27 Şubat 2019 Çarşamba

27 Şubat 2019 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı100..................................28 şubat


28 şubat 

Sabırlı, dirençli ve musibetlere tahammül etmeye alışkın bir milletiz. Bu gün bile insanımız üzerinde o günlerin hangi derin yaralara yol açtığını pek konuşmuyoruz. Başımıza gelen musibetleri adeta zihnimizden siler gibi unutma eğilimindeyiz. Hele gençlerimiz geçmişi hiç bilmiyorlar. Bugün öf püf ettikleri şeylerin rahat batması olduğunun farkında değiller. Fakat bugünlerin kıymetini anlamak için; doksanlı yılları, siyasi krizleri, her an boynumuza inmeye hazır vesayet kılıcını ve 28 şubat karabasanını hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. 2000’lerin başında anayasa kitabı havalarda uçmuş ve krizlerden krizlere sürüklenmemiş miydik ? Bir gecede fakirleştiğimiz, gırtlağa kadar faiz batağına düştüğümüz o günleri ne kadar çabuk unuttuk. 

Genç arkadaşım, bu ülkede neden bu kadar çok siyaset/politika konuşuluyor biliyor musun ? Hayat daha kötü olduğundan, işler gittikçe kötülediğinden değil. Bu özgürlük fazlasıyla yaşandığından, daha da iyisini güzelini isteyebiliyor oluşumuzdan. Çabuk unutan, aştığımız büyük güçlükleri değil de şu an, şu günlerde başımızı ağrıtan sorunları büyüten sığ dünyamızdan. Belli ki bu boşluk siyaset/politika lagalugasıyla dolduruluyor. Gençlerin ifadesiyle bu da bir çeşit geyik. 

İnsanlar kötüye giden bir şeyleri iyileştirmek için siyaset konuşmuyorlar, keşke öyle olsa. Bu gürültüden ülkede her şeyin kötüye gittiği sonucunu çıkarmak büyük haksızlık. Bu hal kahvedeki adamın "Biz adam olmayız. Adamlar yapmış yani" sızlanmasına benziyor. Biz bu kısır döngünün alasını 60'lı 70'li yıllarda görmüştük. Bugün 60'lı yaşlarında olanlar koalisyonları, sağ sol çatışmalarını, Demirel-Ecevit kürekçi kavgalarını çok iyi hatırlarlar. Yeni nesillerin o günleri bilmemeleri normal, onlar gözlerini açtı bugünleri  gördü. Doğal olarak da "bu memleket adam olmaz" nakaratını günün ezgileriyle söylüyorlar. 

Evet, Türkiye tarihine post modern darbe olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 22 yıl oldu. Hakkında davalar açıldı, birileri temsili olarak mahkûm edildi. Askerlerin deyimiyle sık sık ‘demokrasiye balans ayarı’ yapılması alışkanlığı artık çok çok gerilerde kaldı. Hala "iyi oldu" diyenler yok mu ? Var tabi. Demokrasinin hiçe sayıldığı böyle ortamlardan hayır umanlar geçmişte de oldu. Ancak, bir takım özgürlüklere kavuştuklarını sananlar bir süre sonra o özgürlüklerin tamamen yok olduğunu acı acı öğrendiler. Amaç ne olursa olsun demokrasi bir kere askıya alındı mı işler rayından çıkıyor. Bu yüzden sırf siyasi hasımlık ve artık geçmişte kalmış uygulamalara özlem sebebiyle darbelerden medet umanlar bunu bir kez daha düşünülmeliler. Tabi eğer müzmin ve iflah olmaz bir darbeci değillerse.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder