Bu bir savaş !
Bu demokrasi falan değil. Hiç bir kuralın olmadığı, mertçe, uygarca mücadelenin yerini yalan ve iftiranın aldığı bir savaş.
Gemi azıya almış hırs ve kin dolu duyguların at koşturduğu günler yaşıyoruz.
Seçimler yaklaşıyor ya, dosyalar, operasyonlar,
skandallar, komplolar ardarda patlıyor. Birileri yememiş içmemiş
kurmuş, biriktirmiş. Kafası ne yapılmalı, nasıl olsa daha iyi olur yerine
tencere dibin kara, seninki benden kara didişmesine çalışıyor. Demokratik
kurallar ve hukuk içinde adam gibi mücadele etmek varken belaltı
vuruşmalarına zaman harcıyor.
Bakıyorsunuz ki ülkenin orta yerine fitne kazanları kurulmuş, ateşi harlanmış,
fokur fokur kaynayan katran eriyikleri içine düşecek insan etlerini
bekliyor. Ortalık toz duman, insanlar boğaz boğaza, kimin haklı kimin haksız
olduğunu anlamak zor.
Akılların tutulduğu, vicdanların kilitlendiği acımasız bir mücadele bu.
Ufkumuzun karardığı, göz gözü görmez bir dumanla zehirlendiğimiz günlerden
geçiyoruz. Büyülenmiş gibiyiz, fitne ateşleri kalpleri közlüyor, gönülleri
dağlıyor ama yine de odun taşımaya devam ediyoruz yangına.
Okumuş olmak, sözde çağdaş ve aydın olmak
kalplerdeki düşmanlık duygularını gidermeye yetmiyor. Aksine
içlerini katılaştırmış, ağzından tükürükler saçan bilgisayar kullanan
tetikçilere, silahşörlere dönüştürmüş onları. Sanırsınızki bu ülkede bir tek
onun gibi düşünenler var, bir tek onlar doğru.
Vatanı da onlar kurtarmış zaten. Türkü,
Kürdü, Lazı, Çerkesi, Alevisi, Sünnisi el birlik olup kıyama kalksın,
canını verirken sen ben demesin. Sen üstüne ucuz kahramanlık yap, bu
ülkeyi seven sade sen ol ! Üstelik bir de efelen. Ağzından küfür,
hakaret, tehdit, iftira eksik olmasın.
Diğerleri mi ? Onlar zaten cahil,
hırsız, satılmış, hain öyle mi ? Elini sıcak sudan soğuk suya sokma, sonra
da vatanı parselleyip satıyorlar, yiyorlar, bölüyorlar, olmadı batırıyorlar
diye ciyak ciyak öt he mi ? İnsaf be insaf !
Olup biteni herkesi içine alan üç boyutlu bir aksiyon filmi gibi farzedin.
İçinde kan, kin, intikam ve komplo eksik değil. Otuziki kısım tekmili
birden 30 Marta kadar bu filmi izleyeceğiz, kaçış yok. Korkarım bu filmi
vizyona sokanlar yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri de düşünerek II,
III' ünü de düşünmüşlerdir.
Düşünün, iki ordu karşı karşıya gelmiş. Öncü birlikler sürekli birbirlerine baskın veriyor. Karşılıklı taciz ateşleri açılıyor. Bazen uzun menzilli bir silah sesi, ardından makineli tüfek tarrakaları duyuluyor. Yeri geliyor uçaktan, yeri geliyor topla karşı tarafın mevzileri yumuşatılıyor (!) gümbürtüyle. Süvariler, tanklar, füzeler devreye giriyor ardından. Piyonlar sürülüyor acımasızca savaş alanına, birbirlerini boğazlasınlar diye. Öte yandan bayraklar, flamalar süslüyor mağrur savaş generallerinin karargahlarını. Ellerini oğuşturuyor fitne, fesat baronları.
Aynen böyle bir film izliyoruz televizyonlarımızın, gazetelerimizin sayesinde. Farkı şu ki bu savaş sanal dünyada da sürüyor kıyasıya. Öyle paylaşımlar, öyle ifadeler görüyorum ki o kişinin aynen böyle düşünüp, bu şekilde inandığını kabullenmek çok zor. Şeytan sanki insanlara maske dağıtmış, bizimkiler de kapış kapış etrafa pislik saçıyorlar.
Şeytani oyunlar, vesveseler, imalar, mış mışlar
birbiri peşi sıra dökülüyor bir yerlerden. Berikiler de bu doğru mudur, eğri midir demeden daldırıp daldırıp dolduruyorlar küplerini. Sonra da sağa sola
sıçratıyor, döküyor saçıyorlar bu pislikleri. Sade kendileri
zehirlenmiyor, kime rast geldilerse bulaştırıyorlar bu şeytan kusmuklarını.
Daha önce hangi partiye oy vermiş
olmanın hiç önemi yok. Hangi lideri seviyor olmanız da. Gördüğüm
manzara, takınılan maskeler, etrafa saçılan şeyler o kadar itici, o
kadar kırıcı ki ! Söylenen ya da yazılanın aslında ne olduğunun önemi
kalmıyor. Kin, nefret ve düşmanlık tavrı, yüzlerdeki maskeyi aydınlatıyor
ancak. Haklı olduklarına nasıl inanacağız ? Bu kadar alacakaranlık,
etrafımızda vızırdayan tezvirat arasında yanlışı, doğruyu nasıl
anlayacağız ?
Peki sizin ne geçecek elinize ? Demokrasi
adına, oy adına, sandık adına ne derseniz deyin değer mi ? Aldığınız oyun
temelinde yalan ve hile olacak. Üstüne huzur ve güven nasıl inşa edeceksiniz
? İster inanın ister inanmayın bu film insanları korkutuyor.
Bu savaş her yaştan seçmeni, özellikle gençleri ürkütüyor.
İnanın bu hal doğru yanlış ne bulduysanız saldırmakta
olduklarınız etrafında daha da kemikleşmeye yol açar. Beklediğiniz zafer
size hayal kırıklığı olur. Ama en çok da hepimizin sevdiği bu vatana, bu
millete, onun değer ve kaynaklarına zarar verir.
Gel arkadaşım, düşmanlık duygularından kurtul.
Sen ben hissiyatını bırak, aklını başına topla. Bu seçimler ilk değil, son
da olmayacak. Daha önce de ne seçimler ne karabasanlar yaşadık. Bu da gelip
geçecek. Keskin sirke olmanın alemi yok. Kazanma hırsıyla hepimizin içinde
olduğu gemiye zarar vermek istemezsin değil mi ?
Unutma ki iyilik kadar kötülük de hayatın bir parçası. Şeytanın da vazifesi
var. Ne ki iyiliği tercih etmek, şeytanın askeri olmamak insan olarak bizim
elimizde. Kalbimiz hala çalışıyorsa, orada içerlerde bir yerde vicdan diye bir
şey var. Seyrettiğimiz film ne kadar korkutucu olsa da neticede sanal bir
durum. O bitecek biz hayatımıza devam edeceğiz. İşimize, ailemize,
çocuklarımıza, ülkemize sarılmaya ihtiyacımız var. Onların da bize.
Ama sağlam olmak, bu illüzyondan mümkün olduğunca az yaralı çıkabilmek ve bu
savaş ateşini göğsümüzde söndürmemiz gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder