
Bu hafta Susurluğun "TURİZM" sektörü alanında güçlü ve zayıf yönlerini ele alıyoruz. Daha önce Whatsapp
grubumuzda yapılan tarama çalışmasında Susurluk için "TURİZM" alanında “Güçlü yönler”i; “Alternatif turizm
imkânları”,“ Keşfedilmeye
hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerler”, “Termal turizm için Jeotermal potansiyel”,”Geleneksel mola
ve dinlenme tesisleri tecrübesi” ve “Ayranıyla
meşhur, tost ve ayran için coğrafi konuma sahip olması” şeklinde
belirlemiştik. Bu faktörler bugün halen
mevcut olduğu gibi orta vadede de varlığını sürdürebilecek, Susurluğun
gelişmesini olumlu etkileyecek avantajlar.
TR22 kodlu Çanakkale-Balıkesir Güney Marmara
Bölgesi; pek çok alternatif turizm çeşidiyle ülke genelinde ön plana çıkan bir
turizm koridoru, kültür turizmi gelişim bölgeleri ile sağlık ve termal turizm
alanı olarak tanımlanmış. Ege ve Marmara Denizinde kıyı turizmi oldukça canlı.
Öte yandan aynı bölge; içinde jeotermal kaynakları, tarihi ve kültürel
değerleri bir arada barındıran yüksek turizm potansiyeline sahip bir merkez. Bu
bağlamda turizm çeşitliliği ile birlikte “Alternatif
turizm imkânları”açısından da oldukça zengin. Alternatif Turizm kavramı zaten
kitle turizminden farklı bir yaklaşım sunuyor. Bu ürün yavaş yavaş gelişen bir
turizm hareketliliğini, optimum kârlılığın göz önünde bulundurulmasını, uzun
vadeli programlarla turistik gelişme sağlanmasını, değişime karşı direnci,
çevre değerlerine saygıyı ve çevreyle bütünleşmeyi ifade ediyor. Susurluk ilçesi
İstanbul, Bursa, İzmir hattı üzerinde yer almakla birlikte, halen içinden
turizm merkezlerine akan yerli ve yabancı turistler için bir durak yeri değil
geçiş güzergâhı olarak varlığını sürdürüyor. Herhangi bir antik kent, müze ve
ören yeri bulunmuyor. İnanç ya da kültür turizminde değerlendirilebilecek
varlığımız da yok. Buna karşılık doğa turizmi, termal sağlık turizmi, yöresel
ürünler pazarı ve sportif turizm gibi alanlarda el değmemiş güçlü yönlerimiz
var. Özellikle sıcaklık ve debi açısından zengin termal kaynaklara sahip bir
bölgedeyiz. Balya, Bigadiç, Edremit, Gönen, Manyas, Sındırgı ile birlikte
Susurluk ilçemizde de güçlü bir “termal turizm” potansiyeli mevcut. İlaveten “dağ
ve doğa yürüyüşü, akarsu ve piknik turizmi, motor kros, rahvan at ve yağlı
güreş müsabakaları ile sportif olta balıkçılığı ve av turizmi” gibi pek çok
alternatif turizm faaliyeti için uygun bir konumdayız. Alternatif turizm
faaliyetlerini tercih edenler çevreye daha duyarlı, daha sosyal, eğitimli,
meraklı, daha bağımsız hareket edebilen, araştırma ve inceleme ruhuna sahip,
gezdiği yerlerde daha çok para ve zaman harcayan insanlar. Bu bağlamda “yayla
seni bekliyor”, “köyüne dön”, “tarladan kendin topla”, “dalından kopar ye”, “ormanda
kamp” vb. çeşitli aktiviteler farklı zevklere sahip şehirli insanlara oldukça
cazip geliyor. Doğa sporları giderek yaygınlaşıyor. Temiz hava ve muhteşem
manzaralara karşı günün her saati aktif bir tatil geçirebiliyorsunuz. Meselâ
ilçemizdeki coğrafi şartlar, flora ve faunasıyla av turizmine uygun imkânlar
sunuyor. Orta vadede
belli esaslara uyularak geliştirilecek olan “av turizmi” bir
alternatif turizm türü olarak ilçemiz ekonomisine katkıda bulunabilir. Yine,
şehir hayatının olumsuzlukları içinde bunalan insanların doğal ortamlara olan
özlemleri “çiftlik turizmi” gibi bir türün ortaya çıkmasına sebep olmuş
durumda. Bu yüzden son yıllarda şehirlere yığılan insanlarda kırlara yönelik
bir ters göç olgusu görülmekte. Bu hareket de insanların alternatif turizm
çeşitlerinden çiftlik turizmine yönelmesine sebep oluyor.
Göçer Yörüklerle birlikte, yoğun Balkan ve Kafkas göçlerine
de yurt olan bölgemizin kültürel çeşitliliği oldukça dikkat çekici. Zira
ilçemizde yerli manavlardan, muhacir ve romanlara kadar geniş bir kültürel
dokunun izleri bulunuyor. Bu açıdan “Keşfedilmeye
hazır zengin sosyo-kültürel yapı ve değerler”söz konusu. Son dönemde deniz, kum ve güneş
turizmine alternatif arayışları ve farklı turizm çeşitlerine yönelme gözlendiği
için bölgemizin sahip olduğu doğal kültür ve değerler de bu alana ilgi duyan
pek çok ziyaretçi için keşfedilmeyi bekliyor. Sadece bunun için atadan nineden
yadigâr el işleri, köyden köye değişen farklı özelliklere sahip düğün
adetlerimiz, yöreye özgü konuşma biçimimiz, sebze ve meyvelerimiz, et-süt ve
süt ürünleri yelpazemizin meraklısı için görgü ve bilgiye açılması gerekiyor. Ayrıca
ilçede Çataldağ’da Aygır Çeşmesi, Bıçkı Deresi, Farafat orman içi yerleri gibi
gezilebilecek yerler, Çaylak, Yahyaköy Yandım Çavuş ve Günaydın Göleti çevresi gibi
de mesire yerleri görülmeye değer yerler.
Bölgemiz jeotermal kaynaklar bakımından ülkemizin önde
gelen yörelerinden biri. Termal kaynaklarımız doğal çıkışlı olup içindeki
eriyik mineral, tuz ve element yönünden zenginler. Termal Turizm; mineral
içeren sıcak su banyosu, çamur banyosu ve içmeler gibi çeşitli kullanım
şekillerini içeriyor. Bununla beraber fizik tedavi ve rehabilitasyon, idman,
psikoterapi ve diyet gibi destekleyici tedavilerin birleştirilmesi ile yapılan
uygulamaları da kapsıyor. Hatta, bu kaynakların
eğlenme ve rekreasyon amaçlı kullanımı da söz konusu. Bu bağlamda
ilçemiz “Termal turizm için Jeotermal potansiyel” açısından güçlü
bir potansiyele sahip. Bu potansiyel hem sağlık turizmi hem de dinlenme amaçlı
değerlendirilmeyi bekliyor. Kuşkusuz bunun için öncelikle tanıtım, eğitim ve alt
yapıdaki bazı olumsuzlukların giderilmesi şart. Eğer bu alanda uygun stratejik
hamleler yapılabilirse, onlar da Susurluğun kalkınmasını çeşitlendirecek birer
kaldıraca dönüşebilirler.
Susurluk tarihinden bu yana içinden yolgeçen bir
yerleşim yeri. Doğal olarak da geçmişe dayanan köklü bir ”Geleneksel mola ve dinlenme tesisleri tecrübesi”ne sahip. Yıllar boyu birçok irili ufaklı mola
ve dinlenme tesisi oldu.
|
Değişen ekonomik ve sosyal dönemler bu tesislerin çoğalıp azalmasına, duruma göre kapanmasına, değişmesine ve farklılaşmasına sahne oldu. Bütün bunlar sektöre hem girişimcilik açısından, hem de yetişmiş eleman yönüyle güçlü bir deneyim kazandırdı. Şu anda otoyolun bu alanda Susurluğa olumsuz etkisi olacağı düşünülüyor. Ancak, gereken değişim, yenilenme ve uyum sağlandığı takdirde bu avantajımızın orta vadede de devam edeceği beklenebilir.
İstanbul'u Edremit Körfezi'ne, İzmir ve diğer Ege illerine bağlayan güzergâh üzerinde bulunan Susurluk'taki tesislerde mola verenlerin ilk tercihlerinden olan Susurluk Tostu ile Susurluk Ayranı, yurt içinde olduğu kadar yurt dışından gelen birçok turist tarafından da biliniyor. Ünü sınırları aşan bu ürünlerin tescillenmesiyle ilgili coğrafi işaret alınması için ilk başvuru Ticaret Odasınca Şubat 2013'te yapılmış. Kasım 2017’de de "Susurluk Tostu" ile "Susurluk Ayranı"na coğrafi işaret alınmış. Böylece “Ayranıyla meşhur Susurluk, tost ve ayranı için coğrafi konuma sahip” olurken bu ürünlerin bundan sonra her yerde aynı kalitede yapılması da güvence altına alınmış. Yani ayran yağı alınmamış yoğurttan, tuz ve su kullanılarak yapılacağı için daima köpürecek ve taze olacak. Susurluk Tostu da daha çok bölgemiz ürünü tava ekmeğinden yapılacak ve az tuzlu kelle peyniri ya da bilinen adıyla Mihaliç peyniri kullanılacak. Diğer kaşar türü kolay eriyen peynir kullanan üreticiler yaptıkları tosta, Susurluk Tostu diyemeyecek. Artık Malatya'nın kayısısı, Aydın'ın inciri, Ayvalık'ın zeytini gibi artık Susurluk Tostu ve Susurluk Ayranı da coğrafi işaretler listesine girmiş durumda. Kuşkusuz bu tescil, ayran ve tostumuzun kalitesinin devamını sağladığı gibi bu ürünlerin satış garantisi de olacak. Belirlenen standartların dışında üretim yapan tesis ve iş yerleri Susurluk Tostu veya Susurluk Ayranı adını kullanamayacaklar.
İstanbul'u Edremit Körfezi'ne, İzmir ve diğer Ege illerine bağlayan güzergâh üzerinde bulunan Susurluk'taki tesislerde mola verenlerin ilk tercihlerinden olan Susurluk Tostu ile Susurluk Ayranı, yurt içinde olduğu kadar yurt dışından gelen birçok turist tarafından da biliniyor. Ünü sınırları aşan bu ürünlerin tescillenmesiyle ilgili coğrafi işaret alınması için ilk başvuru Ticaret Odasınca Şubat 2013'te yapılmış. Kasım 2017’de de "Susurluk Tostu" ile "Susurluk Ayranı"na coğrafi işaret alınmış. Böylece “Ayranıyla meşhur Susurluk, tost ve ayranı için coğrafi konuma sahip” olurken bu ürünlerin bundan sonra her yerde aynı kalitede yapılması da güvence altına alınmış. Yani ayran yağı alınmamış yoğurttan, tuz ve su kullanılarak yapılacağı için daima köpürecek ve taze olacak. Susurluk Tostu da daha çok bölgemiz ürünü tava ekmeğinden yapılacak ve az tuzlu kelle peyniri ya da bilinen adıyla Mihaliç peyniri kullanılacak. Diğer kaşar türü kolay eriyen peynir kullanan üreticiler yaptıkları tosta, Susurluk Tostu diyemeyecek. Artık Malatya'nın kayısısı, Aydın'ın inciri, Ayvalık'ın zeytini gibi artık Susurluk Tostu ve Susurluk Ayranı da coğrafi işaretler listesine girmiş durumda. Kuşkusuz bu tescil, ayran ve tostumuzun kalitesinin devamını sağladığı gibi bu ürünlerin satış garantisi de olacak. Belirlenen standartların dışında üretim yapan tesis ve iş yerleri Susurluk Tostu veya Susurluk Ayranı adını kullanamayacaklar.
Yapılan tarama çalışması ve
katkılar sonucu “TURİZM“ sektöründe
tespit edilen “Zayıf yanlar”ımız ise; “Nitelikli turizm tesislerine sahip
olmama” ve “Deniz turizmi imkânının
bulunmaması” olarak belirlenmişti. Susurluk Büyük şehirler ile Turizm bölgeleri
arasındaki güzergâh üzerinde. Konaklama
noktası değil, daha çok bir duraklama ve geçiş menzili. Bu sebeple yönetmelik
kapsamında “Nitelikli turizm tesislerine
sahip olmama”sı anlaşılabilir bir durum. Ancak kitle turizmine alternatif olarak gelişen yeni turizm
yaklaşımında, grup tüketimi yerine bireysel turlar ön plana çıkmakta, büyük
konaklama tesisleri yerine küçük ve orta boy işletmeler öngörülmektedir. Bu
anlayış doğrultusunda gelen ziyaretçilerin konaklama ihtiyaçları, yerel ve
kültürel öğelerin esas alındığı küçük konaklama birimlerinde karşılanacaktır.
Bu nedenle orta vadede hedef alınan alternatif turizm alanlarına uygun
tesislerin planlanıp işletilmesi için bugünden gerekli adımların atılması
gerekiyor.
Susurluğun bir deniz kıyısı ya da sahili olmaması konumundan kaynaklanan
bir zayıflık. Doğal olarak bunun sosyal ve ekonomik anlamda birçok olumsuz
etkileri var. “Deniz turizmi imkânının
bulunmaması” da bunlardan biri. Elbette ki Susurluğa deniz
getirilemeyeceğine ya da Susurluk deniz kenarına taşınamayacağına göre
öncelikle buradaki zayıflığı Marmara ve Ege denizine uzaklık olarak algılamakta
yarar var. Bugünün ulaşım alt yapısı ve araçları ile 40 dakikada Bandırmaya 1,5
saatte Edremit körfezine ulaşmak mümkün. Bu mesafe büyütülecek bir sorun değil.
Kaldı ki ilçemizin konumu Turizm açısından bu bölgelere yönelmiş tatilcilerin
geçiş güzergâhında. Çıkarı da duraklanan kısa süreyi ne kadar uzatabilirse,
onları yedirip içirerek ne kadar mutlu edebilirse o kadar olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder