
Geçmişten
geleceğe
TZDK ve Şeker sanayii gibi oluşumlar
başlangıçta savaştan çıkan bir ülkenin ayağa kalkmasının temellerini oluşturmak
üzere kurulmuşlardı. Bu yola biraz da o dönemin devletçi bakış açısıyla ülke
sanayisinin, yetişmiş işgücünün ve sermaye birikiminin nüvesini teşkil etmeleri
ümidiyle girilmişti. Sözde birkaç yılda görevlerini yerine getirecek ve özel
sektöre devredileceklerdi. Pek bilinmez ama Atatürk’ün de düşüncesi buydu.
Ancak, özellikle 1960’tan sonra
neredeyse istihdamın temel aracı oldular.
Verimlilik gözetilmeden yönetildiler. Teknolojileri yenilenmedi, gelişen
rekabet dikkate alınmadı ve kendilerini yeni şartlara adapte edemediler.
Zararları ya kamu kaynaklarıyla sübvanse edilerek, ya da ürünleri iç piyasaya
yüksek fiyatla satılarak gizlendi. Yüksek maliyetler zaten ihracatı da imkansız
hale getirmişti. Kapalı ekonomide önemli işlevleri vardı ama duvarları kalmamış
bir açık deniz dünyasında birer birer karaya oturdular.
Kısacası elli yıl içinde milletin
sırtına yük haline geldiler. Açık bir ekonomide daha fazla destekle
yaşatılmaları mümkün görünmüyordu. Artık ülke ekonomisi ve sosyal hayatı için
birer ümit değil yüktüler. Zararlarının millete dayatılması ne açık ne de gizli
sürdürülemezdi. Nitekim, rahmetli Özal’la başlayan özelleştirme süreci yaklaşık
20 yıl aldı. Zira çok fazla tahribata neden olmadan ve toplumdaki direnci de
gözeterek bir şekilde yine ekonomiye kazandırılmaları gerekiyordu. Böylece
birer birer elden çıkarıldılar. Şeker fabrikaları gibi çok azında bu süreç hala
devam ediyor.
Tabi ki bu kuruluşlar günah keçisi
değil. Ama, mumyalanarak da, taşıma suyla da yaşatılamazlar. Onlar görevlerini
yaptılar, hatta istenenden daha fazlasını. Sorun onlardan çok zihnen ve fiziken
onları aşacak yeni hamleleri yapamayan bizlerde. Konya Torku ‘Ne yapılabilirdi
?’ sorusu için olumlu, somut ve güzel bir cevaptır. Gün ‘Ah o güzel günler !’
nostaljisi yerine bugünden yarına ‘Ne yapmalıyım ?’ ı düşünme vaktidir.
Bugün için geçmişte kalan, artık
‘küçük’ ve önemsiz sayılan şeyler gelecek için aydınlatıcı olabilirler. Zira
büyük adımların sağlam bastığı yer, yani ‘Bugün’ kadar, geçmişten alınan
‘dayanak’ yani dersler de önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder