olarak
kullanılıyor. Diğer yandan mevcut otoyol ile yapımı halen devam eden
Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyoluna bağlanılması ve Çanakkale köprüsü
üzerinden Tekirdağ’a ulaşılması da mümkün olacak. Otoyolun, aynı zamanda böyle
bir başka proje olan 'Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü' ile de
bütünleşmesi planlandı. Neticede kuzeye, batıya, doğuya ve güneye yani dört
yöne de otoyol bağlantısı Susurluğa önemli bir avantaj sağlamış olacak. Böylece,
işgücünden, harcanan yakıttan ve seyahat süresinden önemli ölçüde tasarruf
edilecek. Daha da önemlisi ulaşımı daha ekonomik, hızlı ve güvenli hale
getirecek. Deniz yolu ulaşımı konusunda Bandırma hiç kuşku yok ki önemli bir
potansiyel. Gelişmiş ve donanımlı limanı ile sadece ilçemiz için değil Bölgenin
de denize açılan kapısı. Kaldı ki 1998 yılında başlatılan İstanbul-Bandırma
arasındaki hızlı feribot ve deniz otobüsü seferleri de ulaşımda büyük kolaylık
sağlamaya devam ediyor. Karşılıklı hafta içi ve hafta sonu seferlerle bir buçuk
iki saat gibi kısa bir sürede, İstanbul’a ulaşmak mümkün. Ayrıca Bandırma’dan
her gün Tekirdağ ve İstanbul'a Ro-Ro seferleri de yapılıyor. Ayrıca Susurluk,
Bandırma’yı İzmir’e bağlayan demiryolu üzerinde bulunuyor. Bu demiryolu hattı
Bandırma limanı ile bütünleşmiş bir şekilde Susurluk üzerinden
Balıkesir-Soma-Manisa-İzmir’e kadar uzanıyor. Balıkesir’den doğu istikametine
devam eden demiryolu hattı ise bölgeyi Eskişehir-Ankara ve Afyon-Konya
kentlerine bağlamakta. Bu arada 2023 yılına kadar yapımı planlanan
yüksek hızlı demiryolu hatlarından biri de Bölgeyi ilgilendiren
Bursa-Balıkesir-İzmir hattı. Bu Hızlı Tren Hattı ile Ankara, İzmir, İstanbul ve
Bursa gibi metropollerin arasındaki ulaşımın kolaylaştırılması ve seyahat
süresinin azaltılması hedefleniyor. Gerek yolcu taşımacılığı gerekse Bölge
ekonomisinin girdileri ile üretilen mamullerin iç ve dış pazarlara
ulaştırılması açısından söz konusu proje büyük önem arz ediyor. Zira çift yönlü
toplam 245 km uzunluğundaki demiryolu hattının
Bandırma-Susurluk-Balıkesir-Soma-Bergama hattı üzerinden Çandarlı Limanı ve
Aliağa’ya ulaşması planlanıyor. İlaveten bu hatta Bandırma-Biga-Çanakkale
bağlantısının sağlanması da düşünülmüş.
Kuşkusuz bu alanda güçlü
yanlarımız ve fırsatlar kadar zayıf taraflarımız da var. Ayrıca orta vadede
yönelebilecek bazı risklerle de karşı karşıyayız. Yapılan tarama çalışması ve
katkılar sonucu ulaşım sektöründe tespit edilen ‘Zayıf yanlar’ımız; ’ZY.04.1-İç
yolların kalite ve güvenliğinin düşük olması’ ve ‘ZY.04.2-Havayolu
imkânının uzaklığı’ olarak
belirlenmişti. Bölgede karayolu ulaşımı bugün için yeterli görünmekle
birlikte orta vadede bölgenin erişilebilirliğini artırmak üzere ilave düzenleme
ve yatırımlara ihtiyaç duyulabilir. Zira özellikle üretim yapılan kırsal
alanlardaki ’İç yolların kalite ve güvenliğinin düşük olması’ gerek
ulaşım gerekse lojistik açıdan gelecekte sorun potansiyeli taşıyor. Bu orta
vadede Susurluğun topyekûn gelişmesini engelleyebilecek bir zafiyet olabilir.
Bu arada yıldan yıla artan araç trafiği ve üretim faaliyetleri sırasındaki
hareketlilik göz önünde bulundurularak mevcut iç yollardaki iyileştirme
çalışmalarının da kesintisiz sürdürülmesi ve sorunun büyümesine meydan
verilmemesi gerekiyor. Ayrıca geleceğe yönelik olarak da ilçemizde teknik
altyapı eksiklikleri bulunan mevcut yolların kalite ve güvenlik açısından
yeterli seviyeye çıkarılması için şimdiden gerekli planlamalarının yapılması
gerekiyor.
Zaten stratejik plan
yaklaşımı; sürekli olarak ‘Güçlü’ yönlerin daha da güçlendirilmesini, ‘Zayıf’
tarafların da en azından bu zafiyetinden kurtarılarak güçlü yöne doğru
evrilmesini amaçlar. Kara, deniz ve demiryolu imkânları bakımından ilçemiz
çok elverişli bir konumda olmasına rağmen en yakın Bursa sivil hava alanına 108
Km. uzaklıkta. Koca Seyit Havalimanı ise hem daha uzak, hem de daha ziyade
turizm amaçlı. Bu nedenle ’Havayolu imkânının uzaklığı’ şu an
itibariyle ilçemiz için bir dezavantaj gibi görünüyor. Bu arada yılda 1
milyon yolcuya hizmet vermesi planlanan Balıkesir Merkez Havalimanı inşaatı
tamamlanmış olmasına rağmen Bursa havaalanı seviyesine ulaşması zaman alabilir.
Yine de bize 45 km. uzaklıktaki yeni havalimanının 420 dönümlük bir arazi
üzerinde, 6 bin 500 metrekarelik terminal binası ve 28 bin 800 metrekarelik 4
uçak kapasiteli bir aprona sahip olduğunu kaydedelim. Bu kapasite, havaalanının
orta vadede bölgenin her türlü ihtiyacına cevap verebilecek şekilde donatıldığı
anlamına geliyor.
Şayet bir noktada zayıflık varsa doğal olarak ilk düşünülecek şey bu
zaafiyetin güçlendirilmesi, hiç değilse zarar vermemesi için tedbir
alınmasıdır. Bu açıdan ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ stratejik
amacımızın ‘Str.1.3.2-Konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirmek’ şeklindeki
stratejisi bize yardımcı olabilir. Örneğin; Mevcut iç yollarla ilgili ‘HDF.1.3.2.09-Büyük
şehir nezdinde gerekli ulaşım planlamalarına katkı vermek’. Aynı
şekilde Bursa havaalanının uzaklığına karşılık ‘HDF.1.3.2.10-Balıkesir
havaalanına yakınlık avantajımızı kullanmak’ (Turizm, Ticaret, Sosyal etkinlikler ve ekonomik
açıdan kişi sayısı, düzenlenen etkinlik hacmi,
parasal gelir miktarı vb. somut göstergelerle kazanca dönüştürmek) orta
vadede üzerinde düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir konu. Diğer yandan
iç yolların kalite ve güvenliğinin düşük olmaması ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ
ÜRETKEN BİR SUSURLUK’’ için ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve
Güçlü olma’ stratejik amacımız için ve ‘Str.2.4.2-Her alanda
ilerleme sağlama’ stratejisi
için son derece önemli. Bu yüzden gerek ana ulaşım ağlarında gerekse iç
yollarda ‘HDF.2.4.2.04-Ulaşım iyileştirme
faaliyetlerinin kesintisiz sürmesi için takipçi olmak’(Her yıl km. bazında belli
bir hedefi yakalayacak şekilde), olmazsa
olmaz bir hedef. Böylece konumumuzla çevre imkânlarımızı değerlendirmek
gelecekte bir cazibe merkezi olmamıza katkı sunabileceği gibi her alanda
ilerleme sağlamak da; özgün, ileri ve güçlü olmamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca
bu hedeflerin gerçekleşmesi bugün için zayıflık ve tehdit gibi görünen birçok hususu
da avantaja dönüştürebilir. Aynen ‘THD.04.01‘İstanbul-İzmir otobanının ilçe merkezinin dışından geçmesi’ meselesinde olduğu gibi. Neticede bu otoyol da akıllıca değerlendirebilirsek elimizi
güçlendiren bir fırsat neden olmasın? Karacabey ayrımı kavşağından başlayarak
Susurluk ilçe merkezinin kuzeyinden geçen ve Ömerköy’den sonra Yeniköy
üzerinden Balıkesir’e ulaşan bu yolun transit ulaşım için giderek daha fazla
önem kazanacağı açık. Beri yandan otoyolun görünen ilk faydası, mevcut karayolu
üzerinde günden güne artan araç trafiği yoğunluğunu hafifletmesi ve ulaşım
süresini önemli oranda kısaltması olacak. Ayrıca bölge ürünlerinin daha kısa
sürede İzmir, İstanbul ve Bursa’ya ulaşmasını sağlayacağı da ortada. Yol üstü
konumumuzun neredeyse 5 asır boyu bazı nimetlerinden yararlanmış olan ilçemiz
için başlangıçta otobanın ilçe merkezinin dışından geçmesi çok tabi olarak bir
tehdit olarak da algılanmış olabilir. Aynı şekilde ‘THD.04.02-Otoyolun
ilçede yol açacağı ekonomik, sosyal ve çevre sorunları’ olabileceğini
de pekâlâ düşünebiliriz. Otoyol sebebiyle ilçemizde elbette bazı ekonomik
kayıplar söz konusu olacak. Geleneksel mola yeri konumumuz, yaz aylarında
güneye ve batıya gidip gelen tatilci yoğunluğuna dayanan işletmelerimiz bundan
olumsuz etkilenebilir. İlçemizin sosyal açıdan daha geri planda
kalabileceğinden endişe edilebilir. Oradan geçip gidenleri biz görmediğimiz,
tanımadığımız için, onlar da Susurluğu görmedikleri, tanımadıkları için sosyal
hayat da olumsuz etkilenebilecek. Hatta otoyolların geçtiği yerlerdeki doğal
güzellikleri yok ettiğini, ulaşımı engellediğini hatta su ve havayı
zehirlediğini bile düşünebiliriz. Belki de tüm otoyol güzergâhlarında yaşanan
bazı çevre sorunlarına biz de şahit olmuş olacağız. Ancak telaş etmeye de mahal
yok. Bunlar ne kadar doğru, ne kadar zarar göreceğiz bunlar net bilinmeli.
Ayrıca bu sürecin orta vadede geçerliliğinin ne olacağı da öngörülebilmeli.
Mesela Plaka Tanıma Sistemi kayıtları itibarıyla, 2018 yılında Susurluk
karayolundan 13 milyon 200 bine yakın araç geçmiş. 2019 yılında geçen araç
sayısı ise 13 milyon 900 bine yakın. Bu açıdan bakarsak yeni otoyol şehrimizden
geçen araç sayısını azaltmamış. Ülkede trafiğe giren araç sayısına paralel
olarak artmış. Belki açılışını takip eden ilk birkaç ay bir azalma
olmuş olabilir, ancak rakamlar yıl geneli itibariyle 700 bin artış olduğunu
gösteriyor. Ben bu yolu Gökçe yazı girişinden Gebze çıkışına kadar özel
aracımla geçtim. Köprü dahil 220 lira tuttu. Bu tercih bir fayda maliyet
karşılaştırmasına bağlı. Zaman, yoğun trafik yükü ve harcanacak yakıt
maliyetini hesaplayan herkes dilediği alternatifi kullanabilir. Her hâlükârda
karayolumuzdan geçme tercihinde bulunanlar hiç de az olmayacak. En azından
uygulandığı iddia edilen yüksek geçiş ücretinin bizim için yakın gelecekte de
bir fırsat olduğunu düşünebiliriz. Ancak unutmayalım ki fırsat ya da
avantaj olarak gördüğümüz şeyler de değerlendirilmediğinde kaçar gider. Tehdit
ya da dezavantaj olduğunu düşündüğümüz şeyler de tedbir almazsak korktuğumuzu
başımıza getirir. Fırsat veya tehdit, dışardan bize hangisi yönelmişse yönelsin
onu fırsat ya da tehdit haline getirecek olan bizim onlara karşı tutum ve
davranışımızdır. Bir misal verecek olursak genç ve atak girişimcilerimizden Nuri
Yasa ön alarak şimdiden otoyolun ilçe merkezine en yakın olduğu bir noktaya tesis
kurdu. Hem de çift taraflı olarak. Bu yatırım geleceği öngörebilen, tehdidi
fırsata, riski avantaja çevirebilen örnek bir hareket. Şimdi biz de şikâyet
etmek yerine bu tehditlerden sakınmak hatta mümkünse fırsata çevirmek için ne
gibi hedefler öngörebiliriz, bunları düşünmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder