23 Eylül 2020 Çarşamba

23 Eylül 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı180.................................Gelecek vizyonu

Gelecek vizyonu

Allaha hamd olsun Susurluğun artık herkesi derleyip toplayarak yönlendireceği ortak bir misyonu var. “Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu için bizim verdiğimiz cevap: “Geleceğin Susurluğu için bir Stratejik Plan uygulaması” gerçekleştirmek. Önerdiğimiz şey Güney Marmara Kalkınma Bölgesi içinde Susurluğun orta vadeli bir alt planının yapılması. 

Şu anda geldiğimiz aşamada 2023-28 Stratejik Plan dönemi için Misyon bildirimimiz: “Susurluğun gelecek vizyonu için bir Stratejik Plan çerçevesinde; içerde etkin iş ve güç birliğini, dışarıdan da gerekli desteği sağlamak suretiyle; kalkınma, sürekli değişim-dönüşüm ve gelişimi için çalışmak ve uygulama performansını izleyip gereken güncellemeleri yapmak”şeklinde netleşmiş oldu. 

Kuşkusuz nihayetinde bu bir öneridir. Katılımcı bir stratejik plan çalışması her aşamada ve her konuda güncellemelere açık olmalıdır. Şimdi sıra Susurluğun geleceği için bir "vizyon" öngörüsü ortaya koymaya geldi. Biz yürümeye devam ediyoruz. Katkılarınızla inşallah iki hafta sonra bu menzile de ulaşabileceğimizi düşünüyorum.

Bugün görmekte olduğumuz gerileme işaretleri nedeniyle yaşanan olumsuzluk Susurluk’ta yaygın bir karamsarlık havası oluşturmuş durumda. Herkes “Bir şeyler yapılması gerektiğini söylüyor”, “içinde bulunan fasit daireden bir şekilde çıkılması lazım geldiğini düşünüyor” ancak “Ayağa kalkıp harekete geçen yok”. Bunu yapması gereken hatta yapabilecek kişiler ya küskün ya da kendi hayat gailelerinin içinde kaybolmuşlar. Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere, akletmeyen akıllara ve hissetmeyen gönüllere tekrar bütün gücümüzle çağrıda bulunmak istiyoruz: “Ayağa kalk Susurluk! Kalk ve yürümeye başla. Gelecek ellerinde!” Unutma ki zaman aleyhine işliyor. Artık anla ki, karşındaki tablo kaybettiğin yılların eseri. Hep başkalarından “yapmadılar, etmediler” sızlanması sana ne kazandırıyor? Harekete geçmezsen daha da kötüsü olacak. Gelecekte çocuklarının, torunlarının da sana aynı şikâyeti yapmasını ister misin?  Şimdi bir düşünün bakalım: 50’li yıllarda genç bir adamın ileri çıkıp “Susurluğa Fabrika istiyoruz Sayın Cumhurbaşkanım!” haykırışı olmasaydı 60’lı 70’li 80’li yıllardaki kazanımlarınız olabilir miydi? Rahmetli Nuri Eroğlu belki bilmeden Susurluk için iyi bir “Vizyon” örneği olmuştu. O bir hayalin peşine düştü, ısrar etti ve o rüya gerçek oldu. İlerleyen fabrika inşaatı için “Orada samanlık mı yapacaksınız?”diye alay eden çapsız ve vizyonsuzlara karşı Susurluğa bir gelecek kazandırılmasına öncülük etti. Bunu anlamak için Susurluk kabristanına gittiğinizde etrafınıza bakmak yeter. “Susurluk Şeker Fabrikasından emekli” pek çok yakınınızı, tanıdığınızı göreceksiniz. Onlar bu ünvanı bir şükran ifadesi, bir şeref nişanesi olarak mezar taşlarına yazdırmışlardı. Siz nasıl bir şey yazılsın istersiniz? “Doğdu, yaşadı ve öldü” nasıl mesela? Ne olacaksa olacak o belli zaten. Kazanmaktan değil, nasıl bir yolun yolcusu olduğumuzdan, ne yaptığımızdan sorumluyuz. Bahsedilmeye değer bir gayretiniz, amaç ve hedefleriniz yoksa hiç başkalarını suçlamayın. İşaret parmağınız hiddetle birilerine sallanıyorsa hiç kuşkunuz olmasın diğer dördü de sizi gösteriyor.

Tek tek her insanın bir varoluşu, bir duruşu, bir vizyonu olmalı şu üç günlük dünyada. “Kim var?” denildiğinde, sağına soluna bakmadan “Ben varım!” diyebilmek lazım. “Ben ne yapabilirim ki?” diyerek kafayı yorgan altına gömmek kadar saçma bir davranış olamaz. Hâlbuki olması gereken şey basit; aynen her sabah yaptığınız gibi “Bismillah” deyip ayağa kalkmak.  Ayağa kalktığınızda sizin gibi doğrulup yekinenleri, “İnşallah” diye yola düşenleri görecek, yalnız olmadığınızı anlayacaksınız. Bu durum insanda olduğu gibi kurumlar, şehirler hatta ülkeler için de geçerli. Bu noktada herkesi kucaklayan ve bütün olarak geleceğe yönelten bir vizyon elbette çok önemli. Stratejik plan yöntemi de paket hizmet sunuyor bu konuda talep edenlere. Ülkemizde hatta yakın çevremizde böyle örnekler görmek mümkün. Bu yaklaşımla “mevcut durum, değer ve temel ilkelerden hareketle gelecek vizyonuna uygun amaçlar belirlemek, bunlara ulaşmayı mümkün kılacak strateji ve hedefler koymak, ölçülebilir kriterlerle performans izleme, değerlendirme ve güncelleme” yapmak kolay. İkinci aşama “Nereye ulaşmak istiyoruz?” sorusu zaten bugünden geleceğe bir bakış açısı geliştiriyor. Böylelikle Misyon, Temel Değer ve İlkeler, Vizyon, Stratejik Amaçlar ve Hedefler netleştirilebiliyor. Misyon; bugünden hareket alan ama gelecekteki “temel görev”i açıklarken, Vizyon; değerlere dayalı “gelecek öngörümüz”ü, yani yarınımızın neye benzeyeceğini tasvir ediyor. Yerine getirilmesi gereken görev netleşince ulaşılması arzu edilen geleceğin yani ‘Vizyon’un kavramsal, gerçekçi ve öz bir ifade ile tasarlanıp yazılmasına sıra geliyor. İşte tıpkı bugün olduğumuz nokta gibi.

“VİZYON” sanki oradaymışız gibi, ulaşmak istediğimiz durumu tanımlayan ideal gelecek tasviri. Kendimiz ve şehrimiz için nasıl bir gelecek öngördüğümüzü özgün bir ifadeyle ortaya koymuş oluyoruz. İçinde bulunduğumuz mevcut sorunların üstesinden gelinebildiği takdirde ideal geleceğimizin neye benzeyeceğini anlatıyor. Geleceğe dair şimdiden paylaşılan bir resim gibi.  Orta ve uzun vadede ne yapılmak istendiğinin de güçlü bir anlatımı. Neleri yapmak istediğimizi, gelecekte nerede olmak istediğimizi dile getiriyor. Ulaşılmak istenen yer ve durumu, bunun için ilerlenecek yönü tarif ediyor. Böylece neticede “Nereye ulaşmak istiyoruz?” sorusunun cevabını özetlemiş oluyor. Misyon bugünden hareket alırken, Vizyon da yarınımızı gösterecek. Unutulmamalı ki geleceği hayal edemeyenler onu inşa edemezler. Gelecek vizyonu bir tür kutup yıldızı gibidir, hem bahtınızı hem yönünüzü görürsünüz. Yalnız bu tasarımın içi değerlerle dolu, çevresindeki yol işaretleri ise ilkelerle bezeli olmalı. Zira başarıya götürecek yol; değerler ışığında ve ilkelere uyularak misyon’un yerine getirilmesi suretiyle yürünecek. Amaç ve hedeflere ancak böyle varılabilir. Orta vadede öngörülen, arzu edilen gelecek vizyonuna da ancak bu şekilde ulaşılabilir. Arzu edilen başarılı gelecek de vizyonumuzda dile gelir.  “Nereye gitmek istiyoruz?” sorusunun cevabını ararken bir kere daha göreceğiz ki sahip olunan değerler ve uyulması beklenen ilkelerin gelecek yolculuğu için anlamı büyük. Değerlerle bezeli bir ‘Vizyonu’ olmayan hiçbir yolculuğun amaç ve hedefleri de anlamlı olmaz. Bu yolculuk bizi değerler ışığında, misyon ve ilkeler’e uyarak Orta vade için öngörülen spesifik, ölçülebilir hedef’ ve amaçlar’a ulaştıracaktır. Özetle bu tasarım cümlesi; kısa, öz, geleceğe dönük ve değerlere dayalı olmalı, yol işaretleri ve ilkelerden ışık almalıdır.

Böylelikle Vizyon İfadesi; belirlenmiş misyona ve faaliyetlere anlam kazandıran, enerjilerin temel hedeflere odaklanmasına yardımcı olan, dikkatimizi günün üzerine çıkarıp gidiş yönümüzün doğru olduğunu görmemizi sağlayan, değişim için bir gerekçe ve zorunluluk sunan, mevcutla yetinmeyip daha ileriye ve yukarıya bakmamızı sağlayan bir mahiyet kazanmış oluyor. 

İyi ifade edilmiş bir vizyon kısa ve akılda kalıcı olmalı, ilham vermeli, gelecek idealini tanımlamalı ve heyecan verici bulunmalıdır. Bugünü anlamadan gelecekteki misyonunuzu kavrayamazsınız, geleceği hayal etmeden de Vizyonunuzun anlaşılması zordur. Geleceği ancak Allah bilir. Düşünceler gerçekleşmeyebilir ama eyleme geçmemişseniz ne kadar pırıltılı da olsa o vizyon sadece bir hayaldir. Kuşkusuz vizyon bildirimi; bir yandan ilerlemeye teşvik etmeli, diğer yandan da ulaşılabilir olmalıdır. Bu yüzden iddialı ve aynı zamanda ulaşılabilir, gerçekçi bir ifade olmak zorunda. Şayet bir vizyonunuz yoksa eylemleriniz de sadece bir koşuşturmaca, hareketiniz “Rotası belli olmayan bir gemi” gibidir. Vizyonumuz ona ulaşıldığında; Paydaşların kimler olacağını, ortaya çıkacak değerleri ve neler üretileceğini hatırlatır bize. Rekabet üstünlüğümüzü, nasıl algılanacağımızı, bölgesel/ulusal rolümüzü ve katkımızı aydınlatır. Güçlü bir vizyon öncelikle idealist olmalı, yürekten gelmeli ve hissedilebilmelidir. Aidiyet duygusu için özgün ve çekici olması şart. Ayrıca ayırt edilebilmesi için de benzerlerinden farklı olmalı. İçinden olan/olmayan herkesin ilgisini çekebilmeli.

Şimdi, Susurluğumuzun gelecekte ulaşmasını arzu ettiğimiz “Vizyon” tasarımı için birkaç öneride bulunalım. Birinci önerimiz; “Sosyal ve ekonomik kalkınmasını sağlamış; BÖLGENİN YÜKSELEN YILDIZI SUSURLUK” cümlesi. İkinci vizyon cümlesi önerimiz: “Bölgesinde cazibe merkezi olmayı başaran; özgün, öncü ve GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK”. Üçüncü önerimiz; “Büyümüş; İnsanları mutlu, huzurlu ve umutlu; müreffeh, itibarlı YAŞANABİLİR BİR SUSURLUK”. Dördüncü önerimiz: “Sağlık, huzur ve refah içinde yaşam kalitesini arttırmış; çevreye duyarlı YEŞİL BİR SUSURLUK”. Beşinci önerimiz: "Daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan; daha ileri GÜÇLÜ BİR SUSURLUK". Altıncı önerimiz: “Değerlerini koruyup geliştirerek her alanda güçlenen, nitelikli insan yetiştirebilen; rekabetçi ve ÜRETKEN BİR SUSURLUK”. Yedinci önerimiz: “İnsan odaklı, gençlerini ve çocuklarını önemseyen; sürdürülebilir KALKINMAYI BAŞARMIŞ BİR SUSURLUK”. Sekizinci önerimiz: “Amaç ve güç birliği yaparak kalkınmasını başarmış, sürekli değişim-dönüşüm ve gelişimle yaşam kalitesini arttıran, huzur içerisinde yaşanabilen; çevreye duyarlı İYİ İNSANLAR ŞEHRİ SUSURLUK”. Dokuzuncu önerimiz: “Güçlü yanlarını ve fırsatları kullanarak üretim tesislerini çoğaltan; OSB ve Lojistik bölge kurulmasını sağlayarak istihdamı arttıran; konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirerek BÖLGESİNDE ÖNE ÇIKAN BİR SUSURLUK”.

Önerileri nasıl buldunuz? Konunun netleşebilmesi için birkaç hafta bu konu gündemimizde kalacak. Şu ana kadar yazılanlardan yeterli ipuçları alabileceğinizi düşünüyorum. Şimdi başınızı arkaya yaslayın, gözlerinizi kapatın ve Susurluğu beş yıl sonra nasıl görmek istiyorsanız öyle hayal edin. Ve bana Whatsapp'tan birer cümlelik mesajlar atın ki Susurluğun gelecek vizyonunda bir tuzunuz olsun. “O” yukardakilerden herhangi biri ya da sizlerin katkısıyla oluşacak çok daha etkileyici bir cümle niye olmasın ki? Bir an için gözümüzü yumup hissedelim o anı. Rüyalarımız olsun Susurluk üstüne, hayallerimiz olsun umutla dolu ve dualarımız olsun gelecek için.

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder