
Kazdağları
Çevrecilik konusunda bazı siyasi partilerin ve sivil
toplum örgütlerinin önyargılı ve kasıtlı bir tavır takındıkları artık
biliniyor. Bu durum kimseyi de şaşırtmıyor.
Meselâ PKK'nın terör saldırıları ve yaktığı binlerce
hektarlık orman yangınları karşısında ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’
oynayanlar şimdi kalkıp ekolojiden, çevre hassasiyetinden bahsederse buna
inanalım mı yani? Türkiye'nin batı ve güney kıyılarındaki yazlıklarında çevreyi
beton yığınıyla kuşatanlar ortaya çıkıp çevre katliamından ve talandan
bahsederse buna ne söylenir? Gülelim mi,
ağlayalım mı?
Sıyırma işlemi sebebiyle maden sahalarının havadan
çekilmiş fotoğrafları oldukça ürkütücü. Dileriz hükümet zamanı geldiğinde bu
alanların yeşillendirilmesi konusunda ihmal göstermez. Altın çıkarma izinleri,
üretim süreçleri, yolsuzluk ve talan gibi konularda daha dikkatli olurlar.
Doğal kaynaklarımızın çıkarılması ve milli gelirimize
katkısı hiç kuşkusuz önemlidir. Ancak, havamızın suyumuzun ve çevremizin
kirlenip bozulmasına da asla razı değiliz.
Bunun vebali çok daha büyüktür.
Şimdilik dolduruşa gelmeye niyetimiz yok ve iyi
niyetimizi koruyoruz. Hiç kimsenin unutmaması gereken temel kuralımız şu: “Bizi
aldatan bizden değildir !”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder