26 Ağustos 2020 Çarşamba

26 Ağustos 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı176...........................Temel görev

“Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünerek ve yazarak birlikte çıktığımız bir yolculuğu sürdürüyoruz. Amacımız 2023-2028 döneminden başlayarak 'en az beş yıllık orta vadeli, bölgesel mahiyette Stratejik bir alt plân” önerisi yapabilmek. Bu çalışmanın ilk aşaması “Neredeyiz?” sorusuydu. O bölümde Susurluğun Güçlü ve Zayıf yönleriyle, çevreden yönelen Fırsat ve Tehditleri sektörel bazda tek tek analiz ettik. Şu anda da “Nereye varmak istiyoruz?” aşaması ile ilgili olarak çalışıyoruz. Bu bölümde inşallah Susurluğun gelecek Misyonu ve Vizyon öngörüsü ile amaç ve hedeflerimiz ortaya çıkmış olacak. Bu arada yolumuza ışık ve rehber olacak “değer ve ilkeler" üzerinde de durmuş olduk. Çünkü değerlerimiz geçmişten gelen, bugün yaşayan, yarın da var olacak kıymetlerimiz. Bir gelecek Vizyonu için olmazsa olmaz özellikler. Aynı zamanda temel ilkelerin dayandığı kültür de bu zemine dayanıyor. Nitekim geçtiğimiz hafta Stratejik plan kapsamda yürütülecek faaliyetlerde uyulacak 5 ana kuralı, yani 5 temel ilkemizi de bu bağlamda belirledik. Önümüzdeki süreçte adım adım “Mevcut durum, misyon ve temel ilkelerden hareketle geleceğe dair bir vizyon oluşturulması, bu vizyona uygun amaçlar ile bunlara ulaşmayı mümkün kılacak hedef ve stratejiler belirlenmesi, performansın izleme ve değerlendirilmesi için de ölçülebilir kriterler ortaya konulması”na çalışacağız. Bu anlamda Misyon yani temel görev bugünden hareket alırken, Vizyon da yarınımızı gösteriyor olacak.
Temel görev

“Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünerek ve yazarak birlikte çıktığımız bir yolculuğu sürdürüyoruz. Amacımız 2023-2028 döneminden başlayarak 'en az beş yıllık orta vadeli, bölgesel mahiyette Stratejik bir alt plân” önerisi yapabilmek. Bu çalışmanın ilk aşaması “Neredeyiz?” sorusuydu. O bölümde Susurluğun Güçlü ve Zayıf yönleriyle, çevreden yönelen Fırsat ve Tehditleri sektörel bazda tek tek analiz ettik. Şu anda da “Nereye varmak istiyoruz?” aşaması ile ilgili olarak çalışıyoruz. 

Bu bölümde inşallah Susurluğun gelecek Misyonu ve Vizyon öngörüsü ile amaç ve hedeflerimiz ortaya çıkmış olacak. Bu arada yolumuza ışık ve rehber olacak “değer ve ilkeler" üzerinde de durmuş olduk. Çünkü değerlerimiz geçmişten gelen, bugün yaşayan, yarın da var olacak kıymetlerimiz. Bir gelecek Vizyonu için olmazsa olmaz özellikler. Aynı zamanda temel ilkelerin dayandığı kültür de bu zemine dayanıyor. Nitekim geçtiğimiz hafta Stratejik plan kapsamda yürütülecek faaliyetlerde uyulacak 5 ana kuralı, yani 5 temel ilkemizi de bu bağlamda belirledik. Önümüzdeki süreçte adım adım Mevcut durum, misyon ve temel ilkelerden hareketle geleceğe dair bir vizyon oluşturulması, bu vizyona uygun amaçlar ile bunlara ulaşmayı mümkün kılacak hedef ve stratejiler belirlenmesi, performansın izleme ve değerlendirilmesi için de ölçülebilir kriterler ortaya konulması”na çalışacağız. Bu anlamda Misyon yani temel görev bugünden hareket alırken, Vizyon da yarınımızı gösteriyor olacak.

“Nereye ulaşmak istiyoruz?” sorusu her şeyden önce bir geleceğe bakış meselesi. Misyon, Temel Değer ve İlkeler, Vizyon, Stratejik Amaçlar ve Hedeflerle şekillenen bir aşama. Stratejik plan sürecinde “Nereye varmak istiyoruz?” sorusunun cevabı; kuruluş, bölge ya da şehrin varoluş nedeninin öz bir biçimde ifade edilmesi anlamına gelen “Misyon” un kaleme alınması ile ilerliyor. Ardından, ulaşılması arzu edilen geleceğin yani ‘Vizyon’un kavramsal, gerçekçi ve öz bir ifade ile tasarlanıp yazılmasına geçiliyor. Bu açıdan Misyon bildirimi stratejik plan dokümanının diğer kısımlarına da temel oluşturuyor. Zira başarıya götürecek yol; değerler ışığında, misyon’un yerine getirilmesi, ilkelere uyulması suretiyle amaç ve hedeflere ulaşılması için yürünecek. Susurluk ta orta vade için öngördüğü arzu edilen gelecek vizyonuna ancak bu şekilde yol alabilir. “MİSYON” kavramı; bulunulan durum, varlık nedeni ve temel görev anlamına geliyor. Ne yapılması gerektiğini, varoluş gerekçesini açıklayan bir ifade. “Misyon” tanımı itibariyle görev, var oluş nedeni, yüklendiği iş anlamına geliyor. Susurluğun kendi geleceği için ne gibi bir misyonu olmalı? Bu noktada Stratejik plan yapan her kuruluş gibi, şehrimizin de yapması gereken vazifeyi net olarak ortaya koymak gerekiyor. Bu sebeple stratejik planlama bağlamında gelecekte yapılması beklenen görevin üstlenilebilmesi için yazılı olması bir zorunluluk. Ama öncelikle şu soruların cevaplandırılması lazım: “NE yapmamız lazım?, Bunları KİM için yapacağız?, Hangi yöntem, yaklaşım ve değerler ile üretecek ve NASIL çalışacağız?, Bunları NEDEN yapıyoruz? Neden varız?” Şimdi birer birer bu soruları cevaplandırmaya çalışalım.

“NE yapmamız lazım?” sorusu böyle bir stratejik bakış açısı için oldukça kritik önemde. Zira ‘Ne yapılacağı’ olması gereken işin adının konulduğu ilk basamak. Ne yapılacağı, nereye varılmak istendiği net değilse “avara kasnak” gibi dönüp durulur ama bir yere varılamaz. Üstelik diğer tüm ayrıntılar da çok parlak ve çekici gelseler bile, gerçekçi olmaz havada kalırlar. Unutmayalım ki bu çalışmamız “Susurluk için ne yapılabilir?”sorusuna verilmiş bir cevaptır. 2023-2028 döneminden başlayarak 'en az beş yıllık orta vadeli, bölgesel mahiyette Stratejik bir alt plân” önerisidir. Bir durum analizi ile başlayarak; Susurluğun sektörel bazda tüm Zayıf yönlerini güçlü, Güçlü yönlerini daha da güçlü hale getirebilmeyi, bu süreçte çevreden yönelen Fırsatları değerlendirebilmeyi ve Tehditlere karşı da korunabilmeyi önceler. Susurluğun kontrollü bir değişim ve dönüşüm yaşayabilmesi için hangi stratejik alanlarda, hangi stratejik adımların atılması gerektiğini planlamayı öngörür. “Nereye ulaşmak istiyoruz?” aşamasından çıkan stratejik amaç ve hedefleri, hayalimizdeki Susurluk vizyonuna yöneltmekle ilgilidir. Bu yürüyüşü değerlerimize dayanarak ve temel ilkelere riayet ederek sürdürmek demektir. 2023 sonrası Ulusal kalkınma planı ve GMKA bölgesel planları ile uyumlu, stratejik bir alt planla hareket etmek anlamına gelir. Kısacası Susurluğun orta vadede gerçekleşecek kaçınılmaz değişim-dönüşümünü; tüm ilgili kurum, kuruluş ve paydaşlarıyla birlikte, stratejik bakış açısı ve katılımcı bir yaklaşımla yönetebilmektir.“NE yapmamız lazım?” sorusu böyle bir stratejik bakış açısı için oldukça kritik önemde. Zira ‘Ne yapılacağı’ olması gereken işin adının konulduğu ilk basamak. Ne yapılacağı, nereye varılmak istendiği net değilse “avara kasnak” gibi dönüp durulur ama bir yere varılamaz. Üstelik diğer tüm ayrıntılar da çok parlak ve çekici gelseler bile, gerçekçi olmaz havada kalırlar. Unutmayalım ki bu çalışmamız “Susurluk için ne yapılabilir?”sorusuna verilmiş bir cevaptır. 2023-2028 döneminden başlayarak 'en az beş yıllık orta vadeli, bölgesel mahiyette Stratejik bir alt plân” önerisidir. Bir durum analizi ile başlayarak; Susurluğun sektörel bazda tüm Zayıf yönlerini güçlü, Güçlü yönlerini daha da güçlü hale getirebilmeyi, bu süreçte çevreden yönelen Fırsatları değerlendirebilmeyi ve Tehditlere karşı da korunabilmeyi önceler. Susurluğun kontrollü bir değişim ve dönüşüm yaşayabilmesi için hangi stratejik alanlarda, hangi stratejik adımların atılması gerektiğini planlamayı öngörür. “Nereye ulaşmak istiyoruz?” aşamasından çıkan stratejik amaç ve hedefleri, hayalimizdeki Susurluk vizyonuna yöneltmekle ilgilidir. Bu yürüyüşü değerlerimize dayanarak ve temel ilkelere riayet ederek sürdürmek demektir. 2023 sonrası Ulusal kalkınma planı ve GMKA bölgesel planları ile uyumlu, stratejik bir alt planla hareket etmek anlamına gelir. Kısacası Susurluğun orta vadede gerçekleşecek kaçınılmaz değişim-dönüşümünü; tüm ilgili kurum, kuruluş ve paydaşlarıyla birlikte, stratejik bakış açısı ve katılımcı bir yaklaşımla yönetebilmektir.  

“Bunları KİM yapacak, KİM için yapacak?” sorusunun cevabı kısa ve açıktır: "Susurluğun bizzat kendisi yapacak; kendisi, gençleri ve gelecekte bayrağı devralacak nesilleri için yapacak." Peki, nasıl olacak bu? Özellikle ortada bu temel görevi yerine getirecek belli bir organizasyon yoksa. 

            Önerimiz şudur: Susurluğun geleceğiyle ilgili bir plan mutlaka Sayın Kaymakam’ın başkanlığında, Kent Konseyinin sahipliğinde, Ticaret Odasının, İlçe hizmet birimleri, Belediye, Siyasi partiler, Sivil Toplum örgütleri ile diğer paydaş gönüllülerin katılım ve katkısı ile yapılmalıdır. Planın yazım, uygulama, değerlendirme ve güncelleme çalışmaları için bir sekretaryası olmalıdır. Bizim bu yoldaki çabalarımız ise harekete geçecek bu mekanizmaya bayrağı devretmekten ibarettir. Biz bir öneri ortaya koyacağız, Susurluğun gelecek vizyonuna giden bir çizgi çekeceğiz. Bayrağı devralacaklar bu çizgiyi temize çekecek ve gerçekleştirecekler.  Bu bağlamda günün sıcak gündemiyle geleceğe ait çalışmaların birbirine karıştırılmaması gerekiyor. Stratejik plan bugünden hareket alır ama asıl geleceğe yönelmiştir. Bu günün gündemiyle, yapılan ve yapılacaklarıyla çok ilgili değildir. Ancak, doğal olarak bunları varsayar ama konusu daha çok üç yılın sonrasına sarkan hizmet, yatırım ve işlerdir.  Zira gelecek bizlerden çok gençlerimiz, çocuklarımız, hatta torunlarımız içindir. 
            Hangi yöntem, yaklaşım ve değerler ile üretecek ve NASIL çalışacağız?” Bizim önerimiz; Susurluğun içinde bulunduğu olumsuz gidişi orta vadede durdurup olumluya çevirmek ve gelecekteki değişim ve dönüşümünü planlayabilmektir. Bunun temel çerçevesi esasen 5018 sayılı yasa ile çizilmiş. Bu nedenle yasadan sorumlu tüm kurum ve kuruluşlar gibi bir bütün olarak Susurluğun geleceği de stratejik planlama yöntemi ve stratejik yönetim yaklaşımı ile ele alınmalıdır. Dayandığımız değerler: “İyilik, vatana sadakat, Misafirperverlik, Yardımseverlik, Yetiştirdiğimiz değerli insanlar, Yöresel ürünlerimiz, El sanatlarımız, Fabrika, marka ve tesislerimiz, Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz, Cazip yatırım imkânları ve Bozulmamış doğal çevre”mizdir. Yolculuğumuzun temel ilkeleri ise; “Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İstikamet üzere olma, Amaç Birliğine riayet, Planlı değişim dönüşüm ve Birlikte başarmak”tır. İşte bu yöntem, yaklaşım ve değerler ile çalışacağız.

“Bunları NEDEN yapıyoruz?” Çünkü durum analizimizde de ortaya çıktığı üzere Susurluk bütün alanlarda bir durgunluk hatta geriye gidiş yaşamakta. Şeker fabrikası ite kaka gidiyor, Yörsan stop etti, mola ve dinlenme tesisleri krizde. Gençler işsizlik nedeniyle memleketlerini terk ediyorlar. Köylüye ve işçiye dayalı ticaret eskisi gibi dönmüyor. Hemen herkesin dillendirdiği şey şu: “Yeni iş sahalarına ihtiyaç var”. Peki, bu yatırımlar hangi alanlarda ve nasıl gelecek? Mevcut üretim kapasitelerimiz genişletilemez mi? Tarım ve hayvancılık ürünlerimize dayalı markalı entegre tesisler çoğaltılamaz mı?  OSB ve Lojistik bölge kurulması ve bu yatırımların Susurluğa katkıları planlanamaz mı? İşte bütün bu soruların cevabı için çalışıyoruz. Bugünden yarına olmayacak, ama geleceğin ansızın gelmiş olacağı günler için hazırlanıyoruz. Böyle bir plan olmasa da olacak olan olacak, buna hiç şüphe yok. Fakat o geleceğin bizim aklımızdaki, hayalimizdeki Susurluk olmayacağı kesin. Biz bu öneriyi yine “Tüh!” dememek için, yine “birbirimizi suçlamamak” için, yine “bir on yıl, yirmi yıl daha kaybetmemek” için yapıyoruz.

“Neden varız?” Çünkü Susurluğun herkesi derleyip toplayarak yönlendireceği ortak bir misyonu, tüm kurum, kuruluş ve paydaşlarıyla bir ve bütün olarak yöneleceği bir vizyonu yok. Kaymakamlığın, Ticaret odasının, Belediyenin ya da misal Milli Eğitim müdürlüğünün Stratejik planları varsa da bu planlar bir bütünlük içinde değil, olamaz. Çünkü 5018 sayılı yasa kapsamında yapılmış olsalar bile tabiatıyla sadece kendi kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer. Ancak, “Susurluk için ne yapılabilir?” sorusunun cevabı doğası icabı bütüncül bir bakış açısıyla verilebilir. Ülkemizde hatta yakın çevremizde böyle şehirler bazında, ilçeler ve bölgeler bazında stratejik plan örnekleri de var. Bu işler elbette ki kolay değil. Önce bir bilgi birikimi, sonra ihtiyacın zorladığı bir birliktelik ve liderlik gerekir. Gelecek odaklı, katılımcı ve inançlı bir çalışma lazımdır. En önemlisi salt bir plan yapmaya değil, orta vadede geleceği planlamak, değişim-dönüşüm ve gelişimi yönetmeye de talip olunmalı. İşte hareketimiz Susurluğa bu hakikati gösteriyor.   

Şimdi tekrar soruyorum, Susurluğun 2023-28 Misyonu; “Dış çevreden kaynaklı fırsatlardan yararlanarak, sakınılması gereken tehdit ve risklerden kaçınarak, güçlü yönlerini geliştirerek ve zayıflıklarını güçlendirerek kalkınmasını yönetmek” olabilir mi? Ya da geleceğe yönelik değişim-dönüşüm ve gelişimi için şöyle bir görev daha mı uygun düşer?: “Mevcut durum, değer ve temel ilkelerden hareketle gelecek vizyonuna uygun amaçlar ile bunlara ulaşmayı mümkün kılacak strateji ve hedefler belirleyerek ölçülebilir kriterler çerçevesinde performansını izleme, değerlendirme ve güncelleme”. Belki de “Stratejik plan kapsamında Susurluğun gelecek vizyonu için; içerde etkin iş ve güç birliğini, dışarıdan da gerekli kalkınma ve gelişme desteğini sağlamak” misyonu daha gerçekçi olur. Ne dersiniz?

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder